• Sonuç bulunamadı

Yaşamın daha sonraki anlarında bu davranışın tekrarlanması için çocuklara yardımcı olma.

V. Bireyin İçinde Bulunduğu Değerler İle Nitelenmes

7. Yaşamın daha sonraki anlarında bu davranışın tekrarlanması için çocuklara yardımcı olma.

Değer açıklama yaklaşımında amaç yukarıda verilen yedi basamağı kullanarak, öğrencilerin kendi yaşantıları yoluyla değerleri içselleştirmelerini sağlamaktır. Bu basamakların kullanılması durumunda öğrencilerin değer ve davranışlarının farkına varması beklenir.

Bu yaklaşımda değeri belirginleştirmeye öğrencinin soruları ve fikrini söylemesi şeklinde başlanabileceği gibi herhangi bir resim, söz, yazı, olay, soru vb. gibi herhangi bir materyalle de sürece başlanabilir (Doğanay, 2006, s.270).

Değer açıklamanın anahtar öğesi cevap açıklamadır. Cevap açıklama öğrenci- nin kendi fikirlerini denemesi durumunda onu cesaretlendirir. Öğretmen cevap açıklarken, kendi doğru cevabını önermemeli, değerlendirmemeli, eleştirmemeli ve ahlaki hale dönüştürmemelidir (MEB, 2005, s.90).

Değer açıklamada rol oynama, grup tartışması, düşünce kâğıtları, açık uçlu sorular, otobiyografi, oylama, görüşme, alıntılama, öğrenci raporları vb. gibi pek çok öğretim tekniği kullanılabilir (Bacanlı, 2006, s.40).

Ryan'a (1991, s.742) göre, değer açıklama, sınıf oyunları, sergiler, farklı zaman ihtiyaçlarında alıştırmalar, karmaşık ve özel konular sayesinde yapılır. Öğretmenler değer açıklamasını tüm yaş seviyelerinde ve konularda kullanabilir. Bu yaklaşımı benimseyen öğretmenler grupla çalışmaya önem verirler. Uygulama sırasında her düşünceye saygı gösterir ve belli değerleri empoze etmeden öğrencilerin değerlerini açığa vurmalarını teşvik ederler (Bacanlı, 2002, s.199).

Değer açıklama yaklaşımı öğrencinin kişisel alanına girme tehlikesi, öğretmenin bir psikolojik danışman gibi hareket etmesi gereği, ahlâki ve ahlâki olmayan konuların ayrımında başarısızlık doğurabilmesi ve bütün değerlerin eşit doğrulukta olduğu varsayımından yola çıkıldığı gibi noktalar açısından eleştirilen bir yaklaşımdır (Akbaş, 2004, s.75).

1.4.3.3. Ahlaki Muhakeme

Kohlberg tarafından geliştirilen bu yaklaşımda amaç öğrencilere verilen ahlâki ikilem içeren hikayelerle onların ahlaki yargılarını ortaya çıkarmaktır. Kohlberg yaptığı araştırmalarda aynı hikâyelere farklı yaş grubunda bulunan öğrencilerin farklı yargılarda bulunduğunu saptamıştır. Araştırmaları sonucunda öğrencilerin gelişme dönemlerinin üç düzey ve altı basamakta toplandıklarını görmüştür (Selçuk, 2003, s.112).

Gelenek öncesi düzey

• İtaat ve ceza eğilimi: Birey için güçlü otorite ve bu otoriteye uyum söz konusudur. Otoriteden ceza beklentisi olmadığında her şeyi yapmak mümkündür. Ceza alıp almamaya göre davranışlar şekillenmektedir. Bu dönem gelenek öncesi olarak adlandırılmaktadır. Çünkü bireyin henüz toplumdan biri gibi söz söyleme hakkı yok olarak görülmektedir. Topluma adaptasyon sağlanamamıştır.

• Bireysel çıkar ve alışveriş: Birey çıkarları doğrultusunda kurallara uyar veya uymaz. Ceza değil ödül faktörü etkindir.

Geleneksel düzey

• Kişiler arası iyi ilişkiler: Toplum içindeki rollere bağlı olarak ahlâki değer tanımlaması yapılmaktadır. İyi insan tanımı başkalarıyla ilişkileri bağlamında ele alınmaktadır. İnsanın kendini toplumu ile özdeşleştirmesi söz konusudur.

• Sosyal düzeni koruma: Ahlâki anlayış bir sistem, ideoloji karakteri almaktadır. Vicdan önemli bir faktördür. Bir önceki düzeydeki grubun beklentileri yerine ahlâki değerlerin, normların beklentilerine, kanunların beklentilerine sosyal düzeni sürdürme adına sorgusuz bir uyum söz konusudur.

Gelenek sonrası düzey

• Sosyal anlaşma ve bireysel haklar: Ahlâki beklentiler, açık ya da gizli bir toplum sözleşmesine dayanan, sosyal refaha, sosyal işbirliğine ve sözleşmelere yönelmiştir. Genel ahlâki ilkelere göre yargılama söz konusudur.

• Evrensel ilkeler: En yüksek noktayı oluşturur. Adalet, her değerin üstünde olabilecek içsel bir saygı, bütün insanları kapsayacak, evrensel insani şefkat ve ilgi ve başkalarının özgürlük oranı ile uyum içinde olabilecek en fazla özgürlük oranı ve kaynakların paylaşımı bakımından eşit haklardır. Sosyal ilişkiler değer ve onura sahip otonom davranışları gelişmiş insanların birbirini saymasına dayanır.

Bu yaklaşımda öğretmenin rolü, ahlaki ikilemlerin bulunduğu örnekler vererek öğrencilerin kendi çıkmazlarını çözmelerine vardım etmektir. İkilem iki farklı değer ilkesinin çatıştığı gerçek yaşam problemleridir. Ahlâki ikilemler oluşturulurken ikilemlerin şu özellikleri taşımasına dikkat edilmelidir:

• İkilem mümkün olduğunca basit olmalıdır.

• İkilem açıkça belirgin tek bir yanıt yerine, farklı yanıt seçeneklerini içerecek şekilde açık uçlu olmalıdır. Burada amaç öğrenciler arasında bilişsel çatışma, tartışma ve akıl yürütmeyi sağlamaktır.

• İkilem öğrencilerin olgusal bilgiler üzerine değil, çatışmanın akıl yürütme boyutuna odaklanmalarına yardımcı olmalıdır.

• İkilemler öğrencilerin düzeylerine uygun olmalıdır (Doğanay, 2006, s.275).

Öğretmen bunu yaparken her öğrenciyi ahlaki ikilemle karşılaştırır ve diğer öğrencilerin verilen örnek olayla ilgili söylediklerini duyma fırsatı verir. Bu yaklaşımda amaç öğrencilerin zihnine seçilmiş değerleri yerleştirmek değildir (Leming, 1997, s.7). Öğretmen uygulama sırasında sınıfı gruplara böler ve örnek olayda yapılacak en iyi davranışın ne olduğunu sorar. Her grup bu soru etrafında tartışır. Çıkmazlar öğrencilerin deneyim ve gelişim seviyelerine göre çözülür. Araştırmalar öğrencilerin görüş belirtme sırasında diğer öğrencilerin tesiri altında kalmadıklarını göstermiştir (Ryan, 1991, s.741; Akt. Akbaş, 2004, s.76). Bu yöntemde esas amaç öğrencilerin davranışlarına rehberlik ederek ahlaki ilkeler geliştirmelerine yardım etmektir. Öğrenci değerlendirme yaparken kullandığı dayanaklar bireyin ahlaki gelişimi hakkında bilgi verir. Burada öğrencinin çözümü önemli değildir. Önemli olan neden o çözüme ulaştığıdır.

1.4.3.4. Değer Analizi

Sokrates, “davranışlarımızda alışılagelmiş kalıpları veya başkalarının kabul ettiği düsturları benimsemek yerine bunlar hakkında düşünmeliyiz” demiştir (Güngör, 1993, s.8). Sokrates, değerlerin olduğu gibi başkalarının verdiği şekilde

benimsenmesi yerine değerlere eleştirel bir bakış açısı ile bakılması ve değerlerin değerlendirilmesi gereğini vurgulamıştır.

Değer analizi yaklaşımı, değer eğitiminde dikkati, düşünceyi ve ayırt etmeyi gerektiren bir analizdir. Değer soruları üzerinde duygusal olmadan, akılcı, mantıklı ve sistematik bir şekilde değer sorularını test eder. Bu yaklaşımda öğrenciler bir pozisyon alır, yargılar ve alternatif ve muhtemel sonuçlar ortaya atar (Naylor ve Diem, 1987, s.365). Değer analizi yaklaşımı gerçek ya da yapay bir problemle karşılaşıldığı zaman uygulanan bir yaklaşımdır. Bu yaklaşımda öğrenciler örnek olaylarla ahlaki düşünme becerisini kazanırlar. Aynı zamanda öğrenciler bilimsel problem çözme yöntemini sosyal problemlere uygulamayı da öğrenirler (MEB, 2005, s.93). Öğrencilerin değerlerle ilgili soruları anlamaları için analiz yeteneklerinin ve dikkat yeterliliklerinin geliştirilmesi gereklidir.

Değer analizi yaklaşımına göre değer öğretimindeki süreç sekiz aşamada örgütlenmektedir:

• Değer sorununu belirleme

• Karşılaşılan değer sorununu açıklığa kavuşturma

• Sorun hakkında bilgi ve kanıtlar toplama

• Bilgi ve kanıtların uygunluğunu ve doğruluğunu değerlendirme

• Olası çözüm yollarını belirleme

• Çözüm yollarının her birinin olası sonuçlarını belirleme ve değerlendirme

• Seçilen öneri doğrultusunda davranımda bulunma (Doğanay, 2006, s.272- 274).

Değer analizinde temel görevler şu şekildedir (MEB. 2005, s.93):