• Sonuç bulunamadı

3. KAVRAMSAL ĠNCELEME 1.1 Söz Varlığı 1.1 Söz Varlığı

3.2. Yazı Dili ve Basın Dil

“Ġlk çağlardan beri insanlar arası iliĢkilerden biri haberleĢme olmuĢtur. Ġnsa- noğlu daima çevresinde neler olup bittiğini öğrenmek ihtiyacına kapılmıĢtır. Ġnsanoğ- lu merak edip öğrendiklerini baĢkalarına da aktarmak istemiĢtir. Ġnsanoğlu bu ileti- Ģim ve aktarım iĢini tarihin ilk dönemlerinden beri farklı metotlar vasıtasıyla sağla- mıĢtır. Tarihin ilk dönemlerinde dumanla ve resimle yapılan bu aktarım süreci yerini konuĢma diline bırakmıĢtır” (ġenödeyci vd, 16).

“Günlük konuĢma dili, canlı ve sıcak olmakla beraber lügat bakımından sınır- lı, cümle yapısı bakımından basittir. Günlük dilin sırlarını, telaffuz Ģeklini ve muhte- vasını yaĢanılan çevre ve sosyal tabaka teĢkil eder. Bundan dolayı günlük konuĢma dili, onu konuĢan çevrelere ve sosyal tabakalara göre değiĢir” (Kaplan, 2016: 172).

“Yazı dili, kendine özgü kuralları, biçimleri ve geleneği olan bir dildir. Bir lehçe ve ağız üzerinde kullanılan ortak dilin, yazı da ve konuĢmada kullanılması so- nucu ortaya çıkar. Yazı dili hem yazı hem de konuĢma dilini kapsar. Resmi tartıĢma- lar, demeçler, çeĢitli alanlar içeren meslek konuĢmaları, radyo, televizyon ve basın organları; kısaca tüm devlet kuruluĢları, kurumlar ve kitle iletiĢimi hem yazılan hem konuĢulan biçimleriyle yazı dilinin en sık kullanıldığı alanlardır. Bir dilin yazısı, o dilin lehçe ve ağızlarından birine göre yazılır ve bu yazılıĢ standart yazı dilini oluĢtu- rur. Yazı dili muhafazakârdır, özelliklerini kolay kolay kaybetmez. Lehçe ve ağızla- rın alanda alabildiğine farklılaĢmasını önler, hepsinin zenginliklerinden faydalanır ve onları ortak bir kaynaktan zenginleĢtirerek birbirine yaklaĢtırır. Yazı dili aynı za- manda medeniyet dilidir. Kültürü, medeniyeti, edebiyatı olan milletlerin yazı dili hep olmuĢtur” (ġenödeyci vd., 2000).

ĠletiĢimin ana unsuru olan konuĢma dili de; aktarım unsuru sürecini yazı di- liyle sağlayarak ölümsüzleĢtirme sürecini baĢlatmıĢ ve bu nokta da yazı dilinin türev- lerini geliĢtirerek basın/gazete dilini oluĢturmuĢtur.

10

Ģu Ģekilde aktarır: Burger‟e göre, eğer dil belli bir alana özgü ise “alt sistem”, bir “çeĢitlilik” ya da buna benzer bir Ģekilde anlaĢılıyorsa o zaman “iletiĢim araçlarının kendine özgü bir dili yoktur. Ancak iletiĢim araçlarındaki iletilerin aĢırı çeĢitliliği doğal olarak bu iletilerin düzeyini de belirler. Toplumsal ölçütler açısından dilsel gerçekleĢmelerin, çeĢitli kuramların bağlandıkları düzlemlerden her biridir. Bu bağlamda her dilin içinde kullanımları içeren “bilim dili, yasa dili, gündelik dil, yazın dili, basın dili, …” gibi değiĢik dil düzeyleri oluĢur. Ancak bunlar dil içinde bir değildir. Bu anlamda kitle iletiĢim araçları da dil kullanımlarıyla kendilerine göre bir iletiĢimsel yöntem ve belli bir çerçeve dâhilinde kendilerine özgü metin türleri geliĢtirmiĢtir ki, bunlardaki dil kullanımı diğer alanlardaki dil kullanımlarından epeyce farklılık göstermektedir.

Basın dili, geçerli dil kuralları göz önüne alındığında genel olarak olumsuz değerlendirilmekte, özellikle edebiyat eserlerindeki üslupla kıyaslandığında yerleĢmemiĢ ve kıĢkırtıcı bir dil kullandığı gerekçesiyle ciddi eleĢtirilere uğramaktadır. Bu eleĢtirilere, gazete dilinin tek ölçüt olarak standart dilin kurallarını kabul ettiği, ancak uzmanlık dillerinin kendilerine özgü özel iĢlevleri bulunduğu, bu nedenle basında kullanılan dilin de kendine göre bir takım farklı özelliklerinin bulunabileceği Ģeklinde cevap verilmektedir.

Gazete, radyo, televizyon vb. gibi iletiĢim araçlarıyla birlikte kamuoyunun doğrudan bilgilendirildiği en önemli kitle iletiĢim araçlarından birisidir. Hatta basın- yayın tarihine bir göz atıldığında kitle iletiĢim araçları arasından gazetenin diğerlerine göre daha uzun bir geçmiĢi olduğu görülür. Gazeteler, okuyucularını bilgilendirmek için değiĢik metin türleri kullanır. Kullanılan bu metin türleri bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de değiĢik amaçlara yöneliktirler. Ülkemizde en çok kullanılan metin türleri arasında yer alan yorum, haber, röportaj vb. gibi türlerin gerek dilsel özellikleri, gerekse metin yapıları bakımından evrensel özellikleri bulunduğu kabul edilebilir.

Atilla Girgin (2000: 30-41), yazılı kitle iletiĢim araçlarında kullanılan dilin yazı dili olması gerekir. Bunun anlamı, mesajların iletiminde kullanılan cümle yapılarına, sözcüklere, dilbilgisi ve yazım kurallarına uymaya özen gösterilmesi gerektiğidir. Yazılı kitle iletiĢim araçlarında ayrıca, dilin, kullanılan aracın niteliğine,

11

hedef kitlenin sosyo-ekonomik özelliklerine göre seçilmesi gerektiğini belirtmiĢtir. Ayrıca haberin tek dili olmalıdır; konuĢulan, yazılan güncel Türkçe, hiçbir haberci yeni kelimeler, yeni deyimler icat etmek, ya da eskilerini bulup çıkarmakla yükümlü değildir. Cümlelerin anlaĢılırlığına ve anlam bütünlüğüne önem vermeli, deyimleri yerinde ve düzgün kullanmalı, kelimeleri hatasız yazmalı, telaffuzumuza dikkat etmeliyiz Ģeklinde belirtmiĢtir.

“Yazılı basın ulaĢtırdığı haber mesajları, saklanabilir bir belge niteliğini taĢımaktadır. Bu yönden, belge olması nedeniyle, istenildiği zaman tekrar okunma, gözden geçirilme olanağını sağlamaktadır” (Tokgöz, 1981: 6).

Basın dilinin yaĢam alanı olan gazeteler, kendine özgü kuralları barındırarak sayfa kısıtlamasına rağmen okuyucuyu kendisine çekerek merak duygusunu uyandıran ifadeler kullanmaktadır. Ayrıca az sözcükle çok Ģey anlatmaya çalıĢırken kendi kurallarını oluĢturduğu görülür.

Gazeteler “gazetecilerin bilgilendirme ve değerlendirmelerini aktaran aracılar oldukları için gazetecileri, iletiĢim ve metin söz konusu olduğu için de dilbilimcileri ilgilendirmektedir” (Yıldız, 8).

Benzer Belgeler