• Sonuç bulunamadı

ARAŞTIRMANIN KURAMSAL ÇERÇEVESİ VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

2.1 ARAŞTIRMANIN KURAMSAL ÇERÇEVESİ

2.1.3 Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğretiminde İlkeler, Yaklaşımlar, Yöntemler

2.1.3.2 Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğretiminde Yaklaşımlar

Yaklaşım, dilin ve dil öğreniminin doğasına dair kuramları oluşturur. Yani insanların dili nasıl edindikleri ve nasıl başarıyla öğrendikleri yaklaşımın içeriğini oluşturur (Harmer, 2007; Richards ve Rodgers, 2001’den akt. D. Yaylı ve D. Yaylı, 2014: 8-9).

2.1.3.2.1 Doğal yaklaşım

Yabancı dil olarak Türkçe öğretiminin gerçekleştirilmesinde benimsenen yaklaşımlardan biri “Doğal Yaklaşım”dır.

Demircan’a göre doğal yaklaşım, bir öğrenci topluluğuna, ilk dersten itibaren yalnızca öğretmenin kendi anadili olan yabancı dili kullanarak sürekli konuşma yoluyla iletişim kurmak ve bu etkileşimi birbiriyle bir metin oluştururcasına bağlantılı ama dil bilgisi açıklaması yapılmaksızın anlaşılabilecek ölçüde yalın bir tümce dizisiyle gerçekleştirmek biçiminde tanımlanmaktadır (2013).

16

Araştırmacılar, bu yaklaşımda ana dili ile ikinci dil öğreniminin birbirine benzer şekilde gerçekleştiğini söylemektedir (Demirel, 2012: 46; Güzel ve Barın, 2013: 172; Yaylı ve Yaylı, 2014: 22; Büyükikiz, 2013: 87; Durmuş, 2013: 85). Büyükikiz, bu benzerlikten dolayı yabancı dil öğretiminde anadil edinimindeki aşamaların göz önünde bulundurulması gerektiği üzerinde durmaktadır (2013: 87). Ayrıca bu yaklaşımda, edinme ile öğrenme kavramları önemli bir yer tutmaktadır. Ellidokuzoğlu:

“Öğrenme, çoğu öğrencinin okul ortamında kullandığı bilinçli bir süreçtir. Öğrenmede hedef, gramer kurallarının şuurlu bir şekilde irdelenmesinden sonra, bol miktarda alıştırma ve pratik yapmak suretiyle otomatik hale getirilmesidir. Bu açıdan yabancı dil "öğrenimi", herhangi başka bir konunun öğrenimi ile benzeşmektedir: on-parmak daktilo yazmayı, araba sürmeyi ya da matematik kurallarını öğrenmek gibi. Edinme ise kendine özgü bir bilinçaltı süreci olup başka alanlardaki öğrenme süreçleriyle benzeşmemektedir. Yabancı dil edinimi ile paralellik arz eden tek süreç, anadil edinimidir. Doğal dil kullanımını mümkün kılan bilgi ancak “edinme” yoluyla elde edilmektedir.” diyerek edinme ve öğrenme kavramlarına açıklık getirmektedir (URL5).

D. Yaylı ve D. Yaylı da edinmenin, anadilini öğrenen bir çocuğun yaşadığı bir süreç, yani doğal ortamda ve bilinçaltında gelişen bir işlem olduğunu, bu yüzden de edinmenin bilinçli bir süreç olan öğrenmeye göre temel olduğunu ifade etmektedir (2014: 20).

Araştırmacıların edinme ve öğrenme kavramlarına ilişkin bu görüşleri, doğal yaklaşımın yabancı dil öğrenimini ana dil edinimine benzetme çabasına ışık tutar nitelikte görünmektedir.

Dilin öğrenilmeyeceğini, edinileceğini, bunun da insan bünyesinin doğal bir aktivitesi olduğunu düşünen Eyüpoğlu, bu yaklaşım gözetilerek dil edinmek için başlangıçta hayati öneme sahip olan aktivitelerin dinlediğini anlama ve okuduğunu anlama aktiviteleri olduğunu, sözlü ifade ve yazılı ifade becerilerinin gelişiminin ise sonraya bırakılacağını söylemekte (URL6), D. Yaylı ve D. Yaylı ise, “Sınıfta dinleme ve okuma üzerinde odaklanılmalı, konuşmanın kendiliğinden ortaya çıkması beklenmelidir.” diyerek Eyüpoğlu’nun doğal yaklaşım bünyesinde beceri alanlarının geliştirilmesinde nasıl bir yol izleneceği konusundaki görüşünü desteklemektedir (2014: 21).

17

Doğal Yaklaşımda öğretici sadece hedef dilde konuşurken öğreniciler anadillerini ya da hedef dili kullanabilirler. Konuşmalardaki yanlışlar iletişimi güçleştirmediği sürece düzeltilmez (URL7; Büyükikiz, 2013: 88). Ayrıca bu yaklaşım, sınıf ortamının gerçek yaşamı yansıtması gerektiğine inanır. Bunun için gerçek yaşam mümkün olduğunca sınıfa taşınmalıdır. Yaklaşıma göre görsel nesneler dil öğretiminde büyük önem taşımaktadır (Büyükikiz, 2013). Bu bağlamda, görsel-işitsel araçlardan biri olan televizyon ve gerçek yaşamın bir yansıması olan televizyon programlarından yararlanılabilir.

Doğal Yaklaşım hakkında araştırmacılarla benzer fikirlere sahip olan Tunçel ise, “Yabancı dil konuştuklarımızla değil, duyduklarımız ve anladıklarımızla öğrenilir. Cümleler ve sözcükler defalarca dinlenmeden ve tam olarak anlaşılmadan sözlü olarak tekrar edilmez. Öğrenciden verilen mesajı anlaması beklenilir. Bu durum, yanıtların biçimsel olarak doğruluğundan daha önemlidir. Öncelik anlamadadır. Sonra sırasıyla dinleme, yazma ve konuşma becerilerinin geliştirilmesi hedeflenir. Sözcükler defalarca duyulduktan ve iyice anlaşıldıktan sonra telaffuz edilebilir.” ifadeleriyle bu yaklaşımda anlamın ne kadar önemli olduğunu ortaya koymaktadır (2014).

2.1.3.2.2 Eylem odaklı yaklaşım

Eylem odaklı yaklaşım, dil kullanan ve öğrenenleri öncelikle sosyal aktörler; yani, belli koşullarda, belirli çevrelerde ve eylem alanlarında, salt dilsel olmayan, bildirişimsel görevleri üstlenen toplum üyeleri olarak ele almaktadır. Söz konusu dilsel eylemler, ne kadar dil etkinlikleri olarak ortaya çıksa da; onlara anlam kazandıran oldukça geniş bir sosyal yapının parçasıdır. Belirli bir sonuç elde etmek için bireyler, üstlendikleri görevleri yerine getirirken kendilerine özgü yeterliklerini stratejik ve planlı bir şekilde kullandıklarından dolayı, burada bildirişimsel görevlerden bahsedebiliriz. Bundan dolayı eylem odaklı yaklaşım, bireylerin bilişsel ve duygusal olanak ve niyetlerini, sahip oldukları ve sosyal aktör olarak kullandıkları tüm yetenekleri kapsar (AOBM, 2013).

Bu yaklaşım, birer sosyal aktör olarak tanımlanan öğrenen/öğrencileri, mesleki ve toplumsal yaşamın gereksinimlerine en iyi biçimde yanıt verebilecek bilgilerle donatmayı öngörmektedir (Ağıldere, 2008).

Öğrenenlerin/öğrencilerin en iyi biçimde bilgi edinmelerini sağlayacak dersler ise, eylem odaklı öğretim ilkesine göre gerçekleştirilecektir. Eylem odaklı öğretim ilkesini gözeten bir ders, içerdiği eylem kavramından da anlaşılacağı üzere, eylem ve hareket içeren bir ders etkinliğinin gerçekleştirilesini amaçlar. ‘Eylem’ kavramı sözlük anlamı ile hareket, eylem, iş,

18

etkinlik gibi anlamları içerir. Dolayısıyla eylem odaklı öğretim, eylem, iş ve üretimi hedefler (Sayınsoy Özünal, 2004).

Üretkenlik hedeflendiği için eylem odaklı yaklaşım ile gerçekleştirilecek olan derslerin, eğitimde kaliteyi artıracağı söylenebilir.