• Sonuç bulunamadı

2.2. CÜMLENİN ÖGELERİ (UNSURLARI)

2.2.1. YÜKLEM

Cümlede hükmü veya dileği üzerinde bulunduran, taşıyan öge, yüklemdir. Cümleyi kuran en temel öge olduğu için yüklemsiz cümle düşünülemez. Kılış, oluş, durum yani kısaca hüküm yüklem tarafından karşılanır. Yüklem, cümlenin ana ögesi, diğerleri yüklemin anlamını çeşitli yönlerden tamamlayan ögelerdir.

Kabul etmiyebilirdiniz. (60-5)

Bir kağıtçık lûtfeder misiniz? (67-13)

Bir başkası da eşekten düşmüştü. (29-22)

Bütün pislik buradan çıktı. (62-18)

• Kasabada hacısı, hocası birbirine bütün olup bitenlerin mesuliyetini, döndürüp dolaştırıp benim sırtıma yüklüyorlar. (82-19)

Kimler yoktu? (39-9)

Eğlentinin en kızıştığı zamandı. (5-8)

Hoca, her mânasiyle büyük adamdı. (40-10)

Hükümet konağının hali malûm. (122-3)

Artık benden yana itiraz yok. (57-10)

Özellikleri

a. Yüklem ya çekimli bir fiildir ya da isim soylu bir kelimenin yahut kelime grubunun ek-fiille çekimlenmiş şeklidir.

Fakat ne kadar olsa açıkta oturduk. (88-22)

Şimdi yatağımdan kaldıracaksın! (27-17)

Daha doğrusu üstü örtülü olarak bize çatıyor. (103-15)

Yukarıdaki üç cümlenin yüklemi de çekimli birer fiildir. Birinci cümlede otur- fiili görülen geçmiş zaman kipinde, ikinci cümlede kaldır- fiili gelecek zaman kipinde, üçüncü cümlede ise çat-fiili şimdiki zaman kipinde çekimlenmiştir.

Vakıâ benim bu komisyonda hakk-ı kelamım yok… (55-32)

Çok şükür zayiat yoktu. (25-21)

Vazife vazifedir. (93-22)

Yukarıdaki cümlelerin yüklemleri ise birer isimdir. Birinci cümlenin yüklemi “yok”, geniş zaman kipinde eksiz olarak; ikinci cümlenin yüklemi “yoktu”, ek-fiilin görülen geçmiş zaman kipinde –tu ekiyle; üçüncü cümlenin yüklemi “vazifedir”, ek fiilin geniş zaman kipinde ve 3. Teklik şahısında çekime girmiştir.

b. Yüklem genellikle cümle sonunda bulunur. Ancak bir anlamı ortaya çıkarmak, vurgulama ihtiyacı gibi sebepler yüklemin yerini değiştirebilir, devrik cümle kurabilir.

Vardı bir şeyler bu biçare adamcağızda amma!.. (96-18)

Hemen şimdi getirin o teresi bana… (27-15)

Fakat zelzeleden eser görmedim ben kendi hesabıma… (116-13)

Berbadettin bir çuval inciri kumandan bey… (26-18)

Biraz da onların uykusu kaçsın bu gece… (120-18)

Asacak haliniz yok ya beni… (118-24)

Ne ürkek, ne biçare bir hali vardı bu kızın! (20-14)

c. Bir cümlede yüklem dışındaki unsurlar birden fazla yer olabilir; ancak yüklem tektir. Söz dizisi içinde yüklem sayısı cümle sayısını gösterir.

Fakat ben hastaydım, yaralıydım. (69-31)

Allah razı olsun, sağol, var ol, beni düşünüyorsun. (82-12)

Hadi bakalım, hoşça kalın, yine görüşürüz… (109-32)

Bu kerata iş benim işim, mesleğim, sanatım, canım. (56-29)

Sıkılmayın, rica ederim. (100-9)

ç. Yüklemin yapısı diğer cümle ögelerinin de belirleyicisidir. Meselâ yüklemi geçişsiz fiil veya isim olan bir cümle, nesne bulundurmaz.

Çünkü bütün gün yatmıştır. (45-34) (geçişsiz fiil)

Fakat onu kendisi için halledilemeycek mesele yoktu. (113-7)(ek-fiil çekimli isim)

Bir hemşerisi ile beraber Tavukpazarında bir odada oturoyordu. (32-20) (geçişsiz fiil)

Belediye çavuşunda epeyce havadis vardı. (118-14) (ek-fiilde çekimli isim)

d. Bazı cümlelerde yüklem, bir kelime veya kelime grubu olarak yer almaz. Bu durumdaki cümlelerin anlamı bağlamdan anlaşılır ve cümle, dinleyenin okuyanın muhayyilesinde tamamlanır. Bu tür cümleler, kesik (eksiltili) cümle olarak adlandırılır.

— Bırak onu da otur şuraya, dedi. Konuşacağız. (116-9)

Kısa, fakat ağır bir sükût… (116-10)

… Vali zelzele haberinin maalesef mübalâğalı olduğunu… (103-8)

• … eldivenli elinden o küçücük mendili alıp, bu sefer kendisi onun burnunu silebilirdi. Hem de gaddarcasına burarak ve hırplayarak… (20-21)

• Fakat, ne yazık ki, bu adam, en ağır hakaretinde bile - mahzun bakışları, korkak ve edepli tavırları ile - lâlalık kemiklerine işlemiş bir ihtiyar konak lâlası… Kırk bu kadar sene sonra hâlâ yüzünü gördüğü, sesini işittiği ve hasretini çektiği kendi lâlası… (101-12)

Yeryüzünde dikili ağacımız yok. Dört çocuk ve hasta âlil bir kadın… (90-12)

Bazı kesik cümlelerde anlam, önceki cümlenin yardımı ile tamamlanır. • Evet, kendi karısı da, yer yüzündeki irin sarılığına mukabil nezleden daima kabarık ve kırmızı olan burnunun örselenmekten hafifçe nasır bağlamış kanallarını durmadan siler. Fakat Bulgar kızının ki!... (20-1)

• Ya meleğin kılık kıyafeti! Tepesinde kıtık haline gelmiş, tarak işlemez saçlar, ayaklarında yaz, kış kalın yünden kenarları düşük, köylü çorapları; entarisinin üstünde kendisinin delik deşik bir eski abası… Sonra bütün gayretine rağmen bakımsız kalmış bir alay hırpani çocuk… (16-23)

Daha çok karşılıklı konuşmalarda kullanılan yüklemsiz cümleler de birer kesik cümledir. Böyle cümlelerde yüklem, önceki cümleden anlaşılabilir.

— Vücuttaki sakatlığı kim bilir?: Doktor. (87-10) (Doktor bilir)

— Binadaki sakatlığı kim bilir?: Mühendis. (87-10) (Mühendis bilir) — Hasta mı? Refikanız hasta mı? (90-14)

— Yirmi küsur yıldan beri. (90-15)

e. İsim veya fiil cinsinden kelime grupları yüklem olabilir.

Malmüdürü, saçkırandan başında ve yüzünde tek tüy kalmamış uzun ve kuru bir adamdı. (5-23) (yüklem: sıfat tamlaması)

Bitik bir haldeydi. (34-16) (yüklem: sıfat tamlaması)

Birdenbire öfkelendi ve gürledi. (116-17) (yüklem: bağlama grubu)

Bir sıhhi imdat heyeti yola çıkarılmak üzeredir. (43-28) (yüklem: edat grubu)

Ova, sis içinde idi. (yüklem: isim tamlaması)

Müderris Efendi, İgnas de Loyolanın ta kendisi idi. (52-6) (yüklem: isim tamlaması)

O, zehir gibi kalemi olan bir şantaj üstadı idi. (35-28) (yüklem: sıfat tamlaması)

Ayıkla bakalım pirincin taşını! (45-11) (yüklem: bileşik fiil grubu)

Tavanda artık dökülecek bir şey kalmadığı için sofa emin ve temizdi. (72-23) (yüklem: bağlama grubu)

Kasabanın ileri gelenlerisiniz? (121-18) (yüklem: isim tamlaması)

Hatta arasıra lastikli sözler bile sarfediliyordu. (75-29) (yüklem: bileşik fiil grubu)

Fakat doktor, işi fazla ciddiye aldı. (70-24) (yüklem: bileşik fiil grubu)

Başka para değil ki, kullanacak yer bulamayınca fasıl değiştirelim. (104-13) (yüklem: birleşik fiil grubu)

Bu sükûtun bir fenalığı, yemeğin sonuna doğru mühendis Kâzımın çenesini açtırmak oldu. (84-23) (yüklem bileşik fiil grubu)

Dağılma teklifinize yalnız Deli Kâzım itiraz etti. (59-16) (yüklem: birleşik fiil grubu)

Bu, onun için değişik ve yepyeni bir hayattı. (17-12) (yüklem: sıfat tamlaması)

Artık gemi azıya almış olan kaymakam, bağırarak cevap verdi. (118-4) (yüklem birleşik fiil grubu)

Benzer Belgeler