• Sonuç bulunamadı

Yedinci BeĢ Yıllık Kalkınma Planı (1996-2000)

4. TÜRKĠYEDE KIRSAL KALKINMA POLĠTĠKALARI

4.2. Planlı Kalkınma Dönemi (1960-2004)

4.2.7. Yedinci BeĢ Yıllık Kalkınma Planı (1996-2000)

Yedinci Plan dünyada ve Türkiye‟de demokratikleĢme, hukukun üstünlüğü, insan hakları ve liberalizm gibi kavramların ortak değerler olarak önem kazandığı, 120mal ve finans piyasalarının, bilgi ve teknolojinin ülke sınırlarını aĢtığı ekonomik ve bir anlamda da siyasal ve kültürel bir küreselleĢmeye doğru gidilen bir dönemde hazırlanmıĢ ve uygulamaya konmuĢtur.106

Dünyada geliĢme dengesinin diğer bir kritik unsurunu oluĢturan çevre konusunda 1992‟de Rio‟da gerçekleĢtirilen BM Çevre ve Kalkınma Konferansı‟nda belirlenen ilkelerin hayata geçirilmesinde bu dönemde sınırlı ölçüde de olsa geliĢme kaydedilmiĢtir. Sürdürülebilir kalkınma anlayıĢının yaygınlaĢmasına rağmen, çevrenin ve dünyanın geleceği üzerindeki tehlikeler ortadan kalkmıĢ değildir. Buna karĢılık teknolojinin sağladığı imkânların çevre sorunlarının çözümü doğrultusunda kullanılmasıyla bu alanda büyük ilerlemeler sağlanabileceği ortaya çıkmıĢtır.

104Yavuz, a.g.e

105 Tokgöz, a.g.e

106DPT, 1995:1

Mart 1995'te Kopenhag'da toplanan BM Dünya Sosyal Kalkınma Zirvesi' nde, ekonomik ve sosyal politikaları iç içe ele alan ve çevreyi de içeren, piyasa mekanizması temelinde insan merkezli bir kalkınma ve sosyal geliĢmeye yönelen bütüncül bir kalkınma ve geliĢme yaklaĢımı üzerinde en geniĢ mutabakatın sağlanmıĢ olması kayda değer bir geliĢme oluĢturmuĢtur. Bu zirvede aynı zamanda demokratikleĢme ve insan haklarının gerek dünya çapındaki öneminin gerekse ülkelerin dünyadaki konumları üzerindeki etkisinin arttığı da daha belirgin bir Ģekilde ortaya çıkmıĢtır.107

1993 yılında tamamlanan Uruguay Turu, küreselleĢme sürecinin dünya ticaretinin çok yönlü olarak serbestleĢtirilmesi konusunda kat ettiği önemli bir aĢamadır.

Uruguay Turu sonunda varılan AnlaĢma ile uygulamayı yönetmek ve gözetmek için Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) kurulmuĢtur. AnlaĢmada tarım ürünlerine yönelik desteğin ve ihracat sübvansiyonlarının azaltılması kararlaĢtırılmıĢtır. Uruguay Round sonrası dünya tarım politikalarında daha az devlet, daha çok piyasa ifadesiyle özetlenebilen liberal eğilimler etkili olmaya baĢlamıĢtır. AB ülkeleri baĢta olmak üzere, geliĢmiĢ ülkeler 1994 DTÖ Tarım AnlaĢması‟ndan kaynaklanan yükümlülükler çerçevesinde, tarım ürünlerinin dıĢ rekabete karĢı korunmasında, ihracat sübvansiyonlarında ve iç desteklerde önemli indirimler gerçekleĢtirmiĢlerdir.108

Son dönemlerde hazırlanan planlarda giderek geri planda kalmaya baĢlayan kırsal kalkınma ve kırsal alan faaliyetlerine iliĢkin yaklaĢım ve stratejiler, bu planda da belirgin bir Ģekilde geri planda kalmıĢtır. Planda köy kalkınmasına yönelik net bir yaklaĢım ve politika olmamasının ötesinde herhangi bir yeni öneri de sunulmamıĢtır. Bu durumun oluĢması, 1980 sonrası dönemde dünyadaki geliĢmelerin etkisinde kalan Türkiye‟de liberalleĢmeye önem verilmesi, dünya piyasalarında rekabetin sağlanabilmesi için sanayi sektörüne önem verilmesi ve devletin düzenleyici olmaktan çok ekonomik ve sosyal alanda gerektiğinde müdahaleci olması yönünde değiĢen anlayıĢın etkisinden kaynaklandığı söylenebilir.109

107DPT, 1995:4

108Ahmet Sahinöz, Selim Çagatay, Özgür Teoman, Tarımda Yeni Politika Arayısları: “Fark Ödeme”, Ankara, TZOB, 2005

109DPT,1995

Yedinci BYKP kırsal alanlara yönelik doğrudan düzenleme, yalnızca planın üçüncü bölümünde yer alan “Kırsal Altyapı” baĢlığı altında yapılmıĢtır. Bu bölümde mevcut durum olarak; toprak ve su kaynaklarının kullanımının planlanması ile yönetimi konusunda ülke genelinde belirlenmiĢ kapsamlı bir politika bulunmadığı sulanabilir alanların kamu yatırımlarıyla ve halkın desteğiyle sadece yarısının sulanabilir hale getirilebildiği, toprak ve su kaynakları potansiyelinin tespit edilebilmesi için gerekli araĢtırma çalıĢmalarına yeterince önem verilmemiĢtir. Toprak ve su kaynaklarının rasyonel kullanımı için gerekli yasal düzenlemelerin bulunmadığı, bu nedenle israfa yol açıldığı, tarımda istenilen geliĢmelere ulaĢılabilmesi için kamunun mevcut yatırım olanaklarının yeterli olmadığı, yatırım politikalarının oluĢturulmasında, yatırımdan faydalanacakların fiziksel, mali ve sosyal katılımlarının sağlanmadığından söz edilmiĢtir.

Bunun yanında yatırımcı kuruluĢların gerekli koordinasyonu sağlamadığı, çiftçi eğitimlerinin yetersiz düzeyde kaldığı, sulamanın bilinçsiz yapılması sonucu toprak verimsizliğine yol açtığı, DSĠ ve KHGM‟nin yapmıĢ olduğu altyapı hizmetlerinde halkın payının bulunmaması, hizmetlerde geri ödeme uygulamasının olmaması yapılan çalıĢmaların kullanıcılar tarafından benimsenmemesine yol açtığı diğer olumsuz durumlar olmuĢtur.110

Kırsal alanda ve tarım sektöründe bu olumsuz geliĢmelerin aĢılması için uygulanan tarım politikası doğrultusunda dengeli, sürdürülebilir ve çevreyle uyumlu tarımsal kalkınmanın sağlanmasına yönelik altyapının oluĢturulması hedeflenmiĢtir. Bu doğrultuda yapılacak çalıĢmalar, diğer planlardan çok farklı bir Ģekilde olmamak kaydıyla arazi kullanım planlaması çalıĢmalarının yapılması, bu çerçevede projelere öncelik verilmesi, arazi toplulaĢtırılması yapılarak bu arazilerde sulama Ģebekesinin yapılması sağlanmıĢtır.

Kontrollü sulamanın sağlanması, tarım alanlarının tarım dıĢı kullanımının önlenmesi, DSĠ sulama tesislerinin yap-iĢlet-devret modeli ile kullanıcılara devredilmesi

110DPT,1995

ve KHGM‟nin yaptığı yatırımlarda geri ödeme uygulamasının baĢlatılması, GAP kapsamındaki sulama alanlarının kısa sürede tarımsal kullanıma açılması seklinde sıralanmıĢtır. Ayrıca arazi planlaması çalıĢmalarında tehlike arz eden ve tehdit oluĢturan göl ve akarsuların ıslahı konusuna önem verilmesi kararlaĢtırılmıĢtır.111

Bu amaçlar doğrultusunda hukuki ve kurumsal düzenlemeler yapılması da kararlaĢtırılmıĢtır. Özellikle yer üstü su kaynaklarının tahsis ve kullanımına yönelik mevzuatın bulunmayıĢı doğal ve ekonomik kaynakların israfına yol açmıĢtır. Bu nedenle yerüstü sularının kullanımının planlaması için 167 sayılı Yer Altı Suları Yasası güncelleĢtirmesini kapsayacak çerçevede Su Yasası çıkartılması, toprakların korunması ve rasyonel kullanımı için Toprak Yasası, bu yasa çerçevesinde arazi toplulaĢtırılmasının yapılması, tarımsal altyapı hizmetlerinin gerçekleĢtirilmesine faydalananların her aĢamada katılımını sağlayacak ve yatırımlara kaynak yaratılmasını mümkün kılacaktır. DSĠ Genel Müdürlüğü‟nün 6200 sayılı ve KHGB‟nin 3202 sayılı TeĢkilat kanunlarında düzenleme yapılması öngörülmüĢtür.112

Belirtilen dönemde uygulanan destekleme politikalarıyla üretici gelirlerinde istikrar sağlanamadığı gibi, dünya fiyatlarının üstünde seyreden destekleme fiyatları, bazı ürünlerde ekim alanlarının aĢırı geniĢlemesine, üretim fazlası oluĢmasına ve devletin fazla alım yaparak yüksek stok maliyetine katlanmasına sebep olmuĢtur. Ġlgili kuruluĢlarda ve iĢletme düzeyinde yeterli kayıt tutulmaması, bu nedenle istatistik bilgilerin sağlıklı bir Ģekilde sağlanamaması tarım sektörüyle ilgili sağlıklı politikaların oluĢturulmasında önemli bir sorun olmaya devam etmiĢtir. Ayrıca üretimin yönlendirilmesi, pazarlanması, fiyat oluĢumu, üreticilere hizmet götürülmesine yönelik üretici düzeyinde örgütlenmenin yetersizliği, kamu kesiminde yetki dağınıklığı ve koordinasyon yetersizliği sorunları devam etmiĢtir.

Bu sorunların çözümü için tarım politikaları, Uruguay Turu sonunda imzalanan Dünya Ticaret Örgütü KuruluĢ AnlaĢması‟nın tarımla ilgili hükümleri çerçevesinde

111DPT,1995:159-160

112DPT, 1995

ülkemizin yükümlülüklerine ve AB Ortak Tarım Politikasında (OTP) beklenen geliĢmelere uygun olarak düzenleneceği yönünde oluĢturulmuĢtur.

Bu çerçevede, tarım ürünleri fiyatlarına olan devlet müdahalelerinin azaltılarak bunun yerine kayıtlı üreticilere doğrudan gelir desteği verilmesi yoluna gidilmesi, girdi desteklerinin aĢamalı olarak kaldırılarak, arz fazlası olan ürünlerin üretimleri, ürün kalitesi ve tipleri ile arazi durumu gibi maddeler göz önüne alınmıĢtır. Ekim alanlarının sınırlandırılarak veya benzeri tedbirler alınarak azaltılması ve bunların yerine iç ve dıĢ talebi olan ürünlerin üretimine yönelmesinin sağlanması öngörülmüĢtür. Tarımsal üretimin yönlendirilmesi, pazarlanması ve üreticilere hizmet götürülmesi konularında faaliyet göstermek üzere üretici birliklerinin kurulmaları ve kooperatiflerin geliĢtirilmelerinin özendirilmesi belirtilmiĢtir. Ayrıca TSK Birliklerinin yönetimlerinin özerkleĢtirilmesi, üretim ve değerlendirme birimlerinin ve iĢtiraklerinin özelleĢtirilmesi planda tarım politikaları kısmında yer almıĢtır. Çiftçi gelirlerine istikrar kazandırmak amacıyla tarım ürünlerinin sigortalanması sisteminin geliĢtirilmesi de tekrar vurgulanmıĢtır.113

Yedinci plan döneminde gündeme gelen ve kırsal alan kalkınmasını ilgilendiren yeni bir kavram ise “kırsal sanayi” olmuĢtur. Plan oluĢturma aĢamasında hazırlanan Kırsal Sanayi Özel Ġhtisas Komisyonu raporunda kırsal alanda sanayileĢme özünde kent-kır arasındaki sosyo-kültürel ve ekonomik farklılıkların optimum bir dengeye kavuĢturulmasını, kırsal nüfusu yerinde kalkındırmayı, bir baĢka deyiĢle, göç ve istihdam sorunlarını yerinde çözmeyi amaçlayan politik bir tercih olarak tanımlanmıĢ, bu kapsamda kırsal sanayilerin temel iĢlevi, kırsal kalkınma çabalarını süreklilik ve kalıcılık temeline kavuĢturmak ve giderek kır-kent arasındaki ekonomik ve toplumsal bütünleĢmeyi sağlamak Ģeklinde ortaya konulmuĢtur.114

Planda fiziki planlama ile ilgili olarak ülke genelinde dengeli bir yerleĢme düzenine kavuĢmak için, plan kararları doğrultusunda yerleĢme merkezleri planlaması yapılacağına iĢaret edilmiĢtir. Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri baĢta olmak

113DPT, 1995:60

114Bakırcı, a.g.e

üzere, yerleĢmelerin çok ve dağınık olduğu yörelerde yapılacak kamu yatırımlarında, seçilecek bölgesel geliĢme merkezlerine öncelik verileceğinden söz edilmiĢtir. Bu merkezlerin çevrelerindeki daha alt kademe yerleĢme merkezlerine de hizmet verecek Ģekilde sosyal, fiziki ve teknik altyapı yatırımları ile donatılmasının sağlanacağı belirtilmiĢtir.

Bu amaçla Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri öncelikli olmak üzere, kırsal alan yerleĢim düzeninin planlanmasında, kırsal alan yerleĢim gruplarına bir üst kademede hizmet sunacak köy grup merkezlerinin Merkez Köyler olarak destekleneceği ifade edilmiĢtir. Ülkedeki dağınık yerleĢimin, yatırım politikalarının yanı sıra, özendirici tedbirlerle düzenlenmesi ve böylece altyapı ve hizmetlerin daha etkili Ģekilde götürülmesinin sağlanması öngörülmüĢtür.115

Yedinci kalkınma planı döneminde bütünleĢmiĢ kırsal kalkınma projelerinden biri daha hayata geçirilmiĢtir. Ordu-Giresun Kırsal Kalkınma Projesi, Tarım ve Köy iĢleri Bakanlığı koordinatörlüğünde, Orman Bakanlığı ve KHGM tarafından en çok uygulanan bu projenin ikrazı 23 Ekim 1995 tarihinde IFAD ve Türkiye Cumhuriyeti arasında imzalanmıĢtır. Projenin uygulanma dönemi 1998-2004 yılları arası olarak belirlenmiĢtir. Ordu ve Giresun illerinde kırsal kesimde yaĢayan insanları destekleyerek gelirini arttırmak ve yaĢam seviyelerini yükseltmek amacı ile uygulanan projede amacın gerçekleĢtirilmesi doğrultusunda doğal kaynaklar kullanılarak, tarım ve gelir getirici faaliyetler ile kalkınmanın finansmanı, ormancılık, kırsal altyapı, kurumsal yapının iyileĢtirilmesi faaliyetleri de öngörülmüĢtür.116

Ayrıca Yedinci Plan döneminde bölgesel geliĢme projeleri ile bölge planlaması çalıĢmaları hızlandırılmıĢ, Zonguldak-Bartın-Karabük Bölgesel GeliĢme Projesi tamamlanarak uygulamaya konulmuĢ, Doğu Karadeniz (DOKAP) ve Doğu Anadolu (DAP) Bölgesel GeliĢme Plan ÇalıĢmalarına devam edilmiĢ, Doğu Akdeniz Bölgesel GeliĢme Projesi ve Marmara Bölge Planının hazırlık çalıĢmaları da sürdürülmüĢtür.117

115Günaydın, 2001:33-34

116TKiB, Kırsal Kalkınma Politikaları Komisyonu Raporu, 2004:26

117Bakırcı, a.g.e