• Sonuç bulunamadı

Yatırlar, Ziyaret Yerleri, Tabiat Olayları, Günler Đle Đlgili Đnanışlar, Ocaklar

BÖLÜM 2 : HALK KÜLTÜRÜ

2.3. Halk Đnanışları, Halk Mutfağı, Giyim-Kuşam

2.3.1. Yatırlar, Ziyaret Yerleri, Tabiat Olayları, Günler Đle Đlgili Đnanışlar, Ocaklar

Emir Sultan ve Veysel Karani Hazretlerinin türbeleri önemli ziyaret yerleridir. Mamuşalılar dileklerinin gerçekleşmesi ve şifa olması için buraları ziyaret ederler. Özellikle sünnet düğünlerinde çocuklarını buraya getirerek dua ederler. Çocuklarını Tophane’ye ve Bursa’da bulunan diğer Osmanlı padişahlarının türbelerine de götürüp dua eden Mamuşalılar da vardır.

Yatırlar;

Mamuşa’da da Koca Hoca'nın mezarı vardır. Halk buraya “Koca Hoca Türbesi” der. Koca Hoca'nın kimliği belli değildir. Halk Koca Hoca'nın keramet sahibi olduğuna, ruhunun gücüne halen inanmaktadır. Türbede yatan Koca Hoca'nın ruhu iç rahatsızlıkları, huzursuzlukları, nazara tutulanları iyileştirdiğine inanılır. Bu yüzden sinire kapılmış, ev büyüklerinin sözünü dinlemeyen çocuğa "Sen be çocuğum delırmisın, olmisın Koca Hoca türbesi için" derler. Derdine derman, rahatsızlığına şifa

arayan kişi türbeye para koyar veya gömleğini kabrin üzerine bir süre bıraktıktan sonra onu giyer.Bir şey dileyen kimse türbede mum yakar. Kabrin yanında ateş yakanlar ve bir yumurta bırakanlar vardır. Ateş aile ocağının aydın olması ve yumurta ise neslin çoğalmasını sağlayan üremenin-bereketin sembolüdür (Receboğlu,1999:7).

Ziyaret Yerleri;

Mamuşa’da Kamber Bey Camiinin yerinde 1979 yılında inşa edilen yeni camiinin avlusunda bulunan musalla taşının ortasında iki parmağın girebileceği kadar bir delik vardır. Đnançlara göre elinde “badraviça” (sivilce biçiminde et çıkıntıları) olan kişi parmağını bu deliğe koyar veya yağmur yağınca bu delikten akan yağmur suyu ile elini yıkarsa sağılacağına inanılır (Receboğlu,1999:7).

Tabiat Olayları Đle Đlgili Đnanışlar; Güneş;

Mamuşalı Türklerin inançlarına göre, Güneş çikay yerine mutlaka güneş doğay denmesi gerekmektedir. Eğer Güneş çikay denirse, güneş kendiliğinden "Gözlerin çık-sın" dermiş. Güneş batay yerine mutlaka güneş doluni denmesi gerekmektedir. Biri "Güneş Batay" derse güneş de kendiliğinden "Gözlerin batsın" dermiş. Mamuşalılar da konuşma sırasında bunlara çok dikkat etmektedirler. Herhangi bir yanlışlığa kapılmamaları için büyük özen göstermektedirler.

Yıldız;

Mamuşalı Türklerin ilginç inançlarından biri de, mesela gecede parlayan yıldızları biri saymaya kalkarsa, kaç yıldız saymış olursa ellerinde o kadar siğil (badravica) çıkacağına inanılır.

Günlerle Đlgili Đnanışlar;

Mamuşalı Türklerin başka bir inanışları da kızını vermeye niyetlenen baba, "evet" sözünü Pazartesi ya da Perşembe gecelerinde der. Bu gecelerde törenler düzenlenir,

şenlik yapılır, ziyafet verilir. Bu adete uymayan ailelerin kızlarının evlilik hayatında uğursuzluk ve pişmanlığın hüküm süreceğine inanılır. Bir de, kızını veren bir baba o ilk gece pişmanlık duyarsa, kızın hayatı boyunca büyük şansızlığa yol açacağına

inanılmaktadır. Babanın da öbür dünyada cehennem ateşinde yanacağına inanılır. Türklerin eski inançlarında var olan babayı ve onun söylediklerini kutsal sayma Mamuşalılarda halen devam etmektedir.

Çamaşır;

Pazartesi, Cuma günlerinde Mamuşalı kadınlar kesinlikle çamaşır yıkamazlar. Yıkayan olursa onun o haftasının iyi geçmeyeceğine inanırlar. Bugünlerde yıkanan çamaşırların uğursuzluk getireceğine inanılır.

Sofrabezi;

Mamuşalı Türkler akşamleyin sofrabezini kesinlikle dışarıda silkmezler. Akşamleyin bezin silkilmesiyle bereketin ve meleklerin evden kaçacağına inanırlar.

Ocaklar;

Tırnak; Mamuşalı Türklerin inançlarına göre, bugün de hala ayak ve el tırnakları Cuma ve Salı akşamları kesilmezmiş. Eğer bu gecelerde tırnaklar kesilirse öbür dünyada Allah, gözünün yaşına bakmadan, göz kirpikleriyle toplatılacağı inanılmaktadır. Bir de tırnakların gündüzün kesilmesi şartmış, kesilen tırnakların bir kâğıt parçasına toplanarak duvarın bir deliğine bırakılmasını şart koşmaktadır. Ya da ateşte yakılmalıdır.

Tırnaklar ateşte yakılırken şu sözler söylenir: "Bu dünyada kül, öbür dünyada gül olsun". Çocuğun tırnaklarını çalışkan biri keserse çocuğunda çalışkan olacağına inanılır.

Elişi;

Cuma ile Salı gecelerinde kadınlar el işi yapmazlar. Bu geceleri kutsal sayarlar, bu gecelerde Kuran okurlar. Eğer bu gecelerde biri el işi yaparsa, evde bulunan meleklerin kaçırdığına inanılmaktadır.

Cuma günleri ziyaret günleri olarak kabul edilir. Büyükler de Cuma namazından önce giyinip süslenirler, öksüzleri ziyaret ederler. Bu durum kısmen de olsa Bursa’da da devam etmektedir. Bu ziyaretten sonra, Cuma namazını kılmak için camiye giderler.

Uğur, Bereket ve Uğursuzluk; Yolculuk;

Yola çıkan yolcunun annesi su dolu bir kovayı ardından dökmektedir. Bu da yolcunun sağ salim gidip gelmesi içindir. Ayakkabılarını çıkardığı anda ayakkabılar birbiri üstüne gelirse o kişinin yol yapacağına inanılır.

Düğün;

Mamuşalı Türkler düğünlerin ilk günü olarak Çarşamba ve Cumartesi gününü seçerler, Genelde düğünler bu günlerde başlamaktadır. Bu günlerde hayırlı olacağı düşünülür. Doğum;

Doğum yapan kadın 40 gün, geceleyin dışarı çıkamaz. Geceleyin dışarı çıkan doğum yapmış kadının çarpılacağına inanılır. Yeni doğan bebek kırk gün yalnız bırakılmaz. Bebeğin yanına cin ve şeytan yanaşmasın diye Kur’an-ı Kerim ve süpürge konur. Ekmek;

Mamuşalı Türkler ekmeği kutsal sayarlar, ekmeğe katiyen basmazlar. Her gören ekmeği münasip olan bir yere bırakır. Çocukların elleriyle ekmeği yere atmaları iyi bir işaret değildir, deyişlerine göre "günah"tır. Aynı biçimde çocuklara Đkindi ve Akşam ezanları arasında ekmek verilmezmiş. Bu zamanda çocuklara ekmek verilirse "Evin bereketi kaçar" tümcesiyle inanışlarını dile getirirler. "Kıtlık olur" ya da çocuğa "anan ölür" derler.

Kızarıklık;

Mamuşalı Türkler her hangi bir zamanda birinin elinin içinde kına gibi bir kızarıklığın belirmesini, çok yakın birisinin ölümüne işaret olarak görürler. Mamuşalı Türklerin inançlarının biri de, kulakların sürekli kızarması (yanması) "düşman anıyor" olarak yorumlanır. Sağ kulağın kızarmasına "dost anıyor", sol kulağın kızarmasına "düşman anıyor" derler. Aynı biçimde sağ kulağın çınlaması ve sağ yüzün yanması ile yakın biriyle kucaklaşacağına inanmaktadırlar. Sol kulak çınlaması ile sol yüzün yanmasına "düşman anıyor" diye inanılır (Mazrek, 2001a:28).