• Sonuç bulunamadı

2. GENEL BİLGİLER

2.3. YAŞAM KALİTESİ

2.3. YAŞAM KALİTESİ

Yaşam kalitesini, “Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) yaşam kalitesi grubu (World Health Organization Quality of Life; WHOQOL) bireyin içinde yaşadığı kültür ve değerler ortamında, yaşamdaki hedefleri, beklentileri ve kaygılarını hesaba katarak kendi durumu ile ilgili algısı” olarak tanımlamıştır (Eser ve ark 2018). Yaşam kalitesi hakkındaki tanımlamalar genellikle kişinin hayatıyla ilgili subjektif algısı hakkında olsa da yaşam kalitesi objektif ve subjektif olmak üzere araştırılmaktadır. Objektif yaşam kalitesi göstergeleri sağlık, eğitim, meslek, gelir, yaşanılan evin durumudur. Subjektif gösterge de bireyin sahip olduğu imkânlardan duyduğu doyumdur. Yaşam kalitesi göstergeleri; yaş, medeni durum, cinsiyet, yaşanılan konut ve özellikleri, sosyal destek, gelir, iş yaşamı, sağlık, eğitim, boş zaman aktiviteleridir (Boylu & Paçacıoğlu 2016).

Yaşam kalitesi çok boyutludur, dinamiktir, bireyler arasında değişebilir ve yaşamları boyunca bireylerin içindedir. Genellikle yaşam kalitesi şemsiye kavram olarak kullanılır ve sağlık hizmetlerinde esas olarak bedensel bileşenlere atıfta bulunulur, bazen psikolojik bir bileşenle genişletilir (Vanleerberghe, Witte, Claes, Schalock, Verte 2017). Yaşam kalitesi kavramının sağlık hizmetlerinde bir sonuç ölçümü olarak tanıtılması, tıbbi ilerleme bağlamında 1970’lerde ortaya çıkmıştır. Tıptaki bu gelişmeler sayesinde daha önceden ölümcül olabilen akut hastalıklar tedavi edilebilir olmuştur ve kronik hastalıklar verimli tedavi sayesinde kontrol edilebilmiştir. Sonuç olarak insanların bu ek yılları nasıl yaşadıklarını ölçmek büyük önem kazanmıştır. Yaşam kalitesi, sağlık durumu, fonksiyonel durum ve yetersizlik gibi biyolojik ve fonksiyonel kavramlarla kesişir, memnuniyet, mutluluk ve refah gibi sosyal ve psikolojik kavramlara dayalıdır. Yaşam kalitesi kavramı ile ilgili literatürde belirli bir fikir birliği yoktur. Yaşam kalitesi ve yaşam standardı kavramlarının birbirinden ayırmak önem taşımaktadır. Yaşam standardı objektif sosyoekonomik, demografik ve temel sağlık göstergelerini içerir. Yaşam kalitesi ise bir kişinin hayatının önemli yönleriyle ilgili öznel algılarını ifade eden, yaşam standardının nesnel göstergeleriyle uyuşmayacak veya çakışabilecek parametrelere dayanmaktadır (Panzini et al. 2017).

24

Yaşam kalitesi tanımında olduğu gibi değerlendirilmesinde kullanılan ölçeklerde de çeşitlilik vardır. Kuramsal ve yöntemsel dayanaklarına göre profil ölçekler ve seçmeye dayalı ölçekler, uygulandıkları evrene göre ise herkese yapılabilen genel yaşam kalitesi ölçekleri ve hastalığa özgü yaşam kalitesi ölçekleri olarak ayrılmaktadır (Sönmez ve ark 2007).

Sağlıkla ilgili yaşam kalitesi göstergelerinden en önemli olanları; kişinin hangi durumda olursa olsun fiziksel dayanıklılık gerektiren aktiviteleri yani merdiven çıkma, yürüme, koşma, doğrulma, eğilme ile günlük yaşam aktivitelerini, ayrıca öz bakımını gerçekleştirebilmesi ve bunların yeterli seviyede olmasıdır. Kronik hastalıkların ve çeşitli fiziksel rahatsızlıkların yaşam kalitesini düşürdüğü, sağlıkla ilgili yaşam kalitesi ölçümü yapan çalışmalarda tespit edilmiştir. Sağlıklı beslenme alışkanlıklarının ve aktif yaşam şeklinin yaşam kalitesini artırdığı yapılan subjektif yaşam kalitesi ölçümlerinde saptanmıştır (Boylu ve Paçacıoğlu 2016).

2.3.1. Gastroözefageal Reflü Hastalığı ve Yaşam Kalitesi

Gastroözefageal reflü hastalığı (GÖRH) nüfusun çoğunluğunda yaygın olarak görülmektedir ( Vakil et al. 2006; Moennikes et al. 2013). Hayati tehlikesi olmaması ile birlikte GÖRH, yetişkin bireylerin, hipertansiyon ve anjina pektoris gibi diğer hastalıkları olan hastalara kıyasla sağlıkla ilgili yaşam kalitesini önemli ölçüde bozmaktadır (Kohata et al. 2016). GÖRH; yeme-içme kalitesini, fiziksel aktiviteleri ve dinlenme kalitesini bozarak yaşam kalitesini etkilemektedir. GÖRH da görülen ağrı, pirozis, disfaji, regürjitasyon ve rahatsızlık gibi semptomlara bağlı hareketsizlik, beslenme düzenlerinin, sosyal ilişkilerin ve günlük yaşamının bozulması, uyku yoksunluğu görülmesi, iş yaşamında verimliliğin düşmesi bireylerin yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyen önemli faktörlerdir (Caviglia et al. 2005). GÖRH’de anksiyete ve depresyonun sağlıklı bireylere göre daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. Bu durumun GÖRH’nin bireyin duygusal ve zihinsel yönlerini etkileyerek yaşam kalitesini düşürebileceğini göstermektedir (Siahaan, Siyam, Simadibrata, Setiati 2017).

25

Yapılan bir çalışmada, GÖRH’li hastaların %33,9’unun mevcut durumundan memnun olmadığı, %1,7’sinin kendisini engelli olarak ifade ettiği belirlenmiştir (Cardoso et al. 2018) İran’da yapılan bir çalışmada GÖRH sıklığı ile yaşam kalitesinin düşmesi arasında ilişki olduğu ancak GÖRH’nin şiddeti ile Yaşam kalitesi arasında ilişki olmadığı bulunmuştur (Masoumi et al. 2012). GÖRH’nin hastaların yaşam kalitesini önemli derecede olumsuz etkilediği ve günlük aktivitelerini bile bozabileceği çalışmalarda gösterilmiştir (Oh et al. 2009; Lee et al. 2011; Yang, Jiang, Hou, Song. 2015). GÖRH ve sağlıklı bireylerin yaşam kalitesine bakıldığı bir çalışmada, reflü özofajit ve noneroziv reflü hastalığı olan bireylerin yaşam kalitesinin sağlıklı bireylerden daha düşük olduğu bulunmuştur (Yang et al. 2015). Birçok çalışmada yaşam kalitesinin GÖRH’li hastalarda genel popülasyona göre daha düşük olduğu belirlenmiştir (Prasad, Rentz, Revicki 2003; Eslick and Talley 2009; Tomita et al. 2015). GÖRH semptomlarının iyileştirilmesiyle yaşam kalitesinin düzelmesinin ilişkili olduğu bildirilmiştir (Tomita et al. 2015).

Yaşam kalitesinin çeşitli hastalık vakalarında değerlendirilmesi tartışılmaz bir gerçektir. Yaşam kalitesi araştırmaları, hastanın hastalığı nasıl taşıdığını belirleme fırsatı verirken, diğer taraftan tedavi sırasında ortaya çıkan sorunların çözümü için çok önemlidir. Gastrointestinal sistem hastalıklarında özel bir bakım sisteminin geliştirilmesi planlanırken, hastalığın ve yaşam kalitesinin özgünlüğü dikkate alınmalıdır (Mirijanyan 2018). GÖRH semptomlarının hastaların sağlık durumu üzerindeki etkisinin değerlendirilmesinde hasta yaşam kalitesi giderek artan bir tıbbi sonuç göstergesi olarak kabul edilmesine rağmen, klinik çalışmalarda hasta yaşam kalitesini standart değerlendirme aracının olmayışı nedeniyle zor olmaktadır. (Guan and Wang 2015) bu nedenle çalışmada GÖRH özgü yaşam kalitesi ölçeğinin geçerlik ve güvenirlik çalışmasının yapılması ve hastaların yaşam kalitelerinin değerlendirilmesi planlandı (Siahaan et al. 2017).

26

Benzer Belgeler