• Sonuç bulunamadı

2. MATERYAL VE YÖNTEM

2.2. YÖNTEM

Bu çalışmanın yöntemi, gürültü ölçümlerinin gerçekleştirilmesi, ortaya çıkan değerlere göre gürültü haritalarının oluşturulması ve bunlar üzerinden yorumlar, değerlendirmeler yapılması, önerilerde bulunulması konularını içermektedir. Çalışmada izlenen genel

yönteme ilişkin akış şeması Şekil 2.12’de verilmiştir. Bu çalışmada izlenen yönteme ait detaylar aşağıdaki gibi özetlenebilmektedir.

Şekil 2.12. Çalışmada izlenen genel yönteme ilişkin akış şeması.

Düzce Kenti’nde bulunan her mahalle konut, sanayi, ticaret, yeşil alan gibi mevcut kullanımlar açısından farklı yoğunluklar göstermektedir. 150 gürültü ölçüm noktasının belirlenmesi aşamasında, mahallelere ait kullanım özellikleri ve yoğunlukları belirleyici olmuştur. Karayolu gürültüsü, çevresel gürültünün en büyük sebeplerinden biri olduğu için özellikle ulaşımı sağlayan ana arterler (bulvar, cadde ve çalışmaya zenginlik katacak nitelikteki bazı önemli sokaklar) başta olmak üzere farklı kentsel alan

kullanımlarını içeren bir noktalar ağı oluşturulmuştur. Kullanımların çeşitlendiği ve yoğunlaştığı bölgelerde nokta sayısı fazla ve sık olarak belirlenmiştir. Kullanımların yoğunluk ve çeşitlilik açısından azaldığı, kentsel alan kullanımından çok kırsal alan kullanımlarının var olduğu bölgelerde ise nokta sayısı ve sıklığı azalma göstermiştir. Böylece ölçüm yapılması uygun görülen 150 nokta belirlenmiştir. Ölçümler, her bir ölçüm noktasından bir dakikalık süre boyunca yapılmıştır. Ölçümler, günün sabah ve akşam bölümlerinde, belirlenmiş noktalarda gerçekleştirilmiştir.

Düzce Kenti’nin bulvar ve caddeleri başta olmak üzere, farklı kullanımlar içeren kentsel alanlarda çevresel gürültünün yönetmelikçe belirlenmiş gündüz ve akşam zaman dilimlerinde, bir yıl boyunca gürültü değerleri ölçülmüştür. 27.04.2011 tarihli Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği’ne göre gündüz; 07:00’dan 19:00’a kadar olan 12 saat, akşam ise 19:00’dan 23:00’a kadar olan 4 saatlik zaman dilimlerini ifade etmektedir.

Elde edilen değerler ile gündüz ve akşam zaman dilimlerine ait aylık, mevsimlik ve yıllık ortalamalar hesaplanmıştır. Böylece her bir ölçüm noktasına ait aylık, mevsimlik ve yıllık gündüz-akşam gürültü ortalamaları ortaya konulmuştur.

Her aya, mevsime ve yıl ortalamasına ait gündüz ve akşam gürültü değerlerinin istatistiksel analizi için SPSS paket programı kullanılmıştır. Bu amaca yönelik olarak Eşleştirilmiş Gruplar T Testi (Paired Samples T Test) uygulanmıştır. Ural ve Kılıç (2005)’a göre bu test, bir grubun veya örneklemin bir değişkene ait iki farklı zamandaki ölçümlerine ilişkin ortalamaların karşılaştırılarak, söz konusu ortalamalar arasındaki farkın belirli bir güven düzeyinde önemli olup olmadığını test etmek için kullanılmaktadır. Benzer şekilde Altunışık ve diğ. (2010), bu testin kullanımı ile birbiri ile ilişkili veya eşleştirilmiş iki grup arasında bir farkın olup olmadığının araştırıldığını belirtmişlerdir. Yapılan analiz sonucu, significance (anlam) sütununda görülmektedir. Burada yer alan değer 0,05 ten (%5 anlamlılık seviyesi için) küçük ise eşleştirilmiş iki grup arasında anlamlı bir farkın olduğu yorumu yapılır. Analiz sonuçlarına ait çizelgeler “bulgular”, tabloların yorumları ise “tartışma ve sonuç” kısmında verilmiştir. Desibel ile ifade edilen gürültü değerleri arasında toplama, çıkarma, ortalama alma gibi işlemler aritmetik olarak yapılmamaktadır. Örneğin çalışırken 70 dB ses çıkaran bir makinenin yanına yine 70 dB ses çıkaran ikinci bir makine konduğunda ortamdaki

toplam gürültü miktarı 140 dB değil 73 dB olmaktadır. Yapılan işlemler logaritmik toplam yöntemi ile hesaplanmaktadır. Toplam gürültü miktarı hesap edilirken aşağıdaki eşitlikten yararlanılmaktadır: Lpt = 10 log

= n i Lpi 1 10 /

10

(2.1)

Ortalama gürültü miktarı hesap edilirken ise aşağıdaki eşitlikten yararlanılmaktadır:

Lp = 10 log

= n i Lpi

n

1 10 /

10

1

(2.2)

Ölçülen değerlere ve hesaplanan ortalamalara bağlı olmak üzere gündüz ve akşam zaman dilimlerine ait ayları, mevsimleri ve yıl genelini ifade eden gürültü haritaları oluşturulmuştur.

Haritaların oluşturulması sırasında Esri ArcGIS yazılımı ve Spatial Analyst eklentisi kullanılmıştır. Bu eklentide yer alan kriging enterpolasyon yöntemi en uygun yöntem olarak tercih edilmiştir. Turalıoğlu (2011)’nun belirttiği üzere kriging, 1951 yılında ilk defa D.G. Krige isimli Güney Afrikalı bir maden mühendisi tarafından uygulanmış ve 1971 yılında da Matheron tarafından geliştirilmiş, geoistatiksel bir enterpolasyon yöntemidir.

Kriging yöntemi çeşitli bilim dalları tarafından birçok çalışmada kullanılmaktadır. Akbaş ve Yıldız (2004) toprak haritalarının oluşturulmasında, Saraç ve diğ. (1996) yeraltı suyu kirliliğinin saptanmasında, Öztürk ve Batuk (2010) meteorolojik verilerin analizinde, benzer şekilde Güler ve Kara (2007) iklim parametrelerinin işlenmesinde, Payan ve Ertürk (2002) hava kirliliği haritalarının oluşturulmasında, Yalçıno (1993) kömür rezerv alanlarının tahmininde, Nas ve Berktay (2001) yeraltı suyu sertlik haritalarının oluşturulmasında kriging yöntemini kullanmışlardır.

Aditya ve diğ. (2010) Hindistan’da yaptıkları gürültü kirliliği kontrolü çalışmalarında, kriging yöntemini kullanarak gürültü haritaları oluşturmuşlardır. Tsai ve diğ. (2009) Tayvan’da yaptıkları çalışmada gürültü haritalarını CBS ortamında kriging metodu ile oluşturmuşlardır. Alesheikh ve Omidvari (2008) İran’da yaptıkları Kentsel Trafik Gürültü Kirliliğinde CBS’nin Uygulanması isimli çalışmada gürültü haritalarını GIS

ortamında kriging yöntemini kullanarak oluşturmuşlardır. Şener diğ. (2008), Kentiçi Trafikten Kaynaklanan Gürültülerin CBS İle Haritalandırılması: Isparta Kenti Örneklemesi isimli çalışmalarında, ArcGIS 9.0 yazılımını kullanarak enterpolasyon yöntemi ile gürültü haritalarını oluşturmuşlardır.

İnal ve diğ. (2002) göre kriging enterpolasyon yöntemi, bilinen yakın noktalardan alınan verileri kullanarak diğer noktalardaki verilerin optimum değerlerini kestiren bir enterpolasyon metodudur. Başkan (2004)’a göre de kriging yöntemini diğer enterpolasyon yöntemlerinden ayıran en önemli özellik, tahmin edilen her bir nokta veya alan için bir varyans değerinin hesaplanabilmesidir ki bu tahmin edilen değerin güven derecesinin bir ölçüsüdür (Yaprak ve Arslan 2008). Soycan ve Soycan (2002) da kriging yönteminin birçok alanda yaygın olarak kullanılan ve yararlı olduğu kanıtlanmış geoistatiksel bir metot olduğunu belirtmişlerdir. Bu yöntemle arazide değer alınmış noktalar aracılığı ile görsel yüzey çizimi ve uygun eşbirim eğrileri oluşturulabilmektedir. Doğru ve diğ. (2011), kriging enterpolasyonunun, örneklenmemiş noktalardaki konumsal değişikliklerin tahmininin de optimal şekilde yapıldığı bir teknik olduğundan bahsetmişlerdir.

Vicente-Serrano ve diğ. (2003) İspanya’da yürüttükleri bir çalışmada onbir yöntemi haritalarına uygulamışlar, en iyi sonuçları kriging metodu ile elde ettiklerini belirmişlerdir. Benzer şekilde Naoum ve Tsanis (2004) İsviçre’de yaptıkları bir çalışmada oniki enterpolasyon tekniğini aynı alan için uygulamış ve sonuçları karşılaştırmışlardır. Buna göre kriging yönteminin daha tutarlı ve güvenilir tahmin yaptığını belirtmişlerdir. Tabios ve Salas (1985), Amerika Birleşik Devletlerinde yürüttükleri bir çalışmada altı enterpolasyon tekniğini birbiriyle karşılaştırmışlardır. Yapılan karşılaştırma sonrasında kriging enterpolasyon tekniğinin diğer yöntemlere göre daha iyi sonuçlar elde ettiğini belirtmişlerdir. Anderson (2003), ABD’nin Arizona bölgesinde yaklaşık 6387 km²’lik bir alanda, 36 adet meteoroloji gözlem istasyonu kullanarak alansal sıcaklık haritası üretmiş, bu çalışma sırasında kullandığı kriging yönteminin alansal enterpolasyonda muhtemel en iyi tahmini yaptığını belirtmiştir. Dubrovsky ve diğ. (2006), Çek Cumhuriyeti’nde 125 adet gözlem istasyonu ile elde ettikleri verileri CBS ortamında iki farklı yöntem kullanarak iklim elemanlarını enterpole etmişler, kriging yönteminin daha iyi tahmin yaptığını belirtmişlerdir.

Bu çalışmalara benzer nitelikte Hunter ve Meentemeyer (2005) ABD’de, Ustrnul ve Czekierda (2005) Polonya’da, Alaghmand (2007) İran’da yaptıkları çalışmalarda, kriging yönteminin kullanılması ile en az hata oranının görüldüğünden ve en gerçekçi sonuçların yakalandığından bahsetmişlerdir (Keskiner 2008).

Naoum ve Tsanis (2004), kriging yönteminin daha tutarlı ve güvenilir tahmin yaptığını belirtikleri çalışmada aynı zamanda ne kadar gelişmiş olursa olsun, bir enterpolasyon tekniğinin, ölçüm ağı olmayan bölgelerdeki hesaplamaları çok doğru bir şekilde tahmin edemeyeceğinin altını çizmiş, araştırma yapılan bölgelerde mümkün olduğunca birbirine yakın ve sayıca fazla gözlem istasyonları verilerinin kullanılmasıyla çok sayıda verinin işleme dahil edilmesi gerektiğini vurgulamışlardır. Bu noktadan hareketle, Ocak ayı içerisinde gündüz saatlerinde, Ocak ayı gündüz gürültü haritasının özellikle gürültü bölgelerinin sık aralıklarla değiştiği alanlarından rasgele seçilmiş 20 farklı noktada, yeniden ölçümler yapılmış, elde edilen değerlerin oluşturulan gürültü haritası ile sağlaması gerçekleştirilmiş, gözlenen sonuçlar bu çalışmanın “bulgular ve tartışma” kısmında tartışılmıştır.

Gürültü haritaları, Çizelge 2.6’da belirtilen renklere göre boyanmaktadır (Anonim 2009b). Bu renkler ve gürültü düzeyi aralıkları, TS 9798 (Çevre Gürültüsünün Tanımlanması ve Ölçülmesi Arazi Kullanımı Açısından Değerlendirme) standardınca belirlenmiştir. Bu çalışmanın genel kısımlar bölümünde, gürültü ile ilgili kavramlar başlığı altında yer verilen çizelgelerden de anlaşılacağı üzere, bir insanın sakin konuşma anında ortaya çıkardığı ses seviyesi yaklaşık 50 dB civarındadır. Dolayısı ile bu araştırmada, 50 dB ve altı gürültü seviyelerinin karşılaşıldığı sessiz bölgeler, tek bir sınıfta toplanmıştır.

Gürültü haritaların boyanması sırasında kullanılan renkler ve karşılık geldiği gürültü düzeyi sınıfları Şekil 2.13’te verilmiştir.

Çizelge 2.6. Gürültü bölgelerine göre renkler ve taramalar (Anonim 2009b).

dB Renk dB Renk

35 altı Açık yeşil 60-65 Kırmızı

35-40 Yeşil 65-70 Bordo

40-45 Koyu yeşil 70-75 Açık mor

45-50 Sarı 75-80 Mavi

50-55 Koyu sarı 80 üstü Koyu mavi 55-60 Turuncu

Şekil 2.13. Gürültü haritaların boyanması sırasında kullanılan renkler ve karşılık geldiği gürültü düzeyi sınıfları (Anonim 2009b).

Ölçüm yapılan bulvar ve caddeler üzerinde ve bunların yakın çevresindeki alan kullanımlarının, gürültü düzeyi üzerine etkileri araştırılmış, nüfus yoğunluğunun ve kentsel kullanım türünün gürültü düzeyi ile ilişkisi irdelenmiştir.

Düzce Kenti kentsel alan kullanımları ile gürültü arasındaki ilişkiyi irdelemek amacıyla bu bölgelerin kapladıkları alanların ve bulundukları bölgelerin gürültü haritaları ile karşılaştırılması yapılmış ve birlikte değerlendirilmiştir. Bu değerlendirmenin yanı sıra gürültü miktarları eşdeğer olan ulaşım aksları üzerinde Şekil 2.14 ve Şekil 2.15’te görüldüğü gibi yeşil alan, sanayi, ticaret ve konut ağırlıklı bölgelerde büyüklüğü 100x100 metre olan toplam 12 örnek alan seçilmiş, bu alanlardaki mevsimsel ve yıllık gürültü ortalamaları ile kentsel alan kullanımı ilişkisi irdelenmiştir. Ayrıca 12 örnek alanda, gürültü kaynağı olan yol kenarından 50 metre aralıklarla üç, yoldan 50 m mesafede ve 50 metre aralıklarla üç, yoldan 100 m mesafede yine 50 metre aralıklarla üç ölçüm yapılmıştır. Elde edilen gürültü miktarlarının, örnek alanlardaki kulanımların dağılım miktarları ile istatistik olarak ilişkisinin olup olmadığı araştırılmıştır.

Şekil 2.14. Kullanım yoğunluğu farklı kentsel alanlar ile yol ilişkisi.

Şekil 2.15. Örnek ölçüm noktaları deseni.

Anlamlı farklılıkları ortaya koymak amacıyla, belirtilen alanlarda ölçülen gürültü değerlerinin, mesafe, yeşil alan, yapı ve yol yoğunluğu ile olan ilişkisinin ayrı ayrı açıklanması için ONE WAY ANOVA, bütün bu parametrelerinin etkisinin aynı anda açıklanması içinse Çoklu Regresyon Analizi’nden yararlanılmıştır.

Farklı kentsel kullanımlara ait 12 örnek ölçüm noktası Şekil 2.16’da görülmektedir. Buna göre K1 Orman İşletme Şefliği Lojmanları, K2 General Kazım Sokak ve K3 Cumhuriyet Sokak konut alanlarını ifade etmektedir. S1 Yeni Sanayi Çarşısı, S2 Eski Sanayi Çarşısı ve S3 Kapsan Fabrikası sanayi alanlarını; T1 İş Bankası arkası, T2 Spor Sokak yaya bölgesi ve T3 Gaziantep Caddesi yaya bölgesini ifade etmektedir. Y1 Anıtpark, Y2 Avni Akyol Parkı ve Y3 ise İnönü Parkı’nı simgelemektedir.

Şekil 2.16. Farklı kentsel kullanımlara ait 12 örnek ölçüm noktası.

Gürültü düzeyinin insan sağlığına zarar verecek düzeyde olduğu bölgeler için gürültünün azaltılması amacıyla kentsel kullanım biçimi ile uyumlu öneriler geliştirilmiş ve bu doğrultuda çözüm önerileri sunulmuştur.

Gürültü Ölçümü Sırasında Dikkat Edilen Hususlar

Gürültünün zarar verip vermemesi ve rahatsız edip etmemesi; düzeyi, süresi ve frekansı ile ilişkilidir. Bu üç etmen eşdeğer gürültü düzeyinde (Leq) birleştirilmiştir. Gürültü ölçümlerinde önceleri, belirli bir süre ölçüm yapılıp, zaman ağırlıklı ortalaması alınarak, “Leq” yöntemi kullanılmıştır. Bilgisayarların akustikte kullanılmaya başlanmasıyla “Short Leq” yöntemi devreye girmiştir. 1990’larda “Short Leq”’in bir yandan belleğe depolanması sürerken, öte yandan da depolanan bilgileri anında hesaplayabilen ve

belleğinde bulunan birçok göstergeyi bu hesaplarda kullanabilen Gürültü Ölçüm Cihazları-Sound Level Meter (SLM) üretilmiştir (Deveci 2004).

Çevresel gürültünün ölçümü sonometre ya da desibelmetre denilen ses düzeyi ölçer ile yapılmaktadır. Sonometre, kulağa gelen sesleri, kulağın algıladığı gibi ölçmek üzere düzenlenmiştir. Sonometrelerde insan kulağının duyma özelliğine uygun olması için A frekans filtresi kullanılmaktadır (Güler ve Çobanoğlu 1994). Bu cihazın üzerinde ses dalgalarını algılayarak elektrik sinyaline dönüştürebilen bir sistem bulunmaktadır. Ses cihazın üzerindeki mikrofon vasıtası ile alınmaktadır. Cihaz üzerinde ayrıca mikrofona gelen sinyalleri güçlendiren yükselteç (amfi) donanımı ve elektronik olarak ağırlıklama işlemi yapan bazı devreler ile ölçülen değerlerin okunduğu gösterge kısmı bulunmaktadır. Gürültü ölçüm cihazları, ölçüm hassasiyetine göre 4 tipte üretilmektedirler. Tip 0: Hassasiyeti 0.4 dB, Tip 1: Hassasiyeti 0.7 dB, Tip 2: Hassasiyeti 1.0 dB, Tip 3: Hassasiyeti 1.5 dB (Keskin 2008).

Şekil 2.17’de TFA ve Extech marka Tip 2 özelliğinde gürültü ölçüm cihazları görülmektedir.

Şekil 2.17. TFA ve Extech marka Tip 2 özelliğinde gürültü ölçüm cihazları (Anonim 2012h), (Anonim 2012i).

Gürültü ölçümü yapılmak suretiyle elde edilen parametreler eşdeğer ses düzeyi (Leq), en yüksek ses düzeyi (Lmax), en düşük ses düzeyi (Lmin), en yüksek tepe değeri (MaxP), anlık ses düzeyi (SPL) ve toplam ölçüm süresi şeklinde sıralanabilmektedir. Gürültü düzeyi ölçümüne başlamadan önce, ölçüm yapılacak olan genel ağırlıklamanın belirlenmesi gerekmektedir. Genel olarak dB(A) ile ölçüm yapılmaktadır. Darbe gürültüsünün değerlendirilmesinde bazen dB(C) türü ağırlıklama da kullanılabilmektedir (Keskin 2008). Diğer ağırlıklama türleri ile yapılan ölçümlerin özellikleri yukarıda Çizelge 1.5’te verilmişti. Ağırlıklama türünün belirlenmesinin ardından gösterge karakteristiğinin belirlenmesi gerekmektedir. Gösterge karakteristiği belirlenirken, F (Fast - Hızlı): Kararsız gürültü, S (Slow - Yavaş): Kararlı gürültü, I (Impulse - Darbe): Darbe türü gürültü özelliklerinden birinin seçilmesi gerekmektedir. Bu çalışmada bu değer F (fast) olacak şekilde ayarlanmıştır.

Gürültü ölçümünde aşağıda yer alan hususlara dikkat edilmiştir.

• Ölçüm yapmadan önce, ölçüm yapılacak ortamdaki gürültü kaynakları, yansıtıcı yüzeyler ve ölçüm konumu bir kroki üzerine işlenmelidir.

• Ölçüm donanım öğelerinin marka, tip ve seri numaraları kayıt edilmelidir. Ayrıca, kullanılan mikrofonun ölçüm özellikleri ya da karakteristiği bilinmelidir.

• Ses düzeyi ölçer, ölçüm yapan kişiden kol boyu uzaklıkta hareket ettirilmeden tutulmalıdır. Böylelikle ölçülen ses alanına vücudun etkisi en az düzeyde tutulmuş olacaktır.

• Mikrofon yerden 1.5 metre yüksekte ve yansıtıcı yüzeylerden uzakta bulunmalıdır.

• Ses Düzeyi Ölçer’in titreşimden, manyetik alanlardan, yüksek sıcaklıktan, tozlu ortamlardan uzak tutulmasına özen gösterilmelidir.

• Ölçüm konumu belirlenirken ilgili standartlara ve yönetmeliklere uyulmalıdır. • Ölçüm yapılan ortam hafif rüzgarlı bile olsa ölçümleri etkileyebilmektedir. Açık

• Ses düzeyi ölçer ayaklık üzerine monte edilerek ölçümler yapılacaksa, zeminin titreşimsiz olmasına dikkat edilmelidir. Titreşim etkisinde kalan mikrofonlar, ölçülecek gürültü ile ilgisiz sinyaller üreterek hatalı ölçüme neden olabilmektedir.

• Gürültü ölçümünden önce ve ölçümler tamamlandıktan sonra ortamdaki arka plan gürültüsü ölçülerek kontrol edilmelidir.

• Eğer ölçülen düzeyler ile arka plan gürültüsü arasındaki fark 10 dB’den fazla ise herhangi bir işlem yapmaya gerek bulunmamaktadır.

• Bu fark 10 dB’den az ise, desibel çıkarma işlemi ile ölçülen düzeyleri arka plan gürültüsünden arındırmak gerekmektedir.

• Cihazlar kullanılmadan evvel batarya durumu kontrol edilmeli, uzun süre kullanılmayacaksa pilleri muhakkak sökülmelidir.

• Cihazlar çarpmalara ve düşürmeye karşı hassasiyetle korunmalıdır.

• Ölçüm alınmadan önce cihazın kalibrasyonu yapılmalıdır. Kalibrasyon; bir ölçü aleti veya ölçme sisteminin gösterdiği veya bir ölçüt/ölçeğin ifade ettiği değerler ile ölçülenin bilinen değerleri arasındaki ilişkinin belli koşullar altında belirlenmesi için yapılan işlemler dizisidir. Uzunluk, ağırlık, sertlik, elektrik direnç vb. gibi herhangi büyüklüklerin ölçümlerini yapan aletlerin kabul edilen bir ölçüte göre ayarlarının yapılması ve hata sınırlarının belirlenmesi olarak anlaşılmaktadır (Güler ve Çobanoğlu 1994, Şahinkaya 2005, Keskin 2008, Anonim 2012j).

Şekil 2.18. Gürültü ölçümü sırasında çekilmiş fotoğraflar.

Çalışma süresince çevresel gürültünün ölçülmesi amacıyla yapılan gürültü ölçümleri her bir nokta için 1 dk olarak belirlenmiştir. Bir dakikalık ölçüm sonucunda Leq

(eşdeğer gürültü seviyesi) değeri dikkate alınmıştır.

Düzce kenti ile ilgili rüzgar hızı, günlük olarak Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü’nün http://www.meteor.gov.tr isimli resmi internet sayfasından takip edilmiş, TS ISO 1996-2 (Akustik-Çevre Gürültüsünün Tarifi, Ölçülmesi ve Değerlendirilmesi Standardı - Mart 2009) standartlarına aykırı davranmamak ve yapılan ölçümlerde hata payı doğurmamak için rüzgar hızının 5 m/sn’den (18 km/sa) yüksek olduğu günlerde ve ayrıca yağmur, kar yağması durumunda gürültü ölçümleri yapılmamıştır.

Ölçümler, yönetmelikte belirtilen saatlere göre

• Gündüz 07:00’dan 19:00’a kadar olan 12 saatlik zaman diliminde

• Akşam ise 19:00’dan 23:00’a kadar olan 4 saatlik zaman dilimlerinde gerçekleştirilmiştir.

Yönetmelikte gece, 23:00’dan 07:00’a kadar olan 8 saatlik zaman dilimlerini içermektedir. Kentsel alan kullanımları gece zaman diliminde, gündüz ve akşam zaman

verilmemiştir. Ölçümler ayda 3 kez gündüz ve akşam zaman dilimlerindeki kullanım yoğunluklarının ortalamasını yansıtması amacıyla her noktadan aynı saatlerde değil de dönüşümlü olarak gerçekleştirilmiştir.