• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 3: YAKUP KADRĐ VE KEMAL TAHĐR

3.1. Yakup Kadri Karaosmanoğlu

3.1.3. Yakup Kadri ve Kadro Dergisi

Cumhuriyet'in 10. yıldönümünde, Kadro isimli bir dergi kendisine özgü bir düşünce hareketi yaratmak, 1937 düzenlemeleriyle henüz Anayasa’ya Cumhuriyet Halk Partisi umdelerinin ithal edilmediği bir zamanda faşist ve sosyalist ideolojiler arasında taksim edilmiş olan dünya düzeni içinde Türk inkılabının da ideolojisini tespit etmek, bu arada Cumhuriyet Halk Partisi’nin prensiplerini yorumlamak istemiştir. Bu araştırmalar esnasında zaruri olarak Batılılaşma problemine de temas edilmiştir (Tunaya, 2004:147). Yakup Kadri, bir dönem Kadro Dergisi’nde de çalışmıştır. Kadro Dergisi aylık çıkan bir fikir dergisidir. Ocak 1932 ve Ekim 1934 tarihleri arasında yayın hayatını sürdüren Kadro Dergisi, 1931 yılında çıkarılan basın yasasının getirdiği sıkı denetim koşullarından dolayı Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk ve Başbakan Đsmet Đnönü’nün özel izni ile yayımlanmaya başlamıştır. Her sayısı ortalama 50 sayfa civarında olan ve 36 sayı olarak yayınlanan aylık fikir dergisi Kadro’nun ideologu Şevket Süreyya Aydemir, imtiyaz sahibi Yakup Kadri Karaosmanoğlu, yayın müdürü Vedat Nedim Tör’dür.

Kadro Dergisi, Devriminin ideolojisini sistemleştirme işini üstlenen bir yayın organıdır. Şevket Süreyya Aydemir, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Vedat Nedim Tör, Đsmail

46

Hüsrev Tökin, Burhan Asaf Belge tarafından çıkarılan bu dergi, ortaya koyduğu ekonomik, politik ve toplumsal görüşlerle ve sunduğu özgün çözümlerle, bir basın-yayın faaliyeti olmaktan öteye geçerek, bir entellektüel hareketin ve fikrin sözcüsü olmuştur. Kadrocu olarak bilinen yazarların tümü, kapitalist Batı Dünyasının yarı sömürge hale getirdiği ve uzun yıllar siyasal ve ekonomik baskı altında tuttuğu bir imparatorluğun son döneminde dünyaya gelmişlerdir. Hemen sonraki yıllarda ise ülkeleri Batılılar tarafından işgal edilen ve bu işgale kendi çaplarında tepki gösteren insanlar arasında yer almışlardır. Gerek Osmanlı Đmparatorluğu’nun son döneminde, gerekse Kurtuluş Savaşı sırasında Batı ile olan ilişkiler, daha doğrusu Batı’nın Türk ulusu üzerindeki olumsuz baskısı, Kadrocuların Batı’ya mal olmuş her türlü kavrama ve değere tepki göstermelerinde etkili olmuştur. Ayrıca 1929 yılında Kapitalizmin büyük bir bunalıma girmiş olması ve bu bunalım nedeniyle yıkılan bir sistem görüntüsü vermesi Kadrocuların Kapitalist sistemi olumsuzlamalarında rol oynayan bir başka etkendir. Bu dönemde tüm dünyada gündeme gelen devlet müdahaleciliği düşüncesinden Kadrocular da geniş çapta etkilenmişlerdir (Ertan, 1993).

Kadro’nun çıkış nedeni ilk sayısında şöyle açıklanmıştır: “Türkiye bir inkılap içindedir... Neslimizin muhtaç olduğu Đnkılap şevkini her zaman uyanık tutmak ve inkılabımız bir bakışta idrakimizi durdurur gibi gözüken coşkun ve mürekkep cereyanına daima hakim kalabilmek için onun prensiplerine hududu muayyen kriteryumlar şeklinde bilmeye, benimsemeye ve benimsetmeye mecburuz. Kadro bunun için çıkıyor.” Kadro Dergisi etrafında toplanan bir grup aydının başlattığı Kadro Hareketi’nin temel tezi, Kemalizm’in kapitalizm ve sosyalizmin dışında bir üçüncü yol olduğu şeklinde formüle edilmiştir. 1929 Dünya Ekonomik Bunalımından dolayı Cumhuriyet yönetiminin bunalıma karşı bir dizi ekonomik önlem ve devletçi uygulamalar başlattığı bir dönemde yayımlanmaya başlayan Kadro Dergisi'ne göre “1919'da Kurtuluş Savaşı ile başlamış olan Kemalist Devrim henüz bir kurama ve toplumsal programa kavuşamamıştı. Derginin amacı devrimin kuramsal temellerini oluşturmak ve amaçlarını saptamaktı” (Ana Britanicca, cilt 12: 378).

Derginin başyazarı olan Şevket Süreyya Aydemir ve Vedat Nedim Tör, “1927 Tevkifatı”na kadar Türkiye Komünist Partisi üyesidirler. Bu kadro içinde yalnızca Yakup Kadri Karaosmanoğlu, geçmişinde Marksist bir hareket içinde bulunmamıştır.

47

Liberal kalkınma yolunun terk edildiği ve bu yolu savunan Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın kapatıldığı, yönetici kadrolar tarafından liberalizme karşı henüz sistemli bir hale getirilmemiş “devletçilik” ve “halkçılık” anlayışının geliştirilmeye çalışıldığı bu dönemde Kadro, bu boşluğu doldurmaya çalışmıştır. O günkü şartlar içinde, bütün geri kalmış ülkelerde gelişen siyasal düşünce akımlarının yaptığı gibi, iki sorunun cevabını aramıştır: Birincisi, geri kalmışlık zincirinin kırılarak gelişmenin nasıl sağlanacağı, ikincisi ise, bu gelişmenin ulusal özelliklerle nasıl uyum içinde gerçekleştirileceğidir (Demirci, 2006:35).

Kadrocuların hareket noktası, Türk Kurtuluş Savaşı ile birlikte tüm ulusal kurtuluş savaşlarının bilimsel olarak açıklanmasıdır. Türkiye’de bir devrim (inkılap) yaşanmaktadır, fakat bunun henüz bir teorisi yapılmamıştır. Devrimin başarıya ulaşabilmesi için bu hareketin nesnel yasalarının bilinmesi, ideolojisinin yaratılması gerekir. Türk devrimi bir ulusal kurtuluş hareketidir ve ulusal kurtuluş hareketleri yirminci yüzyıla damgasını vuran hareketlerdir. Türk devriminin geleceği de, uluslar arası düzenin geleceği de, bu hareketlerin bilimsel olarak açıklanabilmesine bağlıdır. Kadro bu görevi yüklenmektedir. Dergi başından beri Türk devriminin dünyada benzeri olmadığı görüşünü savunmuş ve onun düşünsel temellerini geliştirmeye çalışmıştı. Kadro dergisi ilk sayıdan itibaren hangi amaçla çıktığını açıkça yazdı. Devrim heyecanının büyük ölçüde söndüğü bir dönemde yapmak istedikleri ve bunu anlatırken kullandıkları dil çok iddialı göründü ve eleştirilere yol açtı. (www.library.atilim.edu.tr/bulten/sayilar/2007-03/book.htm,18.03.2008)

Kadro Dergisi savunduğu fikirlerden dolayı birçok çevreden eleştiri almıştır. Bazı çevreler Kadro yazarlarının Marksist olduğunu, bazıları ise korparatist ve faşist olduklarını iddia etmiştir. Kadro Dergisi, iktidarda bulunan Cumhuriyet Halk Partisi içindeki bazı çevrelerden ve Đş Bankası gibi özel girişime yakın kuruluşların da boy hedefi haline gelmiştir. Ayrıca, Falih Rıfkı Atay’ın ‘Hakimiyeti Milliye’si ve Ahmet Hamdi Başar’ın ‘Kooperatif’i dışındaki tüm yayın organları Kadro Dergisi’ni eleştirmiştir. Kadro Dergisi bütün bu eleştirilere karşın devletten para yardımı almış, ancak eleştirilerin giderek siyasal rejimi hedef alması üzerine bu yardım kesilmiştir. Derginin sahibi olan Yakup Kadri’nin Tiran Büyükelçiliğine atanmasından sonra

48

Kadro’nun yayın kurulu dağılmış ve dergi 35-36 birleşik sayısı ile yayımına son vermiştir.