• Sonuç bulunamadı

Yeni Klasik Okul ve Tam İstihdama Bakışı 130

2. İKTİSAT TEORİSİNDE TAM İSTİHDAM 85

2.5. Yeni Klasik Okul ve Tam İstihdama Bakışı 130

Klasik Okula bağlı olarak 1970'li yıllarda oldukça önemli gelişmeleri de beraberinde getirerek Lucas tarafından başlatılan ve Barro, Sargent ve Wallace ve diğer iktisatçıların desteğiyle Yeni Klasik okul ortaya çıkmış ve iktisat literatüründe önemli bir yere sahip olmuştur. Yeni Klasik okul, literatürde "Yeni Klasik Makro iktisat" veya '"denge yaklaşımı" olarak da geçmektedir. Yeni Klasik okul, rasyonel beklentiler hipotezi, sürekli piyasa temizleme varsayımı ve toplam arz fonksiyonu şeklinde sıralanan üç temel varsayıma dayanmaktadır. Ayrıca Yeni Klasik okul ile birlikte makroiktisat teorisinde dinamik denge teorisi ve Reel İş Çevrimi kuramı şeklinde sıralanan iki önemli başlık ön plana çıkmıştır. Yeni Klasikler bu iki önemli başlık altında teknolojik değişim, dönemler arası ikame ve etkileşim ve reel konjonktür dalgalanmalarını dikkate alarak ekonomik dalgalanmaları açıklamaya çalışmışlardır.205

Geleneksel Görüşler'de ve Yeni-klasik Yaklaşım'da denge kavramı Walrascı Denge anlamında kullanılmaktadır. Geleneksel Yaklaşım'da ya bütün piyasalarda denge vardır ya da bir piyasada arz fazlası bulunması halinde bir başka piyasada talep fazlası bulunmaktadır. Bu durumda serbest piyasalar kısa sürede fazla

204 Ertop, a.g.e., s.181 205 Yüceol, a.g.e., s.34

ve açığı dengeleyecektir. Yeni-klasikler'de ise kısa süreli dengesizlik dahi söz konusu değildir. Bu yaklaşımda Doğal İşsizlik Oranı'ndan sapma şeklindeki dengesizlik hali, Intertemporal Ücret Teorisi'nde beliirtildiği üzere, iradi bir şekilde ortaya çıkmakta, bu bağlamda iradi olarak tanımlanmaktadır. Bazı hallerde ise fiyatlar genel düzeyine ilişkin beklentilerdeki yanılgı, çok kısa süreli olarak Doğal İşsizlik oranından sapmalara sebep olabilmektedir.

Ancak, bu şekilde ortaya çıkan sapmalar, dengesizlik olarak tanımlanmamaktadır. Yeni-klasiklerde, Doğal İşsizlik Oranı'ndan sapmaların den- gesizlik hali olarak görülmemesinin iki sebebi bulunmaktadır.

Doğal İşsizlik Oranından sapmaya sebep olabilecek hususların bir kısmı İntertemporal Ücret Teorisi tarafından ele alınmaktadır. Buna göre, cari dönem ücretinin normalden farklı görülmesi, gelecek dönem ücret düzeyinin de farklı olacağının düşünülmesi halinde çalışma miktarı, cari dönemde duruma göre, artırılmakta veya azaltılmaktadır. Bu durumda Doğal İşsizlik Oranı'nda meydana gelen sapmalar, çalışanların tercihleri ile ilişkili olup dengesizlik hali olarak nitelendirilmemektedir.

İkinci yaklaşımda ise, işsizlik oranından sapmalar, fiyatlara ilişkin beklenti yanılgıları ile ilişkili bir çerçevede ortaya çıkmaktadır. Bu tip sapmalar, fiyatlar genel düzeyinin gerçek durumunun anlaşılması ile birlikte hemen telafi edilmektedir. Ayrıca bu tip sapmalar bir dengesizlik halinden ziyade beklenen fiyatlar düzeyine göre oluşan dengeler şeklinde tanımlanabilir. Böylece, Yeni- klasikler dengesizlik tanımını gereksiz görmektedirler. Şu halde, dengeden uzaklaşan bir ekonominin dengeye dönüş sürecinde, yani dengesizlik halinde ortaya çıkabilecek sorunları ele almaya gerek kalmayacaktır.206

Rasyonel beklentiler doğrultusunda, Yeni Klasik iktisadın işsizliğe ilişkin görüşleri, toplam talep ve arz ilişkisi kapsamında incelenebilmektedir. Fiyat

beklentilerinin şekillenmesinde iktisadi ajanın, bütün uygun bilgiyi etkin bir şekilde kullandığı varsayıldığında, beklenen fiyat düzeyi aşağıdaki biçimde olacaktır:

PEt = E (P | H t-ı )

Yukarıdaki denklemde Ht-1 ekonomik modelin yapısını, dışsal değişkenlerin değerini ve içsel değişkenlerin geçmiş değerlerini kapsamaktadır. Beklenen fiyat düzeyinin bilgi setine koşullu olduğu söylenebilmektedir. Modelde özel sektörün ve devletin aynı bilgi setine geçişi mümkündür. Rasyonel beklentiler, alternatif bir yol ile aşağıdaki şekilde de belirtilebilir:

PEt = P t + є t

Yukarıdaki denkleme göre fiyat beklentilerinin t-1 dönemindeki bilgi setiyle ilişkide olmayan rassal bir hata terimi kadar bir farkla gerçekleşen sonuçtan farklılaştığı söylenebilmektedir. Parasal büyümenin tam olarak beklendiği şekilde gerçekleşmesi durumunda Yeni Klasikler, işsizliğin her zaman, rastlantısal şokların olmaması halinde doğal oranda olacağını öngörmektedirler. Nüfus ya da teknik durum gibi parametrelerde değişiklik olması halinde reel değişiklikler gerçekleşecektir. Model açık bir şekilde modern ekonominin reel faaliyetlerinde bir dalgalanmaya imkan vermektedir. Toplam talep ise modelde şu şekilde belirtilmektedir:

ydt = A + α [ M t – E t-ı P t ] + λ t

Yukarıdaki denklemde ydt reel talep düzeyi, α ikinci terimin harcama üzerindeki etkisini yöneten pozitif bir eğilimi, A durağan otonom harcama kısmı temsil etmektedir. Beklentiler terimi, beklentilerin t-1 döneminde formüle edildiği beklenen fiyatı göstermektedir. Para stokundaki (M) değişiklikler, fiyat düzeyindeki değişikliklerle uyumludur. [ M t – E t-ı P t ] terimi, para stokundaki beklenmeyen bir hareketi temsil etmektedir. Para arzındaki artış, beklenen fiyattaki (Ep deki) artıştan daha yüksek olursa, sabit bir dolaşım hızıyla birlikte MV=PY, eşitliği yoluyla reel

gelirde (Y) bir artış gerçekleşecektir. M deki artış bekleniyor ise Ep aynı düzeyde artarken, reel gelir ve böylece harcama üzerinde bir etki ortaya çıkmayacaktır. Modelde Lucas arz eğrisi şeklinde belirtilen toplam arz eğrisi aşağıdaki biçimde gösterilmektedir:

y = y N + τ (1-v) ( P- PE) + є

Yukarıdaki denklem fiili işsizlik oranıyla doğal işsizlik oranı arasındaki ilişki olarak tekrar değerlendirilir ise şu biçimi alacaktır:

U = UN - τ (1-v) ( P- PE) + є

Fiyat beklentileri gerçekleştirilebilirse işsizlik düzeyi doğal düzeye gelecektir. Yeni Klasiklerin ajanların genel fiyat düzeyindeki değişiklikler ile göreli fiyatlardaki değişiklikleri birbirinden ayrıştırmadaki başarısızlığın bir sonucu olarak işsizlik ve üretimdeki dalgalanmaların ortaya çıkacağını kabul ettikleri söylenebilmektedir.

Lucas'ın modelinin tam istihdamdan geçici sapmaları önermesi sebebiyle

klasik modelden daha ilginç olduğu söylenebilir. Tam istihdamdan geçici sapmalarla ilgili ana nokta, bunların beklentilerdeki hatalar sonucu olması ve hatalar sürdükçe sapmaların da sürmesidir.207

1970'lerin başından 1982 yılına kadar geçen süre içerisinde Yeni Klasik okulun, iktisadi çevrimlerin tahmin edilemeyen parasal değişiklikler sonucu doğduğunu ileri süren görüşü genel kabul görmüştür. Friedman ve Phelps tarafından ileri sürülen doğal işsizlik oranı hipotezi piyasaların sürekli dengede olması ve rasyonel beklentiler hipotezleri ile birleştiren bu kuram, enflasyonun beklenmediği

durumda kısa dönem Phillips eğrisinin söz konusu olabileceğini ve bunun sonucu reel değişkenlerin trend değerlerinden sapacağını savunmuştur.208

Yeni Klasik iktisat, 1980'li yıllardan sonra iktisadi çevrimleri açıklarken kuramsal zorluklar ve uygulama zorlukları ile karşı karşıya kaldığında, bu kuram yanlısı iktisatçılar çevrimlerin kaynağının para haricinde bir sebep olmasına odaklanarak çalışmalar yapmışlardır. Bu çalışmaların amacı iktisadi çevrimlerin genel denge modeli içinde oluşabileceğini ortaya koymak ve Yeni Klasik kuramın karşı karşıya kaldığı zorlukları aşmak olmuştur. Ayrıca bu çalışmalarda çevrimin yayılma düzeneği üzerine daha önceki genel denge modellerine kıyasla daha fazla eğilmişlerdir. Reel faktörlerden kaynaklanan şokların çevrimlerin başlamasını sağladığına dikkat çekmişlerdir. Dolayısıyla bu kuram, Reel Çevrim kuramı olarak isimlendirilmiştir.209

Reel Çevrim kuramında rasyonel maksimize eden bireylerin, ekonomik çevrede yaşanan değişikliklere nasıl tepkiler verecekleri ve bu tepkilere karşı toplam değişkenlerin denge sonuçları açısından ne gibi karışımların yapılabileceği araştırılmıştır.210 Reel Çevrim kuramının tam istihdama ilişkin görüşlerinin, aşağıda sıralanan üç önemli varsayıma dayandığı söylenebilir:

a. Fiyat esnekliği sürekli olarak piyasaları temizler, bu şekilde denge her zaman kurulur,

b. Toplam üretim ve istihdamda oluşan dalgalanmalara, uygun üretim teknolojisindeki geniş tesadüfi değişiklikler sebep olur.

c. Çalışmak isteyen insan sayısında oluşan dalgalanmalar, istihdamdaki dalgalanmalara yol açar. Çalışma ve boş zaman, zaman içinde yüksek derecede birbirleriyle ikame edilebilir.

208 Yüceol, a.g.e., s.36 209 Yüceol, a.g.e., s.36 210 Yüceol, a.g.e., s.37

Benzer Belgeler