• Sonuç bulunamadı

YENİ KLASİK KONJONKTÜR TEORİSİ

AVUSTURYACI VE ANA AKIM KONJONKTÜR TEORİLERİ

3. ANA AKIM KONJONKTÜR TEORİLERİ

3.3. YENİ KLASİK KONJONKTÜR TEORİSİ

Yeni Klasik İktisat Okulu, önemli temsilcilerinin çoğu Chicago Üniversitesi’nden olduğu için Chicago Okulu olarak da adlandırılmaktadır. 1970’lerin başlarında iradi para ve maliye politikalarıyla, otoritelerin ellerini ekonomiden çekmesinin makroekonomik istikrarı sağlamada piyasa ekonomisinin başarısı için gerekli olabileceği görüşü ve J.

Muth’un “rasyonel bekleyişler hipotezinin” kabulü ile birleşince, denge teorisine sadık, rasyonel bekleyiş yanlıları “Yeni Klasik Okul” çatısı altında toplanmıştır. 307

Bu okulun temsilcilerinden Robert E. Lucas’a göre durgunluklar aslında Yeni Keynesyenlerin iddia ettiği gibi kötü bir durum değildir. Bu durum ekonomin dışsal şoklara uyum sağlama sürecidir. Bu nedenle gerekli bir süreçtir. Sınırlı bilgiye sahip bireylerin yanılmaları kaçınılmaz bir gerçektir ancak bireyler bilgi edindikçe davranışları değişecek ve hatalar düzeltecektir.308

Konjonktür dalgalanmaları ile ilgili çalışan Lucas, Friedman’ın monetarist iddialarından etkilenmiş, ancak Friedman'ın yaptığı gibi Marshallgil yaklaşım yerine Walrasgil araştırma yöntemine dayanarak konjonktür teorisini açıklamaya çalışmıştır.

Lucas'ın parasal denge iş çevrimi teorisi, Muth’un rasyonel bekleyişler hipotezi, Friedman'ın doğal oran hipotezi ve Walras'ın genel denge analizini içermektedir.309

304 Parasız, Bildirici, a.g.e., s.104.

305 Snowdon, Vane, a.g.e., s193.

306 Bocutoğlu, "Ana akım Konjonktür Teorileri ve 2007 Küresel Finansal Krizi", a.g.m, s.9.

307 Emin Ertürk, vd., ”Piyasacılar ve Müdahaleciler Bağlamında Global Finansal Kriz”, Finans Politik ve Ekonomik Yorumlar, C. 50, S. 583,2013, s.15.

308 Ertürk, vd., a.g.m., s.15.

309 Snowdon, Vane, a.g.e., ss.236-238.

83

Lucas’a göre ekonomi klasik ve neoklasik iktisat kurallarına göre işlemektedir.

Keynes'in beklentiler kavramı, Milton'da uyumcu beklentiler ve Lucas'ta ise rasyonel beklentiler ismini alarak, makro modele eklenmiştir. Ekonomideki ajanlar rasyonel beklentilere göre hareket ederler ve asimetrik enformasyon yoktur. Rasyonel bekleyişlere sahip olan karar birimleri, kamu tarafından yanıltılmadıkça hata yapmazlar ve haliyle konjonktürel dalgalar oluşmaz. Ayrıca bu teoriye göre ekonomi tam istihdam seviyesine yakın bir yerde dengededir ve bu denge Merkez Bankası'nın önceden belirtiği parasal genişlemeye uyudukça bozulmaz. Çünkü önceden belirlenen bir para arzı artışının farkında olan karar birimleri, rasyonel beklentilere göre karar verdikleri için, bu durumun fiyatlar genel seviyesinde bir artışa neden olacağının ve haliyle enflasyon beklentilerinin yükseleceğinin, malların üretim faktörlerinin fiyatlarının artacağının farkında olacaktırlar.310 O halde Lucas’a göre piyasa tam rekabet yapısı içindedir ve bu piyasa sürekli temizlenen ve dengede olan bir piyasadır. Ekonomide yaşanan istikrarsızlıkların nedeni ise beklenmeyen parasal şoklardır.311

Merkez Bankaları'nın beklenmeyen para politikası uygulamaları durumunda, bunu para arzında yaptığı bir artışı kamuoyuna duyurmadan ya da eksik bilgi verdiğinde yapabilir, fiyatlar genel seviyesindeki artış olacaktır. Firmalar ve işçiler bu durumu yanlış bir sinyal olarak algılayacak, talep sonucu bir artışın mallarının nispi fiyatlarını arttırdığını düşünecektirler. Böylece işçiler işgücü arzını arttırırken ve firmalar üretimi arttıracaktır. Sonuçta istihdam ve üretimde geçici bir artış yaşanacaktır. Bu durum geçicidir çünkü firmalar ürettikleri mallarının nispi fiyatlarında bir artış olmadığını fark ettikleri anda üretimlerini düşürecek ve işçilerde işgücü arzını azaltacaktırlar. Üretim ve istihdam düşecektir.312

Lucas firmaların fiyatlarını enflasyona bağlı olarak değişmiyorsa arttırması gerektiğini ileri sürmektedir. Nitekim enflasyonun olduğu bir durumda nispi fiyat artışı yaşanmamıştır. Ayrıca Lucas firma ve işçilerin bilgi eksikliğinde bir ayrım yapmamaktadır. Hem firma hem işçiler yanlış algılamaya meyilli olduklarını kabul etmektedir.313

310 Bocutoğlu, "Ana akım Konjonktür Teorileri ve 2007 Küresel Finansal Krizi", a.g.m, s.10.

311 Ertürk, vd., a.g.m., s.15.

312 Bocutoğlu, Bulut, a.g.m. s.295.

313 Snowdon, Vane, a.g.e., ss.239-240.

84 3.4. REEL KONJONKTÜR TEORİSİ

Yeni Klasik Okul’un konjonktürel dalgalanmaların nedeni olarak Merkez bankalarının beklenmeyen politika uygulamalarını göstermesi, kendi taraftarlarını bir kısmını ikna edemedi ve E. Prescott, F. Kydland, C. Plosser, R. King, A. Stockman, S.

Rebello ve R.Barro gibi iktisatçıların arasında bulunduğu bir grup Yeni Klasik Okul yandaşları konjonktür dalgalarının ana nedeni olarak teknolojideki gelişmeler olduğunu ileri sürerek, verimlilik değişikliklerine bağlanmışlardır. Böylece Yeni Klasik Okul’dan ayrılarak yeni klasik reel konjonktür teorisini oluşturmuşturlar.314 Teknolojideki bu değişikliklere göre bireyler iş gücü arzlarını ve tüketim seviyelerini değiştirirler. Yani konjonktürel dalgalanmalar ekonominin teknolojik gelişmelere verdikleri tepkiler nedeniyle oluşmaktadır. 315

Bireyler çalışmak ve boş zaman arasında tercih yapmaktadırlar. Eğer reel ücret düşük ise daha az çalışma isteği olacak, aksi durumda çalışmak isteyen birey sayısı veya saati artacaktır. Bireyler çalışma veya boş zaman kararlarına kazançlarını şu an kazandıkları ile gelecekteki kazanmayı bekledikleri ücret oranını karşılaştırarak karar vermektedirler. Bu durumda bu kararlarda reel faiz oranının etkisi olacaktır. Reel faiz oranı düşük ise diğer koşullar aynı iken emek arzı düşecektir.316

Mevcut teknoloji elverişsiz olduğu dönemlerde ekonomi durgunluk dönemindedir. Bu durumda marjinal işgücü ve reel ücretler düşüktür, bu ise bireylerin boş zamanı çalışmaya tercih etmeleri anlamına gelmektedir.317 Teknolojik değişim dalgası ile mevcut bazı sermayelerin modasının geçecek ve bir verimlilik azalışı olacaktır.

Firmalar gelecekteki karlarının ve emeğini verimliliğinin düşeceğini bilerek, sermaye satın alımını kısacaklar, bu arada emeğin verimliliği düştüğü için bir kısım işçinin işine son verecektirler. Toplam talep hem yatırım hem de istihdamdaki azalma nedeniyle düşecektir. İstihdamdaki azalış ise toplam üretimi düşürecek bu da toplam arzı düşürecektir. Yeni oluşan durumda ekonomi resesyona girmiştir.318

314 Bocutoğlu, "Ana akım Konjonktür Teorileri ve 2007 Küresel Finansal Krizi", a.g.m, s.11.

315 Gregory Mankiw, "Real Business Cycles: A New Keynesian Perspective", The Journal of Economic Perspectives, Vol.3 No.3 ,1989, s.79.

316 Parasız, Bildirici, a.g.e., s.107.

317 Mankiw, a.g.m., s.83.

318 Parasız, Bildirici, a.g.e., ss.106-109.

85

Reel iş çevrelerine göre durgunluk dönemlerinde devletin istihdamı dengelemek amacıyla piyasaya müdahalesi en iyi ihtimalle etkisiz olacak ya da en kötü ihtimalle 'görünmez el'i engelleyerek zarar verecektir. Bu görüşe devlet bu nedenle ekonomiye müdahale etmemelidir.319 Sonuç olarak konjonktürel dönemi başlatan arz yanlı şoklardır.

Reel Konjonktür Teorisi “sürekli denge” taraftarı bir yaklaşım olduğu için konjonktürün tüm aşamalarını bir denge olarak görmektedir. Resesyonlar bir piyasa başarısızlığı olarak görmemekte ve istikrar politikası gerektiren, refah azaltıcı dengesizlik dönemleri olarak nitelememektedirler. Reel konjonktür teorisine göre resesyonlar iktisadi aktörlerin karşılaştıkları kısıtlamalara ve değişikliklere verdikleri tepkilerin sonucudur. 320