• Sonuç bulunamadı

3. GEREÇ VE YÖNTEM

3.5. Verilerin Analizi

Serum B12 vitamini düzeyi için 130 pg/ml’nin altı hem gebeler hem de bebekler için eksiklik sınırı olarak kabul edildi. Serum B12 vitamini düzeyi için literatürde net bir alt sınır bulunmadığından, çalışmalardaki en düşük değer limit olarak alındı. Serum folat düzeyi eksikliği sınırı için Dünya Sağlık Örgütünün hematolojik ve metabolik indikatörlere göre 2 ayrı sınır belirlediği görüldü. Dünya Sağlık Örgütünün hematolojik göstergelere göre folat durumunu sınıfladığında; 3-6 ng/ml arası serum folat düzeylerini olası eksiklik, 3 ng/ml’den düşük değerleri eksiklik olarak kabul ettiği görüldü (Tablo 8) (121). Serum homosistein düzeyini metabolik gösterge olarak baz aldığında ise; 4 ng/ml’nin altındaki serum folat düzeylerini eksiklik olarak sınıfladığı görüldü (Tablo 9) (53). Biz de çalışmamızda Dünya Sağlık Örgütünün serum homosistein düzeyine göre belirlediği 4 ng/ml değerini serum folat düzeyi eksikliği için sınır olarak kabul ettik. Bu çalışmada kullanılan kitin referansları 5–12 µmol/l olmakla birlikte; gebelikte hemodilüsyon, albüminin fizyolojik düşüklüğü, östradiolün etkisi, fetüs tarafından homosistein alımı gibi nedenlerle gebelerde homosistein düzeyleri %26-60 oranında daha düşük bulunmaktadır. Bu nedenle diğer çalışmalarda kullanılan değerler baz alınarak homosistein düzeyinin 8 µmol/l’nin üzerinde olması hiperhomosisteinemi olarak sınıflanmıştır (Tablo 2) (52). Gebeler için anemi, hemoglobin düzeyinin 11 gr/dl’nin altında olması olarak tanımlandı. Çalışmanın yapıldığı hastanenin, hasta profili çok büyük oranda düşük sosyoekonomik düzeyli bireylerden oluşmaktadır. Ailelerin gelir düzeyi gruplanırken TÜRK-İŞ’in (Türkiye İşçi Konfederasyonu Sendikaları) belirlediği ve her yıl güncellediği kriterler dikkate alındı. Ocak 2013 açlık sınırı olarak belirlenen 1081,59 TL (550$) altında geliri olanlar düşük, 3523,09 TL (1791$) olarak belirlenen yoksulluk sınırı ile açlık sınırı arasında gelir

düzeyine sahip olanlar orta ekonomik düzey olarak sınıflandı. Ancak çalışmamız dahilinde yüksek ekonomik düzeyi olan birey bulunmadığından ek bir gruplama yapılmadı.

İstatistiksel analiz için Windows SPSS (15. Versiyon) programı kullanıldı. Kategorik değişkenler ki-kare testi ile karşılaştırıldı. Numerik değişkenlerde grupların karşılaştırılması için Student’s t testi ve tek yönlü varyasyon analizi (ANOVA) yöntemi kullanıldı. B12 vitamini, folat ve hommosistein düzeyleri üzerinde etkili olabilecek potansiyel bağımsız risk faktörlerinin araştırılması için multiple lojistik regresyon analizi kullanıldı. Maternal ve kordon kanı B12 vitamini, folat ve homosistein düzeyleri gibi sayısal değişkenlerin birbirleri arasındaki ilişkinin belirlenmesinde korelasyon analizi kullanıldı. P değerinin 0.05’in altında olması istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi.

4. BULGULAR

Bu çalışma kapsamında toplam 117 anne ve bebeği değerlendirildi. Ortalama gebelik haftası 39,1±0,89’du. 38 hafta ile 42 hafta arası bebekler çalışmaya dahil edilmişti. Bebeklerdeki cinsiyet dağılımının %53 erkek, %47 kız olduğu görüldü. Bebeklerin ortalama doğum ağırlığı 3402±474,5 gr, bebeklerin ortalama doğum boyu 50,24±1,22 cm olarak ölçüldü. Bebeklerin %97,4’ünde doğumsal bir hastalık yoktu. İki bebekte antenatal bilateral hidronefroz saptanmıştı. Bir bebekte de antenatal sakral teratom şüphesi mevcuttu.

Tablo 11. Anne ve bebeklerin sosyodemografik ve laboratuar bazı özellikleri

Ortalama Standart sapma Minimum değer Maksimum değer Bebek doğum ağırlığı (gr) 3402.0 474.5 1750 4500 Bebek doğum boyu (cm) 50.24 1.22 47 53 Bebek doğum haftası 39.15 0.89 38 42 Anne yaşı 28.2 6.2 18 42 Anne folat (ng/ml) 12.43 7.31 2.00 25.5 Anne B12 vit.(pg/ml) 73.0 40.6 30.00 208.0

Anne homosistein (µmol/l) 8.98 3.2 1.32 21.6 Kordon kanı folat (ng/ml) 22.2 4.39 8.1 25.0 Kordon kanı B12 vit. (pg/ml) 121.7 68.36 30.0 339.0 Kordon kanı homosistein (µmol/l) 9.2 3.03 4.21 19.14

Ortalama folat düzeyi annelerde 12,43±7,31 ng/ml, kordon kanında 22,2±4,39 ng/ml; ortalama B12 vitamini düzeyi annelerde 73±40,6 pg/ml, kordon kanında 121,7±68,36 pg/ml; ortalama homosistein düzeyi annelerde 8,98±3,2 µmol/l, kordon kanında 9,2±3,03 µmol/l olarak saptandı. Annelerin ortalama yaşı 28,2±6,2 yıl olarak hesaplandı. Annelerin gebelik sayıları sorgulandığında %26,5’nin ilk gebeliği, %36,8’inin 2. gebeliği, %36,8’nin 3. ve daha üstü gebeliği

olduğu görüldü. Gebelik süresine göre gruplandığında %25,6’sı 38. gebelik haftasında, %41‘i 39. gebelik haftasında, %27,4’ü 40. gebelik haftasında, %5,1’i 41. gebelik haftasında, %0,9’u ise 42. gebelik haftasında doğum yapmıştı.

Tablo 12. Gebelerin bazı tanımlayıcı özellikleri

Özellikler Sayı (n) %

Annenin doğum sayısı

1 42 35,9

2 44 37,6

≥3 31 26,5

Annenin eğitim düzeyi

Okur-yazar değil 17 14,5

İlkokul 53 45,3

Ortaokul 35 29,9

Lise ve üzeri 12 9,3

Annenin gebeliğinde vitamin-mineral kullanımı

Var 102 87,2

Yok 15 12,8

Annenin gebeliğinde sigara kullanımı

Var 26 22,2

Yok 91 77,8

Annenin gebeliğinde alkol kullanımı

Var 0 0

Yok 117 100

Ekonomik düzey

Orta 107 91,5

Düşük 10 8,5

Annelerin %74,4’sinde gebeliği süresince herhangi bir sağlık sorunu yaşanmamıştı. Annelerin gebelikleri süresince altısında gestasyonel diabet, birinde tip 2 diabetes mellitus, üçünde gebelik kolestazı, birinde hiperkolesterolemi, üçünde gestasyonel hipertansiyon, birinde yedi yıldır mevcut hipertansiyon, üçünde idrar

yolu enfeksiyonu, birinde hipotiroidi, birinde dental abse, birinde molluskum kontagiosum, ikisinde apendektomi ve birinde travma öyküsü mevcuttu.

Annelerin %59,8‘i düşük eğitim düzeyine (5 yıl ve altı) sahipti. Lise ve üzeri eğitim düzeyine sahip olan anne yüzdesi %9,3’tü. Eğitim düzeyi açısından babalar değerlendirildiğinde; babaların %54,7’sinin düşük; %20,5’inin ise lise ve üzeri eğitim düzeyine sahip olduğu görüldü. Annelerin %22,2’ sinde gebeliğinde sigara kullanımı mevcut olup, alkol veya uyuşturucu madde kullanan gebe yoktu. Ekonomik düzey TÜRK-İŞ Ocak 2013 verilerine göre sınıflandığında, ailelerin %8,5 ‘u düşük, %91,5’u orta gelir düzeyine sahipti.

Annelerin %12,8’inde tüm gebelik süresince hiç vitamin-mineral kullanımı yoktu. %52,9’u 3 ay ve altında, %32,4’ü 3 ay ile 6 ay arası bir süreç boyunca, %14,7’si ise 7 ay ile 9 ay arası bir süreç boyunca vitamin-mineral desteği kullanmıştı. Annelerin gebelikleri süresince beslenme alışkanlıkları sorgulandı. Vejeteryan beslenme alışkanlığının %2,6 olduğu görüldü.

Tablo 13. Annelerin gebelik süresince beslenme analizi

Tüketim sıklığı Kırmızı et (%) Tavuk (%) Balık (%) Yumurta (%) Süt (%) Süt ürünü (%) Yeşil sebze (%) Her gün 0.9 0.9 0.0 41.0 27.4 89.7 82.1 Haftada 4-5 1.7 1.7 1.7 19.7 7.7 6.0 6.8 Haftada 1-2 13.7 59.8 47.9 19.7 18.88 3.4 9.4 15 günde bir 36.8 19.7 13.7 4.3 1.7 0.0 0.0 Ayda bir 39.3 10.3 19.7 0.9 1.7 0.0 0.0 Hiç 7.7 7.7 17.1 14.5 39.3 0.9 0.9

Serum B12 vitamini için sınır değer 130 pg/ml olarak alındığında annelerde B12 vitamini eksikliği oranı %88,9, kordon kanında %59 olarak bulundu. Serum

folat değeri için alt sınır 4 ng/ml olarak belirlendiğinde ise annelerde folat eksikliği %6,8 olarak saptanırken, tüm bebeklerde serum folat düzeyleri normal olarak bulundu (Tablo 13).

Tablo 14. Anne ve bebeklerinde B12 vitamini ve folat eksikliği sıklığı Düşük

n (%)

Normal n (%) Serum B12 vitamini düzeyi

Anne 104 (88,9) 13 (11,1) Kordon kanı 69 (59,0) 48 (41,0)

Serum Folat düzeyi düzeyi

Anne 8 (6,8) 109 (93,2)

Kordon kanı 0 (0,0) 117 (100,0)

Anne B12 vitamini eksikliği ile kordon kanı B12 vitamini eksikliği arasındaki ilişkinin değerlendirmesinde; serum B12 vitamini düzeyi düşük olan gebelerin bebeklerinde B12 vitamini eksikliği daha fazla görüldüğü saptanmıştır (p<0,01) (Tablo 14).

Tablo 15. Anne B12 vitamini eksikliği ile bebek B12 vitamini eksikliği ilişkisi Kordon kanı B12

vitamini düzeyi

Düşük Normal P değeri Anne serum B12 vitamini düzeyi

Düşük, n (%) 66 (63,5) 38 (36,5) 0,005

Şekil 12. Anne serum ve kordon kanı B12 vitamini düzeyi ilişkisi

Hiperhomosisteinemi için sınır 8 µmol/l kabul edildiğinde; annelerde serum homosistein yüksekliği %58,1 oranındayken, kordon kanında bu oran %63,2 olarak bulundu (Tablo 15).

Tablo 16. Anne serum ve kordon kanı homosistein düzeyleri

Serum homosistein düzeyi Yüksek n (%)

Normal n (%)

Anne 68 (58,1) 49 (41,9)

Kordon kanı 74 (63,2) 43 (36,8)

Tablo 17. Annelerde serum B12 vitamini, folat düzeyleri ve cinsiyet ile serum homosistein düzeyi ilişkisi

Anne serum homosistein düzeyi

Normal Yüksek P değeri

Anne serum B12 vitamini düzeyi

Düşük, n (%) 42 (40,4) 62 (59,6) 0,354

Normal, n (%) 7 (53,8) 6 (46,2)

Anne serum folat düzeyi

Düşük, n (%) 4 (50) 4 (50) 0,63 Normal, n (%) 45 (41,4) 64 (58,7)

Cinsiyet

Erkek, n(%) 17 (27,4) 45 (72,6) 0,026 Kız, n(%) 26 /47,3) 29 (52,)

Serum B12 vitamini eksikliği ile hiperhomosisteinemi ilişkisi irdelendiğinde, annelerde B12 vitamini eksikliği olanlardaki serum homosistein düzeyleri ile serum B12 vitamini düzeyi normal olanlardaki serum homosistein düzeyleri kıyaslandığında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmadı (p>0,05). Serum B12 vitamini düşük olan annelerin %59,6’sında homosistein yüksekken, normal olanlarda bu oranın %46,2 olduğu görüldü. Hiperhomosisteineminin diğer bir nedeni olan folat eksikliği ile ilişkisi de değerlendirildi. Serum folat düzeyi düşük olan 8 annenin yarısında serum homosistein düzeyi normal bulundu. Serum homosistein düzeyi yüksek olan 68 annenin ise %94’ünde serum folat seviyeleri normaldi (p>0,05). Cinsiyetin B12 vitamini, folat düzeyi üzerine bir etkisi bulunmazken, bu çalışmada homosistein düzeylerinin istatistiksel olarak erkek cinsiyettte daha yüksek olduğu ortaya koyulmuştur (p=0,026) (Tablo 16).

Şekil 14a. Anne serum B12 vitamini ile homosistein düzeyi ilişkisi

Şekil 15. Anne serum folat düzeyi ile homosistein düzeyi ilişkisi

Kordon kanı B12 vitamini düzeyi düşük olan bebeklerin %66,7’sinde kordon kanı homosistein düzeyi yüksekken, normal olanların %58,3’ünde bu düzey yüksek bulundu ve p değeri >0,05 olarak hesaplandı. Bebeklerde kordon kanı B12 vitamini eksikliği ile kordon kanı homosistein düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı fark olmadığı görüldü (Tablo 17). Tüm bebeklerin kordon kanı folat düzeyi normal bulunduğu için, homosistein düzeyi ile ilşkisi değerlendirilmemiştir.

Tablo 18. Bebeklerde B12 vitamini eksikliği ile kordon kanı homosistein ilişkisi

Kordon kanı homosistein düzeyi

Normal Yüksek P

değeri

Kordon kanı B12 vitamini düzeyi

Düşük, n (%) 23 (33,3) 46 (66,7) 0,358 Normal, n (%) 20 (41,7) 28 (58,3)

Maternal ve kordon kanında serum B12 vitamini, folat ve homosistein konsantrasyonları arasındaki ilişki Spearman korelasyon analizi ile değerlendirildiğinde, maternal folat ile kordon kanı folat düzeyi (ρ=0,306; p<0,01); maternal B12 vitamini ile kordon kanı B12 vitamini düzeyi(ρ=0,499, p<0,01); maternal homosistein düzeyi ile kordon kanı homosistein düzeyi (ρ=0,483 p<0,01) arasında güçlü bir ilişki saptanmıştır. Ayrıca maternal B12 vitamini düzeyi ile anne hemoglobin düzeyi arasında da güçlü bir ilişki mevcuttur (ρ=0,53; p<0,01). Kordon kanı B12 vitamin düzeyi ile kordon kanı homosistein düzeyi arasında negatif bir korelasyon mevcuttur (ρ =-0,236; p<0,05) (Tablo 18).

Tablo 19. Maternal ve kordon kanında B12 vitamini, folat ve homosistein konsantrasyonları arasındaki ilişki (Spearman korelasyon analizi)

Kord

folat Kord B12 Kord Hcy

Maternal Hcy Hb Maternal folat 0,306** 0,152 -0,168 -0.126 0,164 Maternal B12 0,101 0,499** -0,119 -0.016 0,53** Maternal Hcy -0,129 -0,105 0,483** -0,014 Kord Hcy -0,098 -0,236* 0.483** *p<0,05 ; **p<0,01

Şekil 16. Kordon kanı B12 vitamini ile homosistein düzeyi ilişkisi

Şekil 18. Anne serum ve kordon kanı homosistein düzeyleri arasındaki ilişki Gebelerde anemi sınırı, hemoglobin düzeyinin 11gr/dl’ nin altında olması olarak belirlendi. Gebelerin %35,1’nde anemi mevcut olduğu; %64,9’unda hemoglobin düzeyinin 11gr/dl ve üzeri olduğu görüldü. Anemi varlığı ile serum B12 vitamini eksikliği ilişkisi değerlendirildiğinde; B12 vitamini eksikliği olanların %38,8’inde anemi saptandı, B12 vitamini düzeyleri normal olanların %7,7’sinde anemi olduğu görüldü (p<0.05).

Tablo 20. Anne B12 vitamini ve folat eksikliği ile anemi ilişkisi

Anemi var Anemi yok P değeri Anne serum B12 vitamini

Düşük, n (%) 38 (38,8) 60 (61,8) 0,027 Normal, n (%) 1 (7,7) 12 (92,0)

Anne serum folat

Düşük, n (%) 6 (85,7) 1 (14,3) 0,007 Normal, n (%) 33 (31,7) 71 (68,3)

Annelerin folat düzeyleri ile anemi ilişkisi incelendiğinde; folat eksikliği saptanan bireylerin %85,7’sinin anemik olduğu (p<0,01); ancak annelerin %31,7‘sinde folat düzeyi normal olmasına rağmen anemi saptandığı görüldü. Anne

eğitim düzeyi ile anne B12 vitamin düzeyi ve folat düzeyi arasında bir ilişki saptanmadı (p değerleri sırasıyla 0.082, 0.325).

Şekil 19. Anne serum B12 vitamini düzeyi ile anemi ilişkisi

Gebelerde anemi varlığı ile annelerin doğum sayısı, annelerin eğitim düzeyi, annelerin gebelikte sigara kullanımı ve ailelerin ekonomik durumu arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark olmadığı görülmüş; ancak gebeliğinde vitamin- mineral kullanımını olan annelerde anemi sıklığının daha az olduğu saptanmıştır (p<0,01) (Tablo20).

Tablo 21. Bazı sosyodemografik özelliklerin gebelerdeki anemiye etkisi

Özellikler Anemi var n (%) Anemi yok n (%) P değeri Annenin doğum sayısı 1 10 (24,4) 31 (75,6) 2 14 (35) 26 (65) 0,083 ≥3 15 (50) 15 (50)

Annenin eğitim düzeyi

Okur-yazar değil 8 (53,3) 7 (46,7)

İlkokul 18 (36) 32 (64) 0,113

Ortaokul 12 (35,3) 22 (64,7)

Lise ve üzeri 1 (8,3) 11 (91,7)

Annenin gebeliğinde vitamin-

mineral kullanımı

Var 29 (29,9) 68 (60,1) 0,005

Yok 10 (71,4) 4 (28,6)

Annenin gebeliğinde sigara

kullanımı Var 11 (47,8) 12 (52,2) 0,15 Yok 28 (31,8) 60 (68,2) Ekonomik düzey Orta 34 (33,3) 68 (66,7) 0,27 Düşük 5 (55,6) 4 (44,4)

Bağımsız değişkenler olarak anne serum B12 vitamini düzeyi, annenin doğum sayısı, annenin gebelikte vitamin-mineral kullanımı, annenin eğitim düzeyi, ailenin ekonomik düzeyi, annenin gebelikte sigara kullanımı ve bağımlı değişken

olarak da annede anemi alınarak yapılan lojistik regresyon analizinde; gebelikte vitamin kullanmayanlarda kullananlara göre anemi sıklığının 3,9 kat daha fazla olduğu görüldü. Diğer bağımsız değişkenlerin anemi üzerine bir etkisi saptanmadı (Tablo 22).

Tablo 22. Bazı bağımsız değişkenlerin gebelerde anemi gelişimi üzerine etkisinin lojistik regresyon analizi ile değerlendirilmesi

Bağımsız değişkenler S.E. Wald OR (%95 güven

aralığı) P değeri Serum B12 vitamini Düşük 1 Normal 2,28 1,2 3,60 0,102 (0,01-1,07) 0,057 Annenin doğum sayısı 1 1 2 0,76 0,58 1,71 2,15 (0,68-6,7) 0,19 ≥3 1,06 0,59 3,26 2,9 (0,91-9,26) 0,07 Annenin gebelikte vitamin-mineral alımı Var 1 Yok 1,37 0,68 3,99 3,93 (1,01-15) 0,046

Anne eğitim düzeyi

Okuryazar değil 1 İlkokul -0,66 0,76 0,75 0,51 (0,11-2,31) 0,38 Ortaokul -0,36 0,78 0,21 0,69 (0,14-3,22) 0,64 Lise ve üzeri -2,11 1,28 2,72 0,12 (0,01-1,48) 0,09 Ekonomik düzey Düşük 1 Orta 0,20 0,89 0,53 1,22 (0,21-7,04) 0,81 Sigara kullanımı Var 1 Yok -0,18 0,57 0,11 0,82 (0,27-2,5) 0,74

Bağımsız değişkenler olarak annenin doğum sayısı, annenin gebelikte vitamin-mineral kullanımı, annenin eğitim düzeyi, ailenin ekonomik düzeyi, annenin gebelikte sigara kullanımı ve bağımlı değişken olarak anne serum B12 vitamini alınarak yapılan lojistik regresyon analizinde ise bağımsız değişkenlerin hiçbirinin bağımlı değişken olan serum B12 vitamini üzerine anlamlı bir etkisi gösterilememiştir.

Hiperhomosisteineminin bir diğer olası nedeni olan sigara kullanımı ile anne homosistein düzeyi arasında anlamlı bir ilişki bulunmadı (p=0.68). Sigara kullanan annelerin %61,5’inde homosistein düzeyi yüksekken, kullanmayan annelerde bu oranı %57,1 olduğu görüldü. Annenin gebeliğinde sigara kullanmış olması ile kordon kanı homosistein düzeyi arasında da istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmadı.

Tablo 23. Annelerde sigara kullanımı ile homosistein ilişkisi Anne serum homosistein düzeyi

Normal Yüksek P değeri

Anne sigara kullanımı

Evet, n (%) 10 (38,5) 16 (61,5) 0,68 Hayır, n (%) 39 (42,9) 52 (57,1)

Annenin gebeliği süresince kırmızı et, tavuk, balık, süt, süt ürünü, yeşil sebze tüketim sıklığı ile anne serum ve kordon kanı B12 vitamini ve folat düzeyleri arasında bir ilişki saptanamadı. Ayrıca annenin gebeliğinde vitamin-mineral desteği kullanıp kullanmaması ile anne serum ve kordon kanı B12 vitamini ve folat seviyeleri arasında bir ilişki ortaya koyulamadı. Annenin doğum ve gebelik sayısının anne serum ve kordon kanı B12 vitamini, folat ve homosistein düzeylerini etkilemediği görüldü.

5. TARTIŞMA

Gebelik, hem anne hem fetüs için hızlı bir gelişim süreci olup; gebelikte bazı nutrientlerin gereksinimi artar. Bu nurtientlerden olan B12 vitamini ve folatın, prekonsepsiyonel dönemde ve gebelikte desteklenmesi ile bunların metaboliti olan homosisteine bağlı gelişebilecek bazı gebelik komplikasyonlarının ve konjenital anomalilerin önlenmesi mümkün olabilmektedir. Bunun yanında yetersiz B12 vitamini ve folat depolarıyla doğan yenidoğanların, karşılaşabilecekleri nörogelişimsel ve hematolojik pek çok sağlık sorununun da önüne geçilebilmektedir.

Bu çalışmada, annelerde ortalama B12 vitamini düzeyi 73±40,6 pg/ml, kordon kanında 121,7±68,36 pg/ml olarak saptandı. Serum B12 vitamini için sınır değer 130 pg/ml olarak alındığında annelerde B12 vitamini eksikliği oranı %88,9, kordon kanında %59 olarak bulundu. Anne B12 vitamini eksikliği ile kordon kanı B12 vitamini eksikliği arasındaki ilişkinin değerlendirmesinde; serum B12 vitamini seviyesi düşük olan gebelerin bebeklerinde B12 vitamini eksikliğinin daha fazla görüldüğü saptanmıştır (p<0,01). Spearman korelasyon analizi ile değerlendirildiğinde de maternal B12 vitamini ile kordon kanı B12 vitamini düzeyi arasında anlamlı bir ilişki olduğu görülmüştür (ρ=0,499, p<0,01). Bizim ülkemiz gibi gelişmekte olan bir ülke olan Brezilya’da 2002 yılında 69 gebe ve bebeğinden doğum esnasında alınan örnekler incelendiğinde annelerde ortalama B12 vitamini düzeyinin 154,1±77,8 pmol/l (208,6±104,3 pg/ml), bebeklerde ise 256,8±198,9 pmol/l (346,8±268 pg/ml) olduğu belirlenmiştir. Maternal ve neonatal B12 vitamin düzeyleri arasında güçlü bir korelasyon saptanmıştır (r=0,68, p<0,01). Bizim sonuçlarımıza benzer şekilde kordon kanındaki B12 vitamini düzeylerinin maternal kandaki değerlere göre 2-3 kat daha yüksek olduğu görülmüştür (122). Pathak ve arkadaşlarının (123) Hindistan’da yaptığı çalışmada gebelerdeki B12 vitamini eksiklik oranı %74,1 saptanmıştır. Ülkemizde ise Açkurt ve arkadaşlarının (124)

İstanbul ve İzmit’te randomize olarak seçtikleri 113 gebenin pre ve post natal nutrisyon durumunun değerlendirmesinde, B12 vitamini eksikliği erken gebelikte (gestasyonel 13-17 hafta) %48,8, gebeliğin ileriki dönemlerinde (28-32 hafta) % 80,9, postpartum 13-17. haftalarda ise % 60 olarak bildirmişlerdir.

Önal ve arkadaşlarının (125) 2010 yılında Bakırköy Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yaptıkları, 250 anne ve doğum sonrası 48 saatini doldurmuş term bebeklerindeki değerlendirmede; annelerin ortalama serum B12 vitamini düzeyi 209,69±99,25 pg/ml, bebeklerin B12 vitamini düzeyi 258,02±141,00 pg/ml olarak saptanmıştır. Bu çalışmada anneler için B12 vitamini alt sınırı 300pg/ml, bebekler için 200 pg/ml olarak kabul edilmiş ve annelerin %81,6’sında, bebeklerin %41’inde B12 vitamini eksikliği olduğu görülmüştür. Sipahi ve arkadaşlarının (126) 2006-2007 yılları arasında Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yaptıkları benzer çalışmada ortalama B12 vitamini düzeyi annelerde 172,7± 75,3 pg/ml, kordon kanında 249,2±112,4 pg/ml olarak ölçülmüştür. Annelerdeki B12 vitamini eksikliği oranı %72, bebeklerde %56 olarak belirlenmiştir. Bu çalışmada da annelerdeki B12 vitamini düzeyleri ile bebeklerdeki B12 vitamini düzeyleri arasında anlamlı bir korelasyon olduğu görülmüştür (r=0,86). Koç ve arkadaşlarının (127) Urfa’da yaptığı benzer değerlendirmede ortalama B12 vitamini değerleri annelerde 130±61,7 pg/ml, kordon kanında 207±141 pg/ml olarak saptanmıştır. Anne ve bebekler için 160 pg/ml’nin altı eksiklik, 120 pg/ml’nin altındaki değerler ise ağır eksiklik olarak kabul edilmiştir. Bu bağlamda annelerde B12 vitamini eksikliği oranı %72 (ağır eksiklik %48), bebeklerde %41 (ağır eksiklik %23) olarak saptanmıştır. Bizim çalışmamızda elde ettiğimiz sonuçları destekler şekilde bu çalışmada da anne ve kordon kanı B12 vitamini düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir korelasyon olduğu görülmüştür (r=0,395, p<0,001).

B12 vitamini eksikliğini tanımlamak için literatürde net bir serum B12 vitamini sınır değeri yoktur. Çalışılan yönteme ve kitlere göre farklı referans aralıkları belirlenmektedir. Yetişkinler için RDA B12 vitamini alt sınırlarını yaklaşık 120-180 pmol/l (170-250 pg/ml) olarak bildirmektedir (75). Gebelikte serum total B12 vitamini konsantrasyonu ilk trimestirin erken dönemlerinden itibaren düşmeye başlar. Altıncı ay civarında bu düşüş daha da belirginleşir. Bu nedenle çalışmamızda B12 vitamini eksiklik sınırı olarak 130 pg/ml olarak belirlenmiştir. Kabul ettiğimiz eksiklik sınırı literatürde belirtilen en düşük değerlerden biri olmasına karşın, bu çalışmada annelerde ve bebeklerde B12 vitamini eksikliği oranları bir miktar daha yüksek bulunmuştur. Ortalama B12 vitamini değerleri de benzer çalışmalara kıyasla daha düşüktür. Bunun nedeninin, çalışmanın yapıldığı

grubun sosyoekonomik düzeyi iyi olmayan bir bölgeyi temsil etmesi olarak yorumlanmıştır. Sosyoekonomik düzeyi yüksek olan aile olmadığından böyle bir gruplama yapılamamıştır.

Annelerin beslenmeleri sorgulandığında gebelikleri sürecinde sadece %15,4’ünde düzenli haftalık kırmızı et tüketimi mevcut olup, %47,3’ünde ayda bir veya daha nadir kırmızı et tüketimi olduğu görüldü. Annelerin %2,6’sı da vejeteryandı. Waldmann ve arkadaşlarının (128) katı vejeteryanlar ile ılımlı vejeteryanlardaki değerleri karşılaştırdığında, katı vejeteryanlarda serum kobalamin değerlerinin istatistiksel olarak anlamlı bir şekilde daha düşük olduğu, homosistein düzeylerinin buna paralel olarak daha yüksek olduğu ancak folat düzeyleri arasında bir fark olmadığı görülmüştür. Annenin doğum sayısının, annenin gebelikte vitamin-mineral kullanımının, annenin eğitim düzeyinin ve annenin gebelikte sigara kullanımının anne serum B12 vitamini üzerine anlamlı bir etkisi gösterilememiştir.

Monagle ve arkadaşları (129) infantil megaloblastozisin en sık nedeninin maternal B12 vitamini eksikliği olduğunu belirlemişler ve bu annelerin %50’sinin asemptomatik olduğunu savunmuşlardır. Anne yaşı ve ya gebelik sayısının bebek B12 vitamin düzeyine bir etkisi olmadığını ancak gebenin B12 vitamini durumunun bebek B12 vitamini düzeylerine belirgin etkisi olduğunu vurgulamaktadır. Tüm bunlar gebeliğinde B12 vitamini depoları yetersiz olan anneden doğan bebeklerin yüksek oranda yetersiz B12 vitamini depoları ile doğduğunu desteklemektedir. Normalde bebek 25-50 mcg B12 vitamini deposu ile doğar. Büyüme için gerekli olan miktar 0,1 mcg/gündür. Yenidoğanın sahip olduğu bu depo ona 6 ay-1 yıl süre ile yeter. B12 vitamini deposu yetersiz olan çocukların ilk 1 aydaki gelişimleri genellikle normaldir. Bunların %70’inde klinik bulgular 3-6 ay arasında ortaya çıkar. En sık yakınmalar letarji, hipotoni ve konvülziyonlardır, bazen koma tablosu da görülebilir.

İleriki yaşlarda spinal kordun subakut kombine dejenerasyonu ön planda görülse de, infantil dönemde beyin atrofisi veya hipoplazisi olarak karşımıza çıkabilmektedir. B12 vitamini eksikliğinde DNA sentezi bozulduğundan megaloblastik aneminin yanısıra ağır pansitopeni tablosu da gelişebilir. B12 vitamini eksikliğine IgG ve IgM düşüklüğünün de eşlik edebildiğini ve B12 vitamini tedavisi ile bu değerlerin normale döndüğünü gösteren çalışmalar vardır (130). Hollanda da 2010 yılında yapılan geniş

örneklem büyüklüğüne sahip bir çalışmada, aşırı ağlayan huzursuz bebeklerde maternal B12 vitaminin eksikliğinin etiyolojik bir neden olabileceği ileri sürülmüştür. Gebeliğin 12. haftası civarında 4389 gebeden nütrisyonel durum değerlendirmesi için kan örneği alınmış ve postnatal ilk 3 ay içerisinde bebeklerin ağlama durumu bir anket ile değerlendirilmiştir. Annelerdeki B12 vitamini durumunun doğum sonrası ilk aylarda bebeklerdeki aşırı huzursuzluk durumu ile yakından ilşkili olduğu ortaya

Benzer Belgeler