• Sonuç bulunamadı

Dolu Boş Toplam

Kadro Kadro Kadro

Bakana Bağlı: 403 1.215 1.618

- Maliye Müfettişleri (2) 114 353 467

- Hesap Uzmanları (2) 289 862 1.151

Gelir İdaresi Başkanlığına Bağlı: 3.170 5.230 8.400

- Merkez

(Gelirler Kontrolörleri) (2) 338 562 900

- Taşra ( Vergi Dairesi Başkanı Emrinde)

(Vergi Denetmenleri) (2) 2.832 4.668 7.500

Genel Toplam: 3.573 6.445 10.018

(1) Haziran 2007 tarihi itibariyle

(2) Maliye Müfettiş Yardımcıları, Hesap Uzman Yardımcıları ve Stajyer Gelirler Kontrolörleri ile Vergi Denetmen Yardımcıları dahil

63 1.2.2.4. Vergi Denetiminin Etkinliğini Belirleyen Faktörler

Ülkemizde vergi denetiminin etkin bir şekilde gerçekleşmesini belirleyen faktörler

örgütlenmeden vergi mevzuatına, denetim elemanı niteliklerinden vergi bilincine ve mevzuatta yer alan uzlaşma gibi çeşitli pek çok faktörün etkisi altındadırlar. Bu koşulların gerçekleşmesi ile verimliliği artan denetim birimleri vergi gelirlerinin beklenen seviyeye ulaşmasını sağlayarak etkinliğin artmasına katkıda bulunmaktadırlar (Özşahin, 1987: 3).

1.2.2.4.1. Örgütlenmeden Kaynaklanan Faktörler

Örgütlenme sorunu tüm organizasyonel yapılarda olduğu gibi vergi denetimi için de

büyük önem taşımaktadır. Türk Gelir İdaresinin yeniden yapılanması çalışmalarında, Gelirler Genel Müdürlüğü’ nün örgütlenme şeklinin tam olarak belli olmadığı, bazı şubelerinin vergi türüne göre, bazılarının da yarı-fonksiyonel biçimde örgütlendiği belirtilmektedir (Karayılan ve Alantar, 2003). Ülkemizde vergi denetiminin tam anlamıyla bağımsız olamaması, tek merkezden planlanıp uygulamaya konulamaması nedeniyle, birimler arasında arzu edilmeyen görev ve yetki çakışmaları oluşmakta, bir mükellefin birden fazla incelenmesi ve incelenecek mükelleflerin tespiti konusunda rasyonel davranılamaması vergi denetiminde etkinsizliğe sebep olmaktadır (Irmak ve Bilen, 2007: 16). Gelir İdaresi bugün mevcut kadro ve personel sayısı ile pek çok bakanlıktan daha büyüktür. Günün koşulları itibariyle mevcut görevlerini yerine getirmede ise büyük zorluklarla karşılaşmaktadır. Bu durum, zaman ve işgücü kaybına, beraberinde de vergi kaybına yol açmaktadır. Mevcut yapı ve organizasyon itibariyle ise hantaldır. Hantal bir yapıya sahip olunması, mevcut kadro ve personelin de hantallaşmasını beraberinde getirmektedir

(www.maliye.gov.tr/kalite/kitap/bolum4_e.pdf).

1.2.2.4.2. Vergi Mevzuatı

Vergi mevzuatımızda çeşitli belirsizliklerin ve boşlukların olması, vergi kanunlarının sık sık değişmesi, vergi sisteminin çok karışık olması nedeniyle farklı yorumlara yol açması, ülkenin ekonomik ve sosyal şartlarına uygun olmaması gibi nedenler vergi

64 denetiminin etkinliğine engel olmaktadır (Acar ve Merter, 2005: 8). Özellikle; ülkenin ekonomik ve sosyal şartları çerçevesinde ihtiyaçlara cevap veremeyen ve çok sık yapılan değişikliklerle giderek karmaşıklaşan mevzuat yapısı, kötü niyetli kullanıma izin veren yasal boşluklar denetimlerin etkinliği üzerinde belirleyici olmaktadır (Koban ve Fırat, 2007: 172).

Ülkemizde, vergi yasalarının kapsamı içinde vergilendirmeyle ilgili doğrudan konular ile birlikte dolaylı olarak ilgili bulunan işlemlerle ilgili düzenlemelere de yer verilmiş olması ve bunlara yönelik değişiklik ihtiyaçları da vergi mevzuatının zaten karmaşık olan yapısını daha da arttırmış ve iletişim sorununun önemli bir boyut kazanması sonucunu yaratmıştır. Vergilendirmeyi ilgilendiren konuların bir bütünlük içinde ele alınması çabasının da etkili olduğu bu durum hacimli, izlenmesi ve anlaşılması zor düzenlemelerin ortaya çıkmasına neden olmuştur (www.sosbil.gazi.edu.tr/edergi/makale.php?Makale=1).

1.2.2.4.3. Denetim Elemanlarının Nitelikleri

Etkin bir vergi denetimi, sistemin optimal yapısının yanı sıra, uygulamayı gerçekleştiren vergi kurumu çalışanlarının mesleki formasyonuyla da doğrudan ilişkilidir. Vergi ahlakıyla ilgili etik değerlerin sadece vergi yükümlüleri açısından değerlendirilmesi ve vergilemeye ilişkin öngörülen kuralları uygulayan çalışanların bu değerlerden uzak tutulması, vergi uygulamalarında çalışan personelin doğru işlem yapmasına yönelik fonksiyonel etkinliğin zaman zaman zayıflaması ve vergi realitesinden uzaklaşmasıyla sonuçlanabilecektir (Özker, 2002: 175).

Vergi kanunları ne kadar mükemmel yapılırsa yapılsın, kanunları uygulayacak ve denetleyecek idareye ve insanına gerekli önem verilmez ise denetimde etkinlikten söz edilemez (Aslan, 2001: 10). Ülkenin koşullarına uygun sağlıklı gelir politikalarının oluşturulması, bu politikalara uygun vergi mevzuatının hazırlanıp etkin bir şekilde uygulanması ve vergi mükelleflerine iyi hizmet sunulması ancak iyi eğitilmiş kalifiye personelle yapılacaktır (Gökmen ve Güleç, 2001: 38).

65 Ülkemizde vergi denetiminin nitelikli, ancak sınırlı sayıda denetim elemanlarınca yapılıyor olması hem zaman yönünden hem de maliyet ve etkinlik açısından denetimin başarısızlığının temel unsurlarından birisidir (Acar ve Merter, 2005: 8).

1.2.2.4.4. Vergi Bilincinin Oluşturulamaması

Vergide başarının sürekli kılınmasının en temel şartlarından en önemlisi vatandaşta vergi ödeme bilincinin yerleştirilmesidir. Bu bilincin yerleşmesi için de vatandaşların verginin haklılığına inanmaları gerekmektedir. Başka bir deyişle de bir devlet çatısı altında toplu halde yaşamanın bir sonucu olarak, devletin vatandaşlarına sunduğu güvenlik, adalet, eğitim, sağlık, alt yapı gibi hizmetlerin finansmanı için vergiye ihtiyaç duyulduğunun, bunlardan yararlanan herkesin ödeme gücüne göre vergi vermesinin her düzeydeki vatandaşa okul, sanat ve medya aracılığı ile verilmesinin vergi bilincinin yerleşmesinde önemli bir adım olduğu kesindir (Gökmen ve Güleç, 2001: 41).

Ülkemizde çeşitli nedenlerle mükelleflerin vergi ödeme bilinçleri oldukça düşüktür. Vergi bilincinin oluşturulması amacına yönelik olarak, vergi mükelleflerine güvenilmesinin ve mükelleflerin vergilerini gönüllü olarak ödeyebilmelerini sağlayacak önlemlerin alınması gereklidir (Acar ve Merter, 2005: 10). Aksi halde vergi mükellefleri vergiye karşı direnç göstereceklerdir. Vergi idaresinin amacı, vergiye karşı gönüllü uyumu geliştirmektir. Vergi kaçıranları cezalandırma veya suç işleyen vergi mükelleflerinin peşinden gitme vergi idaresinin kendiliğinden yapması gereken amacı değildir. Bununla birlikte, idare uyumsuzluğun sıkı bir biçimde izleneceği ve etkin olarak cezalandırılacağı genel kanaatini toplumda güçlü bir şekilde yerleştirebilirse gönüllü uyumu teşvik edilebilir. Dolayısıyla, etkili bir vergi idaresinin varlığı, vergiye uyumun artmasına destek olacaktır (Gökbunar, Tezcan, Utkuseven, 2002: 24-25).

Toplumumuzdaki vergi ahlakı ve bilincinin zayıflığı, denetimin zaman dolayısıyla maliyeti arttırarak birim maliyet açısından etkinsizliğe sebep vermektedir. Bu yönüyle de denetimin etkinliğini engelleyici bir faktördür.

66 1.2.2.4.5. Uzlaşma Müessesesinin Varlığı

Vergide adaletin sağlanması açısından yargılamanın geciktirilmeden tamamlanması ve uyuşmazlıkların geciktirilmeden çözümlenmesi önemlidir. Vergiyi hiç tahsil edememektense belirli bir indirim yaparak verginin ödenmesini sağlamak amacıyla uzlaşma müessesesi ilk olarak 1963 yılında Türk Vergi Sistemine girmiştir. Uyuşmazlıkların uzlaşma yoluyla çözümlenmesi yöntemi, özellikle yargı organlarının yükünü azaltması ve hazinenin vergi alacağını biran önce tahsil edebilmesine olanak vermesi amacıyla yararı görülmüş bir yöntemdir (7. Beş Yıllık Kalkınma Planı Vergi Özel İhtisas Komisyonu Raporu, 1996: 83). Bununla birlikte ülkemizde caydırıcılık etkisi zaten azalmış olan veri cezalarının etkinliği, uzlaşma ile daha da azalmaktadır (Ünal, 2007: 74).

Verginin egemenlik gücüne göre alındığı ve vergi kanunlarına uymayanların çeşitli edinimlerle muhatap olacağı, kanunları bilmemenin mazeret oluşturmayacağı gibi verginin tarihsel gelişim süreci içerisinde her zaman var olmuş ilke ve yaklaşımlardan çok vergi kanunlarının herkes tarafından bilinmesine imkân sağlayacak bir yaklaşım ve yapılandırma içinde olması gerekmektedir

(www.sosbil.gazi.edu.tr/edergi/makale.php?Makale=1).

Tablo 11’e baktığımızda 2006 yılına göre Hesap Uzmanları tarafından düzenlenen

her 100 raporun 90’ı için uzlaşma istenmekte, uzlaşmaya konu her 100 raporun da 75’inde uzlaşma vaki olmakta ve tarhiyat öncesi uzlaşma ile kesinleşmektedir. Bu raporlar Vergi Usul Kanunu’nun 376’ncı maddesindeki hükümlerden yararlanılarak ödenmekte veya yargıya götürülmektedir. İnceleme sonucu bulunan toplam vergi miktarı 1,054,819.65 YTL iken uzlaşmanın vaki olması halinde bulunan toplam vergi miktarı ise 670,998.00 YTL’dir.

67

Tablo 11

İnceleme Raporlarının 2006 Yılı Tarhiyat Öncesi Uzlaşma Sonuçları