• Sonuç bulunamadı

Unilateral Spastik SP’li Çocuklarda Pliometrik Egzersiz Kullanımı Hemiparetik SP’li çocuklarda, çocukluk çağı günlük yaşam aktivitelerine

katılımlarını etkileyen fiziksel uygunluk (anaerobik kas gücü, aerobik kapasite ve kas kuvveti) seviyeleri sağlıklı yaşıtlarıyla karşılaştırıldığında oldukça düşüktür (120). Günümüzde, Uluslararası Sağlık Sınıflandırma Sistemi (International Classification System of Functioning, Disability & Health-ICF) tarafından tanımlana “katılımın” SP’li çocuğun yaşamındaki öneminin anlaşılması ile çocuklarda katılım seviyesini artırmak için, kısa süreli kas gücü ve çevikliği arttıracak aktivitelerin rehabilitasyon sürecinde kullanımını ön plana çıkarmıştır (121,122). Literatüre bakıldığında, özellikle hemiparetik SP’li çocukların tedavisinde hızlı yapılan ve patlayıcı kuvvet kullanımını gerektiren pliometrik egzersizlerin kullanımı giderek artmaktadır (12,123,124). Bu kısa süreli faaliyetleri gerçekleştirmek için yeterli seviyede kas gücü ve çeviklik gereklidir (125). Pliometrik egzersizlerin tedavi programına dahil edilmesi ile hemiparetik SP’li çocuklarda kısa süreli kas gücünün, çevikliğin ve fonksiyonelliğin arttırılabileceği düşünülmektedir (12).

Günümüzde SP’li çocukların fizyoterapi ve rehabilitasyon programlarında genellikle anaerobik kapasiteye odaklanılmamıştır. Ancak anaerobik kapasite, hemen hemen bütün çocukluk çağı günlük aktiviteleri için önemlidir. Literatürde kısa sürede, hızlı yapılan, patlayıcı kuvvet gerektiren bu aktivite performanslarını

geliştirmek için pliometrik egzersizler kullanımı giderek artmaktadır (12).

Yapılan bir çalışmada hemiparatik SP’li çocuklarda pliometrik eğitimin optimum süresi ve etkisinin kaba motor yetenekler üzerine etkisini değerlendirmek amacıyla belirlenen koşullara uyan çocuklara pliometrik egzersiz programı uygulanmıştır (12). Değerlendirmeler (Gross Motor Function Measure-GMFM-66, 10×5-m sprint, 20-m run, throw ball, broad jump ve vertical jump testleri) sonucunda pliometrik eğitimin hemiparatik SP’li çocuklarda kaba motor yeteneği, çevikliği ve üst ekstremite gücünü arttırdığı bulunmuştur (12).

Vershuren ve diğ. (124) tarafından yapılan diğer bir çalışmada GMFCS Seviyesi I – II olan SP’li çocuklarda fiziksel uygunluk ve kaba motor kapasite arasındaki ilişkiye bakılmıştır. Değerlendirilen fiziksel uygunluk parametreleri aerobik kapasite, kas kuvveti, anaerobik kas gücü, çevikliktir. Bunlar genellikle bu çocuklarda zayıftır ve günlük yaşam aktivitelerini olumsuz etkiler. Sonuçta kısa süreli kas gücü, çeviklik ve fonksiyonel kas kuvveti ile GMFM-88 (ayakta durma bölümü ve yürüme-merdiven çıkma bölümü) arasında ilişki bulunmuştur (124).

a) SP’li çocuklarda fiziksel uygunluğun değerlendirilmesi

Birçok çocukluk çağı aktivitesi kısa süreli patlayıcı, yoğun aktivitelerden oluşmaktadır. Çocukların günlük yaşam aktivitelerinin çoğu, kısa dönem ateşlemeli yoğun aktiviteyi içerdiği için, anaerobik kas gücü fonksiyonel yeteneği ölçmede önemlidir. Hatta nörogelişimsel bozukluğu olan çocuklarda, anaerobik kas gücünün fonksiyonel yeteneği ölçmede, aerobik kapasiteden daha iyi olabileceği belirtilmiştir. Bu kısa süreli aktiviteleri gerçekleştirmek için de yeterli seviyede kas gücü ve çeviklik gereklidir (125).

Kısa süreli kas gücü olarak da adlandırılan anaerobik performans, nöromusküler sistemin kısa sürede bir işi gerçekleştirme yeteneğidir (12). Anaerobik kas gücünün testi ise muscle power sprint test ile yapılır (126). Bu testin SP’li çocuklarda güvenilir olduğu gösterilmiştir. Test için çocuklardan maksimum hızda 15 metrelik 6 turu tamamlaması istenir. Çocuğun her koşu arasında 10 saniye süre ile dinlenmesine izin verilir. Ortalama güç çıkışı (watt cinsinden) çocuğun ağırlığı ve 6 turun performansından alınan ortalama süre temel alınarak hesaplanır (126). Çeviklik ise verimli ve etkili bir biçimde vücudun yönünün değiştirilmesi yeteneğidir. Çocuğun bunu başarması için denge, hız, kas kuvveti ve koordinasyon

kombinasyonuna ihtiyacı vardır. Çeviklik klinikte 10 x 5 sprint testi ile değerlendirilebilir. Bu çocuğun her beş metrenin bitiminde hızlı bir dönüş yapmak zorunda olduğu sürekli bir sürat testidir. Onuncu dönüşün ardından çocuk bitiş çizgisine gelir. Bu testin SP'li çocuklarda geçerli ve güvenilir olduğu gösterilmiştir (126). Anaerobik performans ve çeviklik yetersizliği olan çocuklar belirli aktiviteleri normal gelişen çocuklarla aynı hızda yapamaz veya bu çocuklar bu aktiviteleri hiç gerçekleştiremeyebilir (123). SP’li çocuklarda zirve güç ve ortalama güç alt ekstremiteler için belirgin bir şekilde normalin altında bildirilmiştir (127). Yapılan bir çalışmada sağlıklı çocuklar ile SP’li çocuklardan elde edilen üst ve alt ekstremite anaerobik güç ve kas enduransı verileri karşılaştırıldığında, SP’li çocukların skorları beklenen değerlerin altında bulunmuştur (128).

2.7.6. Sanal Gerçeklik

Çocuklar ve gençler için bilgisayar teknolojisi ilgi çekici ve motive edicidir. Sanal Gerçeklik (SG) uygulamaları, SP’li çocuklar ve gençler için kullanılan yeni tedavi modaliteleri için de bir kıvılcım olmuştur. Rehabilitasyon için kullanımı uygundur çünkü; aktif öğrenmeye fırsat verir, katılımcıyı cesaretlendirir, motive eder. Güvenli bir çevrede zorlu hareketlerin yapılmasına fırsat sağlar ve bu hareketler sonucu açığa çıkan davranışları objektif olarak gösterir (129).

SG, bilgisayar ortamında oluşturulan 3 boyutlu resimlerin ve animasyonların yardımıyla gerçek bir ortamda bulunma hissi veren, kişinin ortamda bulunan objelerle etkileşimde bulunmasını sağlayan teknolojidir (130). Çeşitli bilgisayar teknolojileri kullanılarak sanal çevre oluşturulur. Sanal çevre, sanal veya yapay üretilmiş duyusal bilgileri gösterir, kullanıcının gerçek hayattaki olaylara ve aktivitelere benzer tecrübeleri hissetmesine olanak sağlar. Böylelikle, katılımcının vücut hareketleri ile 3 boyutlu alan arasında etkileşim kurmasına izin veren interaktif simulasyonlar oluşturulmuş olur. Kişi, gerçek dünyadaki objelerin, olayların benzerlerini görür ve hisseder, sanal objeleri manipule edebilir, hareket ettirebilir, içine daldığı sanal çevrede diğer olayları yapabilir. Böylece, sanal dünyada “hayali bir varoluş hissi” ortaya çıkar. Kısacası SG, gerçeğin yeniden inşa edilmesidir (131).

Dünyada SG uygulamaları 1950 yıllarında başlamıştır. 2. Dünya Savaşı sırasında Amerika’da hava ve uçak endüstrisi tarafından geliştirilmiştir. “Head

Mounted Display (HAD)”, 1965’te SG uygulamalarında kilometre taşı olmuştur. Son 6-7 yıldır psikoterapi ve rehabilitasyonda SG kullanımı oldukça artmıştır. Güçlü var oluş hissinin başarılması için, kullanıcılara; farklı uyarı modaliteleri sağlanır (görsel- işitsel feedback). Kullanılan yazılımın özelliklerine bağlı olarak, SG temelli terapiler, terapinin hedefleri içerisinde kullanıcıya anlamlı tecrübeler sağlar (132).