• Sonuç bulunamadı

Mutluluğu arayış, ilk insanın varlığına kadar uzanan bir olgudur. Mutluluk, öznel iyi oluş kavramıyla açıklanmaktadır. Öznel iyi oluş, bireyin hayattan duyduğu memnuniyet ve doyumla doğrudan bağlantılıdır. Öznel iyi oluş, keyif, mutluluk, gurur vb. olumlu duyguların yanı sıra, acı, keder, hüzün vb. olumsuz duyguları da içe alan geniş bir kavramdır. Öznel iyi oluşun yüksek olması için pozitif duyguların daha fazla yaşanıyor olması gerekmektedir. Öznel iyi oluşu etkileyen faktörlerin başında yaşam memnuniyeti gelmektedir. Evli bireylerde yaşam memnuniyeti evlilikte yaşanan olumlu/olumsuz duygularla bağlantılıdır. Evliliğin süresi, demografik-sosyoekonomik yapılar, yaş, sağlık, yaşam standartları vb. faktörler öznel iyi oluşu etkilemektedir. Yapılan araştırmalarda evlilik sürecinin öznel iyi oluşu, yaşam doyumunu, mutluluğu önemli derecede etkilediği sonucuna ulaşılmıştır. Evlilik, kadın ve erkeğin hayatlarını birleştirerek bir arada yaşaması ve çocuk sahibi olmalarından ibaret gibi görünse de, aslında toplum, kültür, yasalar, aileler vb. bir çok değişkenin etkisi altında kalan kompleks bir yapı olarak kabul edilmektedir. Her evliliğin amacı, uyumlu ve mutlu bir aile kurmak olsa da evliliği etkileyen pek çok değişkenin olması evli bireylerin uyumunu ve mutluluğunu zorlaştırmaktadır. Evliliklerde yaşanan sorunların her zaman diliminde olduğu kabul edilmekle birlikte, boşanmaların artışının eskiye göre daha fazla olduğu yapılan çalışmalarda ortaya konmuştur. Evlilik uyumunu etkileyen değişkenlerin başında, evli bireylerin kişilik özellikleri, doğup büyüdükleri sosyo-kültürel çevre, ekonomik durumları, değer yargıları, inançları, karşılıklı sevgi ve saygının olması, karşılıklı olumlu iletişim kurabilme, problem çözme becerileri, birbirine güven duyma, evlilik yaşı ve anne baba olma durumu gelmektedir. Bu değişkenlerin evlilik uyumuna etkileri yapılan çalışmalarla dile getirilmiştir. Ayrıca, evlilikte ekonomik gelirin öznel iyi oluşu ve evlilik uyumunu doğrudan etkilediği sonucuna ulaşılmıştır. Evli bireyler arasında, ev içerisinde görev paylaşımının adaletli olmasının da, öznel iyi oluşu etkilediği saptanmıştır. Yapılan araştırmalar değerlendirildiğinde evlilik uyumu ile öznel iyi oluş arasında pozitif bir ilişki bulunmaktadır. Evli bireylerin mutluluğu da, evlilikte uyumu sağlamada önemli bir değişken olarak ele alınmaktadır. Bu nedenle, evli bireylerin mutluluğu üzerine de pek çok araştırma yapılmaktadır. Evlilikte uyumlu ve

mutlu olunması genel yaşam memnuniyetini arttırırken, öznel iyi oluşun yüksek olması da evlilikte uyumu ve mutluluğu olumlu etkilemektedir. Evli olan bireylerin öznel olarak daha mutlu oldukları yapılan araştırmalarda ortaya konulmuştur. Uyumlu ve mutlu evliliklerde, bireylerin olumlu duyguları daha yoğun yaşıyor olmaları, öznel iyi oluşlarını olumlu

etkilemektedir. Uyumsuz evliliklerde ise, doyum ve memnuniyet azalmaktadır. Doyum

alanlarında olumsuz deneyim yaşayan bireylerin öznel iyi oluşu da olumsuz etkilenmektedir. Ayrıca dışadönük kişilik yapılarındaki insanlar, yaşam olaylarına daha pozitif yaklaştıkları için öznel iyi oluş düzeyleri yüksektir. Evlilik kalitesi öznel iyi oluşu yükseltmekte, evlilikteki memnuniyetsizlik de öznel iyi oluşun azalmasında etkili olmaktadır.

Evlilik uyumuna ve evlilikte yaşanan doyuma bağlı olarak evliliğin kalitesi ve evli bireylerin öznel iyi oluş düzeyi değişmektedir. Evlilikte yaşanan sorunların en önemlisi eşlerin birbirleriyle olan iletişimlerinde yaşadıkları sorunlardır. Yapılan çalışmalarda, olumsuz iletişimin uyumsuz evliliklerde daha çok olduğu vurgulanmıştır. Günümüzde, evlilik uyumunu artırıcı birçok değişken ele alınarak, evlilikte mutluluğu yakalamaya yönelik yapılan araştırmalar devam etmektedir. Evli bireylerin ihtiyaçlarının belirlenmesi ele alınan birçok değişkenden biridir. İhtiyaçları açıklayan ve evlilik uyumunu anlamayı sağlayan pek çok kuram bulunmaktadır. Kuramlarda da dile getirildiği gibi insanoğlunun fizyolojik ihtiyaçlarının yanı sıra psikolojik ihtiyaçları da bulunmaktadır, psikolojik ihtiyaçların giderilmesi de, fizyolojik ihtiyaçların giderilmesi kadar önemlidir. Psikolojik ihtiyaçları açıklayan öz belirleme kuramı özerklik, ilişkili olma ve yeterlilik ihtiyaçlarının giderilmesinin önemini ortaya koymaktadır. Bu ihtiyaçların karşılanmasının akıl ve ruh sağlığı için oldukça önemli olduğunun altı çizilmektedir. Evli bireylerin, fizyolojik ihtiyaçlarının yanı sıra temel psikolojik ihtiyaçlarının doyumu, evlilikteki memnuniyeti arttırmaktadır. Evlilikte bireysel farklılıkların olabileceği vurgulanmakta, bireylerin uyumu/doyumu için kendi amaçlarını ortaya koyması, beklentilerinin karşılanması, özerkliğinin desteklenmesi gerektiği ifade edilmektedir. Ayrıca, evli bireylerin ilişki kurma ihtiyacının da birey olarak kendilerini ortaya koyma ve kabul edilme duygusunun doyumu

etkilediği kabul edilmektedir. Yapılan araştırmalarda elde edilen sonuçlar

değerlendirildiğinde, basit fizyolojik ve psikolojik ihtiyaçların karşılanması ilişkileri, evlilikte uyumu ve evli bireylerin mutluluğunu etkilediği sonucuna ulaşılmaktadır.

Son yıllarda evlilikte uyumun ve mutluluğun araştırıldığı değişkenlerden biri de mizahtır. Mizah, kişiliğin içindeki bilinç ve duyguların eğlenceli bir şekilde iletişime geçmesi olarak tanımlanmaktadır. Evli bireylerin mutluluğu ve mizah üzerine yapılan araştırmalarda, mizah tarzları, fizyolojik ve psikolojik öznel iyi oluş için kuvvetli bir prediktör olarak tanımlanmaktadır. Kişilik ve mizah tarzları birbiriyle ilişki içerisindedir.

Kendini geliştiren mizah olumlu kişilik özelliklerine sahipken kendini yıkıcı ve saldırgan mizahtaki kişiler olumsuz kişilik özelliklerine sahiptirler. Kadınların saldırgan ve kendini yıkan mizah tarzları erkeklere göre daha yüksek skorlara sahiptir. Yıkıcı mizahı kullanan eşler arasında boşanma daha çok yaşanmaktadır. Eşlerin kullandıkları mizah tarzları, evliliğin bozulması veya kalıcı olmasını etkilemektedir. Uyumlu mizah tarzları evlilikte doyumu ve memnuniyeti arttırırken, uyumsuz mizah tarzlarının kullanılması evlilikte doyumu ve memnuniyeti azaltmaktadır. Yapılan araştırmalarda belirtildiği gibi, mizah iyi oluşu sağlayan olumlu duyguları desteklemekte, çatışmaları azaltmaktadır.

Yapılan literatür taraması sonucunda psikolojik ve fizyolojik ihtiyaçların ve mizah tarzlarının evlilik uyumunu, doyumunu, kalitesini ve evlilik ilişkisini farklı yönleriyle etkilediği ve farklı alanlarda negatif veya pozitif ilişkililik sonucuna ulaştığını ve öznel iyi oluş üzerinde etkili olabileceğini göstermektedir. Öznel iyi oluş, bireylerin genel mutluluk algılarını ve değerlendirmelerini ortaya koymaktadır. Bu yönüyle evli bireylerin öznel iyi oluş düzeyine etki edecek faktörlerin araştırılması, anlaşılması, bu yönde çalışmaların yapılması, koruyucu önlemler alınması açısından önem arz etmektedir. Öznel iyi oluş ve evlilik dinamikleri birçok yönüyle araştırılmaya müsaittir. Felsefe, psikoloji, ekonomi ve sosyoloji alanlarının hepsinde kendine yer edinmekte ve üzerine birçok kuram oluşturulmaktadır. Bu kuramlar çerçevesinde bireylerin mutluluğu, öznel iyi oluş düzeyi, evlilik uyumu, uyumsuzluğu, dayanıklılığı, gücü farklı bakış açıları ile değerlendirilmiştir. Literatürün tamamına bakıldığında, ihtiyaçların giderilmesi, mizah tarzlarının geliştirilmesi, kullanılması ve evlilikte uyumun yakalanması öznel iyi oluşu olumlu yönde etkilemektedir. Bu öngörü ile yola çıkarak bu araştırmanın, öznel iyi oluşu etkileyen değişkenleri anlama ve uyumlu evlilikler sağlamak için ciddi bir kaynak olacağı düşünülmektedir.