• Sonuç bulunamadı

5 1 2 Uyumsuz Mizah Tarzlarının Psikolojik İhtiyaç Doyumu, Evlilik Uyumu ve Öznel İyi Oluş Üzerindeki Etkis

Uyumsuz mizah tarzlarının psikolojik ihtiyaçların doyumunu büyük oranda ve negatif yönde anlamlı olarak etkilediği sonucu elde edilmiştir. Bu bulguya göre, uyumsuz mizah kullanan evli bireylerin psikolojik ihtiyaçların doyumunda düşme olmaktadır. Uyumsuz mizah tarzlarının kullanılması psikolojik ihtiyaçların doyumunun ve evlilik uyumunun azalmasında oldukça etkili bir rol üstlenmektedir. Uyumsuz mizah tarzlarının evlilik uyumunu ise, orta düzeyde ve negatif yönde anlamlı olarak etkilediği bulunmuştur. Uyumsuz mizah tarzlarının kullanılması, psikolojik ihtiyaçların doyumunun azalmasına yol açtığı gibi evlilik uyumunun da azalmasına sebep olmaktadır. Uyumsuz mizah tarzlarının kullanılması dolaylı olarak evli bireylerin öznel iyi oluş düzeyinin düşmesinde etkili olmaktadır. Psikolojik ihtiyaçların doyumu ve evlilik uyumu, uyumsuz mizah ile öznel iyi oluşu yordamada tam aracı olmaktadır. Psikolojik ihtiyaçların karşılanmaması, evlilikte uyumsuzlukların yaşanması ve uyumsuz mizahın kullanılması evli bireylerin, öznel iyi oluş düzeyinin azalmasında oldukça etkili bir rol üstlenmektedir. Elde edilen bu bulgu, kuramsal çerçeveyle uyumlu ve yapılan araştırmalarla benzer sonuçlar ortaya koymaktadır.

Yapılan araştırmalarda, yıkıcı iletişimin, düşük evlilik doyumu ve yüksek boşanma oranıyla ilişkili olduğu (Gottman ve Notarius, 2000), mizah tarzlarının, fizyolojik ve psikolojik öznel iyi oluş için anlamlı bir yordayıcı olarak tanımlandığı (Ruch ve Heintz 2012), evlilik kalitesinin kişiler arası etkileşime, ilişki memnuniyetine, karşılıklı iletişime ve sohbete bağlı olduğu ortaya konmuştur (Fincham ve Bradburry, 1986). Hampes (2005) tarafından yapılan çalışmaya göre, birey sosyal becerilerde yetersiz kalarak ve kendini yıkıcı mizah kullanarak yalnızlığına sebep olmaktadır. Sosyal izolasyon, güvensizlik ve duygusal yoksunluk ile evlilik doyumu arasında olumsuz yönde anlamlı bir ilişkisi olduğu (Esmaili, Mohammadi ve Hakami, 2016) ifade edilmektedir. Cann, Zabatta ve Davis (2011) tarafından yapılan bir diğer çalışmada, mizah tarzlarının ilişki kurma ve ilişki kurmaya karar vermede öntahminedici özelliği olduğu ortaya konmuştur. Evliliklerin boşanmayla sonuçlanmasının nedenleri arasında, eşlerin iletişimi ve evliliği bilmemeleri (Tarhan, 2014) olduğu kabul edilirken, evlilik etkileşimi ve evlilik doyumu birbirini olumlu yönde etkileyen, evlilik uyumunu artıran faktörler arasındadır. Gottman ve Krokoff (1989) yaptığı çalışmalarda, evlilik içi sıkıntının, iletişimsel olduğu üzerine sonuçlar ortaya koymuştur. Yine bu araştırmaya göre; negatif etkileşim mutsuz ve uyumsuz evliliklerde

daha çok görülmektedir. Uyumsuz mizah tarzlarının ve negatif iletişim kurmanın evlilik uyumunu olumsuz etkilediği yapılan araştırmalarla ifade edilmektedir. Bu sonuçlar, yapılan araştırmayı destekleyici niteliktedir.

Evlilik sürecinde, birçok değişkenin etkisiyle birlikte, uyumsuzluklar yaşanması muhtemel olsa da, uyumsuzluğa yol açan değişkenlerin farkına varılması evliliğin yönünü değiştirebilir. Bu doğrultuda yapılan araştırmaların sonuçları incelendiğinde, evlilikte yaşanan sorunları tanıyıp, bu sorunların üstesinden gelmek mümkün olabilmektedir. Çiftlerin yüksek uyuşmazlık konularında, süreçte negatif duygular besleyebildiği, fakat uzun dönemli stresle baş etme yöntemleri geliştirildikçe ve üstesinden gelinip evlilik uyumu yakalandığı takdirde, evlilikte doyum ve memnuniyetin arttığı belirlenmiştir (Krokoff ve Gottman, 1989). Ayrıca, evlilikte etkileşimin kalitesi arttıkça, evlilik doyumu da artmakta ve doyum sağlandıkça, evlilik uyumunun da bundan olumlu yönde etkilendiği sonucuna ulaşılmıştır (Williams 1977). Miller, Hollis, Olsen ve Law (2013) evlilik mutluluğuna yönelim gösteren ve uyumu yakalamaya çalışan bireylerin fizyolojik sağlığının da iyi gitme eğilimi olduğunu bildirmişlerdir. Evlilik uyumu için çiftlerin gösterdiği gayret ve çabalar, evlilik sürecinde yaşanan negatif ve pozitif duyguları etkilemektedir. Çiftler isterlerse hayat boyu devam eden evlilik sürecini istedikleri doğrultuda değiştirebilmekte ve evlilikle ilgili tutumlarını yeniden belirleyebilmektedirler.

Yapılan araştırmaların sonuçlarına göre iletişimin negatif özellik taşıması, yıkıcı ve saldırgan olması, evli bireylerde olumsuz duyguların yaşanmasına, incinmelerin ve kırgınlıkların artmasına neden olmaktadır. Evli bireylerin aşağılayıcı, tehdit edici, saldırgan bir dil kullanmaları, evlilik uyumunu azaltmakta, evlilik içi ilişkilerde bozulmaların, tartışmaların yaşanmasına yol açmaktadır. Ancak, evli bireylerin kullandığı yıkıcı iletişimin etkilerinin farkında olması, bunu değiştirmesi için önemli bir fırsat olarak değerlendirilebilir. Uyumsuz mizah tarzlarının farkına varılması, evli bireylerin uyumlu mizah tarzlarını kullanmasının desteklenmesi, evlilikte uyumu, temel psikolojik ihtiyaçların doyumu ve öznel iyi oluşun artmasını sağlayacaktır. Bu bağlamda değerlendirildiğinde literatürde var olan bilgilerin araştırmayla elde edilen bulguları destekleyici nitelikte olduğu görülmektedir. Bu bulguların, evlilik uyumunu geliştirmeye yönelik yapılan araştırmalarda ve danışmanlık hizmetlerinde kullanılmasının yararlı olacağı düşünülmektedir.

Bu sonuçlar doğrultusunda uyumsuz evliliklerin bireylerin mutsuz olmalarına yol açtığı, bireysel gereksinimleri, psikolojik ihtiyaçları önemsenmeyen ve doyurulmayan evli bireylerin de öznel iyi oluş düzeylerinin daha düşük olması muhtemeldir. Evli bireylerin birbirini önemsemesi, değer vermesi, ihtiyaçlarını karşılaması, evlilikte karşılaşılan zorluklarda birbirlerine destek olması, anlamaya çalışması, sevdiğini ve sevildiğini göstermesi onların kendilerini mutlu hissetmesi için oldukça önemli olarak kabul

edilmelidir. Birbirini anlamayan, suçlayan, aşağılayan, uyumsuz mizah tarzlarını kullanan kişilerin, evlilik sürecinde yaşanan zorlukların üstesinden gelmesi çok kolay olmamaktadır. Olumsuz duyguların ve yaşantıların birikmesi evli bireyler arasındaki ilişkilerin bozulmasına, uzaklaşmalara ve evliliğin bitmesine yol açabilir. Oysa ki, evlilikte yaşanan zorlukların kaçınılmaz olduğu gerçeği göz önünde bulundurulduğunda, eşlerin birbirine karşı daha olumlu dil kullanması, görev ve sorumluluklarda birbirini desteklemesi, daha uyumlu davranışlar sergilemesi hem evlilik uyumunu hem de bireylerin mutluluğunu artıracağı araştırmanın sonuçlarıyla ortaya konmaktadır. Evli her birey, evliliğinin mutlu ve uyumlu devam etmesini istemektedir. Bu nedenle, bu sonuçlar hem evli bireyler tarafından, hem de evli bireylere psikolojik destek sağlayan uzmanlar tarafından dikkate alınmalıdır. Evli bireylerin mutlu olmasının sağlanması, mutlu ve ruh sağlığı yerinde bir toplum için gereklidir. Ailedeki uyumsuzlukların, sorunların çocukları da derinden etkilediği düşünüldüğünde, gelecek nesillerin sağlıklı yetişmesi için de evli bireylerin mutluluğunu sağlamak için çözümler üretmek en önemli toplumsal görevlerden biridir. Bu bağlamda, yapılan araştırmayla birlikte evli bireylerin mutluluğunu etkileyen değişkenler büyük ölçüde ortaya konmuştur.

5. 1. 3. Psikolojik İhtiyaç Doyumunun ve Evlilik Uyumunun Öznel İyi