• Sonuç bulunamadı

IV. BÖLÜM

4.4. Wolfsberg Grubu

Wolfsberg Grubu, dünya çapında Ģubelere sahip on iki özel banka15 temsilcisinin 2000 yılında bankacılık hizmetlerine dair standartları belirlemek amacıyla Ġsviçre’nin kuzeydoğusundaki Wolfsberg Ģatosunda bir araya gelmesi neticesinde oluĢturulmuĢtur (http://www.wolfsberg-principles.com/pdf/Wolfsberg-Process.pdf 07.11.2010).

Wolfsberg Grubu, karapara aklama ve terörün finansmanına dair finansal hizmetler endüstrisi için standartlar geliĢtirmek amacıyla Uluslararası ġeffaflık

14 Know Your Customer (MüĢterini Tanı)

15 ABN AMRO Bank N.V., Barclays Bank, Banco Santander Central Hispano S.A., Bank of Tokyo,

Citigroup., Credit Suisse Group, Deutsche Bank A.G., HSBC, J.P. Morgan Chase, Societe Generale, UBS AG, Goldman Sachs.

Örgütünün16

aktif desteğini alarak bildiriler yayımlamıĢtır. 30 Ekim 2000 tarihinde ortaklaĢa yayımlanan “Wolfsberg Karapara Aklamaya KarĢı Özel Bankacılık Prensipleri (Wolfsberg AML Principles on Private Banking)” olarak anılan bildiri, karapara aklamaya karĢı özel bankaların uyacakları ilkeleri belirlemektedir. Söz konusu ilkeler 2002 Mayıs ayında revize edilerek bugünkü halini almıĢtır. Bildiri, müĢteri kabulü, müĢterinin tanınması, müĢterinin kabulünde özel dikkat gösterilmesi gereken kiĢiler, izleme, kontrol, karapara aklamayı önleme sisteminin kurulması konularını ihtiva etmektedir (http://www.wolfsberg-principles.com/privat-banking.html, 08.11.2010).

Söz konusu bildiride yer alan prensiplerin “müĢteri kabulü” baĢlıklı ilk bölümünde, bankanın dünya çapında gerçekleĢen hizmetlerinin suç amacıyla kullanılmasının engellenmesinin banka politikası olması, bankanın sadece servet ve fonlarının kaynağı makul olarak belirlenebilen müĢterileri kabul etmek için çaba göstermesi gereğinden bahsedilmiĢ ve bu konuda birincil sorumluluğun, kabul edilmesi için müĢteriyi destekleyen özel bankacıya ait olduğu, yalnızca iç denetim veya kontrol usullerinin gereğinin yerine getirilmiĢ olmasının, özel bankacının söz konusu sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı belirtilmiĢtir.

Kimlik tespiti ile ilgili düzenlemelerin olduğu bölümde, bankaların; müĢterilerinin ve nihai faydalanıcıların kimliğini belirlemek için makul önlemleri almaları gerektiği ve müĢteriyi ancak bu süreç tamamlandıktan sonra kabul edebileceği belirtilerek, bankalar için kimlik tespitinde kullanılacak belgelerin hesabın açılıĢ tarihinde geçerli olması gerektiğinin altı çizilmiĢtir.

Bildiride ayrıca, bankaların kendisi nezdinde açılmıĢ tüm hesapların nihai faydalanıcılarını belirlemekle mükellef olmaları gerektiği ifade edilmiĢtir. Buna iliĢkin olarak bildiride;

16

 Hesap bir gerçek kiĢi adına açılmıĢ olduğunda, bankacı müĢterinin kendi namına hareket edip etmediğini ve bu konuda Ģüphe duyduğunda, hesap sahibinin hangi sıfatla ve kimin namına hareket ettiğini belirlemesi gerektiği,

 MüĢterinin özel yatırım Ģirketi gibi tüzel kiĢi olması halinde, bankacının, fonları temin edeni, hisse senetlerinin asıl sahibini (sahiplerini) ve fonları kontrol eden kiĢileri belirlemek için Ģirket yapısını yeterince anlayacağı, diğer hissedarlarla ilgili olarak daha fazla özen göstermeye gerek olup olmadığı konusunda makul bir yargıya varacağı, bu hususların paylara bölünmüĢ sermayenin nama yazılı veya hamiline yazılı olup olmadığına bakılmaksızın uygulanması gerektiği,  MüĢterinin tüzel kiĢiliği olmayan örneğin adi ortaklık olması halinde, yukarıda

yer alan prensiplerin uygulanacağı, belirtilmiĢtir.

Bankaya gelen müĢterilerde veya elektronik kanallar aracılığıyla baĢlatılan iliĢkilerde, gereken özenin daha fazla gösterilmesinin gerekip gerekmediği, hesap açılmadan önce banka tarafından belirlenecektir. Banka yüz yüze gerçekleĢtirilmeyen iĢlemlerde müĢterinin kimliğini belirleyebilmek için gerekli önlemleri alacaktır.

Prensiplerde “özen” baĢlıklı bölümde müĢterilerinin; hesap açma amacı ve nedenleri, beklenen hesap hareketleri, servetin kaynağı (servetin yaratılmasına neden olan ekonomik faaliyetin tanımı), fonların kaynağı (hesabın açılması için alınan paranın kaynağının ve transfer yollarının tanımı), ticari itibarla ilgili bilgileri doğrulayacak referanslar veya diğer kaynaklar ile ilgili bilgilerin kaydedilmesinin önemli olduğu belirtilmiĢtir. Buna iliĢkin müĢteriye özen için gerekli olan bilgiler (örneğin olumlu ve güvenilir referanslar) yeterli olmadığında, hesap açılmadan önce müĢteri ile görüĢme yapılacağı da ifade edilmiĢtir.

Bildiride “müĢteriye ilave özen ve dikkat gerektiren durumlar” baĢlıklı bölümde; para aklamaya yatkın olduğu bilinen iĢ faaliyeti ya da sektörlerde faaliyetlerde bulunan kiĢilere, aklama ile mücadelede yeterli standartları olmayan veya suç ve yolsuzluk açısından yüksek risk oluĢturan ülkelerde ikamet eden veya bu gibi ülkelerde servet sahibi olan kiĢilere, devlet görevlileri, devlet kuruluĢlarının üst düzey yöneticileri, siyasetçiler, önemli siyasi parti görevlileri, vb. kamunun güven duyduğu pozisyonlarda

bulunan veya bulunmuĢ olan kiĢiler ile bu kiĢilerin aileleri ve yakın dostlarına, daha fazla özen gösterilmesi ve söz konusu kiĢilerle yeni bir iliĢkiye girildiğinde hangileri için üst düzey yönetici onayı gerektiğinin bankanın iç prosedürlerinde belirlenmesi gerekliliği belirtilmiĢtir.

Ayrıca, Bildiriye göre bankacılar müĢteri dosyalarını belli periyotlarla güncellemeli, dosya içerisinde yer alan bilgi ve belgelerle uyumlu ve tutarlı iĢlemler gerçekleĢtirildiğinden emin olmalıdırlar.

Bildiride, bankanın olağandıĢı veya Ģüpheli faaliyetlerin belirlenmesine iliĢkin yazılı bir politikası olması gerektiği ve politikada hangi iĢlemlerin Ģüpheli veya olağandıĢı kabul edildiğinin tanımlanması gerektiği belirtilmiĢtir.

MüĢterinin tanınmasına iliĢkin oluĢturulan müĢteri dosyalarındaki bilgilerle örtüĢmeyen iĢlemler Ģüpheli iĢlem olarak nitelendirilebileceğinden bankacılık iĢlemlerinde müĢterinin tanınması aklama ile mücadelede önemli yer teĢkil etmektedir.

Bildiriye göre hesap hareketlerinin izlenmesi konusunda birincil sorumluluk bankacıya aittir. Bankacı önemli iĢlemler ve hesapta yaĢanan artıĢlar konusunda bilgili olmalı ve özellikle olağandıĢı veya Ģüpheli faaliyetleri tanıyabilmelidir. Banka, yerine getirilecek bu sorumlulukların otomatik sistem veya diğer araç kullanımıyla ne ölçüde desteklenmesi gerektiğine karar vererek, yeterli bir izleme programı yapmıĢ olmalıdır. Benzer Ģekilde aklama konularında yönetime düzenli olarak rapor vermek için bir sistem kurulmuĢ olmalıdır.17

4.5. Karapara Aklama ve Terörün Finansmanında Mali Sistemin

Benzer Belgeler