• Sonuç bulunamadı

gece Deal’e bir gemi yanaştıracağız.”

1

cChristopher ağnyan boyun kaslarını ovuşturarak çalışma

o dasının siyah kadife kumaşla çevrili penceresinden aşağıdaki

caddeye baktı. Atlar, şehrin bu bölgesinde kimse gereğinden fazla

zam an harcamak istemiyormuş gibi telaşla geçip gidiyordu. "Her

şey hazır mı?”

“Evet,” dedi ark asın d a d u ra n Philip güven veren bir sesle.

“Yükü karşılayacak olan adam , a ra b a ve a tla n çoktan hazırladı.

Sevkiyata hem en başlayabiliriz.”

Uykusuzluktan muzdarip olan Christopher bitkin bir halde başını salladı. Kendim fiziksel anlamda yorgun düşürmesi, içinde bulunduğu zor durumun ve M aria’mn bundaki rolünün yarattığı huzursuzluğa çare değildi.

“Gelen partinin epeyce yüklü olduğunu duydum." dedi Phihp.

Sesi Christopher’m onda yarattığı merakın izlerini taşıyordu.

“Evet. Bu beni mutlu etti.”

Alkol oram yüksek içkileri sulandırmak ve kaçak çayları paketlemek biraz zaman alacaktı ama gece gündüz çabşan adam­

lannm gayreti sonucu Christopher'm bütün mallan pıyasava rakip kaçakçı ve çetelerden çok daha hızlı sürülüyoniu.

108 Tulku Oyunları

Bü'den kapıya vuruldu ve Chi’istopher gelen kişiyi içeri davet etti. Hızla açılan kapmuı önünde şapkasını göğsüne bastu-mış olan Sam belii'di. Christopher onun bu hareketinin huzursuzluğunun bir belirtisi olduğunu biliyordu. Sara, M aria’nm peşine taktığı dört adamdan biri olduğu için bir anda gerildi.

“Ne oldu?" diye sordu.

Sam suratuu buşturup elini kızıl buklelerinin arasında gez­

dirdi. “İki gece önce bir kavga j'aşandı ve...”

“Ona bil’ şey oldu mu?” Christopher’m bütün kasları gerildi ve zihnine M aıia’mn, bedeni altmda kasılan nefis kıvı-ım lara sahip laicuduna dair amlar hücum etti. Öylesine küçük, öylesine narindi ki...

“Evet. Sol omuzunda bıçak y aralan var. Darbelerden biri omuzunu delip geçmiş.”

Chıistopher’m sesi içindeki öfkenin giderek büjoidüğünün bir göstergesi olarak daha da kontroUü çıkmaya başlam ıştı. “Sizin tek işiniz onun güvenliğini sağlamaktı. Dört kişi olduğunuz halde bu kadarmı bile yapamadınız mı?”

“Dört bir yandan saldırıya uğradı! Ü stelik saldırganların sajnsı bizden çok daha fazlaydı!”

Christopher bakışlarım Philip’e çevirdi. “A rabayı h azırla­

malarını söyle.”

“Leydi burada,” dedi Sam çabucak. “Şehirde.”

“Ne dedin sen?” Christopher’m kalp atışları hızlandı. “O durumdayken seyahat mi etti yani?”

Sam olduğu yere sinerek başım evet dercesine salladı.

Christopher’m göğsünden boğuk bir inilti koptu.

“Ben en iyisi atımzı getirmelerini söyleyejûm,” dedi Philip hızla oradan uzaklaşarak.

Christopher b akışların ı Sam ’in kıpkırmızı kesilen yüzüne dikti. “Y apm an gereken onu yataktan çıkarmayıp bana haber göndermekti.”

“H ayatta k ab p size olanları anlatabilmem bile büyük bir şans!” Sam kendini savnnm ak istercesine ellerini havaya kaldırdı.

Şapkasının k e n a n sıktığı avucunun içinde bunışmuştu. “Onu kaldığı h a n a götürdüğüm üzde İrlandah adam öfkeden deliye döndü.” Kendinden geçercesine başım kaşıdı. T im ’i korkuttu!”

diye haykırdı. “Şeytanla göz göze gelse kahkaha atacak bir adamı korkudan tir tir titretti.”

“Leydi saldırıya uğradığmda Quinn yanında değü miydi yan i?

Sam başını iki yan a salladı.

Ellerini vücudunun iki yam nda yum ruk yapan Christopher kapının önünü kapayan Sam ’i iterek hızla odadan çıktL Koridordan geçerken bir düzine k ad ar uşağının iskambü oynadığı salonun kapısımn önünde durdu. Onlara, “Benimle gelin,” dedikten sonra evin caddeye açılan giriş k atın a indi.

Adam lar hızla ayağa kalktüar.

Christopher ceketini ve şapkasım ahp evin ön kapısmdan dışarı çıktı. K ısa bir süre sonra atm a binip yola koymimuştu ve adam ları da kendilerini göndereceği görevler için sürekli hazır bulundurdukları a tla rın ı ahırdan çıkarmış, dörtnala peşinden gidiyordu.

St. G iles’den çıkıp M ayfair’e vardıklarında yollardaki düenci ve fahişelerin yerini satıcılar ve yayalar almıştı ama istisnasız herkes şapka ve ellerini sallayarak onu neşeyle selamhyordu.

Christopher bu in san lara aynen olması gerektiği gibi şapkasmm ucuna dokunarak k arşılık verdi fakat bu ga\TÜhtiyari yapümış bir hareketti ve o an aklında sadece M aria vardı.

M aria’nın i j i olduğundan emin olduktan sonra kavgaya ka­

rışan dört adam ını tek tek sorguya çekip olayan her saniyesini

S y lv ia D a y 109

öğrenecekti. Sonra hep birlikte kafa kafaya verip nerede hata yapıldığını bulmaya çabşacaklardı. Diğer adam lan da bilgilendiri­

lecek ve bu başansızhk biı- eğitim malzemesi olarak kullaıulacaktı.

O dört adam a da büyük ihtimalle b u daha asla böyle önemli bir görev verilmeyecekti.

Onun yerinde bir başkası olsa adam larına daha sert disiplin yöntemleri uygulardı. Am a sakat bir adam sağlam olan kad ar iri iş görmezdi. Avuıca verilen im tiyazların geri alınm ası da aynı oranda etkili bir cezaydı. Gerektiğinde şiddet de uygulanm alıydı ancak Christopher emrinde çalışan ları kontrol altm da tutm ak için asla şiddete ihtiyaç duymamıştı.

Leydi W inter'ın evine vardıkların da attan indi ve berabe­

rindeki iki adam erin şaşkm a dönen seyislerini kontrol altına aldı, içeri girm ek için öfkeli kâhyam n yanm dan geçip gitm eleri yetm işti. Chı-istopher bağu’ip çağuan kâh yam n eline şapka ve eldivenlerim tutuşturup merdivenin basain aklaruu ikişer ikişer tu n ıan arak üst kata çıktı.

M aria'm n yaralandığını öğrenm esiyle onun y a ta k odasına girm esi arasında geçen süre şaşırtıcı bir biçimde kısayd ı am a yine de yeterince hızb değildi. Christopher’m M aria’mn odasımn kapısını itm esiyle Quinn’in bitişikteki odasından içeri girm esi aym ana denk geldi.

‘Y ü c e Tanrım !” diye gürledi İrlan dah adam. “B ir adım daha atarsan seni kendi ellerimle öldürürüm.”

Christopher peşinden gelen ad am lara kayıtsız bir ta v u la elini sallayarak, “Şunun icabına bakıverin,” dedikten sonra k a ­ pıyı sertçe çekip dışarıda başlayan arbedenin seslerinin odaya sızm asını önledi.

M aria’nm kokusunu derin bir nefesle burun deliklerinden içeri çekip kapmın kilidini çevirdiğinde dönüp ona bakm akta tereddüt ettiğini fark ederek şaşud ı. Onun ya ra lı olduğunu düşünm ek tu h af bir şekilde soğukkanbhğını yitirm esine neden oluyordu.

110 Tutku Oyunları

“ S İ Z İ h a k ettiğin iz şeküde karşdayam ayacak kadar yorgun olduğum için şan sh sım z, B ay St. John.”

M a ria ’m n hunitılı sesini duym ak Christopher’ı gülümsetti, gesi eskisinden zayıftı belki am a her zaman olduğu gibi kendisine m eydan okuyordu. Christopher dönüp ona baktığmda esmer teni solm uş, a ln ı a c ıy la k ırışm ış M aria’yı geniş yatakta neredeyse kaybolm uş bir h ald e buldu. Leydi Winter üzerinde boyun ve bilek kısmı dantelli, incecik, pam uklu bir gecelikle, okullu bir kız kadar m asum görünüyordu.

C h ristop h er yü reğin in burkulduğunu hissetti.

“B a n a C h risto p h er de,” diye düzeltti onu boğuk bir sesle.

D u yg u larım ele verircesin e çataUanan sesi 3hizünden boğazım tem izlem ek zorun d a k ald ı. Üzerindeki ceketi çıkarıp bir süre kendini to p arlam a y a çalıştı.

Onu seyred en M aria, “Rahatına bak,” diye fısüdadı.

‘T e şe k k ü r ederim .” Christopher ceketini kumaş döşeli sandal­

yelerden birin in üzerine atıp M aria’mn yanma gitti ve yatağının ken arm a ilişti.

M a ria b a ş m ı çevirip gözlerinin içine baktı. “Hiç de iyi gö­

rünm üyorsun.”

“Öyle m i?” Christopher kaşlanm kaldırdı. “Bence senden çok daha iyi görünüyorum .”

M a ria ’nm dudağınm ken an yukan kıvrüdı. "Hiç de değü. Sen güzel bir ad am sın am a ben senden çok daha güzelim.”

C h ristop h er gülüm seyerek onun küçük elini avucunun içine aldı. “B u n a itira z edem em .”

Y a n o d a d a k i güçlü çarpm a sesi ve peşi sıra gelen küfür M aria’nm ydizünü buruşturm asm a neden oldu. “Umarım adamla­

rın yeterin ce k alab alık tır. Simon'm huysuzluğu üstünde ve daha önce onun tek başm a küçük bir orduvu etkisiz hale getirdiğine şahit oldum .”

o / . K İ» L /M /

111

Christopher. “Boşver Simon’ı,” diye terslendi. “A rtık yanında ben varım. Beni düşün.”

M a ria ’nm kapanan gözleri, mor renkli, küçük d am arlarla gölgelenen h assas göz k ap aklarım ortaya çıkardı. “Son birkaç gündür aklım dan hiç çıkmıyorsun zaten.”

Christopher bu yorumu duyunca hem kafası karıştı hem de doğruluğundan emin olam ayacak kadar şaşırdı. Doğru olduğunu bilseydi neler hissederdi m erak etti. K a şla n m çatarak M aria’ya baktı. “Gerçekten beni mi düşündün?”

B ir an bile tereddüt etmeden ehni yu k an kald ın p Meıria’nın sahk duran saçlarının asi tutam lanm kulağuun ark asm a çekti.

Ardından parm aklarm ı onun yanağm a götürdü ve tüy kad ar h afif bir dokunuşla pürüzsüz tenini okşadı. O an içini dolduran sıcakhkla afalladı. A yağa kalkıp odadan d ışan çıkm ak ve her şeyine aşina olduğu, kusursuz bir düzenle işleyen evine geri dönmek istedi.

“Bunu sesli mi söyledim?” diye m ırıldandı M aria kelim eleri net bir şekilde telaffuz etmekte zorlanarak. “Ne k ad ar da ap ta­

lım. Sen bana aldırma. Afyon ruhunun etkisi altm da olmalıjnm.”

M a ria ’nm az önce yaptığı itirafla ilgü i geri adım a tm a sı Christopher’ı öne doğru eğüip ona y a k la şm a y a zorladı. Genç adam dudaklarımn arasında bir nefeshk uzaklık k alacak şekilde durdu. M aria’mn teninden yayü an koku öylesine güçlüydü ki k asıklarım n gerildiğini hissetti.

M aria tam amen savunm asız halde olm asm a rağm en onu teşvik edercesine, “Devam et,” diye fısıldadı.

Onun kendisini bu şeküde zorlam ası Christopher’m gülüm ­ semesine neden oldu ve M aria da aym şeküde gülümsedi. Genç kadınm omuzlarmdaM yükü hafifletebüeceğini bümek Christopher’m

içini memnuniyetle doldurdu.

“İlk adımı senden bekhyorum,” diye mırüdandı.

112 Tutku Oyunları

B u sö z le rle b irlik te k ıs a sü reli bir tereddüt yaşandı. Ardın­

dan M a ria b a ş ın ı h a fifçe oynatıp aralan n d ak i mesafeyi kapadı ve d u d a k la rım u s u lc a o n u n k ilere bastırdı. Bu masum, yumuşak dokunuş C h risto p h e r’m olduğu yerde donup kalmasına, kalbinin yerin d en ç ık a c a k m ış gibi a tm a sın a neden oldu. Genç adam daha fazla d a y a n a m a y ıp M a r ia ’n m d ud aklanm n birleştiği yeri yaladı ve afyo n ru h u , b re n d i v e onun kendine has lezzetinden oluşan L a n şım m ta d ın a b a k tı. N efe s nefese kalan Maria, Christopher’m elini tu ttu v e o n u n tere d d ü t y a şa y a n cülinin ağzmm tath derin­

lik lerin e u la ş m a s ın a iz in verd i. K arşıhğm da kendi dilini de onun ağzm d an iç e ri s o k a r a k in lem esin e neden oldu,

Böylesine çaresiz bir haldeyken bile Christopher’ı alt üst edebiliyordu.

S o n ra b ird e n b o şta d u ra n elini onun bacaklannm araşma götürdü v e in c e c ik p a r m a k la r ıy la sertleşen penisini okşamaya başlad ı. C h risto p h e r b u dokun uşla birlikte geri çekildi ve sıktığı d işlerinin a r a s ın d a n b ir k ü fü r savurdu.

M a ria b u h a re k e tin gücüyle sarsılm ış gibi acıyla inledi.

“M a ria . A ffe t b en i.” İçi pişm anlıkla dolan Christopher onun elini d u d a k la rın a götürdü. “Neden devamım getiremeyecek halde olm ana ra ğ m e n b a n a b u şekilde dokunuyorsun?”

C h risto p h er’m istem ed en sebep olduğu acıyla, gözlerini ka­

p a y a ra k b a ş a ç ık m a y a ç a lışan M aria’nm bu soruvm yamtlaması biraz z am an ald ı. “S e n a y rı kaldığmuz süı-ede beni düşündüğünü söylem edin. B u n d a n em in olm ak istedim."

Y a n od ad a b ir şe y le r kırıldıktan sonra sert bir cisim duvara çarptı. Q uinn b ağırd ı ve birileri ona avTU şekilde karşılık verdi.

C h ristop h er hafifçe homurdandı. "Bugün evini basmam bunu yeterince k a n ıtla m ıy o r mu?”

Maria bakışlai'im yukarı çeviı-di ve Christopher onun dipsiz kuyuya benzej'en kojaı renkli gözlerinin bir savaş yarasmm sebep olabileceğinden çok daha perişan bir ifade taşıdığını fark etti.

Bu gözlerde insana kasvet veren, derin bir çaresizlik vardı.

“E v basmak düşmanı yenmenin bü' yoludur,” dedi M aria sadece. “Gerçi telaşmm gururumu okşadığını da söylemeliyim.”

“Peki ya az önceki öpücük?” diye sordu Christopher. “Onu nasıl açıkla.yacaksm?”

“Bu sorunun cevabını sen ver.”

Göğsü hızh hızlı inip kalkan Christopher, M aria’y a baktı.

Kendine hâkim olamamanın hayal ku'iklığıyla ayağa kalktı ve daha önce hiç yapmadığı bir şekilde odada volta atm aya başladı.

“Biraz su ister misin?” diye sordu kısa bir süre sonra.

“Hajnr. Git buradan.”

Christopher olduğu yerde durdu. “Anlamadım?”

“Beni duydun.” M aria başım çevirip yanağım yastığına y a s­

ladı. “Git. Buradan.”

Christopher orayı terk etme arzusuna yenik düşerek ceketinin olduğu yere doğru yürüdü. Böylesine kötü bir muameleye ihtiyacı yoktu ve o kesinlikle kadınlara kur yapacak türde bir adam değildi.

B ir kadınm onu isteyip istememesi tamamen kendi bileceği işti.

‘Teşim e adam takman konusunda ne hissettiğim i bilm iyo­

rum ,” diye mırıldandı Maria.

Christopher ceketini alacakken durdu. “M innettarlık?’ diyerek bir öneride bulundu.

M aria elini sallayarak onu başından savdı.

Bu umursamaz hareket Christopher’m canım yaktı. O sabır­

sızlıkla M aria’nm dönüşünü beklemişti ama şimdi M aria duymak istediği basmakahp sözleri duymadığı için kendisini kovuyordu.

“Ben de seni düşündüm,” diye homurdandı.

114 Tutku Oyunları

M aria gözlerin i açm ad ı am a koyu renkli kaşlarından biri yukarı kalktı. B u küçü k h areketi soğuk bir alaycılığa dönüştü­

rebilecek tek k işi M a ria ’ydı.

Christopher kendini söylenm em esi gereken bir şeyi söylemiş gibi hissettiği için, “D önüşünde birkaç gün yataktan çıkmayaca­

ğımızı um uyordum ,” dedi. “A m a şu an senin yaptığın gibi öylece yatm aktan d ah a faz la sım yapacağım ızı düşünmüştüm.”

M aria’m n jnizündeki im alı gülüm sem e onun, Christopher’m, içinde bulunduğu durum u cinsel açhk düzeyine indirgemeye ihti­

yaç duyduğunun fark ın d a olduğunu söylüyordu. “Hangi sıklıkta?’

“Seksi rai k asted iyo rsu n ? T e k ra r sertleştiğim sürece devam ederdik.”

M aria u su lca güldü. “B en i hangi sıklıkta düşündün?”

Christopher hom urdandı. “Çok sık.”

“Peki, beni çıp lak m ı h a y a l ettin?”

“Ç oğunlukla.”

“Ah, tam am .”

‘T e k i, ben sen in h ayallerin d e hangi sıklıkta çıplaktım?' diye sordu C hristopher boğuk bir sesle. M aria’mn zihninden geçirmiş olabileceği gö rü n tü ler açlığım i5d.ce artrrnuştı.

“S ü rekli öyleydin. G örünüşe bakıhrsa ben senden çok daha azgınım.”

“Bence ikim iz birbirim iz için biçümiş kaftaıuz."

M aria bir gözünü a ç a ra k Christopher'a baktı. "Hm un...”

Christopher ceketin i te k ra r j'erine ko.vup M aria'ya döndü.

“Bulmak için onca risk e girdiğin o öği'etmen kira?' Yine az önceki gibi onun kadife örtülü y a tağın a oturup elini tuttu. İşte o zaman bir zam anlar sırtım tırm ala.yacak kadar uzun olan tırnaklarının şimdi kısacılc olduğunu fark etti. Başpai'inağuu üstlerinde gezdii'di.

“Peşinde olduğum kişi o d eğ il.'

Sylvia Day 1 j 5

"Öyle mi?" Christopher başım kaldırıp M aria'mn solgun yüz hatlannı inceledi. Genç kadın şu an sağlıksız bir ten rengine sahip olmasına ı-ağmen hâlâ güzeldi. Elbette Christopher o güne dek pek çok güzel kadınla karşılaşm ıştı ama o kadınların hiçbiri Maria'mn yaşadığı aa.ya katlanacak güce sahip değildi. “Peki kim ?’

“Adamlarım bu konuda sorguya çekmedin mi?”

“Buna zamanım olmadı.”

“İşte şimdi gerçekten de gururum okşandı,” dedi M aria ke­

limeleri uzata uzata. Bu sözlerle birlikte dudaklarında beliren gülümseme Christopher’da bir yum ruk etkisi yarattı. Onu daha önce hiç bu şekilde gülümserken görmüş müydü? Hatırlamıyordu.

“Adamlarım j'erine seni sorguya çekiyorum.”

“Kahverenginin bu tonu sana çok yakışıyor.” M aria elini bir kez daha Chi'istopher’ın bacağımn üst kısm ına götürdü ve onu pantolonunun üzerinden okşam aya başladı. P a rm a k la n genç adamın gerildiğini hissetti. “Çok şık giyiniyorsun.”

“Çıplakken daha güzelim.”

“K eşke ajm ı şeyi ben de söyleyebüsem . 'Vücum da birkaç delik açıldı.”

“M aria.” M aria’mn elini sıkan Christopher alçak ve ciddi bir sesle konuşuyordu.“Mücadelene yardım etmeme izin ver.”

Bu sözler M aria’mn dikkat kesilm esine neden oldu. “Peki ama neden?”

Çünkü sana ihanet etmek zorundayım . Ç ünkü öncesinde kendimi işleyeceğim günahtan arın dırm ak istiyorum . “ Çünkü sana yardım edebilirim.”

“Neden bana yardım etmek istiyorsun, Christopher? Karşı- bğında çıkarın ne olacak?”

“Mutlaka bir çıkarım mı olması gerekiyor?”

“Samnm öyle,” dedi M aria. Aym anda odasımn kapı m ente­

şeleri yerinden sökülürcesine sarsılmca olduğu yere sindi.

116 Tutku Oyunları

Sinıon kapının ardından, “M aria!” diye bağırdı ve hemen arkasından bir hom urtuyla birlikte bir yuvarlanma sesi duyuldu.

C h risto p h e r, Simon’m azminden etkilendiğini itiraf etmeliydi.

“Fazla canım yakm ayacak lar, değil m i?’ diye sordu Maria endişeyle k a şla n m çatarak . “B iraz itişip kakışmalanna ses çı­

karmanı am a daha fazlasın a da asla izin vermem.”

Christopher onun Sim on için endişelenmesinden rahatsız olmuştu.

“K arşılığın da senden sadece,” dedi gergin bir sesle, “daha önce de istediğim şeyi istiyorum . Sürekli elimin altmda olmam.

Kaçmak yok. S an a istediğim h er an ulaşmabyım; bir hafta sonra ya da benimle beraber olam ayacak kadar hasta bir halde değil.”

“Teklifim geri çevirip kendi başım ın çaresine bakmak istiyor olabilirim.”

Christopher hom urdandı. “Az önce sürekli beni düşündüğünü itiraf etm eseydin sa n a inanabilirdim .”

“Ben kim senin k ap a tm a sı değüim.”

“Aynı ra h a tlığ ı ben de san a sunacağım. Beni çağırdığm her an yanm da olacağım . B u sözü verm em anlaşmaya daha kabul edilebilir h ale getirir m i? ’

M aria p arm a k larım Christopher’m avucımda dolaştırdı. Bu neredeyse düşünm eden yapılm ış, masum bir dokunuştu. Bakışlan dalgındı, düşünceleri fark lı bir yerdeydi ve alt dudağım ısın\-ordu.

Christopher boşta d uran elini kaldırıp başparmağını onun dolgun dudaklarında gezdirdi.

‘T iyatro d ak i o ilk k arşılaşm am ızd a bir bürodan bahsettin."

diye h atırlattı M a ria nefesiyle Christopher'm tenini yakarak.

“Büro.” C hristopher ona sessiz kalınasım, kendisine aleyhine kullanabileceği hiçbir s ır verm em esini söyleme isteğini güçlükle bastırdı.

Sylvia Day 117

“Bu teklifi yapmaktaki asü amacm bu mu?’ Maria başım yana eğerek dikkatle onu inceledi. “Beni yatağım ısıtmaktan farkh bir maksatla kuUanmaja mı planlıyorsun?”

“Kısmen öjde.” Christopher, Maria’nm dudaklanndan ayırdığı başparmağım onun elmacık kemiklerinin üzerinde gezdirmeye başladı. “Seni istij'orum, Maria. Sana yardım etmek istiyorum.”

Maria iç geçirerek gözlerini tekrar kapadı. “Çok yorgunum, Christopher. Bu halde yolculuk j^apmam çok zor oldu. Teklifini daha som-a düşüneceğim.”

“Neden geri dönme riskini göze aldm?” Christopher’m içinden bir ses Maria'mn bu halde olmasmm tek sebebinin yorgunluk olmadığmı söylüyordu. Genç kadın umutsuzluğa kapıhp büyük bü bunalıma gümiş gibi görünüyordu.

Maria gözlerini kırpıştırarak açtı. Christopher’m elim sıkması onun önemli bü konudan bahsedeceğini söylüyordu. “Welton ne peşinde olduğum şeyi ne de çıktığım seyahati büiyor. Bana ger­

çekten yardım etmek istiyorsan senden bü ricam olacak.”

“Senin için ne yapabüüim?”

“Ben yaralanmadan üd gün önce neredeydin?”

Christopher o gece Emaline’in Yeri’nde kendini bü kadmm diğerinden farksız olduğuna ikna etmeye çalışıyordu ama elbette bunu Maria’ya asla sö^demeyecekti. Kaşlanm çatarak genç ka- dma baktı.

Maria, “O gece senin nerede olduğunu büen çok kişi var mı?”

dedi sorusunu değiştüerek.

Christopher çektiği vicdan azabımn etkisiyle, “Hayır,” dedi boğuk bü sesle. Bu duyguyu öylesine nadü hissediyordu ki onu tamması büaz zaman almıştı.

“Peki, birisi sana bunu soracak olursa o geceyi benimle ge- çüdiğini söyler misin?”

“Şey... söyleyebüüim. Tabii beni buna ikna edersen.”

1Tulku Oyunları

“O geceyi başka bir kadınla geçirdiysen seni ikna etmekle üğraşamam. B aşk a bir mazeret bulurum.”

“Beni kıskandın mı yoksa?” Bu düşüncenin içini ısıttığını jıisseden Christopher gülümsedi.

“Sence?” M aria başmı iki yana salladı. “Umurumda bile değil.

Erkekler kıskanç kadınlara asla tahammül edemezler.”

“Doğru.” Christopher dudaklarma masum bir öpücük kon­

durduğu M a ria ’m n kendisin e k a rşı koymadığım fark edince onu arzuyla öpmeye başladı. Tersine genç kadm ürpermiş ve dudaklarım aralam ıştı. Onun verdiği tepkiyle kan akışının bir anda hızlandığını hisseden Christopher dilini daha da derinlere ulaştırdı. M aria acıh olmasma rağmen Christopher’m arzu dolu ilgisine, karşı koyamıyormuş gibi yanıt veriyordu.

“Ama bu adam kıskanç bir Maria hayal etmekten hoşlanıyor,”

“Ama bu adam kıskanç bir Maria hayal etmekten hoşlanıyor,”