• Sonuç bulunamadı

Bu oturumdaki sunumların tümü, ülkelerin birincil düzeyde tarım ve gıda ürünlerinin kökene bağlı ayrımlaşmış kaliteye sahip İşaretlerle korunması konusunda yasal düzenlemenin gelişmişlik ölçüsüne göre dağılımını ortaya koydu. Fransa ve İtalya bu açıdan diğer ülkelere göre çok öne çıkıyor. Buna karşın, daha yolun başında olan Brezilya ve Türkiye’de kalite ve köken İşaretlerinin yasal düzenlemesinde hızlı gelişmeler görülüyor. Diğer yandan bu grup ülkeler arasına katabileceğimiz ABD, diğer ülkelerden, oldukça yenilikçi öneriler getirerek, farklılaşıyor. Sunumlar ve bu beş vak’a çalışması etrafında bezenen sorular, tartışmayı iki eksene yönlendirdi: değer zincirlerinin yönetişimi ve yerel, ulusal ve uluslararası pazarların denetimi sorunu.

Ayrımlaşmış kalitenin tanımı ve Coğrafi İşaretler’in korunmasının ana ilkeleri konusunda, yasal çerçevelerini yeni oluşturan ülkeler tarafından Fransa izlenebilecek bir örnek olarak alınabilir. Herşeyden önce belirtmek gerekir ki, tarım ve gıda ürünlerinin kökene ve geleneğe bağlı ayrımlaşmış kalitelerinin tanımında tek kıstas menşe ve/veya mahreç İşaretleri değildir. Bu İşaretlerin yanında yüksek kalitenin simgesi olarak kırmızı etiket (label rouge), ve çevreye saygılı ürünün simgesi olaral organik tarım işareti de (AB) vardır.

Coğrafi İşaretler’in titiz ve şeffaf bir şekilde izlenmesinin temel ilkeleri herşeyden önce üretici ve tüccar birliklerinin ortak ve gönüllü yaklaşımına bağlıdır. Üretim şartnamesinin zamanla değişebileceğini göz ardı etmeden gene de şartnameye kesinkes uyulması, ve bu konuda kontrol süreçlerine dikkat edilmesi gerekmektedir. Fransa, “Ulusal Köken ve Kalite Enstitüsü” (INAO) üreticilere, bu sistemi yerleştirmekte yardımcı olmakla yükümlüdür.

Yönetişim mekanizmasının öneminin bilincinde olan kamu güçleri, 2006 yılından bu yana yeni bir yönetişim sistemini uygulamaya koymuşlardır. Bu sisteme göre Ekonomi ve Tarım Bakanlıkları sorumlulukları paylaşmaktadır. Tarım Bakanlığı INAO’nun velayetini ve finansmanını üstlenmektedir. Ekonomi Bakanlığı ise üretici ve tüketici arasındaki bağı sağlamakta ve üretim ve tüketim safhalarında ürünlerin kontrolünü ve rekabetin kurallara uygun yapılmasını sağlamaktadır. Bununla beraber, değer zinciri içerisindeki iyi uygulamaların kontrol mekanizmalarının doğru işlemesi ancak katılımcı ve toplu bir yaklaşımla olasıdır. Amacı tüketici güvenilirliğini kazanmak olan bu yeni denetim sisteminde her ürün için ayrımlaştırılmış kontrol koşulları oluşturularak, denetim uzman ve bağımsız üçüncü kurumlara aktarılmıştır. İNAO ise tüm sistemi denetlemektedir.

Dünyanın diğer Coğrafi İşaret şampiyonu ülkesi İtalya’dır. Bu ülke, uzun yılların verdiği deneyimle, sertifikasyon ve kontrol sistemini, katılımcı yönetişim ve gönüllü ve toplu girişim temellerine oturtmuştur. Sadece üreticileri ve/veya üretici kooperatiflerini değil, aynı zamanda peynir işletmelerini, tüccarları ve dağıtımcıları da içeren Konsorsiyum, herşeyden önce bir üreticiler derneği değildir. Diğer yandan, katılımcı yapısına rağmen mesleklerarası bir sendika olduğu da söylenemez çünkü oylama sistemi ne eşitliğe ne de mutlak çoğunluğa dayanmamaktadır. Bununla beraber, değer zincirinin değişik halkalarında faaliyet gösteren birçok aktörün temsil edilmesi, sürecin etkin bir şekilde yönetilmesini ve dolayısıyla iç ve dış pazarlarda pazarlanan yöreye özgü ve geleneksel becerilere bağlı ürünlerin pazarlık güçlerinin artmasını sağlamaktadır.

Toplu eylem, kullanım yasalarını tanımlamaya ve arzı kontrol eden ve tedarik zincirini yöneten pazarlama stratejisini tasarlamaya yarar. Günümüzde Konsorsiyum, konumundaki değişikler sayesinde, adlandırılmış bölgenin ürünlerini doğrudan satabilme durumundadır. Böylece üç ana görevle donanmıştır : tedarik zincirlerinin düzenlenmesi (süt üreticileri ile ilişkiler), pazara müdahale ve aynı zamanda arzı kontrol ederek piyasayı düzenleme.

Fransa ve İtalya’yı konu alan sunumların, tarım-gıda sistemlerinde Coğrafi İşaretler’in yerleşmesi ve korumanın genişletilebilmesi için gerekli gördükleri başarı anahtarları şöyle özetlenebilir:

• gönüllü ve toplu bir girişim

• değer zincirinde faaliyet gösteren aktörler tarafından örgütlenen denetim • iyi uygulamaların işlemesinden sorumlu kurumların gözetimi ve desteği • kontrol mekanizmalarının işleyişinde şeffaflık ve titizlik.

Bu iki örnek olaya karşın devinimi güçlü ve Coğrafi İşaretlerin korunması için gerekli düzenlemeyi yerleştirmeye gönüllü iki ülkeyi görmekteyiz. 1990 yıllarından beri tarımı ve gıda sanayii hızla ve aralıksız gelişen Brezilya, dünyanın en büyük tarım ürünü ihracatçıları arasında: soya fasulyesi, şeker kamışı, tahıllar, sığır ve kanatlıların eti, kahve, tütün ve dondurulmuş konsantre portakal suyu. Bu çok önemli tarım ürünlerinin yanında Köken Adı Ulusal Sınai Mülkiyet Enstitüsü tarafından korunan ürünler de gelişmektedir. 1997 yılından beri, 35 kökene bağlı ürün sertifika almış ve diğer 60 ürün için de başvuru yapılmış ve incelemeye alınmıştır. Kırsal kalkınmanın ve Amazon yerlileri gibi bazı özel sosyal grupların gelir düzeylerini yükseltmek açısından kaldıraç görevi görebilecekleri düşünülen Coğrafi İşaretler kamu güçleri tarafından da desteklenmektedir. Bununla beraber,

üreticilerin örgütlenememesi ve yasal süreçlerin Brezilya’nın gerçeklerine uydurulması, değer zincirinde görülen en büyük zorluklardır.

Türkiye de Coğrafi İşaretler’in korunması konusunda Brezilya ile aynı yerde durmaktadır. Türk Patent Enstitüsü ticari markaların, patentlerin, endüstriyel tasarımların yanı sıra Coğrafi İşaretlerle de ilgilenmektedir. 1995 yılında yürürlüğe giren Kanun Hükmünde bir Kararnameyi temel alarak menşe ve mahreç İşaretleri dosyalarının incelenmesi, tescil edilmesi ve denetimini gerçekleştirmektedir. Günümüzün hükûmeti bu konuda özel bir yasayı hazırlamaktadır.

Coğrafi İşaretlerin yönetişimi, kamu kuruluşları, özel sektör ve sivil toplum kuruluşları arasındaki işbirliği aracılığı ile gerçekleşmektedir. Türkiye, Kuzey Akdeniz ülkeleri dışında, Akdeniz Havzası’nda, bu konuda yasal düzenleme getiren öncü ülke olmasına ve yasal çerçeve tescil başvurularının dikkat ve titizlikle incelenmesini sağlamasına rağmen, iyi uygulamaların kontrolu ve denetim mekanizmasının uygulanmasındaki şeffaflık konuları hâlâ yeterli düzeye ulaşamamıştır. Sistemdeki özdenetimin sürdürülebilir bir şekilde yerine oturabilmesi ve değer zincirindeki aktörler arasında adil, çok yönlü müzakerelerin yapılabilmesi için kökene ve ayrımlaşmış kaliteye bağlı ürünlerin değer zincirlerinde faaliyet gösteren üretici, sanayici ve dağıtımcıların toplu ve gönüllü olarak bir ortak girişim gerçekleştirmeleri gerekmektedir.

Amerika Birleşik Devletleri oldukça farklı bir konumdadır ve ilginç seçenekler sunmaktadır. Ticari markalarınn koruyucusu ve savunucu olmasına rağmen kalitesi kökenin bağlı olduğu yöreye göre ayrımlaşmış tarım ve gıda ürünlerinin gelişmesi yönünde bir hareketlilik başlamıştır. Şimdiden « the taste of America » ya da «American Terroir » gibi adlandırmalar dünyaca ünlü markaların arasında kendilerine yer yapmaya başlamışlardır. Coğrafi İşaretlerle ilgili şeçenekler şu grupta toplanabilir : toplu markalar ve ticari markaların bir alt grubunu oluşturan ve Cİ’leri de içeren sertifikalı markalar. Toplu markalar söz konusu olduğunda, markanın sahibi topluluktur ve bu topluluğa dahil herhangi bir üye markayı kullanma hakkına sahiptir. Ancak, topluluk üretim yapmaz ve bu bağlamda kendi ürünlerini bu marka adı altında pazarlamaz. İyi uygulamaların denetimini doğrudan doğruya rakip şirketler ve tüketiciler gerçekleştirir. « American Origin Products » ürünleri ise sertifikalı markalardan yararlanır. Diğer yandan, “Yeni Ekonomi”, topluluk ilkelerini öne çıkartan yeni mülkiyet biçimlerinin ortaya çıkmasına neden değerlerin temelinde çalışan faaliyet ağlarının oluşturulmasına önayak olmaktadır.

Kimbilir belki de Eski Dünya ülkeleri yenilikçi denetim biçimleri arayışlarında "fast food" ülkesinde doğan bu seçeneklerden esinlenecektir?..

AKDENİZ ÜLKELERİ YÖRESEL

Benzer Belgeler