• Sonuç bulunamadı

Amortisman ve Vergiler

VERGİLER:

Türkiye’de uygulanan vergiler aşağıda verilmiştir.

oGelir Vergisi oKurumlar Vergisi oKatma Değer Vergisi oDamga Vergisi oEmlak Vergisi oGümrük Vergisi

oVeraset ve İntikal Vergisi oDiğer vergi ve harçlar

41

Amortisman ve Vergiler

Biz bu bölümde Türk Kamu Gelirleri içinde önemli bir yer tutan işletmeleri ve mühendislik ekonomisi

analizlerini yakından ilgilendiren;

•Gelir Vergisi

•Kurumlar Vergisi

•Katma Değer Vergisini ele alacağız.

42

Amortisman ve Vergiler

Gelir Vergisi

Gelir Vergisi Kanunu uyarınca; gerçek kişilerin gelirleri “gelir vergisi” ne tabidir.

Gelir: Gerçek bir kişinin bir yıl içinde elde ettiği kazancın ve iratların (kira gelirleri) safi tutarıdır. Bir başka ifadeyle; bir yıl içinde elde edilen gelirlerin, işle ilgili giderler düşüldükten sonra kalan miktar, kişinin vergilendirilecek gelirini oluşturur. Bu gelirlerin neler olduğuna değinecek olursak;

•Gelirleri oluşturan kazanç ve iratlar;

•Ticari ve sanayi kazançlar

•Zirai/tarımsal kazançlar

•Ücretler

•Serbest meslek kazançları

•Gayrimenkul gelirleri

43

Amortisman ve Vergiler

2015 yılı Ücret Gelirlerine Uygulanacak Gelir Vergisi Oranları

44

Amortisman ve Vergiler

Yatırımların ekonomik verimlilik analizleri yapılırken, yatırımın sağladığı yıllık kazanca uygulanan gelir vergisi, uygun gelir vergisi dilimine göre hesaplanmalı ve vergiden sonraki net kar bulunarak, mühendislik ekonomisi analizlerinde bu net kar kullanılmalıdır.

Mevcuttaki yatırıma ek bir yatırım yapılıyorsa, yeni yatırımla birlikte işletmenin elde edeceği toplam kar hesaplanmalı, bu karın vergisinden, eski işletme karının vergisi çıkartılarak, yeni ek yatırımın sağlayacağı ek kar ve bunun ek vergisi hesaplanmalıdır.

“Yatırımcının elde edeceği gerçek fayda, vergiden sonraki net kardır. Bu yüzdende hesaplanacak kardan ödenecek vergi düşülerek net kar bulunur.

Tüm ekonomik verimlilik analizleri, vergiden sonraki net kar dikkate alınarak yapılmalıdır.”

45

Amortisman ve Vergiler

Gelir Vergisi Mükelleflerinde Geçici Vergi

Gelir vergisi mükellefleri, aynı yıla ait hesap döneminde oluşacak karın gelir vergisini karşılamak üzere, geçici vergi ödemek zorundadır.

2001 yılından bu yana geçici gelir vergisi 3 ayda bir hesaplanarak beyan edilmektedir. Gelir vergisi mükelleflerinin geçici vergi oranı %15’dir.

46

Amortisman ve Vergiler

Örnek 5: Yıllık karı 300.000 TL olan bir Gelir Vergisi mükellefinin ödeyeceği gelir vergisini hesaplayınız.

Çözüm:

47

Amortisman ve Vergiler

Kurumlar Vergisi:

Sermaye Şirketleri : Anonim, Limited ve Komandit şirketler

Kooperatifler: Üretim, tüketim, kredi, satış ve yapı kooperatifleri

İktisadi Kamu Kuruluşları : Devlet, özel idarelere ve belediyelere ait ticari, sanayi ve zirai işletmeler

Dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmeler

İş Ortaklıkları: Yukarıda yazılmış dört kuruluştan, bir kısmı kar amacıyla bir araya gelerek kurdukları ortaklıklar.

Kurumlar Vergisi Oranı % 20’dir.

Kurumlar Vergisi Beyannamesi, ait olduğu dönemi takip eden yılın Nisan ayının 25. gününe kadar ilgili vergi dairesine bildirilir ve Nisan ayının son

günü yatırılır. 48

Amortisman ve Vergiler

Örnek 6: Yıllık kazancı 300.000 TL olan bir Anonim Şirketin ödeyeceği kurumlar vergisini hesaplayınız.

Çözüm:

49

Amortisman ve Vergiler

Katma Değer Vergisi: Katma değer vergisi (KDV) malın teslim edilmesi veya hizmetin tamamlanmasıyla, mal ve hizmetin bedeline göre hesaplanan bir vergidir. KDV kanununa göre aşağıda belirtilen işlemlerde Katma Değer Vergisi uygulanır.

Mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde bu işleri yapanlar,

İthalatta mal ve hizmet ithal edenler,

Transit taşımalarda gümrük veya geçiş işlemine muhatap olanlar,

PTT İşletme Genel Müdürlüğü ve radyo ve televizyon kurumları,

Spor-Toto, piyango (Milli Piyango dahil) ve benzeri oyunlarda oyunların teşkilat müdürlükleri,

At yarışları ve diğer müşterek bahis ve talih oyunlarında bunları tertipleyenler,

GVK (Gelir Vergisi Kanunu) 70. maddesinde yer alan mal ve hakları kiraya verenler

KDV’ne tabidir. 50

Amortisman ve Vergiler

Mal veya Hizmet KDV oranı %

150 m² den büyük konutlarda 18

150 m² ye kadar konutlarda 1

Ekmekte 1

Diğer gıda maddelerinde 8

Kırtasiye-Eğitim 8

Mal ve hizmet tesliminde 8

Lüks mal teslimi 23

51

52

Enflasyon:

Enflasyon fiyatların artmasıdır. Fiyat artışları yüksek olduğunda, yüksek enflasyon, düşük olduğunda ise düşük enflasyon var denilmektedir.

Toplumun kullandığı ve yaşam süresince önemli olan mallar tespit edilerek, bunların oransal ağırlıkları belirlenir. Fiyat tespitleri yapıldıkça, referans yılındaki fiyata bölünerek artış oranı bulunur.

53

Enflasyon: fiyatlar genel düzeyinin sürekli ve hissedilir artışını ifade eden bir durumdur. Fiyatların genel seviyesi, ekonomide seçilen belli bir mal ve hizmet kümesinin (sepetinin) parasal karşılığıdır. Fiyatlar, mal ve hizmetlerle

dolaşımdaki para miktarı arasındaki dengeye göre oluşur. Para miktarındaki artış (emisyon), mal ve hizmet miktarındaki artış (büyüme) ile dengeli olursa fiyatların genel seviyesi değişmez. Ama bunlardan biri diğerinden fazla

üretilirse az üretilen kıymetli hale gelir. Örneğin gelişmiş bir ekonomide %2 veya

%3 oranındaki fiyat artışları, gelişmekte olan ülkelerde ise %5-6 oranındaki artışlar tehlikeli görülmemektedir.

Enflasyon, genellikle talep şişkinliğinden ve maliyet masraflarının

kabarmasından ileri gelebilir. Maliyet enflasyonu ile talep enflasyonu, tavukla yumurta gibi, biri diğerinin sebebidir. Her ikisinin sebebi de ekonomide dengelerin bozulmasıdır.

1-Talep enflasyonu: (En çok rastlanan) Talep enflasyonu, para bolluğundan dolayı daha fazla mal ve hizmet talep edilmesine ve fiyatların artmasına yol açan olaydır. Harcamalar ve ihracat toplamının üretim ve ithalat tutarını aşması, talep enflasyonu meydana getirir. Para ve kredi hacminin genişlemesi harcamalarda artışa ve fiyatlarda pahalılığa sebep olmuşsa, talep enflasyonu moneter karekterIidir.

ENFLASYON

54

2-Maliyet enflasyonu: Maliyet enflasyonu, üretilen mal ve hizmetlerin maliyetinin sürekli artmasıdır. Emek, sermaye ve tabii kaynaklar gibi üretim faktörleri, üretilen mal ve hizmetlerin gerçek maliyetini oluşturur. Dolayısıyla bunların piyasa fiyatlarının artması, kaçınılmaz olarak maliyetlerin artmasını gerektirir. Başlıca şu sebeplerle ilgilidir:

-Dış ticaretin kısıtlanmış bir rejime bağlı bulunması ve gümrük vergilerinin aşırı derecede yüksek olması,

-Gider - istihlak - istihsal vergilerinin ağırlığı, -Mali tekeller ve eksik rekabet koşulları, -Faiz haddinin yüksekliği,

-Toplu sözleşmelerle ücretlere yapılan zamlar,

-Devalüasyon (ülkenin ulusal parasının dış satın alma gücünün, hükümetçe alınan bir kararla düşürülmesidir.

Bu yolla ithal malları pahalılaşırken yerli malların fiyatı da aşağı çekilmiş olur )

Enflasyonun Etkileri: İktisadî faaliyetin akışını etkiler. Para dağılımı enflasyondan olumsuz etkilenir. Halkın bir kısmının geliri enflasyon hızından fazla ve bir kısmının geliri enflasyon hızından yavaş artar. Zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapan bir durum hasıl olur.

Satın alma gücünde zayıflamalar, sosyal huzursuzluklara yol açar. Spekülasyon kazançlar alın teri kazançlarına üstün gelir.

ENFLASYON

55

Enflasyondan genellikle dar ve sabit gelirliler (memurlar) çok zarar görür. Çünkü gelirlerinin yükselen fiyat düzeyine intibak etmesi zordur. Ve yine enflasyondan en çok zarar görenler para halinde tasarruf yapmış olanlarla alacaklı bulunanlardır.

Para değerini gücü de zayıflar.

Buna karşılık enflasyon borçlular için avantajlıdır. Çünkü paranın değeri düştüğü için borçlarını daha kolaylıkla ödeyebilirler.

Enflasyon devam ettiği sürece herkes değeri günden güne düşmekte olan parayı elden çıkarıp mala veya gayrimenkule yatırır. Bu yüzden her çeşit mala karşı talep artar. Böylece paranın tedavül sürati artarak para değerinin düşmesine sebep olur.

Enflasyon üretim ve kalite üzerinde zararlı etkiler yapar. İş bulma kolaylığı ve kazançların rahatlığı, işçileri ve satıcıları kayıtsız, aldırış etmez davranışlara sürükler. Kolay kazanan ve pervasız harcayan bir zümrenin türemesi; her türlü malın sürülmesi fırsatını doğurur.

Enflasyon, dış ödemeler dengesini de sarsar. Sermayeler; para değerinin emin ve para kirasının yüksek olduğu bölgelere açık veya gizli yollardan göç eder. Enflasyon hızı diğer ülkelerden az ise ihracatın tıkandığı ve ithal mallarına rağbetin arttığı görülür. Turizm gelirlerinin gelişme temposu yavaşlar ve vatandaşların dış seyahatlerdeki harcamaları çoğalır. Bütün bu olaylarda para (veya kredi) çokluğundan hareketlenen enflasyon hızlandıkça hızlanır ve artık bunun yanında para miktarındaki artışın etkisi önemsiz kalır.

ENFLASYON

56

Bir ekonomide para miktarının artası hangi yollarla enflasyona yol açabilir?

*Devlet harcamalarının artması (devlet bütçesinin sürekli açık vermesi),

*Banka kredilerinin artması,

*Ücret ve aylıkların yükseltilmesi,

*Tarım ürünlerinin yüksek fiyatla devlet tarafından satın alınması,

gibi nedenler ekonomide para miktarının artmasına ve dolayısıyla enflasyona yol açar.

ENFLASYON

Enflasyonun Etkileri:

Gelir dağılımı bozulur,

Kişilerin tasarruf isteklerini yok eder,

Ülkenin dış ticaretini bozar,

Faiz oranları yükselir,

Nominal ücretler yükselir, fakat reel ücretler azalır,

Alacak – borç ilişkilerinde borçlu taraf kazançlı, alacaklı ise zararlı hale gelir.

57

Deflasyon, genel olarak piyasada fiyatların belirli bir zaman aralığında sürekli düşüş göstermesi durumudur. Bunun yanında enflasyon durumundan fiyat yükselişini durdurmayı ya da yavaşlatmayı veya enflasyon eğilimi karşısında fiyatları düşürmeyi öngören iktisat siyasetidir.

Deflasyon fiyatların geri gidişi olup fiyat artışlarının (enflasyon) tersidir. Bu tür bir ortamda para az ve kıymetlidir. Arzda tıkanıklık yoktur ama talep sürekli olarak düşer.

Üretimi düşürerek üretim maliyetlerini azaltmak çıkar bir yol olmaktan uzaklaşır. Tüketici geleceğe güvenle bakmadığı için harcamasını erteler.

Tüketimini zaruri mallara yöneltir (inhisar ettirir/tekelleştirir).

Bu olay ekonomilerin sıfır enflasyona yaklaştığında ortaya çıkar. Belirli mal gruplarında fiyatlar sürekli geriye gidiyorsa o malların tüketimini arttırmanın yollarına bakmak ve tedbir almak gerekir. Türkiye 80’ li yıllarda zaman zaman deflasyona kısa aralıklarla girmiştir.

İskonta: Borcun normal değeri ile peşin değeri arasındaki farktır. Veya Alacağını vadesi gelmeden önce paraya çevirmek demektir.

DEFLASYON

58

Deflasyon, para teorisine dayanan bir siyasettir. Genellikle iktisadi durgunluk dönemlerinde, mal ve hizmet arzının talebini geçmesiyle beraber alım gücünün azaldığı durumlarda piyasadaki para arzının da azalmasından kaynaklanır.

Deflasyonun üretim ve istihdam üzerinde olumsuz etkileri olur. Deflasyon, fiyatların artış hızının azalması anlamına gelen disinflation ile

karıştırılmamalıdır.

Disinflation, enflasyonun artış hızının azalması, Deflasyon ise fiyatların azalmasıdır.

DEFLASYON

DEFLASYON TÜRLERİ: 1-Para deflasyonu: Banknotları tedavülden çekip imha etmek demektir. Ekim 1944'te Belçika, banknot ve hesapları bankada bloke ederek böyle bir işlem yapmıştır. Tedavüldeki para hacmini azaltmışlardı.

2-Malî deflasyon: Devlet, bankaların devlet yararına çıkardıkları ödeme araçlarını karşıladığı zaman, deflasyoncu siyasetin başka bir şekli olan malî deflasyon ortaya çıkar. Kamu harcamalarını kısmaya veya vergileri arttırmaya dayanan bütçe fazlalığı siyaseti de malî deflasyonun bir şekli olarak ele alınabilir. Bu fazlalıklar ya kullanılmaz veya kamu borçlarının ödenmesine harcanır.

3-Kredi deflasyonu: Kredi isteklilerini daha ölçülü davranmaya zorladığı için iskonto sınırının yükseltilmesi; bankaların mevduatlarını arttırmaya zorlanmaları, açık piyasa siyaseti veya krediler ile kredi vermenin sıkı bir şekilde denetlenmesi. Fiyatların yükselmesini önlemek için ya arz ya da talep üzerinde durulabilir.

59

Deflasyonun Etkileri:

• Deflasyon, refahı frenler. Çünkü bir ekonomide hammadde, işgücü gibi faktörlere sahip olması yetmez. Üretimin de artması gerekmektedir.

Üretim artışı da para miktarına ve fiyatların yükselmesine bağlıdır.

• Deflasyon, işsizlik yaratır. Çünkü para yetersizliğinden veya düşük kârları azaltmasından dolayı üretimin kısılması emek talebini de daraltır.

• Deflasyon, ücretleri düşürür. Çünkü deflasyonda kârlar azalır, fiyatlar iner.

• Deflasyon, tüketimi kısar. Çünkü kişilerin gelirleri azalmıştır.

• Deflasyonda, alıcılar karlı çıkar, borçlular zarar eder. Sabit gelirliler ise piyasadaki dengesizlikler pek ilgilenmediklerinden zarara

uğramayacaklardır. Buna karşılık, firmalar büyük kayıplara uğrayabilir.

Deflasyona karşı alınabilecek tedbirler:

• Ucuz faizle bol kredi imkânları sağlamak

• Harcamaları özellikle, devletin yaptığı yatırımlar (otonom yatırımları) fazlalaştırmak.

• Gelir ve kurumlar vergisini, yatırımları arttıracak biçimde ayarlamak.

• Yüksek ücret politikası uygulamak.

• Tüketim kredilerini attırmak.

DEFLASYON

Stagflasyon

Stagflasyon, fiyatlar genel düzeyinin yükseldiği,

Belgede AMORTİSMAN (Depreciation) (sayfa 21-30)

Benzer Belgeler