• Sonuç bulunamadı

• Üretim süreçlerinden, araçlardan ve yanma işlemlerinden kaynaklanan çok ince metal parçacıkların (UFP'ler) MAH'lerle

ilişkilendirilebileceğini desteklemektedir. Bu parçacıkların etrafında gelişen teknolojiler ve endüstriler yeni mesleki risklere neden olabilir. • Üç boyutlu baskı, astmajen olarak bilinen Co gibi metalleri içeren

UFP'ler oluşturan yeni bir teknolojidir.

• Kaynak sırasında oluşan UFP'ler işyerinde uzun süre askıda kalabilir ve çalışanlar arasında çeşitli solunum sağlığı sorunlarına neden olabilir.

• Kaynak ve metal endüstrisinde, ortalama UFP konsantrasyonlarının tipik kentsel UFP konsantrasyonunun 100 katından fazla olduğu

bulunmuştur.

• MAH'lerin gelişimi ve alevlenmesinde mühendislik yöntemleri ile elde edilen nanopartiküllerin (NP'ler) potansiyel rolü deneysel in vivo ve in vitro çalışmalarla araştırılmaktadır.

• Bakır NP'ler ve Ni NP'ler, hayvan çalışmalarında akciğerde proinflamatuar özelliklere sahip olduklarını gösterilmiştir.

• Nano boyuttaki metallerin (cobalt, platinum, chromium, nickel) duyarlaştırıcı etkileri invitro ve invivo gösterilmiştir.

Krom

• Cr, mesleki maruziyetler arasında en yaygın metal alerjenlerinden biridir.

• Mesleki Cr maruziyeti, alerjik kontakt dermatit riskinin yanı sıra duyarlılaştırıcıya bağlı astım ve alerjik MR riskini artırır.

• Doğal olarak Cr, ağırlıklı olarak iki farklı oksidasyon formu Cr 3+ iyonları

ve en yaygın ve toksik formlar olan Cr 6+ iyonlarıdır

• Antijenin bir Cr 3+ protein konjugatı olduğu ve herhangi bir Cr 6+ 'nın

bir proteine ​​bağlanmadan önce indirgenmesi gerektiği kabul edilmektedir.

• Cr 6+ 'nın suda çözünürlüğü nedeniyle, Cr 3+ ile karşılaştırıldığında önemli ölçüde daha yüksek cilt ve hücre penetrasyon oranlarına sahiptir (daha güçlü alerjen)

• Çimento, deri, kimya, kromatlı metal alaşımları, kozmetik, pil imalatı, metal temizleme, uçak boyama, mum imalatı, çömlek sırlama, mum boya imalatı ve tekstil gibi endüstriler Cr'ye maruz kalmanın en önemli mesleki kaynaklarıdır.

• Cr'ye bağlı MKD genellikle ellerde ve ayaklarda yerleşir, sistemik formu yaygın değildir, ancak Cr’a bağlı MKD kalıcıdır ve kötü prognoza

sahiptir.

• Cr ile ilgili mesleki cilt hastalıkları iyi bilinmesine rağmen, Cr'nin neden olduğu astım ve Cr'nin neden olduğu alerjik rinit ile ilgili çalışma sayısı nispeten azdır

• Cr maruziyeti olan mesleklerle ilgili raporlar, kaynakçılık gibi giderek artmaktadır.

• Seri PEF ölçümleri ve spesifik bronş provokasyon testi ile tanı konulan MA'li çalışanların üriner Cr ve Co konsantrasyonlarının arttığı ve MR hastalarının idrar Cr konsantrasyonlarının arttığı gösterilmiştir

Nikel

• Ni alerjisi mesleki olmayan maruziyetler arasında en yaygın temas alerjisidir.

• Özellikle genç yaş gruplarında Ni alerjisi ile hırıltılı solunum ve astım arasında bir ilişki gösterilmiştir.

• Benzer ilişkiler endüstriyel ortamlarda da gösterilmiştir. Ni bileşikleri esas olarak paslanmaz çelik, piller gibi çeşitli metal alaşımlarında, elektro kaplamada, galvanizasyon, elektronik endüstrisi, metal –

otomotiv endüstrisi gibi iş alanları Ni'ye mesleki maruziyetle ilgilidir. • İnhalasyon, mesleki ortamlarda Ni için toksikolojik öneme sahip en

önemli maruz kalma yoludur.

• Ancak Ni ve Ni içeren ürünlerin işleme süreci ve fiziksel kullanımı sırasında ciltle temas oluşabilir.

• Yapılan bir çalışmada kaynak dumanlarına mesleki maruziyet süresinin artmasıyla akciğer fonksiyonunda düşüş gösterilmiştir.

• Ni elektrokaplama endüstrisinde, FEV1 ve FVC değerlerinin daha yüksek idrar Ni seviyeleri ile ilişkili olduğu ve idrar Ni seviyeleri ile FEV1 arasında bir doz-cevap ilişkisi ile ilişkili olduğu ortaya çıkmıştır.

Kobalt

• Co, temas alerjisinin en yaygın nedenlerinden bir diğeridir ve ayrıca astım gibi solunum yolu hastalıklarına yol açabilir.

• Kobalt bileşikleri esas olarak metalurji, kaplamalar, alaşımlar (jet motorları, gaz türbinleri), kimyasallar, elektronikler, seramikler,

çimentolanmış karbürler (kesme ve taşlama için sert metal aletler, metal şekillendirme, madencilik) ve mühendislik ürünlerinin

imalatındaki karbür aletler ile ilgili farklı endüstrilerde kullanılmaktadır.

• Co üretim işçilerinde, metal işçilerinde, kaynakçılarda, cam eşya fabrikası işçilerinde ve otomotiv imalat işçilerinde kobaltla ilişkili duyarlılaştırıcıya bağlı astım bildirilmiştir.

Platin

• Metalik Pt'nin biyolojik olarak inert olduğu ve alerjen olmadığı bilinmektedir, bu nedenle bu formlarının düşük duyarlaştırma özellikleri olduğu düşünülmektedir.

• Pt bileşiklerinin duyarlaştırma potansiyeli, hekzakloroplatinler ve

tetrakloroplatinatlar gibi içerdiği halojenli gruplar ve klorlu tuzları ile ilişkilidir.

• Halojenlenmiş Pt tuzları immünolojik MA ve mesleki

rinokonjonktivite neden olan en belirgin metalle ilgili mesleki alerjenler arasındadır.

• Yapılan bir çalışma, halojenlenmiş Pt'ye deri yoluyla maruz kalmanın, pulmoner fonksiyonda değişikliklere yol açabileceğini ortaya

koymuştur.

• Pt tuzlarına mesleki olarak maruz kalma, esas olarak madencilik, değerli metal arıtma, rafinerilerin işleme ve üretim alanlarında, otomobil egzoz katalizör tesislerinde meydana gelir.

• Heederick vd. mesleki kloroplatinata maruz kalma ile Pt duyarlılığı arasında bir maruziyet-cevap ilişkisi olduğunu göstermiştir.

Solventler

• İşyeri ortamlarında, solventlerin suda çözünmeyen malzemeleri

çözme, seyreltme ve dağıtma gibi kimyasal özellikleri nedeniyle çok çeşitli kullanımları olduğu iyi bilinmektedir.

• Yağ gidericiler, boyalar, vernikler, lakeler, mürekkepler, aerosol sprey ürünleri, yapıştırıcılar, kimyasal sentez, yakıtlar ve yakıt katkı

maddeleri ile ilgili endüstriler, solventlere maruz kalmanın en önemli mesleki kaynaklarıdır.

• Solventler için inhalasyon toksikolojik öneme sahip en önemli maruz kalma yoludur ve deri teması ikincil öneme sahiptir.

• Çözücüler, çözünürlük, kimyasal yapı, buharlaşma hızı ve tehlike sınıflandırması gibi özelliklerine göre sınıflandırılabilir.

• Kimyasal yapıya göre sınıflandırma, alifatik hidrokarbonlar, aromatik hidrokarbonlar, alkoller, eterler, esterler/asetatlar, amidler/aminler, aldehitler ve ketonları içerir.

• İrritan özellikler, büyük ölçüde, maddeye kümülatif maruziyetten

sonra epidermal bariyere zarar veren MWF ve organik çözücüler dahil kimyasallarla ilişkilidir.

• Organik çözücüler, transepidermal su kaybına yol açan bariyer

bozulmasına neden olabilir ve cilt geçirgenliğini artırarak sitokinlerin açığa çıkmasına ve irritan KD'nin oluşmasına neden olur.

• Organik çözücüler, aynı şekilde, üst solunum yolu semptomları,

öksürük, nefes darlığı, kronik bronşit ve bronşiyal astım gibi etkilere neden olabilirler.

• Çalışma ortamında maruz kalınan solventler arasında benzen, toluen, ksilen, etil benzen, butil asetat, benzin, gazyağı, terebentin, heksan, trikloroetan, tetrakloroetan, trikloroetilen, karbon tetraklorür, metilen klorür, metil alkol, etil alkol, glisidil eterler ve dimetil sülfoksit

bunlardan bazılarıdır.

• Çözücüler ile rinit, trakeit, astım ve alerjik kontakt dermatit gibi iyi bilinen alerjik durumlarla da ilişkiler gösterilmiştir.

• Longitudinal bir çalışma, aromatik çözücülere ve metallere maruziyet ile daha fazla akciğer fonksiyonu düşüşüyle ilişkilendirilmiştir.

• Güney Koreli tersane işçilerinde yapılan bir çalışmada solvent

maruziyetinin kronik solunum semptomları ve akciğer fonksiyonu ile ilişkisini değerlendirilmiş, en sık tespit edilenler ksilen ve etilbenzen olup, organik çözücülere maruziyet, restriktif pulmoner

disfonksiyondan ziyade obstrüktif pulmoner disfonksiyon ile ilişkili bulunmuştur.

Solventler

Alif SM, et al. Occupational exposure to solvents and lung function decline: a population based study. Thorax. 2019;74(7):650–8.

• Büyük çözücü gruplarından biri olan halojenli hidrokarbonlardır ve bunların çoğu bilinen veya olası insan kanserojenleri olarak sınıflandırılmaktadır.

Karbon tetraklorür ve trikloroetilen (TCE) işyerinde kullanımı büyük ölçüde kaldırıldı ve perkloroetilen ve trikloroetanın endüstriyel kullanımı gelecekte çok sınırlandırılacaktır.

• TCE, kanserojen etkilerini tespit edene kadar metal işleme endüstrisi, kuru temizleme, tekstil endüstrisi, boyalar, ahşap cilaları, cilalar, kozmetikler ve yağlayıcılarda yaygın olarak kullanıldı.

• Mesleki TCE maruziyeti ile astım, rinit arasındaki ilişki üzerine az sayıda çalışma yapılmıştır. Tayland'da yapılan bir çalışma, TCE'ye maruz kalan

işçiler arasında cilt ve solunum semptomlarının önemli ölçüde daha yüksek yaygınlığını bulmuştur. Maesano ve ark. Fransız çiftçilerde astımın benzen ve TCE ile ilişkili olduğunu, glikol eterlerle erken hava yolu obstrüksiyonu arasında anlamlı şekilde ilişkili olduğunu bulmuşlardır.

• Tetrakloroetilen (perkloroetilen, PERC) kuru temizleme, kumaş işleme, metal yağ giderme, halı ve döşeme temizleme, boya ve leke çıkarma ve kimyasal ara madde için yaygın olarak kullanılan bir başka çözücüdür. • Mevcut sınırlı epidemiyolojik çalışmalar, PERC'ye maruz kalma ile astım

arasındaki bir ilişkinin tutarlı olduğunu göstermiştir.

• Finlandiya'dan yapılan güncel bir çalışma, bir kimyasal fabrikasında mesleki astıma, rinite ve kontakt ürtikere neden olan 3- (bromometil) -2-kloro-4

(metilsülfonil) -benzoik asit adlı yeni bir DMA ajan tanımlamıştır.

• Bir çalışmada astım ve/veya rinitin, bir mobilya fabrikasında esas olarak toluen izosiyanat, toluen diizosiyanat, formaldehit, ksilen, asit bütil ester, asit etil ester, benzenin fitalat bütil esterine, propilen glikol ve asetona maruz kalan kimya çalışanları arasında ofis çalışanlarına kıyasla çok daha yaygın hastalıklar olduğunu göstermiştir.

• 160 işle ilişkili astım hastasının klinik kayıtlarını retrospektif

değerlendirmesinde seramik işçileri, metal işçileri ve kaynakçılar İİA ile ilgili en büyük gruplardı.

• Toksikolojik analizler, kurşun,

manganez, kadmiyum, nikel dahil

olmak üzere metallerin veya bunların kombinasyonları ile ksilen, toluen

gibi çözücülerin İİA ile ilişkili iki yaygın maruziyet olduğunu gösterdi.

Benzer Belgeler