• Sonuç bulunamadı

2.6. Mehmet Zekâi Dede Efendi’nin Bestelerinde Kullandığı Makâmların

2.6.27. Uşşâk Makâmı

Safiyüddin Urmevî’de birinci devir olarak gösterilen Uşşâk dizisi, ard arda iki Uşşâk dörtlüsüne bir tanini eklenerek meydana gelmektedir. Uşşâk ismi verilen bu devir, bugün için “Acemli Rast” dizisi olarak isimlendirilebilir. “Uşşâk dörtlüsü” bugün “Çargâh dörtlüsü” olarak anılmaktadır (Uygun, 1999, s. 171). Perdeleri şöyle gösterilmektedir:

Son A D Z H YA YD Yh YH Başlangıç

T T B T T B T

Ebced notasyonuyla verilen bu dizi günümüz notasına şu şekilde aktarılabilir:

Abdülkâdir Merâgi, Fethullah Şirvâni ve Alişâh bin Hacı Büke’de de Uşşâk, Abdülkâdir Merâgi, Fethullah Şirvâni ve Alişâh bin Hacı Büke’de de Uşşâk, makâmlar arasında sınıflanmıştır ve aynı diziye sahiptir (Levendoğlu, 2002, s. 189).

Lâdikli Mehmet Çelebî, Uşşâk makâmı için yeni bilginlere göre bir tarif vermiş ve makâmın tiz taraftan başladığını söylemiştir. Lâdikli makâmın tanımında sadece T- Şekil 2.100. Safiyüddîn Urmevî’de Uşşâk makâmı dizisi

T-B (son-A-D-Z-H-başlangıç) aralıklarını vermiştir (Tekin, 1999, s. 190). Lâdikli’nin vermiş olduğu bu dörtlü, günümüz Çargâh dörtlüsü aralıkları ile aynıdır.

Hızır bin Abdullah’da 12 makâm arasında yer alan Uşşâk makâmı şu şekilde târif edilmektedir: “Yekgâh hemân, dügâh hemân, dügâk uşşâk evi, yekgâh çargâh evi,

yekgâh ısfahân evi, dügâh nevâ evi, segâh hisâr evi, yekgâh gerdâniye evi” (Çelik,

2001, s. 37). Bu perdeleri günümüz notasyonuyla sıraladığımız zaman, segâh ve hüseyni perdeleri olmayan bir rast dizisi ortaya çıkmaktadır.

Kırşehrî’nin tarifi Hızır bin Abdullah’tan farklı değildir. İlâve olarak dizinin pest tarafa genişlediğini belirtmektedir. Seydî, makâmın seyrine dügâh perdesinden başlayıp ırâk perdesinde karar verdiğini söylemektedir. Tirevî’de makâm, seyrine bûselik perdesinden başlayıp rast hânesinde karar vermektedir ( Levendoğlu, 2002, s. 190).

Kantemiroğlu ve sonrasından gelen nazariyatçılarda da, bugünkü Uşşâk makâmını oluşturan perdeler görülmektedir. Kantemiroğlu’nda; “Sekiz perdelik daireye

kutb ( merkez) olarak dügâh perdesi alınıp seslendirildiği ve gerek kalından inceye, gerek inceden kalına doğru hareket ettikten sonra belirtilen kutba gelinip karar verildiği takdirde Uşşâk makâmının meydana geleceği ve icrâ edilmiş olacağı” şeklinde

bir ifade yer almaktadır. Kantemiroğlu, Uşşâk makâmının Dügâhtan başka bir şey olmadığını ve dügâh perdesinin üzerine kurulan ve orada icrâ edilen makâmın da Uşşâk olduğunu söylemektedir (Tura, 2001, s. 51-52).

Tanbûri Küçük Artin, Uşşâk makâmının seyri ile ilgili gezinimi şu şekilde göstermektedir: “Bir mızrap geveşt, rast, dügâh, rast, dügâh, rast, dügâh, geveşt, rast,

acem, hüseyni, nevâ, hüseyni, nevâ, çargâh, segâh, dügâh, rast, çargâh, segâh, dügâh, segâh, rast, dügâh” (Judetz, 2002, s. 43).

Marmarinos Risâlesine göre;

“Uşşâk, seyrine dügâh perdesinden başlayıp rasta iner. Bu hareketi tekrarlayarak rehâvi24 perdesiyle yine rasta gelir ve buradan çargâha çıkar. Segâh ve çargâh gösterdikten sonra dügâhı kullanarak rasta iner. Dügâha tekrar uğradıktan sonra acem perdesine atlar ve buradan da nevâya düşüp bir asma kalış gösterir. Adım adım rasta gelip burada da bir kalış yapar. Sonra dügâhtan çargâha çıkıp segâh ile dügâha iner ve karar verir” (Levendoğlu,

2002, s. 192).

Abdülbâki Nâsır Dede’ye göre Uşşâk makâmı;

“Nevâ perdesinden başlayıp çargâh, segâh ve dügâh perdesine iner ve orada karar verir; ama nevâ perdesinden yukarı hüseyni, acem, gerdâniye ve muhayyer perdesine dek çıkabilir. Bu makâm, aslında, sonrakilerin eskilerinin Nevâ dedikleri makâm, eskilerinse Nevrûz dedikleri âvâzedir. Dairesi konusunda da görüş ayrılıkları vardır” (Tura, 2006, s. 39).

Hâşim Bey’e göre Uşşâk makâmı;

“İbtida rast, dügâh, segâh, çargâh, nevâ, hüseyni perdeleriyle ağaze ederek rasta kadar inip, bâ’dehu gerdâniye, acem, hüseyni, nevâ, çargâh, segâh, dügâh, rast açarak dügâhta karar eder. Ancak bu makâmın nevâdan yukarısı bayâti ve aşağısı uzzâl perdesiyle âğâze olunur ise de Dügâh makâmına müşabeheti cihetiyle, fakir bu makâma ne Bayâti ne Dügâh diyebiliyorum. Müşterek olduğu cihetle Dügâh makâmına ziyade meyyal olduğu cihetiyle Dügâh dahi ıtlâk olunabilir” (Tırışkan, 2000, s. 25).

Muallim İsmâil Hakkı Bey’e göre dügâh perdesinde karar eden kendi başına bir makâm olup; “Evvelâ rast perdesinden bâ’de (başlayârak) ile dügâh, uşşâk, çargâh, nevâ perdeleri ile dönüp rast perdesinde asma karardan sonra bâ’de çargâh, uşşâk,

24 Kantemir’in geveşt perdesine verdiği ad. Bkz. Yılmaz Öztuna, Türk Mûsikîsi Kavram ve Terimleri

dügâh, rast, ırâk, rast ve dügâh perdesi ile dügâh perdesinde karar eder” (Kaygusuz,

2006, s. 61).

Kâzım Uz’a göre Uşşâk makâmı; “Evvelâ nevâ başlar, sonra çargâh, segâh,

dügâh perdelerini âşikâr ederek rast ile dügâhta karar eder bir makâmdır. Makâm-ı mezkûrun muhayyere ve belki tiz çargâh ve tiz nevâya kadar genişlemesi caiz olduğu gibi rast, dügâh perdelerinden başlaması da heman kaide-yi makâmdandır” (Oransay,

1964, s. 72).

Tanbûrî Cemil Bey Uşşâk makâmını, Bayâti ve Hüseyni makâmlarıyla aynı anlatım içerisinde göstererek şu şekilde tarif etmiştir:

“Uşşâk, Bayâti ve Hüseyni makâmları dügâh karargâhındadırlar. Esvat-ı tabîiyyeden müteşekkil olduklarından, sernâmeleri tağyir işaretini muhtevi değildir. Segâh perdesi, Segâh tabîi olmayıp, bununla kürdî perdesi arasındaki vâka ve birincisine karîb olan, nim segâh komasındadır ki, notada segâh tabîi gibi yazılabilir. Uşşâk makâmının zemini; medhalde rast, dügâh perdeleriyle gerdâniye, rast ve yâhut gerdâniye yegâh fasılasında, meyânı; evç perdesi ile nevâ-tiz nevâ oktavında kararı dahi; muhayyer ile rast perdeleri arasındadır”

(Cevher, 1992, s. 54).

Suphi Zühtü Ezgi’ye (1933) göre; “Uşşâk dizisi pest tarafta bir Uşşâk

dörtlüsüne tiz tarafta bir Bûselik tam beşlisinin inzimamından tevellüt etmiştir” (s. 57).

“Bünyesine göre, güçlü, dördüncü derece olan (nevâ) perdesidir. İbtida,

“Bünyesine göre, güçlü, dördüncü derece olan nevâ perdesidir. İptidâ, ekseriya karargâh ve bazen dördüncü güçlü nağmesinden icrâ edilir. Pestteki Uşşâk dörtlüsünde kendisini gösterir, ya durak veya güçlüde muvakkat bir karar yapar. Sonra tizdeki beşlide dahi seyir ederek durakta yedenli ve yâhut yedensiz

kalır. Bu makâmda yeden sesi bir tanini aralığında olan rast perdesidir” (Ezgi,

1933, s. 57).

Hüseyin Sadettin Arel’e göre; “Uşşâk makâmı çıkıcıdır. Dizisi bir Uşşâk

dörtlüsünün tiz tarafına bir Bûselik beşlisi eklemek suretiyle yapılmıştır.

Dörtlü ile beşlinin birleştiği yerde bulunan ses (dördüncü derece) güçlü vazifesini taşır. Makâmın asıl mevkii dügâh perdesidir” (Akdoğu, 1993, s. 44).

Ekrem Karadeniz’e (1983) göre Uşşâk makâmı;

“Rast, dügâh bazen de çargâh, nevâ perdelerinden terennüme başlayıp ıskaladaki perdelerle seyrederek nevâ perdesi üzerinde kısa duruşlar yapar ve inişte evç yerine acem, segâh yerine de uşşâk perdesi kullanarak dügâh perdesinde karar verir. Makâmın çeşnisi dügâh perdesi üzerinde yaptığı belirli duruşlarla ve inişte uşşâk perdesini kullanmak suretiyle meydana getirilir. Karar esnasında bazen rast perdesi kullanıldığı ve pest tarafta yegâh perdesine kadar inildiği de olur” (s. 94).

III BÖLÜM YÖNTEM

Benzer Belgeler