• Sonuç bulunamadı

1.1. Problem Durumu

1.1.4. Yabancı Dil Olarak Türkçenin Öğretiminin Tarihçesi

Türkçenin yabancı dil olarak öğretiminin tarihçesine bakıldığında geçmişinin 11. Yüzyıla dayandığı görülmektedir. Bu alanda ilk yazılı eser Kaşgarlı Mahmud’un Araplara Türkçe öğretmek ve Türkçenin Arapça ve Farsçadan üstün olduğunu anlatmak amacıyla hazırladığı Divanü Lügati‘t Türk adlı eseridir. Kaşgarlı Mahmud 8624 kelimenin yer aldığı eseriyle Araplara kültür, edebiyat ve bilim dili olan Türkçeyi öğretmeyi amaçlamıştır (Karakuş, 2006, s. 16-17). Arapların Türkçeyi rahatlıkla öğrenebilmesi için sözlük Arap alfabesine göre hazırlanmıştır (Barın, 2010, s. 122). Kaşgarlı Mahmud sözlüğü hazırlarken öncelikle bol sayıda örnekler vererek kurala ulaşmayı hedeflemiştir. Örnek metinleri günlük hayattan ve Türk kültürünü yansıtan metinlerden seçmiştir. Ayrıca daha önce öğretilenleri pekiştirmek için tekrarlara yer vermiştir ( Akyüz’den aktaran İşcan, 2012, s. 11-12).

Yabancılara Türkçe öğretiminde hazırlanan bir başka eser “Kıpçak Kitabı” anlamına gelen Codex Cumanicus’tur. Kitap iki bölümden oluşmaktadır. İlk bölüm İtalyanca Codex Latinceye göre düzenlenmiştir. Ayrıca Farsça ve Kumanca sözlükle birlikte Kumancaya ait dil bilgisi kuralları da bulunur. İkinci bölüm ise Almanca Codex’tir. Almanca Codex’te Hristiyanlığa dair Türkçe metinler bulunmaktadır (Durmuş, 2013, s. 98). Codex Comanicus Kıpçak Türklerine ve diğer topluluklara Kıpçak Türkçesini öğretmenin yanında Hristiyanlık dinini yaymak için misyonerler tarafından yazılmıştır (Karakuş’tan aktaran Göçer & Moğul, 2011, s. 799).

Bu alandaki diğer bir eser 1312 yılında Nasirüddin Ebu Hayyan tarafından kaleme alınan Kitabü’l-İdrak Li-Lisani’l-Etrak (Türklerin Dilini Anlama Kitabı)’tır. Eserde dil bilgisi bölümü ve alfabetik sıraya göre düzenlenmiş sözlük bölümü olmak üzere iki bölüm bulunmaktadır. Ayrıca verilen kelimeler Kıpçakçaya aittir (Bozkurt, 2005, s. 295-296). El-Kavaninü’l-Külliye Li-Zabti’l Lügati’t-Türkiye (Türk Dilinin Öğrenilmesi İçin Bütün Kurallar) yabancılara Türkçe öğretiminde yazılan bir başka eserdir. Araplara Türkçe

7

öğretmek için yazılmış bir dil bilgisi kitabıdır ve sözlük niteliğinde değildir (Bozkurt’tan aktaran İşcan, 2012, s. 13).

Diğer bir eser Kitabü Bulgatü’l-Müştak –Fi-Lügati’t Türk ve’l Kıfçak (Türk ve Kıpçak Sözcüklerinin Çeşitlerinin Kitabı)’tır. Yazarı Celaleddin Ebu Muhammed Abdullah Türki’dir. Eserde Türkçe kelimelerin karşılıkları Arapça olarak verilmiştir (Barın, 2010, s. 123).

Yabancılara Türkçe öğretmek amacıyla yazılan başka bir eser de İslamiyetin kabulünden sonra Araplara Kıpçak Türkçesini öğretmek amacıyla yazılan Ed-Dürretü’l-Mudiyye fi’l-

Lügati’t Türkiyye’dir (Tiryaki’den aktaran Göçer ve Moğul, 2011, s. 800).

Arapça-Türkçe bir sözlük olan Et- Tuhfetü’z-Zekiyye Fi’l-Lügati’t Türkiye (Yeni ve Arı Türkçenin Sözlüğü) 15. yüzyıl başlarında yazılmıştır (Ercilasun, 2004, s. 391).

Muhakemetü’l Lugateyn 15. yüzyılda Ali Şir Nevai tarafından yazılan Türkçe bir sözlüktür. Türkçe ve Farsçanın karşılaştırıldığı bu eserde Türkçenin Farsçadan daha üstün olduğu ispat edilmeye çalışılmıştır (İşcan, 2012, s. 15). Çağatay döneminde yazılan eserde Farsça ile Türkçenin gramer özellikleri karşılaştırılmıştır. Türkçe sözcüklerle Farsça sözcüklerin anlamları karşılaştırılarak Türkçe sözcüklerin anlamca daha zengin olduğu ve bu sözcüklerin birçok anlama geldiği belirtilmiştir (Biçer, 2012, s. 123). Muhakemetü’l Lugateyn’de ana hatlarıyla karşılıkları tek sözcük olarak Farsçada bulunmayan Türkçe sözcükler ve bunların yan anlamları, kafiye bakımından Türkçenin Farsçadan üstün olduğu, Türkçede bulunan bazı eklerin Farsçada karşılığının bulunmadığı, pekiştirme olayının Farsçada bulunmadığı, Farsçada olmadığı halde Türkçede bulunan işteş ve ettirgen çatı belirtilmiştir (Adıgüzel, 2001, s. 29).

Avrupa ile Osmanlı Devleti arasında kurulan ilişkiler sonucunda Avrupa devletleri Türkçeye önem vermişleridir. Osmanlı Devleti ile ticari ve diplomatik ilişkiler elçilikler aracılığıyla yürütüldüğü için bu elçiliklerde çalışan görevli ve tercümanlar için Türkçe öğrenmek bir zorunluluk olmuştur (Timur Ağıldere, 2010, s. 694). Örneğin tercüman olarak yetiştirilmek amacıyla Osmanlı tebâsından seçilen 9 yaşındaki Ermeni, Rum, Süryani… çocuklara Fransa tarafından İstanbul’da Dil Oğlanları Okulu adıyla bilinen manastırda eğitim veriliyordu. Burada Türkçelerini geliştirmek için verilen derslerin

8

yanında diplomatlık dersleri de öğretilmekteydi. Hem tercümanlık yapan hem de Türk- Fransız ilişkilerini yürüten bu kişilere dil oğlanları adı verilirdi (Nurlu, 2011, s. 11).

Osmanlı Devleti döneminde hem yabancı ülkeler hem de devlet bünyesindeki azınlık halklar resmi dil olması dolayısıyla Türkçeyi öğrenmek istemişlerdir. Ayrıca Osmanlı Devletinin egemen olduğu yerlerde halkın bir arada yaşamaları ve paylaşımda bulunabilmeleri için Türkçeyi öğrenmiş olmaları muhtemeldir (Biçer, 2012, s. 124). Osmanlı Devleti döneminde yabancılara Türkçe öğretimi için hazırlanan yerli ve yabancı kaynaklar şunlardır:

Barker, W. B. (1854). A Practical Grammar of the Turkish Language with Dialogues and Vocabulary, London.

Bıanchı, T. X. (1839). Le Guide de la Conversation en Français et en Turc, Paris. Gürcü, S. (1892). (Ecnebilere Mahsus) Elifbâ-yı Osmanî.

Güzeloğlu, E. (1852). Dialogues Français-Turcs, Précédés d'une Vocabulaire, Constantinople.

Hındoglou, A. (1829). Theoretisch- Practische Turkische Sprachlere, Viyana.

Manissadjiman J. J. (1893). Lehrbuch der Modernen Osmanisches Sprache, Stuttgart. Mihri, M. (1884). Kitabü’t-Tuhfetü’l-Abbasiyetü’l Medreset el Aliyetü’t - Tevfikiye, Mısır.

Ruhi, M. (1893). Conversazione in Lingua Turca Elkaliona, İstanbul. Sinan, J. P. (1854). Abrégé de Grammaire Turque, İstanbul.

Wahrmund, A. (1869). Practisches Handbuchder Osmanische – Turkischen Sprache, Gissen (Doğan ve Hengirmen’den aktaran Biçer, 2012, s. 127).

Türkiye’de yabancı dil olarak Türkçenin öğretiminde kurumsal anlamda hizmet 1984 yılında Ankara Üniversitesi bünyesinde kurulan TÖMER’le başlamıştır. Daha sonraki yıllarda da çeşitli üniversitelerde Türkçe Öğretim Merkezleri kurularak yabancılara Türkçe öğretimine önem verilmiştir. Günümüzde bu alandaki çalışmalar yürüten kurumların başlıcaları aşağıda verilmiştir:

9

Ahmet Yesevi Üniversitesi Hazırlık, Dil Öğretim Merkezi Türk Dili Bölümü, Ankara Üniversitesi Türkçe ve Yabancı Dil Uygulama ve Araştırma Merkezi (Ankara TÖMER), Atatürk Üniversitesi Dil Öğretim Merkezi (DİLMER), Boğaziçi Üniversitesi Dil Merkezi, Dicle Üniversitesi Yabancı Diller Öğretimi Uygulama ve Araştırma Merkezi, Dokuz Eylül Üniversitesi Dil Eğitimi Araştırma ve Uygulama Merkezi (DEDAM), Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü Türkçe Öğretimi Birimi, Eskişehir Anadolu Üniversitesi Uzaktan Türkçe Öğretim Programı, Fatih Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi (FÜSEM) Temel Düzey Türkçe Eğitimi, Fırat Üniversitesi Dil Eğitim - Öğretim ve Araştırma Merkezi (FÜDEM), Gazi Üniversitesi Türkçe Öğrenim, Araştırma ve Uygulama Merkezi (Gazi TÖMER), Hacettepe Üniversitesi Dil Öğretimi, Uygulama ve Araştırma Merkezi (HÜDİL), İstanbul Üniversitesi Dil Merkezi Türkçe Birimi, Kara Kuvvetleri Komutanlığı Lisan Okulu Türkçe Bölümü, Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi Yabancı Diller Yüksek Okulu Türkiye Türkçesi Öğretimi Koordinatörlüğü, Millî Eğitim Bakanlığı, Süleyman Demirel Üniversitesi Türk Dili Öğretimi Araştırma ve Uygulama Merkezi, Trakya Üniversitesi Dil Eğitimi ve Öğretimi Uygulama ve Araştırma Merkezi, Türk Dil Kurumu, Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı (TİKA), Yunus Emre Vakfı… (Alyılmaz, 2010, s. 729-730). 2014 yılında kurulan Aksaray Üniversitesi Türkçe Öğretim Merkezi de bu alanda hizmet veren kurumlar içinde yerini almıştır.

1.1.5. Yabancı Dil Olarak Türkçenin Öğretiminde Karşılaşılan Zorluklar

Benzer Belgeler