• Sonuç bulunamadı

2.1. Kuramsal Çerçeve

2.1.5. Uzaktan Eğitim

Bilgi ve iletişim çağı olarak adlandırılan günümüz dünyasında, bireylerin hayatında “dijitalleşme” adı altında köklü değişiklikler yaşanmaktadır. Frieadmann’ın (2006) ifadesiyle “düzleşen dünyamızda” dijital çağ teknolojilerinin istenilen her şeye anında ulaşabilme imkânı sunması, bireylerin hayat standartlarını farklı bir boyuta taşımaktadır. Aynı zamanda, hızla değişen ve gelişen bu çağa ayak uydurmak kaçınılmaz bir hale gelmektedir. Günlük yaşamın pek çok alanında yer alan dijital teknolojilerin eğitim sisteminin dışında kalması beklenemez. Teknolojik materyaller ve dijital ortamlarının her geçen gün eğitim süreçlerine daha fazla dahil oldukları görülmektedir. Hızla gelişen teknoloji ve dijital çağ ile beraber eğitim-öğretim ortamları zenginleşmiş ve yüz yüze eğitimin bir alternatifi olarak zaman ve mekân kavramlarının sınırlayıcı etkilerini ortadan kaldıran “uzaktan eğitim” kavramı ön plana çıkmıştır.

Uzaktan Eğitim kavramı, Türk Dil Kurumu (2020) tarafından “öğrenci ile öğretmenin yüz yüze olmadan çeşitli iletişim araçları kullanılarak belli bir merkezden yapılan eğitim biçimi” olarak tanımlanırken Schlosser ve Simonson (2006, s.4) uzaktan eğitimi

“farklı mekanlarda bulunan öğretmen ve öğrencilerin bir eğitim programı çerçevesinde eğitim etkinlikleri ile birbirleriyle iletişim halinde olmalarını sağlayan bilgi teknolojileri” olarak tanımlanmaktadır.

Öğrenme sürecini desteklemek ve eğitim kalitesini üst seviyelere taşımak adına eğitim ortamlarına entegre edilen uzaktan eğitim, geleneksel sınıf ortamlarının bir alternatifi olarak görülmesinin (Nakos, Deis ve Jourdan, 2002) yanı sıra, uygun bilgi teknolojileri ile eğitim yöntem ve teknikleri kullanıldığı zaman en az geleneksel eğitim kadar faydalı ve verimli olduğu söylenmektedir (Hamzaee, 2005). Benzer şekilde, Anderson ve Dron (2009) uzaktan eğitim yoluyla, öğrenme sürecinde hem bilgi teknolojilerinden hem de eğitim biliminden faydalanmanın önemini vurgularken; Park, Kier ve Jugdev (2011) zaman ve mekân gibi engelleri ortadan kaldıran uzaktan eğitimin çevrimiçi kullanılabilmesi sebebiyle eğitimi zenginleştirdiği üzerinde durmaktadır.

Bireysel öğrenme imkânı sunmasıyla birlikte öğrencilerin iş birliği içerisinde çalışmalarına da olanak tanıyan uzaktan eğitim için Keegan (2000, s.20) şu temel özellikleri öne sürmüştür:

1. Eğitim-öğretim sürecinde öğretmenler ve öğrenciler mekân olarak farklı yerlerde bulunmaktadır.

2. Örgün öğretimde olduğu gibi planlı bir eğitim programı çerçevesinde yürütülmektedir.

3. Resmi bir eğitim kuruluşuna bağlı olarak yürütülmektedir.

4. Eğitim sürecinde web tabanlı teknolojik araçlar ve dijital materyaller kullanılmaktadır.

5. Bireysel öğrenme imkânı vererek kişilerin kendi öğrenim süreçlerinde aktif halde bulunmalarını sağlamaktadır.

6. Eğitim sürecinde bireyler arası etkileşime fayda sağlamaktadır.

Türkiye’de bulunan üniversitelerin uzaktan eğitim programları ve sistem yapıları incelendiğinde, derslerin asenkron veya senkron olarak uygulandığı görülmektedir.

Uzaktan eğitim konusunda deneyim sahibi olan ve teknik altyapı açısından yeterli görülen üniversitelerde ise canlı sanal sınıflar oluşturularak yürütülen uzaktan eğitim sistemleri bulunmaktadır. Çoğu eğitimci tarafından, uzaktan eğitimin yüz yüze eğitim kadar faydalı ve etkili olup olmadığı sorgulanmaktadır. Yapılan araştırmalar incelendiğinde, teknolojinin doğru kullanımı, uygun öğrenme-öğretme teknikleri, öğretmen ve öğrenci arasındaki iletişim gibi temel faktörlerin sağlanması halinde

uzaktan eğitimin en az yüz yüze eğitim kadar başarılı sonuçlar verdiği gözlemlenmiştir (Schlosser ve Simonson, 2006).

2.1.5.1. Uzaktan Yabancı Dil Eğitimi

Mark Prensky’nin (2003) “dijital yerliler” olarak nitelendirdiği teknoloji ile büyümüş 21. yüzyıl öğrencileri kendilerini ve çevrelerini teknoloji ve dijitallik yoluyla tanıyan ve ifade eden bireylerdir. Bu öğrencilerin ebeveynleri ve öğretmenlerine nazaran dijital okur yazarlık konusunda onlardan çok daha üst seviyede oldukları görülmektedir. Her geçen gün değişen ve gelişen dijital çağ ile kendi öğrenme süreçlerine katkıda bulunan bu öğrencilerin bilgiye ulaşma yolunda kullandıkları en yaygın araç ise internettir. İnternet ve dijital teknolojiler bir araya geldiğinde ise, tüm dünyanın ortak dili olan İngilizcenin önemi artmaktadır. Bu durumda, yeni nesil öğrencilerinin ihtiyaçlarına cevap verebilmek ve çağa ayak uydurabilmek adına eğitim alanında da dijitalleşmeye gidilmektedir. Dolayısı ile geleneksel sınıf içi İngilizce eğitiminin dijital ortamlara aktarılması ile uzaktan yabancı dil eğitimi gerçekleştirilmektedir. White (2003, s.2) uzaktan yabancı dil eğitiminin kapsamını

“geleneksel baskıya dayalı yazışma programlarından, tamamı çevrimiçi olarak sunulan, öğretmen ve öğrenciler arası olduğu kadar öğrencilerin kendi aralarındaki etkileşim, geri bildirim ve yardımlaşma temeline dayanan çeşitli faktörler ve uygulamalar bütünü”

olarak ifade etmektedir.

Özellikle dijital çağ ile beraber dünya dili olan İngilizcenin öneminin artması ve gelişen teknoloji ile de uzaktan eğitim platformlarının daha kolay erişilebilir olması üniversitelerde yabancı dil derslerinin uzaktan eğitim yolu ile yürütülmesi sonucunu ortaya çıkarmaktadır (Orhan ve Çeviker-Ay, 2017). Bu doğrultuda teknoloji ile bütünleşmiş olan dijital çağ öğrencilerinin yabancı dil eğitimine yönelik ilgilerini ve başarılarını artırmak adına uygulanan bu yenilikler uzaktan eğitim programlarının da değerlendirilmesi ve yenilenmesini kaçınılmaz hale getirmektedir (White, 2006).

Dünya genelinde uzaktan yabancı dil eğitimi üzerine yapılan araştırmalar, uzaktan eğitimin öğrencilerin yabancı dil öğrenme süreçlerine dahil olma imkânı sunduğunu (Wang, 2004), zaman ve mekân kısıtlaması olmaksızın kendi eğitim süreçlerini

planlayabildiklerini ve aynı zamanda öğrenim süreçlerine esneklik kazandırdığını, anında geri bildirim sağladığı için kesintisiz öğrenme fırsatı sunduğunu göstermektedir (White, 2003). Ayrıca, uzaktan eğitim bünyesindeki dijital uygulamaların öğrencilerin kendi süreçlerini, seviyelerini ve hazır bulunuşluklarını değerlendirebilmeleri adına yabancı dil öğrenme süreçlerine olumlu katkı sağlamakta olduğu gözlemlenmiştir (Karasu ve Sarı, 2019).

Benson’a göre (2011) uzaktan eğitim gibi teknoloji temelli yaklaşımların kullanılması, yabancı dil öğrencilerinin kendi öğrenme süreçlerini kontrol altına almalarını sağlayan yabancı dil özerkliğinin gelişmesini sağlayacaktır. Geleneksel sınıf ortamından uzaklaşıp milenyum çağının getirdiği bilgisayar destekli dil öğrenme programlarının kullanılması, öğrencilerin öğretmene olan bağımlılığının azalmasına ve öğrencilere kendi öğrenme süreçlerini takip ve planlama yolunda süreci kontrol altına alma şansı vermektedir (Karasu ve Sarı, 2019). Ayrıca, Eby (2013) bilgi ve iletişim teknolojilerini içeren uzaktan eğitimin programlarının, öğrencilerin kendi öğrenme biçimlerini tanıyarak öğrenme süreçlerine dahil olmalarını sağlamasının öğrenci merkezli bir anlayış benimseyen yapılandırmacı yaklaşımdan ileri geldiğini vurgulamaktadır (Boz-Yüksekdağ, 2016).

Teknolojinin ilerlemesi ile beraber özellikle yabancı dil eğitiminin sınıf ortamının dışına çıkmasına örnek olarak “sanal dünyalar” (virtual life) gösterilebilir. “Gerçek dünyada var olan çeşitli unsurların teknolojinin ortaya çıkardığı sanal temsillerini içeren ortamlar” olarak tanımlanan (Kock, 2008, s. 1) sanal dünyaların yabancı dil eğitiminde de etkili bir şekilde kullanıldığı söylenebilir. Özellikle Linden Lab firması tarafından 2003 yılında geliştirilen Second Life uygulamasının, yabancı dil eğitimi içerisinde her geçen gün daha fazla kullanıldığı görülmektedir. Yapılan araştırmalar sonucunda, yabancı dil eğitimini desteklediği bilinen sanal uygulamaların uzaktan eğitimin içerisinde kullanılmasının yabancı dil eğitimi ile milenyum çağı öğrencilerinin doğal ortamı olan dijital platformların birleşimini sağlamakta olduğu ve eğitim sürecini daha etkili kıldığı gözlemlenmektedir (Tusing ve Berge, 2010). Bu sanal ortamlar içerisinde yer alan “Oyunlaştırma” da uzaktan yabancı dil eğitiminde sıklıkla kullanılan araçlardan biridir.

2.1.5.2. Uzaktan Yabancı Dil Eğitiminde Oyunlaştırma

Uzaktan eğitim sürecinde öğrencilerin zaman ve mekân bakımından öğretmenlerinden ve diğer öğrencilerden bağımsız olmaları ve sürecin daha verimli geçebilmesi adına kendi öğrenme süreçlerini kontrol altına almalarını gerektiren öz denetim becerilerine sahip olmaları gerekmektedir. Ayrıca, öz denetim ve motivasyon seviyesinin yüksek olması, öğrenme sürecinin başında amaçlanan öğrenme çıktılarına ulaşmak adına büyük önem taşımaktadır (Bozkurt ve Genç-Kumtepe, 2014).

Motivasyon seviyesinin yüksek olması öğrencilerin derse yönelik ilgilerini artırırken motivasyon seviyesinin düşük olması öğrencilerin uzaktan eğitim sisteminden uzaklaşmasına yol açmaktadır (Park ve Choi, 2009). Sankaran ve Bui (2001) öğrenci motivasyonu üzerine yürüttükleri bir araştırmada, motivasyon seviyesi daha yüksek olan öğrencilerin hem uzaktan eğitim sürecinde hem de sınıf içi geleneksel eğitim sürecinde akademik anlamda daha başarılı oldukları sonucuna varmışlardır (akt. Şahin vd, 2017). Buna göre, uzaktan eğitim sürecinde öğrencilerin motivasyon seviyelerini yüksek tutmanın, hedeflenen öğrenme çıktılarına ulaşabilmek adına son derece önemli olduğu söylenebilir.

Özellikle yabancı dil alanında, teknolojik materyallerin sürece dahil edilmesi ve derse yönelik katılımı artırmak adına kullanılan yeni yaklaşımlar uzaktan eğitim sistemine entegre edilmektedir. Oyunlaştırma uygulamaları da bu amaçla kullanılan yöntemlerin başında gelmektedir. Uzaktan eğitim sürecinin öğrencilere anında geri bildirim vermeyi sağlayan bir yapıya sahip olması, dijital ortamlarda tasarlanıp yapılandırılması adına dijital oyunlara benzemesi, söz konusu olan uzaktan eğitim ortamlarının oyunlaştırma uygulamaları için son derece uygun özellikler taşıdığını göstermektedir (Bozkurt ve Genç-Kumtepe, 2014). Uzaktan yabancı dil eğitimi dikkate alındığında ise, oyunlaştırmanın yabancı dil eğitim sürecindeki en önemli faktörlerden biri olan motivasyon seviyesini yükseltmesi (Muntean, 2011), rekabet ve meydan okuma gibi iç güdüleri harekete geçirerek öğrencilerin süreçte aktif davranışlar sergilemelerini sağlaması ve öğrencilerin derse olan ilgi ve çalışma isteğini harekete geçirmekle beraber bireysel öğrenmenin yanı sıra iş birliğine dayalı öğrenme imkânı sağlaması (Glover, 2013) uzaktan yabancı dil eğitiminde oyunlaştırmanın etkili bir yöntem olduğunu düşündürmektedir.

Tetik ve Korkmaz’ın (2018) Kahoot! üzerine yürüttükleri bir çalışmada bu oyunlaştırma uygulamasının derse karşı ilgi seviyelerine, motivasyonlarına ve derse katılım oranlarına uzaktan eğitim gören öğrencilerin örgün eğitim gören öğrencilere kıyasla daha fazla katkı sağladığı gözlemlenmiştir. Shi ve arkadaşlarının (2014) yürüttükleri bir araştırmada, uzaktan eğitim sürecinde yürütülen oyunlaştırma uygulamalarının öğrencilerin motivasyon seviyelerini büyük ölçüde artırdığı, Broer ve Breiter’in (2015) yürüttüğü başka bir araştırmada ise oyunlaştırılmış uygulamaların, süreç içerisindeki performansı, derse yönelik ilgiyi ve aktif katılımı olumlu yönde etkilediği gözlemlenmektedir. Olsson, Mozelius, ve Collin (2015) oyunlaştırma uygulamalarıyla zenginleştirilen uzaktan eğitim sürecinin öğrencilerin uzaktan eğitime karşı algılarında olumlu sonuçlara neden olduğunu belirtirken Su ve Cheng (2015) araştırmaları sonucunda, oyunlaştırma uygulamaları ile motivasyon seviyesinin yükselirken kaygı seviyesinin azaldığını ifade etmektedir. Öte yandan, Amriani ve arkadaşlarının (2013) bir çalışmasında, uzaktan eğitim ortamlarında oyunlaştırma uygulamaları kullanmanın öğrencilerin sürece katılımı üzerine etkisi olmadığı ancak bu uygulamalar kullanılmadığında öğrencilerin süreç içerisindeki performanslarının bir hayli düştüğü gözlemlenmektedir. Bu araştırma sonuçları dikkate alındığında, uzaktan eğitim sürecinde yabancı dili oyunlaştırmanın öğrencilere faydalı öğrenme deneyimleri sağladığı, oyunlaştırma elementleri ile problem çözme becerisi, motivasyon, etkileşim gibi önemli unsurları olumlu yönde etkilediği ve milenyum çağı öğrencilerinin ihtiyaçlarına cevap niteliğinde teknoloji ve eğitimi birleştirerek bilgiye ulaşmayı daha eğlenceli bir hale getirdiği söylenebilir.