• Sonuç bulunamadı

Yakınçağ ve Dans

3.2. Dansın Kökeni ve Gelişimi

3.2.4. Yakınçağ ve Dans

19. yüzyıla gelindiğinde, Avrupa ve ABD’de dans hemen hemen tümüyle kilise etkinliklerinin dışına çıkarılmıştır. 1900’lü yılların başında, Avrupa Devrimi sonrası oluşan sınıfsal ayrımlar, sınıflar arası iletişimlerin yoğunlaşmasıyla aşınmaya başlamıştır. Yeni danslar yeni adımlar bulunmuştur. Bu dansların bazıları günümüze kadar gelmiştir. 20.yy profesyonel dansçıların yanı sıra profesyonel dans öğreticileri ve eğiticileri de ortaya çıkarak sahne gösterileri önem kazanmıştır. Bu yüzyılda radyo ve televizyon gibi iletişim araçlarının etkisi de dansın çabuk yayılmasını sağlamıştır2. 20.yy’ın bazı dansları:Tango,Charleston,Fokstrol, Flemenko, Rumba,

Chachacha, Samba, Mambo, Rockandroll, Kalipso, Salsadır. 1905-1914 yılları arasında en popüler salon dansları mazurka, kadril ve polkadır (bkz. yeniçağ ve dans bölümü).

Tango: 20.yyın başlarında özellikle 1. Dünya Savaşı sonrasında popülerliğini artıran

ve tüm dünya ülkeleri tarafından yapılan bir dans türüdür. Kendine özgü Bandeoneon (bkz. Soldaki çalgı aleti) çalgısı tangoyu tango yapan temel özelliklerdendir. Tango hareketli bir müzik yapısına sahip olmasına rağmen hüzünlü ve karamsar ruh halini yansıtır. Dansın kurgusunda özellikle melankolik bir aşk teması işlenir.

Charleston: Afrika dansları ritmine uygun olarak oynanan, Amerikalı siyahi

dansçılar tarafından çeşitli ayak hareketlerinin eklenmesiyle oluşmuş bir dans türüdür.

Fokstrot: Fokstrot, temelinde çeyrek dönüşler üzerine kurulmuş bir salon

dansındır.Hızlı müzik eşliğinde yapılan fokstrot içerisinde hızlı çapraz adımlar barındırır.

Flemenko: Endülüs çingenelerinin müziği ve dansıdır. 19.yy’dan

itibaren çingeneler profesyonel olarak dans etmeye başlamışlardır. Profesyonellik sonrası dans ve müziklerine flemenko adı

28

verilmiştir. Flemenkonun sahne sanatına dönüşmesi sonucu, doğaçlama bir danstan kurallı ve sistemli bir dansa dönüşümü gerçekleşmiştir.

Rumba: Afrika ve Küba halk danslarının gelişerek salon dansına dönüşmüş halidir. Chachacha: Mambo ve rumba dans adımlarının karışımından oluşan Meksika

kökenli bir dans türüdür.

Samba: Brezilya kökenli salon dansıdır. Dans ve müzikleriyle çok eğlenceli ve

beğeniyle izlenen, hızlı ritimli bir dans türüdür.

Mambo: Küba kökenli olup, eşlerin el ele tutuşarak yaptığı dans türüdür.

Rockandroll: Rock: sallan, roll:yuvarlan anlamına gelir. Adının etkisini taşıyan bu

dans hoplamalı, zıplamalı ve oldukça hareketli bir dans türüdür. 1950’ler sonrası Elvis Presly ve Chuck Berry danslarıyla dünyayı etkisi altına alarak bir “rockandroll” fırtınası estirmişlerdir.

Kalipso:Jameika’da yaygın olarak kullanılan bir dans türüdür. 1950’lerin sonuna

doğru Avrupa ve Amerika’da yaygınlaşmıştır.

Salsa:Karayipler kökenli, salsa adıyla belirtilen müzik türleri eşliğinde çiftler halinde

veya grupça icra edilen, Latin Amerika’nın ve ABD’nin modern danslarındandır. Önceleri yalnızca Latin Amerika halklarının yaptığı bu dans türü, göçler sayesinden Karayipler’den ABD’ye kadar yayılmış, özellikle 1980'lerden sonra tüm dünyada tanınmıştır. Günümüzdeki salsa dansı Afrika, Karayip ve Avrupa stillerinin, dans ve müziğinin karışımıdır. "Salsa" sözcüğü çeşitli baharatların karıştırılmasıyla hazırlanan “sos” anlamına gelmektedir. Salsa müziği ve farklı kültürel öğelerin karışımını içerdiği için bu adı almıştır.

1908 yılından itibaren tango, hızlı bir gelişme göstermiş ve 1917 yılında fokstrot ile birlikte, Avrupa üzerinden dünyaya yayılmıştır. 1924 yılında Josephine Baker'in öncülüğünü yaptığı çarliston, savaşın acılarını unutmak isteyen dünya halkının gözdesi olmuştur. Gerek savaşın acılarını sarmak, gerekse toplumsal bir sevinç karşısında halkın duygularını ifade etmek için kullanılan dansın birleştirici gücü, geçmişten geleceğe toplumsal yapının sürdürülmesine olanak sağlayacaktır.

29

Dans tutkusu, 1920'li yılların başlarında tüm dünyada yaygınlaşan dans yarışmaları ile ivme kazanmıştır. Yakınçağın başlarında doğan Samba’nın, Brezilya’ya Girmesi ve Samba okullarının açılması; Samba müziği ve dansı Brezilya’da büyük şenliklerle kutlanan karnaval tarihi(1917) ile aynı zamana rast gelmektedir. Samba, Batı Afrika ve Angola’ya kökenlidir, kötü zamanlarında bu müzikte teselli bulan köleler, bu müziği Brezilya’ya getirmiştir. Samba popülerleşince, insanlar yeteneklerini göstermek için düzenli olarak bir araya gelmişlerdir. Bu durum, samba okullarının kurulmasına yol açmıştır (http://www.riocarnaval.org/tr/,2014).

1940'larda, swing ve ardından bogie-bogie moda danslar olarak gündeme gelmiştir. Latin Amerika rüzgarı, 1950'lerin başında chacha, samba, mambo gibi hareketli danslarla egemen olmuş, ancak kısa sürede tahtını rock'nroll'a devretmiştir. Şüphesiz 1950 ve 60'lı yılların tartışmasız dansı, İkinci Dünya Savaşı sonrasında dünyanın yeni hakimi olan Amerika'nın, yaşam ve eğlence kavramının bir özeti olan rock'nroll olmuştur. 1970'li yıllar ve sonrasında, çiftlerin birbirine sımsıkı sarıldığı dans türlerinin yerini, giderek akrobatik figürlerin öne çıktığı ve çiftlerin karşı karşıya geçip, hızlı bir ritimdedansettikleri danslar almıştır( ADMİN, WEB).

Şüphesiz ki; bu çağa da damgasını vuran dans türü ilginç gelişim süreciyle ‘Tango’dur. Tango’nun kelime anlamının neyi ifade ettiği konusunda çeşitli rivayetler vardır. “Tango” kelimesinin Afrika kökenli olduğu ve “buluşma yeri” veya “özel yer” anlamına geldiği düşünülmektedir. Bunun yanı sıra ‘Tango’ adının Afrika tamtamlarının çıkardığı tan – go seslerinden, ya da Latince dokunmak anlamına gelen “tangere” fiilinden türediği düşünülmektedir. Birinci Dünya Savaşı’nın ardından Arjantin’e, özellikle Buenos Aires’e hızlı bir göç yaşanmıştır. Göç edenlerin genellikle işçi sınıfı olması ve erkeklerden oluşması sebebiyle, kenar mahallelerin oluşması ve büyümesi engellenememiştir. Bu da genelev ve kumarhanelerin artmasına sebep olmuştur. Tango tam da toplum tarafından istenmeyen fahişeler ve göçmen işçiler sayesinde büyüyüp gelişme fırsatını yakalamıştır. Bu yüzden tango bazen “Arjantin’deki göçmenlerin müziği” olarak adlandırılmaktadır. Tango, Arjantin’de zengin kesim tarafından alt kültür kabul edilerek aşağılanmıştır. Bir süre yönetim tarafından yasaklanmıştır. 20. yüzyılın başlarında tarım işçilerinin elde ettiği başarı sayesinde ilk önemli adımını atar. 1917

30

yılında Carlos Garder’in smokin giyerek tango müziğini söylemesinin ardından Tango üst tabakaya hitap etmeye başlamıştır. Parislilerin Tangoya gösterdiği ilgi Arjantin sosyetesinde önem vermeye başlamasına neden olur(TERCAN, 2012).

Ayrıca üst sınıf bir vatandaş olan Eva Peron'un Tangoya olan tutkusu bu dansın bir tür salon dansına dönüşmesine yol açtı, söz yerini bulursa, legalleştirmiş, avam sınıftan üst sınıfa terfi ettirmişti. Daha öncelerde ucuz batakhanelerde yapılan bu dans bir süre sonra iyice popüler hale geldi ve dünyaya mal oldu. 19. yüzyılda büyük umutlarla Latin Amerika'ya göçen işçi sınıfının hayal kırıklığı ve bunalımlarının içinden, genelev kapılarında doğan tango müziği ve dansı içinde barındırdığı tutkuya ve aşka olan özlemi ile evrensel bir dili, adeta karma bir kültürü yansıtmaktadır (ÖZ, 2011). İnsanların, bu karma kültür içerisinde birbirlerini daha rahat anlayabilmeleri

sayesinde dans, insanlar arası iletişimi yükselterek kendi işlevselliğini de artırmıştır. 1920'lerde çokça popüler olan bu salon dansı ve müziği Türkiye’de resmi

anlamda Atatürk'le başlıyor.1920'lerin ortalarında Türkiye'de duyulmaya başlayan tangolar sözleriyle masum ve platonik aşkları anlatıyor ve Türk müziğinden esintiler taşıyan melodileri ile uzun yıllar müzik yaşantısının tek egemeni haline geliyor.Bu aşamada Necip Celal'in 1928 yılında yazdığı ilk tangosu "Mazi"nin 1932'de Seyyan Hanım tarafından plağa okunması ile başlayan sürecin etkisi yadsınamaz.Tango bir dönem Türkiye'de öyle sevildi. Eski ve unutulamayan bir sevgiliyi anlatıyor olmasına

rağmen La Cumparsita düğünlerin vazgeçilmez açılış parçası

oldu(ÖZ,WEB,2011).Yeniçağa damgasını vuran Vals’ten(bkz. Yeniçağ ve dans bölümü) sonra yakınçağa damgasını vuran dans da Tango olmuştur. Tango, Valste de

olduğu gibi belki de daha fazla etki yaratarak insanlar arası iletişimi artıran bir kitle iletişim aracı olmuştur.

1929 krizi nedeniyle Dünya çapında düşüşe geçen tango ülkemizde dahil olmak üzere pek çok ülkede yasaklanmıştır. 1980’lerden itibaren de eski canlılığını yakalayan Tango, günümüze kadar varlığını sürdürdü ve daha çok üst ve orta sınıfın katılım sağladığı uğraş halini aldı. Şuanda ise verilen kurslarda ve yapılan “Milonga” geceleriyle, insanları sanatsal faaliyetleriyle sosyalleştirerek topluma katılımını sağlayan bir dans türü olmuştur.

Tango ve Flamenko dansları, çıkış itibariyle alt sınıfa ait olsalar da zaman içerisinde orta ve üst sınıfın alakadar olduğu bir sanat haline geldi.

31

Benzer Belgeler