• Sonuç bulunamadı

2. TEDARİK ZİNCİRİNDE BÜTÜNLEŞTİRME ÇALIŞMALARI

2.2. Bilgi Paylaşımı Üzerindeki Çalışmalar

Geleneksel tedarik zinciri yapısında görülen verimsizliklerin ortadan kaldırılması ve müşteri hizmet düzeylerinin arttırılması için önerilen yaklaşımların başında, bilgi paylaşımı gelmektedir. Bilişim ve haberleşme teknolojilerindeki hızlı ilerlemelere paralel olarak ortaya çıkan elektronik veri iletimi (EDI), internet vb. teknolojiler sayesinde, artık satış noktası bilgilerinin (POS) ve tedarik zinciri üzerindeki işletmelere ait kapasite, envanter seviyeleri vb. bilgilerin anlık olarak paylaşılması olanaklı hale gelmiştir. Ortaya çıkan bu olanaklarla birlikte, tedarik zinciri üyeleri arasındaki haberleşmenin sadece birbirlerine verdikleri siparişlerle sınırlı olmasının neden olduğu problemlerin doğurduğu ciddi sonuçları fark eden birçok araştırmacı, bilgi paylaşımı üzerinde detaylı araştırmalar yapmışlardır. Bu araştırmaların büyük bir çoğunluğu, bilgi paylaşımının tedarik zinciri performansı üzerindeki etkilerini ve ne tür bilgilerin, hangi zamanlarda ve kimlerle paylaşılması gerektiği üzerinde yoğunlaşmıştır.

Aslında önsezilerimize dayanarak düşündüğümüzde, tedarik zinciri üzerindeki işletmeler arasında kurulacak bilgi paylaşım ağının, tedarik zinciri performansını olumlu yönde etkilemesinin kaçınılmaz bir gerçek olduğu görülmektedir. Ancak, bilgi paylaşım ağının kurulabilmesi için gerekli olan yüksek yatırım miktarları ve işletmeler arasında paylaşılan bilgilerin rakip firmalara sızdırılabilme riski, bilgi paylaşım ağının kurulmasının önündeki en önemli engellerdir. Bilgi paylaşımının önündeki bu engellerden dolayı işletmeler, sadece gerekli olduğu kadar bilginin paylaşılmasını arzu etmektedirler. Bu nedenlerden dolayı, hangi tür ve seviyedeki bilgilerin hangi sıklıkta paylaşılması gerektiği ve paylaşılan bu bilgilerin hangi oranda tedarik zinciri performansını arttırdığı; işletmeler arası bilgi paylaşımının kurulması aşamasında cevaplanması gereken kritik sorulardır.

Tedarik zinciri üyeleri arasında, bilgi paylaşım ağının kurulması önerisinin en önemli sebeplerinden biri, tedarik zinciri üyeleri arasında bilgi paylaşımının kurulması sayesinde kamçı etkisinin azaltılma imkânının ortaya çıkmasıdır. Mason-Jones ve Towill (1997, 2000) sistem dinamiği yaklaşımını kullanarak oluşturdukları benzetim

modelinde, satış noktası bilgilerinin paylaşılmasının, tedarik zinciri performansı üzerindeki etkilerini incelemiştir. Çalışma neticesinde elde edilen benzetim modeli sonuçları, satış noktası bilgilerinin tedarik zinciri üyeleriyle paylaşılmasının kamçı

etkisini ve tedarik zinciri üyelerindeki envanter miktarını düşürdüğünü göstermektedir. Benzer şekilde, Chen ve diğ. (2000a, 2000b)’ nin istatistiksel

yöntemler kullanarak, Dejonckheere ve diğ. (2004)’ nin ise kontrol mühendisliği

yaklaşımını kullanarak elde ettikleri analitik ifadeler de perakendecideki satış noktası bilgilerinin üretici firmayla paylaşılmasının kamçı etkisi üzerindeki önemini göstermektedir.

Kamçı etkisinin ötesinde, bilgi paylaşımının, müşteri hizmet düzeyi ve toplam maliyetler dikkate alındığında, üretici firmaya sağladığı faydalar; Gavirneni ve diğ. (1999), Lee ve diğ. (2000) ve Raghunathan (2001) tarafından incelemiştir. Bu

araştırmacılar, bir perakendeci ve bir üretici firmadan oluşan iki seviyeli tedarik zincirlerini dikkate alarak kurdukları analitik modellerde, bilgi paylaşımından üretici firmanın sağladığı faydalar ve sağlanan bu faydaları etkileyebilecek faktörler üzerinde incelemeler yapmışlardır. Yu ve diğ. (2001, 2002) ve Zahoo ve diğ. (2002a, 2002b) ise bilgi paylaşımının sağladığı faydaları hem üretici firma açısından

hem de perakendeci açısından incelemişlerdir.

Gavirneni ve diğ. (1999) kapasite sınırı olan bir üretici firmayla bağımsız ve aynı

dağılımdan (i.i.d.) gelen taleple karşılaşan bir perakendeciyi dikkate almıştır. Kurgulanan modelde, üretici firmanın ve perakendecinin üretim/envanter kontrol politikası olarak (s, S) politikasını kullandıkları varsayılmıştır. Gavirneni ve diğ. (1999) modellerinde, üretici firma ve perakendeci arasında kısmi ve tam bilgi

paylaşımları olmak üzere iki farklı türde bilgi paylaşımı olduğunu varsaymışlardır. Model içerisinde, perakendecinin karşılaştığı talep yapısı ve kullandığı envanter politikasına ait parametrelerin bilindiği durum kısmı bilgi paylaşımı; perakendecinin envanter bilgisinin de üretici firma tarafından bilinmesi durumu tam bilgi paylaşımı olarak ifade edilmiştir. Yapılan analizler neticesinde, her tür durumda perakendeci ve üretici arasındaki bilgi paylaşımının, üretici firma için faydalı olduğu; ancak üretim kapasite sınırının çok düşük olduğu ve müşteri talebindeki belirsizliğin çok yüksek olduğu durumlarda, bilgi paylaşımından elde edilen faydanın azaldığı görülmektedir. Bunlara ilaveten, yapılan çalışma, üretim kapasitenin çok düşük olduğu durumlarda, tedarik zinciri üzerinde kısmi bilgi paylaşımından tam bilgi paylaşımına geçilmesinin neredeyse hiçbir performans artışına neden olmadığını da göstermektedir.

Lee ve diğ. (2000), modellerinde durağan olmayan (nonstationary) talep yapısıyla

karşılaşan perakendeci ve sınırsız üretim kapasitesi olan bir üretici firmayı dikkate almışlardır. Lee ve diğ. (2000) perakendecinin otoregresif (AR(1)) zaman serilerine

göre oluşan taleple karşılaştığını, karşılaşılan talep yapısının ve parametrelerinin hem perakendeci hem de üretici firma tarafından bilindiğini varsaymıştır. Ayrıca modellerinde, perakendeci ve üretici firma tarafından S’ye kadar sipariş verme (order-up-to) envanter kontrol politikasının uygulandığını varsaymışlardır. Bu yapı içersinde, satış noktası bilgilerinin (POS) paylaşılmasının üretici firma üzerindeki etkileri hem analitik olarak ve hem de benzetim modeli kullanılarak incelenmiştir. İnceleme neticesinde, nihai müşteri talebinin durağan olmadığı durumlarda talebin durağan olduğu durumlara göre, bilgi paylaşımından sağlanan faydanın daha yüksek olduğu görülmüştür. Ayrıca talepteki değişkenliğin ve temin süresinin de elde edilen fayda üzerinde etkili olduğu görülmüştür. Talepteki değişkenliğin ve temin süresinin büyük olduğu durumlarda bilgi paylaşımının daha yüksek oranda fayda sağladığı görülmüştür. Raghunathan (2001) ise, Lee ve diğ. (2000)’nin kullandığı aynı yapıyı

dikkate alarak bir çalışma yapmıştır. Yapılan çalışmada, Lee ve diğ. (2000)’ nin

modellerindeki üretici firmanın, aslında kullanma imkânı varken, sahip olduğu tüm bilgileri, talep tahmini esnasında kullanamadığını belirtmiştir. Raghunathan (2001), Lee ve diğ. (2000)’nin dikkate aldığı model içerisinde, üretici firma tarafından

müşteri talep yapısına ait parametrelerin ve karşılaştığı sipariş bilgilerinin etkili bir şekilde talep tahmininde kullanılması durumunda, Lee ve diğ. (2000)’nin

sonuçlarının aksine, bilgi paylaşımının üretici firmaya önemli ölçüde fayda sağlamayacağını göstermiştir. Bu noktada Raghunathan (2001)’ nın yaptığı çalışma,

açık bir şekilde göstermektedir ki, perakendeci ile üretici firma arasında kurulacak bir bilgi paylaşım ağı, ancak üretici firmanın elde bulunan verilerden elde edemeyeceği bilgileri sağlaması koşuluyla, tedarik zinciri performansını olumlu yönde etkilemektedir.

Perakendeciler açısından bilgi paylaşımının ne tür faydalar sağlayabileceği noktasına bakıldığında ise, Yu ve diğ. (2001, 2002) analitik yöntemler kullanarak kapasite

sınırı olmayan bir üretici ve bir perakendeciden oluşan iki aşamalı bir tedarik zincirinde satış noktası bilgilerinin üretici firma ile paylaşılmasını dikkate almıştır. Yapılan çalışma neticesinde elde edilen bulgular, satış noktası bilgilerinin üretici firma ile paylaşılmasının, üretici firmanın maliyetlerinde ciddi miktarlarda azalışlara

neden olduğunu ama perakendecinin maliyetlerinde önemli azalışlar olmadığını göstermektedir. Benzer şekilde Zahoo ve diğ. (2002a, 200b), benzetim modeli

kullanarak kapasite sınırı olan bir üretici firma ve birbirinden bağımsız dört perakendeciden oluşan bir tedarik zincirini dikkate almıştır. Benzetim modeli sonuçlarının analizi, satış noktası bilgilerinin hem üretici firmanın hem de perakendecilerin ortalama envanter düzeyinde ve envanter maliyetlerinde azalmalara neden olduğunu göstermektedir. Ancak üretici firmanın bilgi paylaşımından sağladığı faydanın, perakendecilerin elde ettiği faydaya göre oldukça fazla olduğu görülmektedir.

Cachon ve Fisher (2000) ise, diğer araştırmacılardan farklı olarak, bilgi

paylaşımından elde edilebilecek faydalarının sınırlı olacağını öne sürerek, gelişen bilişim ve haberleşme teknolojilerinin temel olarak bilgi paylaşımı için kullanılması yerine, tedarik zincirindeki malzeme akışının hızlandırılması için kullanılmasının gerekliliği üzerinde durmuştur. Bu amaçla, Cachon ve Fisher (2000) bir üretici

firma ve perakendecilerden oluşan iki seviyeli bir tedarik zincirini dikkate almıştır.

Cachon ve Fisher (2000)’nin kurguladıkları modellerinde, bilişim ve haberleşme

teknolojilerinin kullanılmasının neden olduğu performans artışının ana nedeninin, perakendecideki envanter seviyesinin paylaşılmasından kaynaklanmadığını; ana performans artışının, bilişim sistemleri sayesinde azalan temin süreleri ve daha sık ve düşük hacimdeki dağıtımın mümkün olması olduğu görülmektedir. Nitekim, çalışmada yapılan sayısal analiz neticesinde, perakendecilerdeki envanter seviyelerinin paylaşılmasının tedarik zinciri maliyetlerini ortalama %2.2 azalttığı görülürken, temin süresinin yarıya düşürülmesinin tedarik zinciri maliyetlerini ortalama %21, sipariş parti büyüklüğünün yarıya indirilmesinin ise maliyetleri ortalama %22 oranında azalttığı görülmüştür.

Benzer Belgeler