• Sonuç bulunamadı

Weberyan Otorite/Meşruiyet Anlaminda Kayırmacılığın Analizi Özet

Toplumsal bir ilişki sistemi olarak kayırmacılık kısaca; soyut ve/veya somut değerlerin/rantların dağıtılması ve paylaşılmasında adalet ve liyakat içermeyen farklı kriterlerin belirleyici olmasıdır. Bu kriterler; kan bağı, arkadaşlık, siyasi/ideolojik yakınlık gibi farklı ilişkisel formlar/temalar şeklinde görülebilmektedir. Bu bağlamda bu ilişki sistemi; klientalizm, kronizm, favoritzm, nepotizm gibi farklı kavramlarla adlandırılmaktadır. Sonuçları bakımından bu tür ilişkilerin toplumsal adalet ve güven algısı başta olmak üzere çeşitli olumsuz sonuçlarından söz edilebilir. Bunun dışında bu tarz ilişki sistemlerinin rasyonel olarak da organizasyonların verimliliği açısından oldukça olumsuz etkilerinden bahsedilebilir. Özellikle toplumsal (kamuya ait) kaynakların dağıtılması ve paylaşılmasında neyin kriter olacağı ve bu kriteri kimin belirleyeceği, bu sorunun daha iyi anlaşılması bakımından oldukça önemlidir. Bunun yanında bu paylaşımda kriter ve kriter belirleyici olarak, yetkiyi yani gücü (otorite) ve onun kaynağını tespit etmek hayati bir öneme sahiptir. Bu bağlamda Weber’in otorite (güç)’ye ilişkin analizleri oldukça önemlidir ve bu konunun daha iyi anlaşılmasına ışık tutabilir.

Weber’in gelenekselden ussala evirilen toplum analizi kayırmacılık konusunun anlaşılmasında önemli ipuçları sunmaktadır. Kayırmacılık, Weber’in geleneksel, feodal, nepotik toplumsal ilişkilerden;

kurumlaşmış, rasyonel, hesaplanabilir yeni toplumsal ve siyasal hayata evrim modelinin anomik bir sonucu olarak da değerlendirilebilir. Dolayııyla kayırmacılık, O’nun geleneksel, karizmatik ve ussal otorite kavramlaştırmasıyla irdelenebilir.

Anahtar Kelimeler: Kayırmacılık, Otorite, Geleneksel Otorite, Karizmatik Otorite, Rasyonel Otorite

3

rd

International

Congress of Human Studies

3. Uluslararası İnsan Çalışmaları Kongresi

ISBN:978-605-06728-2-4

3rdInternational Congress of Human Studies (ICHUS2020), Nov 13-15, 2020, Ankara / TURKEY | 182

Research Assit. Fatmanur Alsancak

1

1Sakarya University, Faculty of Science and Literature, Social Work, Sakarya, Turkey, fatmanuralsancak@sakarya.edu.tr

A Radical Feminist Perspective on Child Sexual Abuse Abstract

Child sexual abuse has a long history and its evaluation within the framework of child abuse started in the 1970s. The cases that were rarely reported before, especially with the rise of the women movement, and adult women's disclosure of the abuse they experienced in childhood, has started to be considered as child abuse. Children who have been victims of sexual abuse, which has been a social problem since the early times of human history, are defined as “need to keep silent, have no say, powerless, in need of help” by the society, and when they are victims of abuse, they are also

“declarations of which are invalid, their words are not heard”. As individuals, they have been dragged into a systematic victimization. While no official data is available on the incidence of sexual abuse of children in Turkey, along with the literature shows that the vast majority of girls with sexual abuse victims. Most of those who abused children and adolescents sexually are men, and 85% to 90% of these men are men known, known and trusted by the victim.

Based on the rhetoric of anti-rape movements, the radical feminist movement has expanded the defining area of sexual abuse and introduced a new exploitation approach. Feminists questioned this idea that children who were sexually abused somehow became complicit in society. The feminist discourse of child sexuality is basically based on the problem of strength and powerlessness.

Arguments about the child's weakness and the children's inability to give informed consent have structured the analysis of the problem since the 1980s.

Adopting a human rights perspective in social work requires a political stance as a stage of collectivism and in an ideological position with a strong role for the public sector. Over time, some of the work done by the state is implemented at the global or local level. In both cases, if the sexual abuse of the child in question is, a strong collectivist approach is necessary for the full realization and development of human rights, especially children's rights. The problem of sexual abuse in the social structure determined by power relations should also be viewed from a human rights perspective, and professionals who do this passionately should undoubtedly be social workers.

Keywords: Child, Sexual Abuse, Radical Feminism, Social Work

3. Uluslararası

İnsan Çalısmaları Kongresi

3

rd

International Congress of Human Studies

ISBN:978-605-06728-2-4

3. Uluslararası İnsan Çalışmaları Kongresi (ICHUS2020), Kas 13-15, 2020, Ankara/ TÜRKİYE | 183

Arş. Gör. Fatmanur Alsancak

1

1Sakarya Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Sosyal Hizmet, Sakarya, Türkiye, fatmanuralsancak@sakarya.edu.tr

Çocuk Cinsel İstismarına Radikal Feminist Perspektiften Bir Bakış Özet

Çocuğa yönelik cinsel istismar tarihi uzun bir geçmişe sahiptir ve çocuk istismarı çerçevesinde değerlendirilmesi 1970’lerde başlamıştır. Daha önceleri nadiren bildirilen vakalar, özellikle kadın hareketinin yükselişi ile yetişkin kadınların çocukluk döneminde yaşadıkları istismarları ifşa etmeleri ile çocuğa yönelik cinsel istismar, çocuk istismarı olarak değerlendirilmeye başlanmıştır. İnsanlık tarihinin ilk zamanlarından bu yana süre gelen ve toplumsal bir sorun olan cinsel istismar suçunun mağduru olarak çocuklar, toplum nezdinde “susması gereken, söz hakkı olmayan, güçsüz, yardıma muhtaç”

olarak tanımlanıp istismar mağduru olduğunda da yine “beyanı geçersiz olan, sözü dinlenilmeyen”

bireyler olarak sistematik bir mağduriyetin içine sürüklenmişlerdir. Türkiye’de cinsel istismar sıklığına ilişkin herhangi bir resmi veri bulunmamakla birlikte literatür cinsel istismar mağduru olan çocukların büyük çoğunluğunun kız çocukları olduğunu göstermektedir. Çocuklara ve ergenlere cinsel istismarda bulunanların büyük bir kısmı erkek olup bu erkeklerin %85 ile %90’ı mağdurun tanıdığı, bildiği ve güvendiği erkeklerden oluşmaktadır.

Radikal feminist hareket, tecavüz karşıtı hareketlerinin retoriğinden yola çıkarak, cinsel istismarın tanımlayıcı alanını genişletmiş ve yeni bir istismar yaklaşımı ortaya koymuştur. Feministler, cinsel istismara maruz kalan çocukların toplumun bir şekilde suç ortağı olarak hükmettiği bu fikri sorgulamıştır. Çocuk cinselliğinin feminist söylemi temelde güç ve güçsüzlük sorununa dayanır.

Çocuğun güçsüzlüğü ve çocukların aydınlatılmış onam verememesi hakkındaki argümanlar 1980'lerden bu yana sorunun analizini yapılandırmıştır.

Sosyal hizmette insan hakları perspektifini benimsemek, kolektivizmin bir aşaması olarak ve kamu sektörü için güçlü bir rolü olan ideolojik bir konumda politik bir duruş gerektirir. Zamanla devlet tarafından gerçekleştirilen işlerin bazıları küresel veya yerel seviyede uygulanmaktadır. Her iki durumda da söz konusu çocuğun cinsel istismarı ise insan haklarının -özelde çocuk haklarının- tam anlamıyla gerçekleştirilmesi ve geliştirilmesi için güçlü bir kolektivist yaklaşım gereklidir. Güç ilişkilerinin belirlediği toplumsal yapıdaki cinsel istismar sorununa da insan hakları perspektifiyle bakılmalıdır ki bunu tutkuyla yapan profesyoneller, şüphesiz sosyal çalışmacılar olmalıdır.

Anahtar Kelimeler: Çocuk, Cinsel İstismar, Radikal Feminizm, Sosyal Hizmet.

3

rd

International

Congress of Human Studies

3. Uluslararası İnsan Çalışmaları Kongresi

ISBN:978-605-06728-2-4

3rdInternational Congress of Human Studies (ICHUS2020), Nov 13-15, 2020, Ankara / TURKEY | 184

Assist. Prof. Dr. Aykut AYKUTALP

1

1Kafkas University, Faculty of E.A.S, Social Work, Kars, Turkey, ichus2018@gmail.com

Benzer Belgeler