• Sonuç bulunamadı

YENİLENEBİLİR ENERJİYİ DESTEKLEMEK AMACIYLA

2. BÖLÜM

3.2. YENİLENEBİLİR ENERJİYİ DESTEKLEMEK AMACIYLA

1)Ege Üniversitesi Güneş Enerjisi Enstitüsü

Ege Üniversitesi Güneş Enerjisi Enstitüsü, yenilenebilir enerji kaynaklarının AR-GE çalışmaları amacıyla 1978 yılında kurulmuştur. Güneş, rüzgar, jeotermal, bioenerji gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının faaliyete geçirilmesi amacıyla projeler yürütmek, enerjinin verimliliğinin arttırılması, enerji tasarrufu, enerji güvenliği gibi konularda eğitim vermektedir. Sadece güneş enerjisi değil biyokütle enerjisiyle ilgili de birçok proje geliştirilmiştir. Güneş enerji reaktörleri kullanılarak organik madde ve atıklar yakılıp biyogaz üretilmekte ve ortaya çıkan organik atıklar ise tarımda gübre olarak kullanılabilmektedir (Temev, 2006: 69). Enstitüde 28 akademisyen olmak üzere ortalama 40 personel görev almaktadır. Ortalama 100’e yakın kurum ve kuruluş ile protokol imzalamış olup 190 ı aşkın projeyi tamamlamıştır. Enstitüde güneş ışınımlı fotokimya, optoelektronik ve yeni nesil fotovoltaik hücre üretimi, güneş ısıl sistemleri, ısıl pompalarına ilişkin çeşitli projeler geliştirilmekte ayrıca yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelik araştırmalar da yapılmaktadır. Yenilenebilir enerji kaynakları üzerine yapmış olduğu çalışmalar ile uluslararası alanda enstitü tanınmıştır.

Devlet planlama teşkilatının da desteklediği “Kırsal Kesim Biyogaz Teknolojilerinin Geliştirilmesi Ve Yaygınlaştırılması’’ projesi kapsamında İzmir ve çevresinde 12 adet pilot tesis inşaa edilmiştir. Enstitünün çalışmaları, bakanlığının destekleriyle Aydın Pamukören’de Türkiye’de ilk defa orta ölçekli modern biyogaz tesisi kurulmuştur. Enstitü tamamen yerli 20 kW gücünde rüzgar türbini üretmiş ve bunu 100 kW güce çıkarmak amacıyla çalışmalar yürütmektedir. Ayrıca İzmir İl Özel İdaresi’nin elektrik enerji ihtiyacının rüzgardan karşılanabilmesi amacıyla proje geliştirilmiştir. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile ortak binalarda enerji verimliliği konusunda ortak çalışmalar gerçekleştirilmiştir. Ülkemizde güneş enerjisinin daha da yaygınlaştırılması amacıyla “Ulusal Fotovoltaik Teknoloji Platformu’’ kurulmuştur.

Enstitü; yenilenebilir enerji kaynaklarına ilişkin mesleki yeterlilik konusunda eğitimler vermekte ve bu eğitimleri belirli standartlara bağlayıp yeterlilik belgesini zorunlu kılmıştır. Fotovoltaik güç sistemleri, rüzgar güç sistemleri, biyogaz sistemleri, güneş ısıl sistemleri personeline ulusal yeterlilik belgesi alınması zorunluluk haline getirilmiştir. Yenilenebilir enerji kaynakları alanında mesleki eğitim faaliyetlerinin geliştirilmesi amacıyla 2012 yılında “Bencmark Of National Knowlelge And Experiences To Improve Quality Of Vocational Education İn Renewable Energy Sector’’ (Yenilenebilir Enerji Sektöründe Mesleki Eğitimin Kalitesinin Artırılması İçin Ulusal Bilgi Ve Deneyimlerin Paylaşılması) projesi hazırlanmıştır. Bu proje kapsamında İspanya, Portekiz, İngiltere, Slovakya ve Türkiye arasında işbirliğine gidilmesine karar verilmiştir. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın girişimiyle Japonya’nın yenilenebilir enerji konusunda ileri seviyede olan NEDO( The New Energy And Industrial Technology Development) adlı kuruluş ile 2010 yılında protokol imzalanmış olup Ege Üniversitesi Güneş Enerjisi Enstitüsü İle ortak çalışmalar yürütülmesi kararlaştırılmıştır.(Mühendis ve Makine Dergisi, 2013: s.17-18).

2)Hacettepe Üniversitesi Yeni Ve Temiz Enerji Araştırma Merkezi (YETAM) 1993 yılında kurulan bu merkezin temel amacı; Günümüzde kullanılan enerji kaynaklarının çevreye verdiği zararların önüne geçilmesi ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının yaygınlaştırılmasıdır. YETAM ülkenin enerji talebinin temiz tükenmez enerjiyle karşılanabilmesi için gerekli teknolojinin üretilmesi, çağdaş teknolojilerin izlenerek ülkemize entegre edilmesine yardımcı olmaktadır. Merkez, alternatif enerji kaynakları hususunda çeşitli seminerler, sempozyumlar düzenlemekte kamu ve özel sektörün ihtiyaçları doğrultusunda sürdürülebillir enerji konusunda projeler geliştirmektedir. Geliştirilen ilk proje ise Beytepe Kampüsü’nde yapılan Güneş Evi olmuştur. 100 m2 lik bir binadan oluşan Güneş Evi’nin bodrum katında bir ısı deposu bulunmaktadır. Binanın etrafı 1500 watt gücünde güneş panelleri ile kaplanmış ve bu panellerden aktarılan güç çeşitli akü sistemleri ile elektriğe dönüştürülmekte, bu şekilde tüm binanın elektrik ihtiyacı karşılanmaktadır. Oluşturulan ısı depolarında ise depolanan ısı kışın binanın ısıtılmasında

kullanılmaktadır. Ülkemizde tüm enerji ve ısı ihtiyacını ilk defa yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılayabilen bina olmuştur. Geliştirilen diğer projeler ise güneş enerjisi ile çalışan bisiklet ve su pompalama sistemleri, güneş enerjisinden yararlanılarak çalıştırılan damıtma sistemi, güneş pişiricilerin yapılması, güneş enerjisi ile sokak lambalarının ve otobüs duraklarının aydınlatılması, ışıklı trafik işaret levhalarının yapımı, güneşin konumunu zamana bağlı olarak verebilen bilgisayar programı gibi birçok proje geliştirilmiştir (Temev, 2006: 80). Hacettepe Üniversitesi tarafından 2017 yılında gerçekleştirilen enerji çalıştayı enerji konusunda yürütülen projelerin tanıtılması ve bir farkındalık yaratılması hususunda işbirliğinin artırılması amaçlanmıştır .Enerji tasarrufu ve enerji verimliliği, enerji ve çevre ilişkisi, Türkiye’deki jeotermal enerji potansiyeli, nükleer enerji üzerine yapılan çalışmalar, yollardaki kasislerde oluşan basınçtan elektrik üretimi, 5G teknolojisi ve enerji ilişkisi, biyokütle kaynaklarından metan gazı üretimi gibi konulara değinilmiştir. (http://enerji.hacettepe.edu.tr/tr/arastirma 27.12.2018)

3)Temiz Enerji Vakfı (TEMEV)

1993 yılında kurulmuş olan vakıf temiz ve yenilenebilir enerji konusundaki çalışmaları takip etmekte, çevreye en az zararı olan teknolojilerin ülkeye entegre edilmesi ve çevre hususunda diğer ülkelerle işbirliğinin artırılması için görüşmelerde bulunmaktadır. Yenilenebilir enerji kaynakları konusunda potansiyeli yüksek olan ülkemizin bu kaynakları en verimli şekilde kullanılması için çalışmalar yürütmektedir. Temiz Enerji Vakfı temel amacını şu şekilde ifade edilmektedir; ‘‘ İnsanoğlu ateşi bir enerji kaynağı olarak kullanmaya başladığından beri, dünya yüzünde sadece gıdadan alınan enerji ile yaşamını sürdüren diğer canlılardan ayrılarak, yeni bir döneme girmiştir. O günden bu güne yeni enerji kaynakları arayan ve bulan insanoğlu, bu kaynakları kendi amaçları için giderek artan tutarlarda kullanagelmiştir. Geçmişte olduğu gibi bugün de, daha çok enerji kullanan insan toplulukları daha güçlü olmakta ve daha rahat yaşamaktadırlar. Bu yönüyle, yaşamımızda önemli yeri olan enerji kullanımından vazgeçemeyiz. Ne var ki, enerji kaynaklarının bu denli artan tutarlarda kullanılmasında ortaya çıkan ve insanoğlunun yaşadığı çevreyi olumsuz yönde etkileyen çevre etkileri ile, bazı enerji kaynaklarının tükenir olmaları, özellikle yirminci yüzyılın son çeyreğinde insanları

bu konularda düşünmeye ve bu sorunlara çözüm üretmeye zorlamıştır. Temiz enerji kaynaklarına yönelme, tükenmez enerji kaynaklarına yönelme, enerjinin daha verimli kullanımına yönelme, hep bu sorunlara çözüm arama çalışmaları ile ortaya çıkmış ve giderek artan oranda yoğun çalışmaların sürdürüldüğü konulardır. Temiz Enerji Vakfı, bu konulardaki çalışmaların desteklenmesinin önemine inanan kişi ve kurumların katkısıyla oluşmuş bir kuruluştur.”

(http://www.temev.org.tr/hakkimizda/ 01.02.2019)

Vakıf 3 kıtanın (Asya, Avrupa, Afrika) tam ortasında bulunan Türkiye’nin bu zengin coğrafyada yenilenebilir enerji üssü olması için çalışmalar yürütmekte, temiz enerjiyi tanıtma, özendirme amacıyla çeşitli sempozyumlar ve toplantılar düzenlemektedir. Uluslararası enerji film festivallerine film hazırlatılması, enerjinin verimliliği ile ilgili kampanyalar düzenlenmesi, güneş enerji sistemleriyle ilgili teknik kursların verilmesi, medya kullanılarak çevre kirliliğine dikkat çekilmesi gibi faaliyetlerde bulunmaktadır. 1999 yılı Afyon’da otobüs duraklarının güneş enerjisi ile aydınlatılması, 2001 yılı Muğla Üniversitesi yerleşkesinde sokak lambalarının güneş enerjisiyle aydınlatılması, Harran Kültür Evi’nin iç aydınlatmasının güneş enerjisiyle sağlanması, Güneş enerjili bisiklet ve bot yapımı gibi projeler TEMEV tarafından hayata geçirilmiştir.

(http://www.temev.org.tr/kategori/calismalarimiz/projeler/page/2/ 14.01.2019)

4)Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği(TÜREB)

1997 yılında kurulan birliğin amacı; rüzgar enerjisi kullanımının genişletilmesi, devlet desteğiyle rüzgar enerji santrallerinin kurulumunun gerçekleştirilmesi ve gerekli Ar-Ge çalışmalarının yürütülmesidir. Rüzgar enerjisiyle ilgili gerekli teknik bilgi alışverişinin sağlanması, çeşitli sempozyum ve seminerlerle rüzgar enerjisinin avantajlarının anlatılması, rüzgar enerji teknolojisinin ülke içerisinde geliştirilmesi amacıyla uluslararası kuruluşlarla ortak hareket edilmesi gibi faaliyetleri bulunmaktadır.

Rüzgâr enerjisiyle ilgili çalışmaları bulunan tüm kurum, kuruluş ve kişiler birliğe üye olabilmektedirler. Yönetim kurulu tarafından, rüzgar enerji çalışmaları, teknolojik

bilgi birikimi, akademik nitelikler gibi faktörler değerlendirilerek üyeliğe kabul edilmektedir.

Rüzgar enerji santralleri hammadde sıkıntısı olmayan, çevreye en az zararı olan, kurulumunda çok fazla araziye ihtiyaç duyulmayan tesislerdir. Yenilenebilir enerji kaynakları içerisinde güneş ve rüzgar enerjisi ülkemizde büyük bir potansiyele sahiptir. Birlik bu yüzden rüzgar enerjisine yatırımların artması ve daha verimli bir şekilde kullanılması amacıyla çalışmalarını yürütmektedir. 2018 yılının kasım ayında yedincisi düzenlenen Türkiye Rüzgar Enerjisi Kongresi’nde “Daha çok yerli, daha çok yenilenebilir enerji." kavramı vurgulanmıştır. Rüzgar, güneş, hidroelektrik, jeotermal gibi kaynakların enerji portföyündeki payının artırılmasına yönelik

çalışmaların gerekliliği

vurgulanmıştır.(https://www.tureb.com.tr/turebsayfa/hakkimizda 14.01.2019 )

5)Uluslararası Hidrojen Enerjisi Teknolojileri Merkezi (ICHET-UNIDO)

14 Mayıs 2004 tarihinde İstanbul’da kurulmuş olup, gelişmiş ülkeler ile gelişmekte olan ülkeler arasında enerji konusunda işbirliğinin sağlanması, yapılan Ar-Ge çalışmalarıyla hidrojen enerjisinin endüstriye entegre edilmesi amacı gütmektedir. Dünyada hidrojen enerjisini tanıtma amacıyla çeşitli seminerler, konferanslar düzenlemektedir. Yenilenebilir enerji kaynakları kullanılarak elektrolizle hidrojen üretiminin gerçekleştirilebileceği ve gerekli teknolojik alt yapının hazırlanmasıyla üretilen bu hidrojenin depolanabileceği ifade edilmektedir. Bu merkezin de destek verdiği dünya çapında bir takım projeler de vardır;

Hindistan Biyolojik Hidrojen Pilot Projesi; biyokütle kaynakları kullanılarak hidrojen enerjisi elde etme projesidir. Şeker pancarı ve diğer bitkiler kullanılarak hidrojen enerjisi üretilecek ve bu hidrojen tarımda traktörlerde yakıt olarak kullanılabilmesinin yanında, elektrik üretiminde de kullanılabilecektir.

Güney Kore Hidrojenle Çalışan Araç Projesi; güneş ve rüzgar enerjisi kullanılarak hidrojen üretimi gerçekleştirilmekte ve elde edilen bu hidrojen taşıtlarda yakıt olarak kullanılabilmektedir.

Çin Hidro Hidrojen Projesi; projenin amacı hidroelektirik santrallerinde ortaya çıkan fazla elektrik gücünü kullanarak hidrojen üretmek ve bu hidrojenin depolanmasını

sağlamak ve bu hidrojenin Yongxing Bölgesi’ndeki gümüş madenlerinde kullanılması amaçlanmaktadır.

Patagonya-Arjantin Rüzgar Hidrojen Projesi; rüzgar potansiyeli yüksek olan Arjantin’in Patagonya Bölgesi’nde rüzgar enerjisinden elde edilecek hidrojen ile evlerdeki ısınma ve pişirme ihtiyaçları karşılanacaktır. Projenin ilk safhasında hidrojen, evlere sıkıştırılmış gaz olarak verilecek daha sonra hidrojen boru hattı çekilecektir.

İstanbul Otobüs Pilot Projesi; projenin temel amacı toplu taşımada kullanılan otobüslerin hidrojen yakıtıyla çalıştırılmasıdır. İstanbul’da artan nüfus ile birlikte trafiğe birçok otobüs ve minibüs çıkmakta bu da yoğun hava kirliliğine neden olmaktadır. İlk olarak doğalgaz kullanılarak buhar reformasyonu yoluyla hidrojen yakıta çevrilmekte, geliştirilecek teknolojiyle güneş enerjisiyle de hidrojen üretimi gerçekleştirilip motorlara yakıt olarak aktarılabilecektir. (TEMEV, 2006: 116-117) 6)TUBİTAK Marmara Araştırma Merkezi(MAM)

1972 yılında TUBİTAK’ın Gebze yerleşkesinde kurulan Marmara Araştırma Merkezi (MAM) bünyesinde Çevre ve Temiz Üretim Enstitüsü, Enerji Enstitüsü, Gen Mühendisliği ve Biyoteknoloji Enstitüsü, Gıda Enstitüsü, Kimyasal Teknoloji Enstitüsü, Malzeme Enstitüsü ile Yer ve Deniz Bilimleri Enstitüsü bulundurmaktadır.

Marmara Araştırma Merkezi ,Türkiye Bilimsel ve Araştırma Kurumu (TÜBİTAK)’nun bir alt kuruluşudur. Kendi bünyesinde uygulamalı araştırmalar ile teknoloji ve ürün geliştirme çalışmaları yapan bir kurumdur. Temel amacı geliştirilen teknolojilerle Türkiye’nin uluslararası alanda söz sahibi olmasını sağlamayı ve bunu yaparken de teknolojinin çevreye zarar vermemesini temel prensip edinmiştir. Ülkenin, ihtiyaç duyduğu teknolojileri, projeleri ve ürünleri geliştirilmesi sağlama ve Türkiye’yi bu konuda dünyada söz sahibi ülkeler arasına sokma amacıyla çalışmalarını yürütmektedir. Merkez, kamu kurumlarının, üniversitelerin, sanayii kuruluşlarının ihtiyaç duyduğu projelerin araştırılması ve geliştirilmesinde yer almaktadır. Enerji Enstitüsü çalışmalarında, Marmara Araştırma Merkezi yurt içinde ve yurt dışında enerji ve çevre konularında araştırmalar yapan ve projeler geliştiren

tüm kuruluşlarla işbirliği yapmakta, böylece bu konulardaki teknolojik altyapısını sürekli geliştirmektedir. (http://mam.tubitak.gov.tr/tr 03.02.2019 )

Enerji Enstitüsü ve Çevre Enstitüsü’nün birlikte yürütmüş olduğu birçok proje yer almakta, bunlardan bazıları; ‘’ Termik Santral Atık Isılarının Bölgesel Isıtmada Kullanımı, Biyokütle ve Kömür Karışımlarından Sıvı Yakıt Elde Edilmesi, Atıklardan Gaz-Sıvı Yakıt Elde Edilmesi, Milli Rüzgar Enerji Sistemleri, Rüzgar Enerjisi Tahmin ve İzleme Sistemi, Yoğunlaştırılmış Güneş Enerjisi Sistemleri Çalışması, Hidroelektrik Santral Rehabilitasyon Projeleri, Elektrikli Lokomotif Geliştirilmesi, Batarya-Enerji Depolama Sistemleri gibi birçok projeye imza atılmıştır. (Mühendis ve Makine Dergisi. 2013: s. 25)

7)Uluslararası Güneş Enerjisi Topluluğu-Türkiye Bölümü

Uluslararası Güneş Enerjisi Topluluğu’nun Türkiye bölümü 10 Şubat 1992 tarihinde bakanlar kurulunun kararıyla kurulmuştur. T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı (ETKB), Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü (DMI), Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TUBİTAK) Elektrik İşleri Etüt İdaresi (EIE) topluluğun kurucu üyeleridir. Kurucu üyelerin dışında güneş enerjisiyle ilgili çalışmaları bulunan kurum, kuruluş, akademisyenler ve sanayiciler de bu toplulukta yer almaktadır. Topluluk güneş enerji teknolojisinin geliştirilmesi, güneş enerjisi ile ilgili AR-GE çalışmalarının desteklenmesi, güneş enerji sistemlerinin yaygınlaştırılması gibi konularda çalışmalarda bulunmaktadır. Topluluk, güneş enerji teknolojilerinin geliştirilmesi amacıyla yerli üreticilere teknik bilgi ve finansal destek sağlamaktadır. Güneş enerji sistemlerinin diğer yenilenebilir enerji kaynaklarıyla entegre edilerek düşük karbon ekonomisine katkı sağlamaktadır. Güneş enerjisinin yaygınlaştırılması amacıyla çeşitli eğitim ve bilgilendirme çalışmaları yürütmekte ayrıca üniversite-sanayi arasında işbirliği ortamı oluşturmaktadır. Kurulacak olan tesislere yönelik standartların ve yönetmeliklerin belirlenmesinde önerilerde bulunmaktadır. Topluluk tek başına uluslararası kuruluşlar ile birlikte seminer, sempozyum ve eğitim faaliyetleri yürütmektedir. Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), Avrupa Birliği Fotovoltaik Teknoloji Platformu (EUPVPLATFORM), Avrupa

Fotovoltaik Sanayi Birliği (EPID) gibi birçok kurum, kuruluş ile işbirliği yapmakta ve ortak projeler yürütmektedir.

İller Bankası ile ortaklaşa başlattığı projede 10.000 altı nüfusu bulunan belediyelere % 100 hibe ile GES tesisi kurulması hedeflenmektedir. Geliştirilen diğer proje ise “100 Bin Çatı Projesi’’ ülkemizde yaklaşık 8 milyon konut, ticari ve sanayii çatısı güneş enerji sistemleri kurulumuna uygundur. Bu potansiyelin kullanılabilmesi amacıyla hukuki düzenleme ve teknolojik alt yapı çalışmaları başlatılmıştır (gunder.org.tr/kurumsal/tarihce/# 07.02.2019).

3.3.TÜRKİYE’NİN SÜRDÜRÜLEBİLİR EKONOMİ POLİTİKASI