• Sonuç bulunamadı

5. KARAR VERME MODELLERİ

2.4. DEVRİMLE GELEN DÖNÜŞÜM

2.4.1. DEVRİM SONRASI İRAN’DA SİYASAL SİSTEM

2.4.1.2. Velayeti Fakih Sistemi Ve Dini Lider

1979 Yılında İran İslam Devrimi gerçekleştikten sonra devrime destek veren diğer muhalif lider ve grupları bastırmayı başarıp devrimin liderliğini ele geçiren Humeyni Velayet’i Fakih teorisini öne sürmüş ve devrim sonrası İran siyasi yapısını bu teori çerçevesinde şekillendirmiştir. Fakihlerin yönetimi anlamına gelen bu teoriye benzer teoriler daha önceki dönemlerde ileri sürülmüş ancak sadece Humeyni’nin Velayet-i Fakih teorisi uygulanma şansı bulmuştur. Bu teori temelde Şii anlayışa dayanmaktadır.

Şii itikadına göre peygamberlerin Vahiy ve hükümet olmak üzere iki temel görevi bulunmaktadır. Hükümet ifadesinin anlamı ise ümmeti vahiyler doğrultusunda yönetmek ve yönlendirmektir. Şii anlayışa göre Vahiy Peygamber vefat ettikten sonra sona ermektedir ancak ümmeti vahiyler doğrultusunda yönlendirecek ve yönetecek bir imama her zaman ihtiyaç duyulmaktadır. Dolayısıyla imamet peygamber vefat ettikten sonra da devam etmektedir. Şii anlayışta imam olan kişi peygamberle aynı özelliklere sahip olup, günahsız, masum ve hatalardan korunmuş birlikte sadece vahiy almaktan yoksundur. Ayrıca imamın Allah tarafından seçildiğine inanılır ve ümmet imama kayıtsız şartsız itaat etmekle görevlidir. Humeyni’nin velayet-i fakih teorisi de temelde bu anlayıştan ortaya çıkmıştır.172

Şia’daki bu imamet anlayışına göre Hz. Muhammed (s.a.s) vefat ettikten sonra Hz. Ali Allah tarafından imam olarak tayin edilmiştir. Ümmetin yönetimi peygamber öldükten sonra Hz Ali’ye onun vefat etmesinden sonra da sırasıyla gelen imamlara geçmiştir. Şii anlayışa göre toplamda 12 imam bulunmaktadır ancak bu imamlardan on ikincisi olan Mehdi Muntazar (beklenen hidayete erdirici) çocuk yaştayken insanların arasından ayrılarak tekrar geri geleceği güne kadar gizlenmektedir. İşte Humeyni’nin Velayet- i Fakih teorisi tam olarak bu noktada devreye girmektedir. Humeyni’nin teorisine göre 12. İmam Mehdi gizleniyorken o tekrardan gelene kadar ümmetin bir       

171 Ahmet Kılınç, “İran Anayasa Hukukunun Temel Esasları”, Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt:12, 2008, s. 920.

172 Abdullah Yegin, İran Siyasetini Anlama Kılavuzu, 1. Baskı, Ankara: SETA Yayınları XXV, Haziran 2003, ss. 52-53.

imama ihtiyacı bulunmaktadır ve bu kişi Veliy-i Fakih / dini lider (rehber)dir. Humeyni devrim sonrası İran siyasi yapısını inşa ederken Velayeti Fakih sistemini sistemin temeline yerleştirmiş ve yetkilerini 1979 devrim sonrası anayasası ile koruma altına almıştır.173

1979 anayasasına ile kurulan ve yetkileri güvence altına alınan Velayet-i Fakih(Rehberlik) kurumu İran İslam Cumhuriyetinin en önemli kurumudur. Yetki bakımından yasama, yürütme ve yargının üzerinde olan bu kurum halkın üzerinde de mutlak yetkiye sahiptir. Rehberin hangi özelliklere sahip olması gerektiği, nasıl seçildiği ve yetkilerinin ne olduğuna dair konular da 1979 Anayasasında ayrıntılı olarak açıklanmıştır. Örneğin Anayasanın 109. Maddesine göre Rehber fetva açıklamak için gerekli ilmi yeteneği olan, takva sahibi, adil, sahih siyasi ve sosyal görüşe ve yöneticilik yeteneğine sahip müçtehitler arasından seçilebilmektedir. Bir sonraki madde olan 110.

Madde de ise Rehber’in yetki ve görevleri belirtilmiştir. Bu yetki ve görevler:174

 Düzenin Yararını Teşhis Heyeti’ne danışarak devletin genel siyasetini belirleme

 Düzenin genel siyasetinin uygulanmasını denetleme

 Halk oylaması emrini verme

 Silahlı Kuvvetlere başkomutanlık etme

 Savaş, barış ve seferberlik ilanı

 Koruyucular Şurası üyeleri, Yargı organı başkanı ve Radyo-Televizyon Kurumu Başkanı, Genelkurmay Başkanı, Devrim Muhafızlar, Ordusu Başkomutanı, düzenli ordu ve güvenlik güçlerinin yüksek dereceli komutanlarının makamlarına tayini, azli ve istifalarını kabul etme

 Yasama-yürütme-yargı organları arasındaki ilişkileri düzenleme

 Normal yollardan çözülmeyen problemleri Düzenin Yararını Teşhis Heyeti aracılığı ile çözme

 Cumhurbaşkanı seçildikten sonra mazbatasını verme

 Cumhurbaşkanı’nı görevinden azletme       

173 Ibid.

174 Pınar Arıkan, “İran İslam Cumhuriyeti’nde Anayasal Sistem ve Siyasi Partiler”, ORSAM Rapor, No:122, Mart 2012, s. 8.

Yargı organı başkanının teklifinden sonra ve İslami sınırlar dahilinde mahkumlar için af ilan etme olarak belirtilmiştir.

Rehber’in sahip olduğu yetkiler bu yetkilerle de sınırlı kalmamaktadır. Bu yetkiler Rehber’in doğrudan sahip olduğu yetkilerdir. Bunların yanı sıra Rehber bazı yetkilerini yasama yürütme ve yargı erkleri üzerinden kullanmaktadır. Örneğin İran’da genel konular üzerinde kanun yapma hakkı İran Meclisinde iken Meclis’in yaptığı bu kanunlar Koruma Konseyi tarafından İslam’a uygun olup olmadığı noktasında denetlenmektedir. Bu noktada Koruma Konseyi’nin onay vermediği İslam’a aykırı bulduğu kanunlar yürürlüğe girmemektedir. Bu onay İran anayasasının 93. Maddesine göre zorunluluktur. Dolayısıyla kanun çıkarma hakkı İran Meclisinde olsa da Koruma konseyi de doğrudan yasama sürecinin bir parçası haline gelmektedir. Burada dikkat edilmesi gereken husus şudur ki Koruma Konseyi’nin yarısı doğrudan Rehber tarafından atanmaktadır. Üyelerin diğer yarısı ise Yüksek Yargı başkanının tavsiyesi üzerine meclis tarafından atanmaktadır. Yüksek Yargı Başkanının atamasını yapan ise yine Rehber’ dir. Bu örnekten de anlaşılmaktadır ki yasama üzerinde Rehber’in büyük bir etkisi ve denetimi bulunmaktadır. Rehber bu yetkisini Koruma Konseyi aracılığıyla kullanmaktadır.175 Ayrıca İran anayasasının 60. Maddesi yürütmenin de esas olarak Rehber’in yetkisi altında olduğunu ancak bu yetkiyi Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu üzerinden kullandığını belirtmektedir. Anayasanın 122. Maddesinde Cumhurbaşkanı’nın da rehbere karşı sorumlu olduğu ifade edilmiştir. Ayrıca daha önce Rehberin anayasanın 110. Maddesine dayanan yetkilerini anlatırken bahsettiğimiz gibi Cumhurbaşkanının mazbatasını verme ve görevden azletme yetkisi de yine Rehberlik kurumundadır.

Kısaca özetlemek gerekirse Rehberlik makamı İran İslam Cumhuriyeti’nde en yetkili kurum, Rehber ise en üst otorite olarak karşımıza çıkmaktadır. Adalet bakanını atayan Yüksek Yargı Başkanını Rehber’in ataması, Cumhurbaşkanı’nın Rehber’e karşı sorumlu olması ve Rehber’in Cumhurbaşkanı’nı azletme yetkisinin bulunması, Koruyucular Konseyinin yarısını doğrudan ataması ve diğer yarısının da Rehber’in atadığı Yüksek Yargı Başkanı’nın tavsiyesi üzerine meclis tarafından atanması, Rehber’in aynı zamanda başkomutan olması, savaş ve barış ilan etme yetkisine sahip       

175 Taflıoğlu, op. cit., s.108.

olması, askeri istihbaratı kontrol etmesi, anayasada belirtilen gerekçeler olması halinde danışma meclisinin 2/3 oy çoğunluğu ile birlikte devlet başkanını ve bakanlar kurulunu görevden alabilmesi gibi birçok geniş yetkilerle donatılan Rehber İran anayasal sisteminde en üst otorite olarak yer almaktadır. 176