• Sonuç bulunamadı

2.7 Vefata İlişkin Dava ve Uygulamalar

2.7.2 Vasi, Kayyum ve Nafaka Tayini

Vefatı müteakip tereke taksimlerinden önce görevlilerin kayıp, akli yönden rahatsız ve reşit olmayan mirasçıların haklarının tespitine özen gösterdikleri görülmektedir.187

Bu şekilde olan mirasçıların malları tayin edilen vasiler tarafından muhafaza edilmekteydi. Vasi, yetimin bir yakını veya yakını bulunmaması halinde kadı tarafından görev verilen bir başka şahıs olabilmekteydi.188 Genellikle, babası ölen küçük çocuk için annesi veya annesi ölen çocuğun annesinden kalan malının idamesi için babası vasiye/ vasi tayin edilmiştir. Duruma göre en yakın akrabaları da vasi olarak görevlendirilmiştir.189

XXVI numaralı A.Ş.S. defterinde vasi tayini konu edilen hükümlerin incelenmesinde 14 kadın ve 22 erkeğin vasi olarak tayin edildiği, kadınların tamamının yetimin annesi olduğu tespit edilmiştir. Anne vasilerden ikisinin190 Rum olması, vesayet müessesesinin devletin müslim, gayrimüslim bütün tebaası için işletildiğini de göstermektedir. Vasi tayin edilenlerin içinde babaya rastlanmazken, 6 amca, 1 amcazade, 1 enişte, 4 erkek kardeş bulunmakta, 3 hükümde de vasinin yakınlığı “akrabasından” olarak ifade edilmektedir. Vasi tayini yapılan 6 hükümde ise yetimle vasi arasında her hangi bir akrabalık bulunmamaktadır. Ancak bu kişilerin de yüklendikleri görevi hakkıyla yerine getirebilecek nitelikte insanlar oldukları ilgili hükümlerde, “emanet ile maruf ve istikamet ile mevsuf ve her vecihle vesayet uhdesinden gelmeğe kâdir” ifadeleriyle belirtilmiştir.

Çocukların ve bakıma muhtaç olanların giyim, beslenme, barınma gibi ihtiyaçları için, kendi mallarından günlük belli miktar nafaka mahkemece belirleniyor ve nafaka hücceti düzenleniyordu. Vasi bu hüccete göre harcama yapıyordu. Çocuğa ne kadar nafaka gerekli olduğunun ise bu konuda bilgili ve güvenilir kişilere danışılarak belirlendiği “…kadri maruf idiği ahbar olunan…” şeklindeki ifadelerden anlaşılmaktadır. Çocukların ihtiyaçlarının fazla olması durumunda, vasi bu hüccetle yine mahkemeye başvurup nafakanın arttırılmasını isteyebiliyordu.191 Nitekim XXVI numaralı A.Ş.S. defterinde bunun örneği bulunmaktadır; Hüseyin Onbaşı ibn-i Abdulkadir, vasileri olduğu Ali, Mehmet, İsmail, Ümmühan ve Hasibe’den her biri için takdir edilen günlük ikişer kuruş nafakanın yeterli gelmediğini beyan ederek zam yapılmasını talep etmiştir. Bilirkişilerin de durumu sözü edilen şekilde tespit etmesi üzerine mahkeme nafakaya kırk para zam yaparak her bir yetim için günlük 3 kuruşa

187

Sait Öztürk, "Kassâm", İA, TDV, C.24, İstanbul, 2001, s. 579; Tahsin Özcan, "Muhallefât", İA, TDV, C.30, İstanbul, 2001, s.406

188 Tahsin Özcan, a.g.m., s.103-121. 189 Nuri Köstüklü, a.g.m., s.17-26. 190

AŞS XXVI, vrk.57 hk.146, vrk.66 hk.174.

191 Nurhan Mıstanoğlu, “Kırşehir’de XIX. Yüzyılın Sonlarında Sosyo-Kültürel Bakımdan Ailenin Genel Özellikleri (1875-1900)”, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, C.21, Konya, 2009, s. 348- 364.

karar vermiştir.192

Vasilerin görevleri karşılığı herhangi bir ücret almadıkları kabul edilmekle birlikte193 aynı hükümde vasi Hüseyin Onbaşı’ya bu hizmet için talebi üzerine aylık 120 kuruş vesayet ücreti tahsis edildiği de görülmektedir.194

Yetim çocuklar için tespit edilen nafaka miktarı ailenin ekonomik durumuna göre değişiklik gösterirken, en düşük nafaka bedeli günlük 5 para195, en yükseği 10 kuruş (400 para)196, ortalama 49 kuruş olduğu

görülmektedir. Bazı hükümlerde ise vasi atamasından sonra nafaka tahsisine dair bir bilgi bulunmamaktadır.

Kadı tarafından tayini yapılan bu vasi, yetimin her türlü sorumluluğunu üstlenmekte; bu kapsamda mallarının muhafazasını da sağlamakla yükümlü olmaktaydı. Vasinin yetimin lehine olacak her türlü işlemi geçerli sayılırken, aleyhine sonuç doğurabilecek işlemlerinin engellenmesi yoluna gidilmiştir. Bu çerçevede, yetime ait bir malın gereksiz yere veya rayiç fiyatının altında satılması gibi işlemlerin talep halinde iptali mümkündür. Vasinin suiistimali gibi bir durum ortaya çıktığında ise kadı tarafından duruma müdahale edilerek bir başkasının vasi olarak tayini de gündeme gelebilmekteydi.197 Bu tür uygulamaları, ailenin önemli bir unsuru olan çocuk ve haklarının korunması çerçevesinde değerlendirmek doğru olacaktır. Osmanlı kadısı, vasî tayininde her şeyden önce vesayete muhtaç olanın hakkının korunmasını ölçü almıştır.198

Vesayete muhtaç kimselerin haklarının korunmasına verilen önemi gösterir bir diğer hususta nazır atamasıdır. Yetim mallarının idaresi için görevlendirilen vasilerin yanında nazır da tayin edilebilmektedir. Nazır, vasînin yapacağı tasarruflara nezaret etmek üzere atanan kişidir. Ancak, çocuklara kalan malları istedikleri gibi tasarruf edemezlerdi.199

XXVI numaralı A.Ş.S. defterinde, müteveffa Mustafa Nafiz Efendi’nin küçük kızı Melek’e, Mehmet Efendi ibn-i Ahmet vasi tayin edilirken, yetimin annesi Dilber bint-i Abdullah vasi üzerine nazire olarak görevlendirilmiş, vasi Mehmet Efendi’ye “nazıre-i mezburenin marifeti olmaksızın umur-ı vesayetten bir ahere mübaşeret etmemek” tembih olunmuştur.200

Nazır tayinine ilişkin bu hüccetin dışında, tereke kayıtlarındaki ifadelerden nazırlık uygulamasının yaygın olduğu anlaşılmaktadır. Kurşunlu karyesinden vefat eden Öksüz Ahmet bin Halil’in küçük çocukları için anneleri Ayşe Hatun vasi tayin edilirken, amcaları Mahmut nazır tayin

192 AŞS XXVI, vrk.12 hk.24. 193

Haldun Eroğlu, “On Dokuzuncu Yüzyılda Yetim Çocuklara Vasî Tayini: Antalya Örneği”, Türkiye Çocuk

Sağlığı ve Hastalıkları Dergisi, S.50, 2007, s.285-288.

194

AŞS XXVI, vrk.12 hk.24. 195 AŞS XXVI, vrk.31 hk.74. 196 AŞS XXVI, vrk.138 hk.330/2. 197

Tahsin Özcan, a.g.m., s.103-121. 198 Nuri Köstüklü, a.g.m., s.17-26 . 199Güven Dinç, a.g.m., s.9.

edilmiştir.201

Yine Teşvikiye Mahallesinden Kabadayızade Osman Hafız bin El-Hac Ali Ağa’nın yetimlerinin vasisi olan anneleri Ayşe Hatun üzerine Kalazade Ahmet Efendi202

, İstanos’lu El-Hac Mehmet Emin Efendi’nin yetimlerinin vasisi üzerine amcazadeleri Molla Mehmet bin Salih nazır olarak görevlendirilmiştir.203

Bir başka kayıtta Demircikara Mahallesinden Hasan Hafız bin Hüseyin’in yetimlerine anneleri vasi tayin edilirken nazır olarak büyük oğlu görevlendirilmiştir.204

XXVI numaralı A.Ş.S.’nde koruyucu bir müessese olarak kayyumluk uygulaması da görülebilmektedir. Vesayete ihtiyaç duyan yetimlerin mallarının muhafazası için görevlendirilenler çoğu kere “vasi ve kayyum” olarak adlandırılırken 112 numaralı hükümde Demircikara Mahallesinden vefat eden Ahmet bin Hasan Ali’nin yetimlerine atanan vasiden ayrı olarak kayıp olan oğlu Hasan Ali’nin mallarının muhafazası için amcası Hasan Çavuş kayyum olarak görevlendirilmiştir. Benzer şekilde İstanos Nahiyesi Yazır Karyesi’nden kaybolan Ömer bin Topal Hüseyin’in mal, eşya ve arazisinin korunması ve işletilmesi için, kardeşi İbrahim kayyum olarak tayin edilmiştir.205

Benzer Belgeler