• Sonuç bulunamadı

Valens Kemeri ( Bozdoğan Kemeri) – Mevcut Eser

3.2 İstanbul’un Fethi Sonrası Dönem

3.4.1 Valens Kemeri ( Bozdoğan Kemeri) – Mevcut Eser

Tarih boyunca büyük kentlere hizmet götürmek ve büyük kentlerin ihtiyaçlarını karşılamak her otoritenin birincil görevlerinden olmuştur. Roma döneminde Konstantinopolis, Osmanlı döneminde İstanbul’un sürekli değişiminde ve tarihsel gelişiminde su sıkıntısı en önemli sorunlardan birisi olmuştur. Sürekli artan nüfus ve kentin fiziki yapısı, gelişimi kentin su ihtiyacının dışarıdan taşınarak getirilmesinin yolunu açmış ve bu hizmet kemerlerle sağlanmıştır. Roma döneminin insanlığa hediye ettiği mühendislik yapılarının en temellerinden ve önemlilerinden biri suyollarıdır. Bu durum, Remzi Bey tarafından çizilen (Şekil 3. 9) ve Konstantinopolis’e hizmet vermek amacıyla inşa edilmiş Roma dönemi su yollarının krokisinden okunabilmektedir.

Suyollarının ana görevi; suyu genellikle 1/1000’lik eğimle kent dışındaki yüksek kaynaklardan kent merkezine getirmektir. Arazinin söz konusu eğimi doğal yollardan sağladığı bölümlerde üstü kapalı tüneller ile geçiş sağlanmıştır. Doğal eğimin sağlanamadığı durumlarda ise kullanılan mimari eleman, aynı zamanda strüktürel birer eleman olan kemerlerdir. Suyun geçirilen vadideki derinliğine göre kemer tek katlı veya çift katlı olarak inşa edilmiştir. Doğal arazinin imkan verdiği noktlarda ise duvarlar örülmüş ve yukarıda bulunan kanalların devamı sağlanmıştır. Suyun sabit eğimle kilometrelerce süren serüveni sonucu kent merkezlerinde toplandığı yer ise su sarnıçları olmuştur.

Valens su kemerinin de içinde bulunduğu sistem aslında bir kemerler dizisinin bir parçasıdır. Kemerlerin mimari durumu ve kemerlerin birbiriyle ilişkisi (Şekil 3. 10)

görülmektedir. Kent metropolleşmeye başladığından itibaren ileride oluşabilecek su problemlerini çözebilmek için; 30 yıl süren ve toplamda 150 kilometreye ulaşan su yolları ve kemerleri yapılmıştır. Hatta sonraki dönemlerde yapılan eklemeler de düşünüldüğünde , sadece Roma döneminde yapılan İstanbul’un su yolları 250 kilometreye ulaşmıştır. Su kemerlerinin beslendiği su kaynakları arasında; Karadeniz kıyısında bulunan dağlar, Terkos Gölü, Halkalı civarı, Belgrad Ormanı bölgesi bulunmaktadır. Daha sonra bu bölgelere ek olarak Trakya bölgesinden de su kaynakları eklenmiştir [15].

Şekil 3.9 İstanbul’un su kemerleri krokisi [15].

Valens Kemeri; diğer adıyla Hadrianus Kemeri veya günümüz adıyla Bozdoğan Kemeri Saraçhane semtinde yer alan en eski yapılardan birisidir. Yapının Valens Kemeri ismiyle anılmasının sebebi İmparator Valens döneminde yapılması (364-378) sebebiyledir. Yapıyı erken döneme tarihleyen kişilerin başında Cyril Mango gelmektedir. İmparator Hadrianus döneminde (117-138) bir su kemerinin yapıldığını ifade eden Mango, söz konusu kemeri bahsedilen bu kemerle ilişkilendirerek Hadrianus Kemeri olarak adlandırılmıştır [25]. Mango’nun aksine birçok kaynak ve uzmanların çoğunluğu

kemerin yapımının Valens döneminde başlandığını kabul ederler. Bozdoğan isminin ortaya çıkması ise Osmanlı döneminde olmuştur. Söz konusu ismin nereden geldiğine dair çeşitli söylemler olsa da, akla en uygun gelen açıklama 1607 tarihli bir suyolu haritasında, depremlerle yıkılmış kemerin Bozulgan Kemer adıyla not edildiği ve bu adlandırmanın zamanla Bozdoğan Kemeri’ne dönüşmüş olabileceği şeklindedir [26].

Şekil 3.10 Valens Kemeri plan ve cephe çizimi [5].

Valens Kemeri’nin tarihteki değişimlerinin kaynaklarda bulunduğu şekilde 6. Yüzyıldan itibaren başlamaktadır. Müller-Wiener’in Theophylacti’den bildirdiğine bakılırsa II. İustinos’un egemenliği zamanlarında (565-578) su kemerleri onarımdan geçtiği görülür. 576 senesinde yapılan söz konusu onarımın, su kemerlerinin Konstantinopolis depremlerinden zarar görmesinden dolayı yapıldığı düşünülebilir. Bu onarımdan sonra yapılan ikinci onarım ise 626 yılında olmuştur. Orta Asya kavimlerinden olan Avarlar tarafından yapılan istila ve tahribat sonrasında söz konusu su kemerleri onarım görmüştür. Ancak Avarlar’ın suriçi bölgesine giremeyip dışarıdan tahribatı sonucu, Saraçhane bölgesindeki Valens Kemeri’nin bu istilada zarar görmediği sanılmaktadır. İstiladan sonra sonra suyolu ve kemer sisteminin bakım onarımı ve sonucunda Valens Kemeri’nin tekrardan faaliyete geçişi İmparator V. Konstantinos ‘un egemenliğinde (741-775) gerçekleşmiştir [15].

İslam geleneğinde ve öğretisinde suyun yeri çok önemlidir. Tarihler boyunca İstanbul’u elinde tutan Osmanlılar, İstanbul’a ‘Su Şehri’ lakabını takmışlardır. Romalılardan sonra şehrin el değiştirmesi ve Fatih’in İstanbul’u fethiyle mevcut su şebekeleri ve yapıları

kapsamlı onarımlardan geçmiştir. Fatih Suyolu adı altında inşa edilen su yollarına Valens kemeri de onarılarak dahil edilmiştir. Gelişen şehrin II Bayezid (1481-1512) ve Kanuni Sultan Süleyman (1520-1566) dönemlerinde artan nüfusun su gereksinimi karşılayabilmek için yeni su kemerleri, kaynaklar ve şebekeleri ile genişletilmiştir. Söz konusu bu tarihlerde Bozdoğan Kemeri’ni de içine alan bir sus sitemi oluşturulmuş ve bu sistem Halkalı Su sistemi olarak anılmaya başlanmıştır. Fatih’in torunlarından olan Padişah II. Mustafa döneminde de (1695-1703) Bozdoğan Kemeri’nin doğu kısmını tamir ettirmiştir. Kemerin 45. Kemer bölümünün üstüne de bahsedilen onarıma ilişkin yazıt konulmuştur. Bu onarımın kapsamı 41-45 arasındaki 5 kemer aralığının eski biçimlerine göre yeniden inşa edilmesidir [5]. Kazım Çeçen’e göre 52-56 numaralı açıklıklardaki sivri kemerler de II. Mustafa dönemindeki onarımların bir sonucudur [15]. Osmanlı hükümdarları her zaman su kemerlerine gereken itinayı göstermiş ve bakım onarımını sağlamışlardır. Öyle ki II. Mustafa’dan hemen sonra tahta çıkan III. Ahmed döneminde de (1703-1730) suyolu şebekesi onarımdan geçmiştir.

Zaman içinde kemerin şehrin su ihtiyacını karşılamasından başka işlevleri de olmuştur. Yüksek ve çevreye olan hakim yapısından dolayı, vatandaşa mal taksiminde veya su taksiminde de kullanıldığı tarihsel kaynaklarda anlatılmaktadır. Ayrıca büyük Cibali yangını sonrasında çevrede bulunan evler ve mescidlerin harap durumundan dolayı yine yüksek yapısı nedeniyle minare işlevi dahi görmüş, müezzinlerin çıkarak ezan okuduğu bir nokta olmuştur.

Şekil 3.11 Valens Kemeri’nden bir foto1

Şekil 3.12 Valens Kemeri ve arkada fatih cami1

1 Guillaume Berggren tarafından çekilmiş tarihi fotoğraf

Her dönemde olduğu gibi Cumhuriyet döneminde de Valens Kemeri’ne büyük önem verilmiş ve korunmaya çalışılmıştır. Öyle ki (Şekil 3. 13), Unkapanı-Aksaray aksından açılan Atatürk Bulvarından inşaatından bir zarar görmemiştir. Ünlü şehir plancısı olarak bilinen Henri Prost’un planına göre bugün bile kullanılan araç yolu 41-45 kemer gözlerinden geçirilmiştir. Kemer; yakın tarihte ki en son restorasyonunu 1990-1993 yılları arasında Doğan Kuban ve Şirin Akıncı tarafından yapılmıştır. Kuban ve Akıncı tarafından yürütülen restorasyon çalışmaları sırasında kemerin, Atatürk Bulvarı’nın geçtiği bölgedeki zemininin, yapının ilk yapıldığı dönemdeki zemininden 4 metre yüksekte olduğu ortaya çıkartılmıştır [27].

Halen İstanbul’un yedi tepesinden ikisinin üzerinde olan Beyazıt Kulesi ve Fatih Cami’nin arasında bulunan geniş alanda, çok baskın bir şekilde varlığın sürdürmektedir. Tarihe tanıklık etmiş ve asırlara meydan okuyan bu kültürel mirasımızı koruyarak yaşatmak hem bizlerin hem de gelecek nesillerin ihmal edemeyeceği büyük bir görevdir.

Şekil 3.13 1965 yılında yapılan Saraçhane kazılarından bir görünüm 2

1 Gulmez Freres tarafından çekilmiş tarihi bir fotoğraf

2 Ali saim ülgen arşivi

Benzer Belgeler