• Sonuç bulunamadı

2. TEDARİK ZİNCİRİNDE BÜTÜNLEŞTİRME ÇALIŞMALARI

2.3. VMI Yaklaşımı Üzerindeki Çalışmalar

VMI stratejisi, üretici firmanın anlaşılan sınırlar çerçevesinde perakendecideki satış noktası ve envanter bilgilerini (POS) kullanarak perakendecide hangi üründen ne kadar olması gerektiğine karar verdiği ve buna göre dağıtım planlarının oluşturulduğu bir yaklaşımdır. VMI uygulamasının başlangıç aşamasında tedarikçinin dağıtım önerilerinin perakendeci tarafından onaylanması gerekse de, bu

stratejinin ana amacı, envanter yönetimi ve talep tahmininde perakendecinin herhangi bir rol üstlenmemesidir (Buzzell ve Ortmeyer, 1995). Herhangi bir

perakendeciyi dikkate aldığımızda, o perakendecide birçok üretici firmaya ait ürünler satılmaktadır. Geleneksel anlamda, perakendeci, stoklarında bulunan ürün miktarlarının takibini yaparak, üretici firmalara sipariş geçer. VMI yaklaşımı çerçevesinde ise, her bir üretici firma o perakendecide bulunan ürünlerinin stok miktarlarının takibini yaparak, gerek gördüğü zamanlarda ve gerek gördüğü miktarda ürünü perakendeciye iletir. Bu çerçevede, perakendecide bulunan envanter ile ilgili bütün kararlar üretici firma tarafından alınır. Bu ilişkide perakendecinin rolü ise, gerek gördüğü durumlarda üretici firma tarafından dikkate alınması gereken, hizmet düzeyini ve raf alanını belirlemektir (Mishra ve Raghunathan, 2004). Dolayısı ile

VMI yaklaşımı satış noktası ve envanter bilgilerinin üretici firma ile paylaşıldığı ve üretici firmanın envanter yönetimini merkezi olarak yaptığı müşteri-tedarikçi türü bir ortaklıktır.

Bir önceki başlıkta incelediğimiz bilgi paylaşımı ile ilgili makalelerden de görülebileceği gibi, perakendecilerin üretici firmalar ile bilgi paylaşımı içerisine girmesinden, temel olarak üretici firmalar faydalanmaktadırlar. Perakendeciler ise, üretici firmalar ile karşılaştırıldıklarında, bilgi paylaşımından küçük miktarlarda performans artışı sağlamaktadırlar. Bu durum, üretici firmalar ve perakendeciler arasında kurulması hedeflenen bilgi paylaşım ağının hayata geçirilmesini zorlaştırmaktadır. Aslında VMI yaklaşımı, perakendecilerin üretici firmalarla bilgi paylaşımı içerisine girmesini gerçekçi kılan (doğrulayan) bir yaklaşımdır. Dolayısı ile bir önceki başlıkta değinilen, bilgi paylaşımı neticesinde tedarik zincirinde oluşan performans artışı, VMI yaklaşımı çerçevesinde de geçerli olmaktadır.

VMI yaklaşımı ilk defa başarılı bir şekilde 1980’li yılların sonunda Wal-Mart ve Procter&Gamble arasında, bunu izleyen zamanlarda ise, Shell Chemical, Champbell Soup ve Johnson&Johnson gibi birçok firma tarafından uygulanmıştır (Cachon ve Fisher, 1997). Literatür incelendiğinde, VMI stratejisinin neden hem üreticiler

tarafından ve hem de perakendeciler tarafından kabul gördüğü ve tercih edildiği düşünüldüğünde, her iki taraf için de kabul görme nedenleri kolaylıkla açıklanabilmektedir. Üretici firmalar tarafından VMI yaklaşımının tercih edilme nedeni, kamçı etkisini azaltarak varolan kapasitenin daha etkin kullanılma imkânını

sağlamasıdır (Çetinkaya ve Lee, 2000; Waller ve diğ., 1999). Perakendeci

açısından ise VMI yaklaşımı, envanter kontrol ve elde buldurma maliyetlerinin üretici firmaya aktarılarak, ortadan kaldırmasından dolayı tercih edilmektedir. Son dönemlerde Lee ve Chu (2005) ve Mishra ve Raghunathan (2004) tarafından

yapılan çalışmalar, üretici firma ve perakendeci açısından VMI yaklaşımının temel uygulanma nedenlerine daha farklı açılardan yaklaşmışlardır. Lee ve Chu (2005)

tarafından kurgulanan modelde, gazeteci çocuk problemi ortamında faaliyet gösteren bir üretici firma ve bir perakendeci dikkate alınmıştır. Yapılan çalışma, üretici firmanın perakendecide bulundurmayı düşündüğü envanter miktarının, perakendecinin bulundurmayı istediği envanter miktarından yüksek olması koşuluyla, VMI stratejisinin her iki taraf için de faydalı olacağını göstermiştir. Algılanan elde bulundurmama maliyetinin üretici firma için perakendeciye nazaran daha yüksek olması (Achabal ve diğ., 2000) da, üretici firmanın perakendecinin

bulunmasını istediğinden daha fazla envanter bulunduracağını göstermektedir. Bu durum, geleneksel anlamda perakendecinin yönetmesi gereken envanterin neden üretici firma tarafından yönetilmek istendiğini açıklamaktadır. Çünkü elde bulundurmama maliyetinin yüksek olarak algılanması daha fazla envanter bulundurma gereksinimini doğurur. Mishra ve Raghunathan (2004) ise, üretici

firma için daha cazip olarak görülen VMI’in, aslında perakendeciler açısından da cazip olabileceğini ortaya koymaya çalışmıştır. Bu amaçla iki farklı üreticiden ürün temin etme imkânı olan ve temin edilen ürünlerin birbirini ikame edebildiği bir perakendeci dikkate alınmıştır. Modelde iki üretici arasında rekabet ortamının olduğu; üreticilerin diğer firmanın satışlarından pay alarak daha fazla satmayı hedefledikleri varsayılmıştır. Modelde yapılan analiz neticesinde iki üretici firma ve perakendeciler arasında VMI yaklaşımı kurulması durumunda; üretici firmaların aralarındaki rekabetten dolayı perakendecide daha fazla ürün bulundurdukları görülmüştür. Bu durumun da, perakendecinin elde bulundurmama (shortage) maliyetlerinin düşmesine ve karlılığının artmasına neden olduğu görülmektedir.

Waller ve diğ. (1999), Aviv (2002), VMI yaklaşımının tedarik zinciri performansı

üzerindeki etkilerini incelemiştir. Waller ve diğ. (1999) çalışmalarını benzetim

modeli kurarak gerçekleştirirken, Aviv (2002) analitik yöntemler kullanmıştır. Waller ve diğ. (1999), model içerisinde geleneksel yapıdaki tedarik zincirlerinde

hatta günlük dağıtımlar yapılabileceği varsayılmıştır. Tedarik zinciri performans ölçütü olarak ise, maliyet unsurları dikkate alınmadan sadece envanter seviyesi ve gecikmeli teslim oranları dikkate alınarak değerlendirme yapılmıştır. Waller ve diğ. (1999) bir üretici firma ve yedi distribütörden oluşan tedarik zinciri yapısı içerisinde

yapılan analiz sonucunda, VMI yaklaşımının, tedarik zincirinde bulunan toplam envanter düzeyini önemli ölçülerde düşürdüğü, hizmet düzeyini ise önemli ölçülerde arttırdığı görülmektedir. Ayrıca, VMI yaklaşımının üretim kapasite sınırının yüksek olduğu ve talepteki değişkenliğin az olduğu durumlarda daha faydalı olduğu görülmüştür. Aviv (2002) ise, VMI yaklaşımının bazı durumlarda tedarik zinciri

performansına çok az düzeyde katkıda bulunabileceğini, hatta bazı durumlarda hiç bir olumlu katkısının olmayacağını belirtmiştir. Bir üretici firma ve bir perakendeciden oluşan tedarik zinciri yapısında, perakendeci ve üretici firmanın müşteri talebini tahmin etme yetkinliklerini ifade eden bir model oluşturmuştur. Aviv (2002) çalışmasında, perakendeci ve üretici firmanın müşteri talebini tahmin etme

güçlerinin farklılık gösterebileceğini dikkate almıştır. Çünkü perakendeciler ve üretici firmalar tedarik zincirinde bulundukları seviye itibarıyla müşteri talebini etkileyebilecek olan ve diğerinin sahip olmadığı farklı bilgilere sahip olabilmektedirler. Aviv (2002) tarafından yapılan analizler neticesinde,

perakendecinin üretici firmaya göre müşteri talep yapısına ait daha fazla bilgiye sahip olduğu durumlarda, VMI yaklaşımının tedarik zinciri performansına olumlu bir katkısının olmayabileceği hatta düşürebileceği ortaya çıkmıştır. Çünkü geleneksel yaklaşımdan VMI yaklaşımına geçildiğinde, üretici firma perakendeciden envanter ve satış-noktası-bilgilerini alarak talep tahmini ve planlamalarını kendisi yapar ve perakendeciyi bir şekilde etkisiz bırakır. Müşteri talebi tahmininde daha iyi olan perakendeci ise, sahip olduğu bilgileri VMI yaklaşımı çerçevesinde, envanter planlamalarına katamaz.

Angulo ve diğ. (2004) ise, dört kademeli bir tedarik zincirinde kurdukları bir

benzetim modeli yardımıyla, tedarikçi ile paylaşılan envanter bilgilerinde birtakım hatalar olmasının ve perakendecinin envanter bilgilerinin anlık olarak tedarikçi firma tarafından kullanılamamasının, VMI yaklaşımından elde edilen fayda üzerindeki etkilerini incelemişlerdir. Durağan ve durağan olmayan müşteri talep yapılarının dikkate alındığı çalışma neticesinde, paylaşılan envanter bilgilerinde birtakım hatalar olması durumunda, bu durumdan perakendecinin önemli düzeyde etkilenmediği;

tedarikçi firmanın ise, sadece müşteri talebinin durağan olmadığı durumda olumsuz etkilendiği görülmüştür. Perakendecideki envanter bilgilerinin anlık olarak tedarikçi firmaya iletilemediği, gecikmeli olarak iletildiği durumlarda ise, bu durumun VMI yaklaşımından elde edilen fayda üzerinde çok önemli olduğu ve tedarik zinciri performansını önemli ölçülerde düşürdüğü görülmüştür.

Benzer Belgeler