• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 1: KURAMSAL VE KAVRAMSAL ÇERÇEVE

1.2. Kanserde Sosyal Destek ve Yaşam Kalitesi

1.2.2. Yaşam Kalitesi ve Yaşam Kalitesinin Değerlendirilmesi

Aristo’nun “Nikomakhos’a Etik” ve Platon’un “Devlet”, isimli eserleri yaşam kalitesi etrafındaki tartışmaların ortaçağ döneminden günümüze değin uzandığını göstermektedir (Edisan ve Kadıoğlu, 2013:3). Fakat yaşam kalitesi kavramını 1960 yılında ilk defa Long'un “On the Quantity and Quality of Life” isimli makalesinde görmekteyiz.

Gelişen insan hakları anlayışı ile birlikte yaşam kalitesi kavramı planlanan veyahut hayata geçirilen tüm politik karar süreçlerinde önemli bir gösterge olmuştur. Bir anlamda toplumun nihayette ulaşmayı hedeflediği evrensel bir hedefe dönüşmüştür. Bu durumu Maslow (1970)’un ihtiyaçlar hiyerarşisi ile açıklanabilir. Maslow bu ihtiyaçları 5 başlık altında ele almıştır:

1.Fiziksel ihtiyaçlar(yeme, içme, barınma)

2.Güvenlik ihtiyacı (korunma, emniyette olma gibi) 3.Sosyal ihtiyaçlar (bir topluma ait olma ihtiyacı)

4.Saygınlık görme ihtiyacı (toplumda değerli kabul edilme, prestij) 5.Kişisel ilgileri/fikirleri/idealleri ortaya koyma ihtiyacı

30

Şekil:4 Maslow'un İhtiyaçlar Hiyerarşisi

Maslow’un teorisi bize, insanın yaşamı boyunca giderilmesi gerekli olan birtakım temel gereksinimleri sıralarken yaşam kalitesi, bu ihtiyaçların nicelik ile birlikte nitelik olarak da önemli olduğunu vurgulamaktadır. Örneğin, uzun bir ömre sahip olmaktan ziyade yaşamın kaliteli olup olmadığı, gelirinin iyi olmasından ziyade bu gelirin kişiyi tatmin edip etmemesi gibi noktalar üzerinde durmaktadır. Ayrıca kalite, bireyin hayatının her alanında hedeflediği mükemmellik seviyesi olmalıdır (Aksungur, 2009:11; Torlak ve Yavuzçehre, 2008:23; akt. Boylu ve Paçacıoğlu, 2016).

Günümüzde yaşam kalitesi kavramının tüm bilimler tarafından kabul gören bir tanımı bulunmamaktadır(Bilir vd., 2005:663; akt. Boylu ve Paçacıoğlu, 2016). Fakat tüm tanımlarda ana faktör insan ve onun öznel değerlendirme sistemidir. Yaşam kalitesi kavramını; kişinin içinde bulunduğu toplumun kültürel ve değer sistemleri içerisinde hedefleri, beklentileri, standartları ile ilişkisel olarak yaşam içerisindeki pozisyonunun algılanması şeklinde tanımlanabilir. Yaşam kalitesi, sağlık durumunun ve tedavi sürecinin etkilerinin değerlendirilmesinde önemli bir sonuç ölçüm göstergesidir. Ancak her bireyin öznel oluşu nedeniyle her bireye farklı şeyler ifade etmesi nedeniyle yaşam kalitesinin net bir tanımı yapmak oldukça güçtür (Başaran, Güzel ve Sarpel, 2005).

Kendini Gerçekleştirme

Değer İhtiyacı Prestij Başarma

Duygusu Ait Olma ve Sevgi İhtiyacı

Arkdaşlık,İlişki Kurmak

Güvenlik İhtiyacı Korunma,Güven Fiziksel İhtiyaçlar Yiyecek,Su,Barınma,Dinlenme

31

Şekil 5: Hastalık ve Yaşam Kalitesi arasındaki etkileşimi gösteren WHO modeli Kaynak: (Müezzinoğlu, 2014:26)

Calman ve arkadaşları tarafından yaşam kalitesi; hasta bireyin beklentileri ile hayata geçirdikleri arasındaki açık (gap theory) olarak tanımlanmaktadır (Calman, 1984:124-127). Hunt ve ark.(1981) tarafından ise bireyin yaşamındaki ihtiyaçların tespit edilmesi şeklinde tanımlanmıştır.

Gill ve ark. ise “hasta bireylerin sağlık durumları ve hayatlarının sağlık alanı dışında kalan kısmıyla ilgili hislerini gösteren, bireysel algısı” olarak tanımlamaktadır (Gill vd.,1994: 619-26).

Dünya Sağlık Örgütü Yaşam Kalitesi grubu (WHOQOL) ise yaşam kalitesini "Hastanın, içerisinde yaşadığı kültürel değerler bağlamında, hem de kendi hedefleri, planlarını, standartları ve kaygıları açısından, yaşamdaki durumu ile ilgili kişisel algısı" olarak tanımlamaktadır ( Kuyken vd., 1995: 1403-9; WHO, 1993).

Mevcut tanımlar incelendiğinde yaşam kalitesi kavramının yaşam memnuniyeti, psiko-sosyal iyilik hali, duygusal ve ekonomik statü gibi birçok faktörü içine aldığı görülmektedir (Fitzpatrick, 1992; Chung, Killingworth ve Nolan 1997; Moons, Budts ve Geest, 2006; akt. Karabuğa, 2009).

Yaşam Kalitesinde Azalma Sağlık Durumunda Bozulma Çevresel Kısıtlamalar

Bozulma Yeti Kaybı Sakatlık

32

Fiziksel, psikolojik ve sosyal fonksiyon olmak üzere 3 ana alandan etkilendiği görülen yaşam kalitesi kavramında; fiziksel fonksiyon alanı ağrı, yorgunluk ve nefes darlığı gibi semptomları kapsamaktadır. Bireyin fonksiyonel durumunu değerlendirmede günlük yaşam aktiviteleri kıstas alınmaktadır. Psikolojik fonksiyonelliğini değerlendirme de ise bireyin iyilik hali, psikolojik stres ve mental yetenekleri ile birlikte bilişsel fonksiyonların ölçümüne odaklanmıştır. Kişiler arası ilişkileri değerlendirmedeki ölçüt ise bireyin aile yaşantısındaki rolünü yerine getirip getirmemesi, seksüel fonksiyonlar ve sosyal hayata katılımı gibi fonksiyonlar baz alınır (Mandzuk ve McMillan 2005, Ferrans, Zerwic, Wilbur ve Larson 2005; akt. Edisan, 2014).

Medikal ve sağlık hizmetleri alanında çalışma yürüten araştırmacılar bireyin iyilik halinin değerlendirilmesi amacıyla yeni niceliksel yöntemler geliştirmişlerdir. Geliştiren bu ölçümlerle bireyin sadece hastalığa ilişkin oluşan semptomların yol açtığı işlevselliğindeki bozulmaları ölçmek amacıyla kullanılmışlardır. Bu durumda yaşam kalitesi kavramının sağlıkla ilişkisinin gündeme gelmesine neden olmuştur (Moons, 2006; akt. Karabuğa, 2009:18 ).

Guyatt ve arkadaşları tarafından yaşam kalitesinin sağlıkla ilişkili bölümlerinin sınıflandırılmasında 3 alternatif temel alınmıştır.

 Fiziksel, sosyal ve emosyonel sağlık,

 Emosyonel sağlık, günlük yaşam aktiviteleri, sosyal ilişkiler, fiziksel durum, yetersizlik, rahatsızlık ve iatrojenik etkiler,"

 Semptomlar, genel sağlık görüsü, somatik rahatsızlık, fiziksel fonksiyonlar, rol fonksiyonu ve emosyonel esenlik olarak belirtmişlerdir (Guyatt, Feeny and Patrick 1991).

Bireyin sosyal ilişkileri ve çevresiyle olan etkileşiminin boyutu yaşam kalitesi açısından önemli bir diğer göstergedir. Bu bağlamda bakıldığında ailenin birey için büyük bir öneme sahip olduğu söylenebilir. Bireyin “var olabileceği”, “ait olabileceği” ve “kendini gerçekleştirebileceği” destekleyici bir aile çevresi, yaşam kalitesini artmasında önemli faktörleri oluşturmaktadır (Özmete, 2010:456). Bu nedenle bireyin yaşam

33

kalitesi sosyal yaşamında elde ettiği kalite ile birlikte aynı doğrultuda artmaktadır (Hollar, 2003:96).

Özmete (2010:459) tarafından gerçekleştirilen çalışmada kuvvetli aile içi iletişimin, aile üyelerinin her konuyu birlikte konuşabiliyor olmasının yaşam kalitesi açısından önemli olduğu tespit edilmiştir. Kişinin sahip olduğu arkadaş, akraba ve komşu sistemleri önemli sosyal destek sağlayıcılarıdır (Hollar, 2003:100; akt. Boylu ve Paçacıoğlu, 2016). Kabasakal ve Uz Baş (2013:32) tarafından gerçekleştirilen bir diğer çalışma ise sosyal ağı kuvvetli olan ve çeşitli aktivelerde yer almanın bireyin yaşam doyumunu arttırdığını ve bu durumunda bireyin yaşam kalitesine olumlu yansıdığını ortaya koymuştur. Üniversite öğrencileri arasında gerçekleştirilen bir diğer çalışma ise herhangi bir öğrenci topluluğuna katılmış olanın herhangi bir topluluğa üye olmayanlara kıyasla daha yüksek olduğu saptanmıştır (Eriş, 2012:9) .

1.3. Yaşam Sonu Bakım Organizasyonu: Palyatif Bakım