• Sonuç bulunamadı

3. LITERATÜR ARAŞTIRMASI

1.4. İNANÇ

1.4.2. Yaratılış Teorisi

Yaratılış Teorisi ya da bilimsel yaratılışçılık, özellikle ABD’de 1970’ten bu yana görülen ve dünyanın Tanrı tarafından yaratıldığına inanılan köktenci Hristiyan hareketidir. Günümüz yaratılışçıları bir adım daha ileri giderek, bu görüşü destekleyen yeterli bilimsel kanıtların bulunduğunu savunmakta ve kamu okullarında evrim teorisinin yanında ya da evrim teorisinin yerine öğretilmesi için baskı yapmaktadırlar.

Yaratılışçılara göre doğal seçim yoluyla evrim teorisi ya sahtedir ya da sadece bilimsel kanıtlar tarafından desteklenmeyen bir spekülasyondur.

Dünyanın bir ilahi varlık tarafından emirle yaratıldığı fikri entelektüel toplumda eskilere dayanır. 17. ve 18. yüzyıldaki birçok düşünür, dünyanın oldukça yakın bir geçmişte yaratıldığı fikrini kabul ederler. Hatta 1673 yılında İrlandalı başpiskopos James Ussher, yaratılışın MÖ 23 Ekim 4004’te gerçekleştiğini iddia etmiştir.

Zamanlaması Tevrat kayıtlarına, başarı sağlanmayınca da eski çağlardan kalma tarihsel

kayıtlara dayandırılmıştır. Sonraki yüzyılda, Ussher’in teorisine uymayan kanıtlar

biriktikçe teorisyenler iki gruba ayrılmışlardır: Evrimciler ve yaratılışçılar. Ünlü

Fransız anatomist Baron Georges Cuvier, artık ırkları tükenmiş hayvanların fosil

kalıntılarını, takip eden çağlardaki ilahî yok ediş ve yaratılışla açıklamıştır. Evrimciler

bu görüşe karşı çıkmışlar ve İncil’deki anlatımın sadece bir mit olduğunu

savunmuşlardır. Kendi doğal seçim yoluyla evrim teorisi ile kediyi güvercinlerin arasına

ve insanları primatlar arasına sokacağını fark eden Darwin, yayınını teorisini

destekleyen yeterli kanıt buluncaya kadar geciktirmek zorunda kalmıştır. 18., 19., ve 20.

yüzyılda kanıtlar birikirken, yaratılışçılık özellikle köktenci dinî akımlarda varlığını sürdürmeye devam etmiştir.

Yaratılışların argümanlarını yapay olarak destekleyen şeyler:

(a) Dünya üzerindeki yaşamın kısaltılmış bir zaman çizelgesine bağlanması, (b) Hiçbir türün başka bir türden dönüşüm yoluyla gelişmediğinin gözlemlenmesi,

(c) İnsan türü fosillerinin diğer türlerin fosilleriyle birlikte bulunması, (d) Küresel bir yıkıcı tufanın bulunmasıdır.

Köktenciler şimdi bu argümanları evrimcilerin Darwinist teorilerine karşı,

“Bilimsel yaratılışçılık” olarak sunmaktadırlar.

104

1.4.2.1. Vaka

Harun Yahya mahlasını kullanan Adnan Oktar Türkiye’de oldukça tanınmış simalardandır. Harun Yahya tarafından, din dışı ideolojiler birer birer çürütülüp “son sözü söylemek için” sadece 2007 yılında 8 milyon nüsha yurt içinde ve 2 milyon nüsha yurt dışında Yaratılış Atlası satılmıştır. 2009’da ise bu rakamlar ikiye katlanmıştır. Bazı Müslüman akademisyenler kendisini referans göstermiştir. Harun Yahya aslında

“estetik” konusunda Darwinizmi eleştirerek “Eğer Darwin haklı olsaydı, pek çok varyasyonlu insan türü ortaya çıkması gerekirdi, örneğin birkaç gözlü, birçok kulaklı, uzuvların yeri ve ebadı değişik türler ve pek çok anormallik görülmesi gerekirdi ama görüyoruz ki insan yüzü estetiktir ve her şey orantılıdır.” demektedir.

105

[Ek 50]

Harun Yahya Yaratılış Atlası’nda Nuh gemisinin buhar ile çalışması tezinde Hud sûresinin 40. ayetinde geçen tandırın feveran etmesi ifadesini örnek göstererek, bunun

104 Williams F. William, Encyclopedia of Pseudoscience, Chicago, London: Fitzroy Dearborn Publishers, 2000, s. 64–65.

105 http://www.evolutietheorie.ugent.be/files/Backeljau_artikel.pdf.

ocağın kaynaması anlamına geldiğini ve aslında Nuh gemisinin bir tür buhar gemisi olduğunu açıklamıştır. [Ek 51]

“Hazreti Süleyman’ın uçak kullanması” tezinde de Sebe sûresi 12. ayette geçen

“Süleyman için de, sabah gidiş bir ay, akşam dönüş bir ay olan rüzgâra boyun eğdirdik.”

ifadesi kanıt olarak göstererek bugünkü uçak teknolojisine benzer bir teknoloji kullandığını iddia etmiştir. Eski medeniyetlerden örnekler vererek hava ulaşım teknolojisinin çok eskilere dayandığını açıklamıştır. [Ek 52]

Harun Yahya Atlasının “Elektrik” tezinde yine Sebe sûresi 12. ayetteki “Erimiş bakırı su gibi kullandığını haber vermiştir” açıklamasını kanıt göstererek, o dönemde elektrik kullanan yüksek bir teknoloji varlığına işaret ettiğini açıklamıştır. Tezinin devamında Mısırlılardan örnek vererek onların da elektrik kullandıklarına dair kanıtlar olduğunu beyan etmiştir.

106

[Ek 53]

1.4.2.2. Vaka

Prof. Dr. Caner Taslaman kitabında

107

, tüm insanların çamurdan yaratılmasının kolay bir şekilde açıklanabileceğini, ancak bizim kolay açıklamalar yerine zorlama yorumlara rağbet gösterdiğimizi açıklamıştır. Taslaman’a göre toprak ve suyun karışımından oluşan çamur tüm bitkilerin ve hayvanların başlangıç noktasıdır. Ektiğimiz bitki çamurla yeşerir, hayvan onu yer, biz de o hayvanı yemiş oluruz. Yani sonuçta bitkiler ve hayvanlar çamurun hammaddesinin değişime uğramasıyla oluşmaktadır.

Bizde her dakika yüz milyonlarca hücre ölmekte ve yüz milyonlarca yenisi ortaya çıkmaktadır. Bu süreç “ben” varlığını oluşturmaktadır, işte tüm bu yediklerimiz çamurun değişime uğramış halidir, yani biz her an çamurun değişime uğramasıyla şekillenmekteyiz.

106 Harun Yahya, Yaratılış Atlası, Araştırma yayıncılık, İstanbul, C. 2, 2007, s. 529.

107 Caner Taslaman, Bir Müslüman Evrimci Olabilir mi?, Destek Yayınları, 2017.

Taslaman’a göre “çamurdan yaratılma” bir kere olmuş ve bitmiş bir süreç değil tam aksine her an tanıklık ettiğimiz, sürekli devam eden bir süreçtir. Bizim bedenimizde olup da toprakta olmayan hiçbir element yoktur. Bu yüzden Kur'an’da geçen “çamurdan yaratılma”nın evrim teorisine karşı olmadığı ortaya çıkmıştır.

108

Kitabında, evrim teorisinin Allahın varlığına tehdit olmadığı, biyologların yaptığı açıklamaların ister doğru olsun ister yanlış, İslam’ın anlattığı yaratılışla çelişmediği gösterilmektedir.

109

[Ek 54]

1.4.2.3. Vaka

Doç. Dr. Emre Dorman’ın kitabındaki

110

açıklamaya göre Kuran’da geçen tüm ayetlerdeki her ifade özenle seçilmiştir, bu da Kur'an’ın Allah'ın kitabı olduğunun kanıtıdır. Örneğin evrenin ve yeryüzünün yoktan yaratılma ifadesinde geçen “ibda”

sözcüğü bir şeyin başka bir şeyden değil doğrudan yoktan yaratılması demektir. Bu da Allah’ın yaratılışın tüm varlığını yoktan yarattığının göstergesidir.

111

Dorman’ın görüşüne göre: “…insan vücudundaki elementler ile topraktaki birebir aynıdır. ABD'deki bir kimya şirketi insanın %65 oksijen, %18 karbon, %10 hidrojen, %3 nitrojen, %1.5 kalsiyum, %1 fosfor ve geri kalanının da diğer elementlerden oluştuğunu, bu maddelerin toplam New York Borsa değerinin 5 dolar olduğunu, yani maddi olarak değersiz olan insanı, Allah, mucizesiyle bir şekilde var etmiş. Yani bu mucizenin hikmeti malzemede değil o malzemeyi yaratan Allah’tadır.”

112

[Ek 55]

108 Taslaman, a.g.e., s. 72-73.

109 Taslaman, a.g.e., s. 76.

110 Emre Dorman, Allah’ın Parmak İzi, Destek yayınları, 2016.

111 Dorman, a.g.e., s. 62.

112Dorman, a.g.e., s. 100.

Benzer Belgeler