• Sonuç bulunamadı

yaşama geçirmektir ”

T

İP Genel Başkanı Behice Bo­ ran ile TKP Genel Sekreteri Haydar Kutlu: 8 Ekim’de dü­ zenledikleri basın toplantısında, TBKP’nin politik ve programatik yaklaşımları konusunda ayrıntılı açıklama yaptılar. Brüksel’de düzen­ lenen basın toplantısında, Boran ve Kutlu gazetecilerin çeşitli konular­ daki sorularını da yanıtladılar.

“Türkiye’nin önünde bugün de­ mokrasiye geçilip geçilemeyeceği so­ runu duruyor. Biz halkımızın de­ mokrasi isteğine yanıt vermede en başta kendimizi sorumlu hissediyo­ ruz. TKP ve TİP birleşmesiyle bu so­ rumluluğun gerektirdiği bir adımı attığımız kanısındayız” diye başla­ yan ortak basın açıklamasında, şu görüşlere yer veriliyor.

“Genel olarak solun, özel olarak de devrimci solun bölünmüşlüğü ve demokrasi mücadelesinde oynayabi­ leceği rolü yeterince oynayamama­ mız herkesin kabul ettiği bir olgu­ dur. TKP ve TİP birleşerek bunun . tersinin mümkün olduğunu göster­

meyi amaçlıyor.

TBKP, alışılmamış yeni bir kim­ likle ortaya çıkıyor. Bu yeni kimlik güncel olarak halkın sorunlarına bugünden gerçekçi çözümler bul­ mak, Amerikancı, gerici, militarist güçlerin politikasına karşı, yapıcı, birleştirici, istikrarlı bir politikayı yaşama geçirme çabasıdır.

Türkiye toplumunun politik ve

sosyal yenilenmeye ihtiyacı var. Halk arayış içinde, değişim istiyor. Demokratik bir gelişme yoluna ko­ yulmak nesnel bir ihtiyaç olarak kendini dayatıyor. Öte yandan 21. yüzyıl eşiğinde yeni bir dünya olu­ şuyor. ABD ve SSCB arasında varı­ lan prensip anlaşmasıyla nükleer si­ lahlarda uzun tartışmalardan son­ ra ilk kez indirime gidilmesinin yo­ lu açılmıştır. Uluslararası bir gü­ venlik anlayışının ve yeni bir ilişki­ ler sisteminin filizleri beliriyor. Türkiye barısı erüclendireı» bir et­

men olarak bu dünyada yerini alma­ lıdır. Ulusal güvenlik anlayışım, dış politikasını oluşan bu yeni dünyaya uygun yeniden belirlemesi lazımdır.

Bütün bunları başarabilmek için demokratik istikrar gerekiyor. Sosyal demokratlardan komünistle­ re, Kürt demokratlardan Kemalist- lere, devrimci soldan çevrecilere ka­ dar en geniş sol güçlerin yapıcı kat­ kısı sağlanmadan, sol güçler ile di­ ğer demokrasi güçleri arasında bir mutabakat temelinde demokratik işbirliği gerçekleşmeden bu amaca ulaşılamaz. Yeni program tasarımız­ la biz sol güçlerin bugünkü kritik durumda oynayabilecekleri yapıcı rolü kendi komünist görüş açımız­ dan formüle ediyoruz.”

Qrtak basın açıklamasında da-

ha sonra TBKP’nin yeni program ta­ sarısında demokrasinin önemi üs­ tünde durularak, şöyle devam edili­ yor:

“Yeni program tasarımızda de­ mokrasi fikri kilit bir rol oynamak­ tadır. Bugün kapitalizm çerçevesin­ de demokratik bir alternatif politi­ ka öne sürüyoruz. Demokrasiyi ko­ ruyun güçlendirmeden sosyalizme

"S ıy rılıp gelen

rr

f

x

$

¿ r a » ^

İ ^ ^

i l

/ 55

- - t V . . . M * , ; . ' - , * M ’ i ] „ v 1

“ B elli k i dağların, denizlerin ve göllerin iizertfıden

sıyrılıp gelmektedir seher belli k i yakındır

doğayı ve hayatı sarsacak saat

A

,

BÜYÜ GÜLEBİLMEZ KUŞATMA GÜLEYCAN HÜZ NÜN İSYAN OLUR ENTEL KARŞILAMASI R SIYRILIP GELEN HAYAT MUNZUR DAĞI SEN ÖZGÜRLÜKSÜN MAPUSHANE ÇEŞMESİ

S I Y R I L I P G E L E N

YORUM

MÜZİK TOPLULUĞU

geçişin yolunun açılamayacağına, sosyalizme ancak demokrasi yolun­ dan geçilebileceğine ve sosyalizmin ancak demokrasinin gelişmesiyle gelişebileceğine inanıyoruz.

Amacımız halkı daha bugünden demokrasinin mimarı haline getir­ mek, toplumun her alanını demok­ ratikleştirmek, halkın katıldığı de­ mokratik bir politik rejimi yaşama geçirmektir. Biz temel amaç olan sosyalizmin demokratik kültürünü bugünden toplumda olabildiğince yaygınlaştırmaya çalışacağız.

Demokrasiyi kazanmanın önün­ de güçlü bir baraj var. Emperyaliz­ min ve büyük ve tekelci sermayenin tam desteğine sahip olan ANAP yö­ netimi, Evren ile ve ordu üstyöneti- mi ile işbirliği içinde, hem kaba kuv­ vete ve tehdide başvurmakta, hem de çeşitli kesimlerin çıkar ve beklen­ tilerini, korku ve endişelerini ken­ di doğrultusunda kanalize edebil­ mektedir. Bu güçlü barajda gedikler açmak, demokratikleşme sürecini başlatmak, ancak geniş muhalefet güçlerinin demokratik işbirliği ile mümkündür.

Şimdi 1 Kasım’daki genel seçim­ lerde demokratik bir sonuç alabil­ mek için böyle bir işbirliğini yaşa­ ma geçirmek zorunludur. Demokra­ tikleşme açısından kritik bir dö­ nemdeyiz. Seçimlere katılma hakkı­ na sahip demokratik nitelikte mu­ halefet partileri arasında bir seçim ittifakı kurulabilir. Bu muhalefet partilerinin programlarında asgari demokratik müşterekler vardır. Devrimci solun, sendikaların, öteki m eslek örgütlerinin, aydınların as­ gari istemleriyle bunların demokra­ tik müşterekleri çakışmaktadır. Biz demokratikleşmeyi başlatmanın ve bunun önündeki ciddi bir engel olan ANAP’ı yenilgiye uğratmanın, bu­ günkü koşullardaki tek yolu olarak gördüğümüz böyle bir seçim ittifa­ kını vargücümüzle destekleyeceğiz. B ütün seçm enleri 1 Kasım ’da ANAP’a oy vermemeye, oylarını de­ mokrasiden yana muhalefet partile­ rinde yoğunlaştırmaya çağırıyoruz. Giderek daha geniş çevrelerin baskı politikasıyla çözülemeyeceği­ ni görmeye başladığı Kürt sorunu­ na program tasarımızda yazılan ba­ rışçı, demokratik ve adil bir çözü­ mün getirilmesi güncel bir önem ta­ şıyor.

Partimiz sekter, içine kapanık bir parti olmayacaktır. İşçi sınıfını

yalnızca kendimizin temsil ettiği, gerçeğin yalnızca bizim tekelimizde olduğu iddiasında değiliz. Öteki po­ litik güçlerin, aydınların, emekçile­ rin görüşlerinden her zaman yarar­ lanmaya çalışacağız. Türkiye’nin sa­ hip olduğu barışçı, demokratik ve hümanist fikir potansiyelinin poli­ tik sisteme, parlamentoya, ülke yö­ netimine yansıtılması için çaba gös­ tereceğiz.”

Yeni program tasarasının de­ mokratik kamuoyunun da tartışma­ sına açıldığı üstünde duran basın açıklaması, bu konudaki yaklaşımı şöyle açıklıyor:

“Canlı bir tartışmadan yanayız. Bunun için eskisinden çok daha be­ lirgin olarak partimizde demokrasi, iç yaşamın vazgeçilmez normu ola­ caktır. Dışımızdaki güçlerle her za­ man yapıcı bir görüş değiş tokuşun- dan yana olacağız. Ülkemizin özgür­ ce, uygarca bir politik tartışma kül­ türüne, yeni bir demokrasi kültürü­ ne ihtiyacı vardır. Ülkenin sorunla­ rına çözüm bulma konusunda sonuç almaya yönelik diyalog ve ortak fi­ kir üretmeden başka solu biraraya getirecek, demokrasi güçleri arasın­ da mutabakat sağlayacak bir yol yoktur. O nedenle, yeni programımı­ zı daha tasarı halindeyken kamuo­ yuna açıklıyor ve herkesle tartış­ mak istiyoruz. İktidara gelince de, uygulayacağımız politikaları önce­ den halkımızla, işbirliği yaptığımız politik güçlerle tartışmak her za­ man ilkemiz olacaktır.

TBKP, komünizmin temel fikir­ leri çerçevesinde, yapıcılık, gerçek­ çilik, eleştiricilik, birleştiricilik ve demokratlığın daha bir dizi öğesiy­ le belirlenen çağdaş bir kimlikle ve ülkemiz komünist ve işçi hareketi­ nin 1920’dan bu yana bütün devrim­ ci mirasına sahip çıkarak politik mücadelede yerini alacaktır. Komü­ nist partisinin yasaklı tutulması, 141 ve 142. maddeler, partilerimize yönelik tutuklamalar Türkiye’nin ayıbıdır.

Evren-Özal rejimi, TKP ile TİP! in birleşmesini ve komünist hareke­ tin rolünü artırmasını önlemek için her iki partiye yönelik bir saldırıya girişmektedir. Bütün demokrasi güçlerini ve basını bu saldırılara karşı tutum almaya çağırıyoruz.

Yepi programımızı olanaklı en güçlü etkinlikle yaşama geçirebil­ mek için TBKP daha şimdiden legal çalışmaya adaydır.” □

Benzer Belgeler