• Sonuç bulunamadı

Yargıtay Görüşünün Eleştirisi

Belgede KARATAHTA İş Yazıları Derğisi (sayfa 122-127)

KISMININ AYNI ANDA BİRDEN FAZLA İŞVERENE

II. YARGITAY GÖRÜŞÜNÜN DE- DE-ĞERLENDİRİLMESİ

3. Yargıtay Görüşünün Eleştirisi

Öğretide Yargıtay görüşünü destekleyenlerin sayısının artma-sına ve bunlar tarafından öne sü-rülen ayrıntılı açıklamalara karşın, daha önce 2008 tarihli kararla ilgili olarak savunduğumuz aksi yönde-ki görüşü koruduğumuzu belirtme-liyiz. Söz konusu karar dolayısıyla Yargıtay görüşüne karşı öne sür-müş olduğumuz eleştirileri aşağıda yineliyoruz:

Yargıtayın 2006’dan beri tek-rarlamış olduğu görüşünü yansıtan kararlardan biri olan 2008 tarihli kararını, her şeyden önce, ince-lemiş olduğumuz kararda ortaya konulan, şirketler grubundaki her şirketin ayrı tüzel kişi ve işveren konumunda olması esası ile bağ-daştırmak güçtür. Kararda, Yargı-tayın yukarıdaki temel görüşünü belirten kısımdan önce yer verilen açıklamaya bakıldığında, bu kanıyı güçlendiren ifadelerle karşılaşıl-maktadır. Daha önce yukarıda yer verdiğimiz kararlarda belirtildiği üzere, “daha çok yönetim orga-nizasyonu kapsamında birbiriyle bağlantılı olan bu şirketler aynı bi-nalarda hizmet verebilmekte ve bir

5 Yarg. 9. HD, 24.3.2008, E.2007/37699 K.2008/6006, Çalışma ve Toplum, 2008/3,

311-315.

kısım işçiler iş görme edimini işve-renlerin tamamına karşı yerine ge-tirmektedir. Tüm şirketlerin idare müdürlüğünün aynı şahıs tarafın-dan yapılması, şirketlerin birlikte kullandığı işyerinde verilen mu-hasebe, güvenlik, ulaşım, temizlik, kafeterya ve yemek hizmetlerinin yine tüm işverenlere karşı verilmiş olması buna örnek olarak gösteri-lebilir”6,7

Kararda bina olarak sözü edilen işyerinin, şirketlerin idare müdürlü-ğü tarafından yönetilerek şirketler tarafından birlikte kullanılması an-latımı, belirli bir işverene ait olması gereken işyeri kavramı ile o işyeri-nin bordrosunda gösterilmesi gere-ken işçi ve işveren vekili kavramları açısından belirsizlikler göstermek-tedir. Ayrıca, kararda, işçilerin bir bölümünün tüm işverenlere karşı iş görme edimini yerine getirdiği ifade edilmektedir. Oysa değişik işveren-lere karşı iş görme ediminin yerine getirilmesi ancak işçinin kısmi sü-reli iş sözleşmesi ile her bir işvere-nin işyerinde ve o işvereişvere-nin

bordro-6 Aynı şekilde, Çankaya/Çil, 271-272.

7 İş sağlığı ve güvenliği hizmetlerine ilişkin olarak 5763 sayılı Kanunla (İş Kanunu ve Bazı Kanunlarda Deği-şiklik Yapılması Hakkında Kanun, RG, 26 Mayıs 2008, 26887) İş Kanununun 81. maddesine getirilen bir hü-küm buradaki açıklamaya kısmen benzerlik göster-mektedir. Buna göre işverenler söz konusu hizmetleri işletme dışında kurulu ortak sağlık ve güvenlik bi-rimlerinden hizmet olarak da yerine getirebilir. Belir-telim ki, burada işletme dışında kurulu ortak hizmet biriminden söz edilmektedir. Ayrıca, böyle bir birimin İş Kanununun 2. maddesindeki işçi, işveren ve işyeri kavramlarına uygunluk gösterecek şekilde kurulması gerekmektedir.

sunda yer alarak çalışması halinde mümkündür. Kararda belirtilen şe-kildeki çalışma ise şirketlerin bir-likte kullandığı işyerinde yapılan hizmetlerle ilgili bulunmakta ve kısmi çalışma esasları ile bağdaş-mamaktadır. Karardaki açıklamaya göre, böyle bir çalışma söz konu-su olamayacağı8 halde, bazı işçiler kendilerinden ücret almadıkları iş-verenlere de hizmet vermektedir. Bu durum, söz konusu işçilerin iş sözleşmelerinin sona ermesinde ücret ve tazminat taleplerinde bu-lunma olasılığını doğurabilecek, bu açıdan ve hatta vergi, sosyal sigorta kesintileri bakımından da sorunla-ra neden olabilecektir.9 Kararın bu yönüyle de eleştiriye açık olduğu kuşkusuzdur.

Aynı kararın mahkeme kararı-nın bozulmasına ilişkin son bölü-münde, somut uyuşmazlıkta davalı işverene ait işyerinde iş sözleşmesi ile çalışan işçi sayısının yukarıdaki ilkelere göre belirlenmesi gerek-tiğinden söz edilmektedir. Oysa, karardaki dava özetinden hareket edildiğinde, yukarıda açıklanan

il-8 Aksi görüşün savunulduğu bir kaynakta da bu so-nucun kabul edilmiş olduğu görülmektedir (Çankaya/ Çil, 271).

9 Karş. Çankaya/Çil, 273. Yazarlara göre ortada tek bir iş ilişkisi vardır.

keler ile dava konusu uyuşmazlık arasında bağlantı kurmanın zor ol-duğu gözükmektedir. Zira, kararın başlangıç bölümünde işçi tarafın-dan açılan davanın iş sözleşmesinin işverence feshinin geçersizliğine ve işçinin işe iadesine ilişkin oldu-ğu belirtilmiş, buna karşı davalı ta-rafından davacının alt işveren işçi olarak diğer işçiler ile birlikte işi yürüttüğü ve ayrıca belirli süreli iş sözleşmesi ile çalıştığı belirtilerek davanın reddine karar verilmesi gerektiği savunulmuştur. Mahke-mece, davalılar arasında asıl işve-ren-alt işveren ilişkisi bulunduğu, davacının alt işveren işçisi olarak çalışmakta iken iş sözleşmesinin feshedildiği ve feshin geçerli bir se-bebe dayanmadığı gerekçesiyle ka-bulüne karar verilmiştir. Görüldüğü gibi, kararın yukarıda eleştirilen yönleri bir yana, davalı işverenin bir şirketler grubu içinde yer alıp alma-dığının belirtilmediği dava özetinde asıl işveren-alt işveren ilişkisi ola-rak gözüken dava konusu ile Yar-gıtayca grup şirketlerindeki birlikte istihdam ve buna ilişkin düşünceler arasında, şayet dava özetinde ek-siklik yoksa, bir kopukluk olduğu sonucuna varılabilecektir.

Kısaltmalar

ag : adı geçen bkz. : bakınız

Çalışma ve Toplum : Ekonomi ve Hukuk Dergisi, Birleşik Metal-İş İstanbul

dn. : dipnot E. : Esas f. : fıkra K. : Karar

Legal YKİ : İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukukuna İlişkin Yargı, Kararları ve İncelemeleri Dergisi, İstanbul m. : madde

RG : Resmi Gazete

Sicil İHD : MESS İş Hukuku Dergisi, İstanbul vd. : ve devamı

Yarg. HGK : Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Yarg. 9 HD : Yargıtay 9. Hukuk Dairesi Yarg. 22. HD : Yargıtay 22. Hukuk Dairesi Yuk. : Yukarıda

1.Gebe kalan kadın işçi,

iş-verenine bilgi verir (16.08.2013, RG.28737/6/1).

2.Hamilelik süresince kadın

iş-çiye periyodik kontroller için ücretli izin verilir (4857/74).

3.Gebe kadın, günde

yedibu-çuk saatten fazla çalıştırılamaz (16.08.2013, RG. 28737/9/1).

4.Gebe kadın, doğumdan önce

sekiz hafta çalıştırılamaz (4857/74).

5.Çoğul gebelik halinde

doğum-dan önce çalıştırılamayacak sekiz haftalık süreye iki hafta eklenir. (4857/74)

6.Sağlık durumu uygun olduğu

takdirde, doktorun onayı ile kadın işçi isterse doğumdan önceki üç haftaya kadar işyerinde çalışabilir (4857/74).

7.Kadın işçinin erken doğum

yapması nedeniyle veya doktor onayı ile doğum öncesi

kullanma-dığı izin sürelerini, doğum sonrası izin sürelere eklenmek suretiyle kullandırılır (4857/74).

8.Doğumda veya doğum

son-rasında annenin ölümü hâlinde, çocuğun yaşıyor olması şartı ile doğum sonrası kullanılamayan izin süreleri babaya kullandırılır (4857/74).

9.Üç yaşını doldurmamış

ço-cuğu evlat edinen eşlerden birine veya evlat edinene çocuğun aileye fiilen teslim edildiği tarihten itiba-ren sekiz hafta analık hâli izni kul-landırılır (4857/74).

10.Yukarıda öngörülen

süre-ler işçinin sağlık durumuna ve işin özelliğine göre doğumdan önce ve sonra gerekirse hekim tarafın-dan sağlık raporu ile artırılabilir (4857/74).

11.5510 sayılı Kanun’un 4.

mad-desinin (a) ve (b) bentleri

kapsa-KANUNU, SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL

Belgede KARATAHTA İş Yazıları Derğisi (sayfa 122-127)