• Sonuç bulunamadı

1. TÜRK HUKUKUNDA KABAHAT VE SUÇ KAVRAMI

1.5. Kabahatlerin Hukuk Sistemi İçerisindeki Yeri

1.5.2. Vergi Usul Kanunu’nda Düzenlenen Kabahatler

1.5.2.2. Usulsüzlük

Maddi unsurları Vergi Usul Kanunu’nun 352, 353. 355 ve mükerrer 355.

maddesinde düzenlenen usulsüzlük, vergi kanunlarının şekle ve usule ilişkin hükümlerine uygun davranılmamasıdır (VUK. m. 351). Bu suçun maddi (hareket) unsurunu kanunda özel ve genel usulsüzlük halleri olarak sayılan durumlar oluşturur (Mutluer, 2011: 218). Usulsüzlük kabahatin manevi unsuru da bütün kabahatlerde olduğu gibi de kast veya taksirdir.

Vergi ziyaı kabahatinde, vergi ziyaı öğesi bulunduğundan (Öncel vd., 2012:211) bir başka ifade ile devlet hazinesi açısından bir zarar meydana geldiğinden, bir zarar kabahati (Karakoç, 2014:495) söz konusudur. Usulsüzlükte ise ortada henüz bir vergi ziyaı ve dolayısıyla zarar yoktur ama zarar tehlikesi vardır o nedenle usulsüzlük kabahatini bir tehlike kabahati olarak (Karakoç, 2014:504) ele almak mümkün görünmektedir. Usulsüzlükte vergi ziyaı yoksa da bunun için elverişli bir ortam yaratılmış olması cezalandırılmaktadır (Öncel vd., 2012: 211). Bir başka ifadeyle zarar doğurmayan bir eylemin cezalandırılması, vergi toplanma güvenliğinin sağlanmasına yönelik bir önlemdir.

Beyanname vermek zorunda olan yükümlünün zarar etmiş olması sebebiyle beyanname vermemesi, vergi beyannamelerinin, işe başlamaların zamanında verilmemesi ve defterlerin tasdik ettirilmemesi gibi usulsüzlük kabahatlerinde, eylem kanuna aykırı ise de ortada, bir zarar bulunmadığından sadece usulsüzlük cezası kesilir. Ancak usulsüzlük vergi ziyaına sebebiyet vermeksizin vergi kanunlarına aykırı hareket edilmesi olduğundan eğer bu aykırılık aynı zamanda vergi ziyaı da doğurmuşsa hukuki durum değişecektir. Sözgelimi, zorunlu defterlerin tutulmaması, defterlerin vergi inceleme elemanına inceleme için verilmemesi ve beyannamenin

süresinde verilmemesi resen tarhiyatı gerektirir. Bu durumda vergi ziyaı ile usulsüzlük cezası karşılaştırılır ve miktar olarak ağır olan hangisi ise mükellefe o ceza kesilir (VUK. m. 336/1). Vergi ziyaı cezasının daha ağır olması halinde fiil artık usulsüzlük değil vergi ziyaı olarak nitelendirilecektir (Öner, 2014:151).

1.5.2.2.1. Genel Usulsüzlükler (Dereceleri)

Vergi Usul Kanunu'nda usulsüzlükler, kendi aralarında ağırlık derecelerine göre birinci ve ikince derece usulsüzlükler olarak iki ayrı kategoride düzenlenmiştir.

1.5.2.2.1.1. Birinci Derece Usulsüzlükler

 Vergi ve harç beyannamelerinin süresinde verilmemiş olması,

 VUK’a göre tutulması zorunlu olan defterlerden herhangi birinin tutulmamış olması,

 Defter kayıtlarının ve bunlarla ilgili belgelerin doğru bir vergi incelemesi yapılmasına imkan vermeyecek derecede eksik, usulsüz veya karışık olması,

 VUK’un 245. madde hükmüne göre muhtar ve ihtiyar heyetlerince yapılan davete çiftçiler tarafından süresinde icabet edilmemesi,

 VUK’un kayıt düzenine ait hükümlerine (m. 215 - 219) uyulmamış olması (Her incelemede inceleme tarihine kadar aynı takvim yılı için tespit edilen usulsüzlükler tek fiil sayılır),

 İşe başlamanın zamanında bildirilmemesi,

 Tasdiki zorunlu olan defterlerden herhangi birinin tasdik ettirilmemiş olması (Kanuni sürenin sonundan başlayarak 1 ay geçtikten sonra tasdik ettirilenler, tasdik ettirilmemiş sayılır),

 Diğer ücretler üzerinden alınan Gelir Vergisinde (GV), tarh zamanı geçtiği halde verginin tarh ettirilmemiş olması;

 Veraset ve intikal vergisi beyannamesinin VUK'un 342. maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen süre içerisinde verilmiş olması, şeklindeki eylemler,

Kanunda açıkça sayılan ve birinci derece genel usulsüzlükler alarak nitelendirilen kabahatlerdir.

1.5.2.2.1.2. İkinci Derece Usulsüzlükler

 Veraset ve intikal Vergisi Beyannamelerinin süresinin sonundan başlayarak VUK'un 342. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen süre içinde verilmiş olması,

 Ekim ve sayım beyanlarının süresi içinde veya kanunda istenilen bilgileri ihtiva edecek doğru bir şekilde yapılmaması,

 Vergi kanunlarında yazılı bildirmelerin zamanında yapılmamış olması (işe başlamayı bildirmek hariç),

 Vergi karnesinin süresinin sonundan başlayarak 15 gün geçtiği halde alınmamış olması;

 Tasdiki mecburi olan defterlerden herhangi birinin tasdik muamelesinin, süresinin sonundan başlayarak bir ay içinde yaptırılmış olması,

 Vergi beyannameleri, bildirimler, evrak ve belgelerin kanuni olarak belli şekil ve içerik ve ekleri ile bunlarla ilgili olarak yapılan diğer düzenlemelere ilişkin hükümlere uyulmamış olması,

 Hesap veya muamelelerin doğruluk veya açıklığını bozmamak şartıyla bazı evrak ve belgelerin bulunmaması veya ibraz edilmemesi, şeklindeki eylemler,

Kanunda açıkça sayılan ve ikinci derece genel usulsüzlükler alarak nitelendirilen kabahatlerdir

Genel usulsüzlük kabahatlerinin birinci ve ikinci derece usulsüzlük olarak adlandırılmasının aslında her kabahat için geçerli sayılacak bir temeli yoksa da bunlar arasındaki ayrımın kural olarak ceza miktarlarına ve fiillerin nitelik farklılıklarına göre yapıldığını ileri sürmek mümkündür.

1.5.2.2.2. Özel Usulsüzlükler

 Verilmesi ve alınması gereken fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu ile serbest meslek makbuzlarının verilmemesi, alınmaması veya düzenlenen bu belgelerde gerçek para tutarından farklı tutarlara yer verilmesi,

 Perakende satış fişi, ödeme kaydedici cihazla verilen fiş, giriş ve yolcu taşıma bileti, sevk irsaliyesi, taşıma irsaliyesi, yolcu listesi, günlük müşteri listesi ile

Maliye Bakanlığınca düzenlenme zorunluluğu getirilen belgelerin;

düzenlenmemesi, kullanılmaması, bulundurulmaması, düzenlenen belgelerin aslı ile örneğinde farklı tutarlara yer verilmesi veya gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi,

 VUK’un 232. maddesinin birinci fıkrasının 1 ila 5 numaralı bentlerinde sayılanlar dışında kalan kişilerin fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu, serbest meslek makbuzu, perakende satış fişi, ödeme kaydedici cihaz fişi ve giriş ve yolcu taşıma biletlerini almamaları,

 Günlük kasa defteri, günlük perakende satış ve hasılat defteri ile Maliye Bakanlığınca tutulma ve günü gününe kayıt edilme mecburiyeti getirilen defterlerin; işyerinde bulundurulmaması, bu defterlere yazılması gereken işlemlerin günü gününe deftere kayıt edilmemesi veya yoklama ve incelemeye yetkili olanlara istendiğinde ibraz edilmemesi halleri ile vergi kanunlarının uygulanması bakımından levha bulundurma veya asma zorunluluğu bulunan mükelleflerin bu zorunluluğa uymamaları,

 VUK’a göre belirlenen muhasebe standartlarına, tek düzen hesap planına ve mali tablolara ilişkin usul ve esaslar ile muhasebeye yönelik bilgisayar programlarının üretilmesine ve kullanılmasına ilişkin kural ve standartlara uyulmaması,

 VUK’un 8. maddesinin son fıkrası uyarınca getirilen zorunluluğa uymaksızın işlem yapılması,

 Belge basımı ile ilgili bildirim görevinin tamamen veya kısmen yerine getirilmemesi,

 4358 sayılı Kanun uyarınca işlemlerinde vergi kimlik numarası kullanma zorunluluğu getirilen kurum ve kuruluşlardan yaptıkları işlemlere ilişkin bildirimleri Maliye Bakanlığının belirleyeceği standartlarda, araçlarla (yazı, manyetik ortam, disket, mikrofilm, mikro fiş gibi) ve zamanlarda yerine getirilmemesi,

 VUK’un 127. maddesinin (d) bendi uyarınca Maliye Bakanlığının özel işaretli görevlisinin uyarısına rağmen aracın durdurulmaması,

 Noterlerin Damga Vergisi ödenmemiş veya noksan ödenmiş kâğıtları, vergi ve cezası tahsil edilmeden tasdik etmeleri veya örneklerini çıkarıp vermeleri,

 VUK’un 86, 148, 149, 150, 256 ve 257. maddelerinde yer alan zorunluluklar ile mükerrer 257. madde uyarınca getirilen zorunluluklara uyulmaması, Fatura ve benzeri evrakların verilmemesi ve alınmaması ile diğer şekil ve usul hükümlerine uyulmaması halleri kanunda sınırlı sayıda belirtilen özel usulsüzlük kabahatlerinin maddi unsurunu teşkil eden eylemlerdir. Usulsüzlük kabahatleri genel anlamda birer tehlike kabahati iseler de özel usulsüzlükler genel usulsüzlüklere göre kamu düzenini daha çok tehdit eder nitelikte olduklarından, bunların da yakın tehlike kabahati olarak ele alınması (Bilici, 2013:120) mümkündür.