• Sonuç bulunamadı

4.2. Terörizmle Mücadelede AİHS açısından Mağdurların Korunması

4.2.1. Yaşama Hakkı

Mağdurların hakları bağlamında, AİHS’nin 2. maddesindeki: her bireyin yaşama hakkı, hukuk tarafından korunur. Kanunun ölüm cezası öngördüğü bir suç nedeniyle bir mahkemenin verdiği ölüm cezasının infazı dışında, hiç kimse yaşama hakkından kasten yoksun bırakılamaz377.

Yaşamdan yoksun bırakma, aşağıdaki hallerde kullanılması mutlaka gerekli bir gücün sonucu olarak meydana gelmişse, bu Maddeye aykırı sayılamaz378:

• bir kimsenin hukuka aykırı bir şiddete karşı savunması

• hukuka aykırı bir gözaltına alma kararını gerçekleştirme veya hukuka uygun olarak gözaltında tutulan bir kişinin kaçmasını önleme

• kargaşa veya ayaklanmayı hukuka uygun olarak bastırma buradaki yaşama hakkı, Mahkeme tarafından henüz tartışılmamıştır. AİHS’nin gerek yaşama hakkı’na ilişkin 2.maddesinin ve gerekse ölüm cezasının kaldırılmasını öngören 6. Protokolün, koşulsuz olarak yaşama koruma ya da belli bir yaşam kalitesini güvence altına alma iddiasında olmadığına dikkat etmek gerekir.

Sözleşme’nin 2(1) maddesi devletlerin, şiddetle tehdit edilen ya da iç çatışmaların olduğu bölgelerde yaşayan insanlar için kişisel koruma sağlamak zorunda olduğu anlama gelmemektedir.

Yaşama hakkı, her şeye rağmen hakların haklı olup, ihlali halinde iadesi mümkün olmayan bir niteliğe sahiptir. Bunun da ötesinde, terörist bir eylem

376 Ertan Beşe, a.g.e., s. 212.

377 http://www.yargitay.gov.tr/aihm/sozlesme.html.

378 A Declaration of Fundumental Rights and Freedoms, European Parliament, OJC 120/51, 16 May

sonucu yaşama hakkının çiğnenmesi, mağdurun masumiyeti nedeniyle özellikle vahimdir.

Yaşam hakkının yasayla korunması, kasti ve keyfi öldürmelere karşı kişinin yaşam hakkını korurken aynı zamanda, devlete yükümlülükler de getirmektedir. Bu yükümlülükler, AİHS’nin 1.maddesi uyarınca devletin Sözleşme’de yer alan hak ve özgürlüklüleri tanıma yükümlülüğünün bir uzantısı olarak kaçınma ya da bir negatif yükümlülük yanında, yaşam hakkının korunması yönünde pozitif yükümlülükler de içermektedir379.

Hakların korunması doğrultusunda makul ve uygun önlemlerin alınması yükümlülüğünün teorik ve hayali değil, etkin ve somut koruma sağlayan Sözleşme sisteminde yer alması kaçınılmazdır. AİHS sisteminde yaşam kalitesi değil yaşama hakkı korunmaktadır. Devletin keyfi davranışıyla yaşam hakkını ihlal etmesi yanında, koruma yükümlülüğünü eksik yerine getirmesiyle meydana gelen ölümlerde de sorumluluk doğabilmektedir.

Terörist eylemlerin dolaysız veya doğrudan mağdurları hayatta kaldıkları takdirde, devleti Sözleşme kurumlarında kendilerini gereği gibi korumadığı ya da zararlarını makul şekilde tazmin edemediği gerekçesiyle dava edebilirler. Fakat, gerçekte bu durumun, hayat kaybedilmediği sadece tehdit edildiğinden dolayı, 2.madde kapsamında bir dava olup olmadığı tartışılabilir. Yaşama hakkının sadece gerçek ölüm olaylarında korunması, trajik olarak yetersiz olabilir ve Sözleşme’nin hayatta kalan yaralı mağdurları kapsayabilecek olan 3.maddesi de bu şekilde yorumlanmamıştır. Komisyon’ un daha önceki içtihatlarında: bir kimsenin belirli bir ülkeye iadesinin istisnai durumlarda 3.madde bağlamında sorunlar yaratabileceği, kötü muamele tehlikesinin özel şahıs ya da fraksiyonlardan değil, iade isteyen devletin yetkili makamlarından geldiği belirtilmişti380.

379 http://www.avrupakonseyi.org.tr/. 380 Ertan Beşe, a.g.e., s. 213.

Bu probleme ilişkin davaların çoğu, gerçek mağdurlarla yakın ilişkisi olan ve dava açma hakkına sahip olmak için yeterli nedeni olan dolaylı mağdurlar tarafından açılmıştır. Bu tür bir dava açma hakkına sahip olmak için gerekli şartlar, büyük ölçüde ve spesifik olarak, çalışmakta olduğumuz terörizm konusuyla ilgili davalar tarafından belirlenmektedir381.

Mrs. W. v Birleşik Krallık Davası382, kocası ve erkek kardeşi İRA tarafından öldürüldüğü kesin olan ve Kuzey İrlanda’ da ikamet etmekte olan bir şahıs tarafından açılmıştır. Komisyon, Bayan W’ nun bir doğrudan mağdurun temsilcisi olarak değil, fakat bekar olan erkek kardeşinin ölümünden etkilenmiş en yakın akraba olarak 25.maddenin kapsamı içerisinde kendi hakkının mağduru olduğuna hükmetti. AİHS madde 25 şöyledir: Komisyon, bu Sözleşme’ de beyan edilen haklarına bir Sözleşmeci Tarafça yapılan bir ihlalin mağduru olduğunu iddia eden bireylerin, hükümet dışı örgütlerin veya birey toplulukların Avrupa Konseyi Genel Sekreterliği’ne gönderdikleri dilekçeleri, şikayet edilen Sözleşmeci Tarafın, Komisyon’ un bu tür dilekçeleri kabul etme yetkisini tanıması koşuluyla kabul edebilir. Tanıma bildiriminde bulunan Sözleşmeci Taraflar, bu hakkın fiilen kullanılmasını her hangi bir biçimde engellememeyi üstlenirler.

Komisyon’ a göre başvurucunun, kocasının teröristler tarafından öldürülmesine ilişkin şikayeti, devletin yaşama hakkını koruma sorumluluğu hususunu gündeme getirmektedir. Bu davada Komisyon, devletin yaşam hakkının korunmasında önleyici tedbirler alma yükümlüğü olduğunu kabul etmekle birlikte, sonuçta şikayeti kabul edilemez bulmuştur. Komisyon2 a göre, koca İrlanda Cumhuriyeti’nde öldürülmüştür ve bu şahsın öldürülmesine ilişkin olarak, kendisi yer itibari (ratione loci) prensibi ile yetkisizdir383.

381 http://www.yargitay.gov.tr/aihm/sozlesme.html.

382 Mrs. W. v The United Kingdom, Commission Decision 28 February 1983, Decisions and Reports,

Vol:32, s. 190.

383 Osman Doğun, İnsan Hakları Avrupa mahkemesi Kararlar Rehberi (1960-1994), İstanbul Barosu

Mrs. H. v Birleşik Krallık ve İrlanda Davası384’nda ise, başvurucunun kızı (ve daha sonra da kocası), terörist olan üç komşusu tarafından öldürülmüştü. Komisyon, bütün iç hukuk yollarının tükendiğini kabul etmekle birlikte, Bayan H’nin devam etmekte olan bir durumun mağduru olduğu iddiasını reddetti. Böylece ölüm tarihinden itibaren hesaplanan 6 aylık bir gecikme (AİHS Madde 26.) nedeniyle, Mrs. H’nin başvurusu geçersizdi.

Potansiyel bir mağdurun dava açma hakkı, diğer haklarla ilgili olarak kabul edilmiş olmasına rağmen, yaşama hakkına ilişkin olarak tanınmamıştır. X v Birleşik Krallık Davası’nda başvurucu X, Londra’ da gözaltında tutulan ve Türkiye’ ye iade edilmeyi bekleyen bir Türk idi. X, ‘’Türk Halk Kurtuluş Ordusu Partisi’nin terörist faaliyetleri nedeniyle hayatının tehlikede olduğu’nu iddia etti. Komisyon ise, ‘’başvurucu, kamu makamlarından değil, fakat otonom gruplardan kaynaklanan bir tehlikenin olduğu iddiasını kanıtlayacak bir delil sunamadığı için başvuruyu dikkate almak gerekmez’’. Başvurucunun çeşitli değerlendirmelerinde,’’bir samimiyet eksikliği olup, bu şahıs, şikayette bulunduğu terörist eylemler vuku bulduktan sonra da uzun bir süre Türkiye’ de kalmıştır’’ açıklamasını yapmıştır.