• Sonuç bulunamadı

Çalışmaya katılan hastaların “yukarıdaki soru ile ilgili bilgiyi nereden öğrendiniz?” sorusuna verdikleri cevabı, cinsiyetlerine, eğitimlerine, daha önce narkozla (genel anestezi

ile) ameliyat olup olmamalarına ve yaş gruplarına göre istatistiksel olarak

TARTIŞMA

Ülkemizde Anesteziyoloji ve Reanimasyon bilimi 1955 yılında bir ihtisas dalı olarak kabul edilmiştir. Bu tarihten itibaren uzmanlık eğitimi ve teknolojideki gelişmeler sayesinde anestezi daha bilinir hale gelmiştir. Çoğu kez ameliyat öncesi dönemde anesteziye ve cerrahiye ait endişeler anksiyeteye yol açmaktadır. Bu alanda en yaygın duyulan endişenin “anesteziden uyanamama” ile ilişkili olduğu bildirilmiştir. Medyatik yayınlarda bu konudaki endişeleri artırmaktadır (31).

Preoperatif dönemde anestezistin hastayla görüşmesinin ve iyi bir iletişim kurmasının anksiyeteyi önemli ölçüde azalttığı gösterilmiştir (32). Hastaların korkularını önlemek ve endişelerini gidermek için en iyi yol bilgilendirmedir. Bilgi ve anksiyete düzeyi toplumlar, hatta bölgeler arasında bile değişkenlik gösterir. Bunun yanında eğitim, cinsiyet, yaş gibi kişisel faktörler de bu değişkenlikte rol oynamaktadır.

Demir ve ark. (33) yaptıkları bizim çalışmamıza benzer anket çalışmasında hastalara anestezi polikliniğinde muayeneleri bittikten sonra anket formunu doldurmaları istenmiş. Birden çok seçeneğin seçilebileceği ankete başlarken söylenmiş. Ancak, bunun sonuçları pek etkilemediğini bildirmişlerdir. Bizde bu nedenle hastaların poliklinikte müsait oldukları bir sırada formu doldurmalarını istedik.

Çalışmaya katılan hastaların %62,4 anestezi polikliniğine ameliyat öncesi hastalıkları ile ilgili bilgi vermeye geldiklerini, %22 sinin ise neden anestezi polikliniğine geldiğini bilmiyordu. Anestezi polikliniğine neden geldiğini bilmeyen hastaların %42 gibi büyük bir çoğunluğu daha önce narkozla ameliyat olmadıklarını belirtmiştir.

Anestezi polikliniğine neden geldikleri sorusuna verilen cevaplar yaş gruplarına göre değerlendirildiğinde neden geldiğini bilmeme oranının yaşla beraber azaldığı görüldü. Otuz yaş altındaki hastalarda %37,5 iken 60 yaş üstü hastalarda bu oran % 20’lere düştüğü bulundu. Bunun nedeni ise 30 yaş altındaki hastalarda ameliyat olma oranı %32,3 iken 60 yaş üstündeki hastalarda bu oran % 92’lere ulaşmakta yaş ilerledikçe ameliyat olma

sayısının artmasına ve dolayısıyla da ameliyat tecrübenin artmasına bağlıyoruz.

Anestezistin yoğun bakımda, ağrı tedavisinde ve sedasyon uygulanan girişimsel işlemlerde çalıştığı çoğu hasta tarafından bilinmiyordu. Tohmo ve ark (34) Finlandiya’da yaptıkları çalışmada, Fin hastaların anestezistleri yalnızca ameliyathanede çalışır olarak düşündüklerini, yoğun bakım, acil servis, ağrı kliniği ve girişimsel işlemler gibi diğer görev yerlerini bilmediklerini saptamıştır. Swinhoe ve Groves (35) de İngiltere’de benzer

sonuçlara ulaşmıştır. Yazarlar bu durumu 3 nedene bağlamıştır. 1-Anestezi biliminin nispeten yeni olması, 2-Anestezistin ameliyathane dışında konsültan olarak çalışması ve hastalar tarafından az görülmesi, 3-Bu görev yerlerinin son yıllarda eklenmesi. Calman ve ark. (36) İsrail’de yaptıkları çalışmada, İsrailli hastaların yalnızca % 4,5’inin anestezistin ameliyathane dışında görev yaptığını bildiğini sunmuştur. Demir ve ark (33) çalışmalarında hastaların % 14’ü yoğun bakım, % 18’i girişimsel işlemler, % 5,8’i de ağrı kliniğini görev yerlerimiz içinde yer aldığını bildirmişler.

Bizim çalışmamız anestezi polikliniğinde yapılmış olmasına ve hastaları muayene eden uzman doktorun kendisini tanıtmasına karşılık çoğunluk anestezi doktoru nerede çalışır sorusuna en çok % 78,4’ü ameliyathane, % 31,2’si ise anestezi polikliniği yanıtını verdi. Hastaların % 15,6 sının ise hiçbir fikrinin olmadığı öğrenildi.

Çalışmaya katılan 250 hastadan hiçbirinin anestezi doktorunun girişimsel ve günübirlik anestezinin alanlarından bilgisi yoktu. Anestezinin Böbrek taşı kırdırma ünitesi (ESWL), Endoskopi laboratuvarı (ERCP, gastroskopi, kolonoskopi) ve Kateter-Anjio laboratuvarı. Radyolojik Görüntüleme Merkezi (tomografi çekimi, opak alerjisi...) gibi alanlarda uygulandığını bilemediler.

Demir ve ark. (33) hastaların ameliyat sırasında ağrı duymamayı sağladığını

yüksek oranda bilmelerine karşın, ameliyat haricinde ağrı ile bağlantısını kuramadıklarını bildirmişlerdir.

Bizim çalışmamızda da ise anestezi doktorunun ağrı tedavisinde çalışır cevabının oranı %24 olarak bulundu. Eğitim durumuyla da paralel olarak arttığı görüldü. Daha çok gençlerin ağrı tedavisinden haberi olduğu bununda yeni gelişmekte olan bir bilim dalı olmasından kaynaklandığı düşünüldü.

Anestezi yöntemleri sorusuna daha önce anestezi alan hastalar ile eğitim düzeyi yüksek olan hastalar daha doğru yanıt verdi. Kadınların bilgi düzeyi bu konuda erkeklerden daha yüksek çıktı. Bunun nedeni olarak sezaryen ve doğumlar sırasında bölgesel anestezi yöntemi kullanımının artması ve anne popülasyonu arasında bunun daha çok konuşulması olabileceği düşünüldü. Genel ve lokal anestezi bilinme oranları gençlere göre yaşlılarda daha fazla iken gençlerde bölgesel anestezinin bilinmesi daha fazla bulundu. Lokal anestezi, bölgesel anesteziden daha fazla kişi tarafından biliniyordu. Bunun nedeni bölgesel anestezinin hasta uyutulmadığı için lokal anestezi sanılması olabilir.

Demir ve ark. (33) yaptıkları çalışmada anestezi doktorunun ameliyatta neler yaptığı hakkındaki soruya % 60’a yakının bilinç durumu uyuma ve uyanıklık izlemi ile ağrı duymamanın sağlanması yanıtını verdiğini bildirirken, bizde buna benzer şekilde %69,2

oranında bulduk. Demir ve ark. (33) çalışmasında hiçbirini bilmiyorum yanıtı ise %42,3 gibi yüksek oranda bulunurken bu çalışmamızda bu oran %25,2 olarak bulundu. Hariharan ve ark. (37) çalışmasında uyanıklık izleminin %75, ağrısızlık sağlanmasının %67,4 vital bulgu izleminin %62,8, transfüzyon işlemlerinin %42,6 oranında bilindiğini bildirmiştir.

Bizim çalışmamızda ise bu oranlar; %59 kan basıncını, %51,6 kalp hızını, %45, kandaki oksijen, % 45’de sıvı ve kan kaybını karşılar olarak bulundu.

Demir ve ark. (33) yaptıkları çalışmada, hastalarının % 90’ının anestezisinin uzman doktor tarafından verildiğini bilmekte iken bizim çalışmamızda % 77,6’sı doktor tarafından % 36’sı teknisyen, çok küçük bir oranı da % 1,6’sı da anestezisinin hemşire tarafından verildiğini belirtti. Bu ülkemiz için iyi bir gelişmedir, çünkü hâlâ teknisyen tarafından anestezi uygulandığı düşüncesinin değiştiğini göstermektedir. Çalışmaya katılan hastaların % 88’i anestezi işlemi ile ilgili anestezi doktoru tarafından bilgilendirilmeyi istemiştir. Bir çalışmada ameliyat olacak hastaların % 77’sine ameliyat öncesi ve sonrası uygulanacak işlemler hakkında bilgi verilmemiş olduğu ve hastaların % 95’inin bilgi almak istedikleri saptanmıştır. Hastaların % 76’sı bu bilgiyi doktordan, % 24’ü ise hemşirelerden almak istemektedir (38).

Ülkemizde yapılan bir çalışmada hastaların anestezi ve anestezi doktoru hakkında bilgisi sorgulanmış ve eğitim düzeyi düşük hastaların bilgisinin yeteriz olduğu bulunmuştur (39). Eğitim düzeyi yüksek hastalar uygulanacak olan anestezi ve ameliyat deneyimi ile ilgili daha çok şey merak etmekte ve istediği bilgiye ulaşmak için daha çok çaba harcamaktadır. Ameliyat öncesi dönemdeki sıkıntıların büyük oranda bilgisizlikten kaynaklandığı belirlenmiştir (40). Bu dönemde hastaların bilinmezliğe bağlı korkuları, ölüm, ağrı, sakat kalma korkularından daha da ön plandadır (41). Diğer yandan bazı konularda detaylı bilgi sahibi olmanın anksiyeteyi artırabileceği de unutulmamalıdır, bu gruba yasanın gerektirdiği kadar bilgi verilmelidir (40).

Demir ve ark. (33) yaptıkları çalışmada anesteziyle ilgili endişe sorgulandığında ki ‘‘hiçbir korkum yok’’ yanıtının eğitim düzeyi düşük grupta %35 olarak en yüksek oranda bulunduğu bildirilmiştir. Yeşil kartlı hastaların % 54,3’ü ‘‘korkum yok’’ yanıtı verdiğini ayrıca yeşil kartlı hasta grubunun düşük eğitimli olduğunu, emekli hasta grubunda bu yanıtın %43,9 olduğunu belirtmişlerdir. Bu çalışmada ayrıca hastaların en çok “uyanamamak” tan endişe ettiği (%32,5) bildirmiştir. Shevde ve Panagopoulos (1) çalışmalarında ise %39 oranda ‘‘korkum yok’’ sonucu, %35 oranında ‘’uyanamamak” tan korku duyulduğu bildirilmiştir. Buna göre anesteziyle ilgili korku sorgulandığında en sıklıkla hastaların “uyanamamak” tan endişe duydukları anlaşılmaktadır.

Yapılan çalışmada diğer çalışmalara benzer olarak %44 oranında anesteziden uyanamayacağım yanıtı alındığı, bunun da %53,8 oranında kadın hastalarda daha fazla olduğu, ‘‘hiçbir korkum yok’’ diyen erkek hasta oranının ise bayanlardan fazla olduğu bulundu. Bu farklılık kadınların daha duygusal olması ile açıklandı.

Bölgesel anestezi işlemleri hastaya anlatılırken yalnızca ameliyat yerinin uyuşacağı, kişinin tamamen uyutulmayacağı söylenir. Bu açıklamaya kimi hastalardan endişe içinde “uyumak istiyorum, lütfen beni uyutun” yanıtı alınır. İlginçtir ki ameliyat sonrasında uyanamamak en büyük korkuyu oluşturmaktadır. Demir ve ark. (33) nın yaptıkları çalışmada, endişe sorusunu ikinci olarak %11,2 ile “ameliyatta tam uyuyamayacağım” yanıtı izlemektedir. Bilgi ve bilinç düzeyi arttıkça endişe düzeyi de artmaktadır. Aynı çalışmada Bölgesel anestezinin bilinme oranı % 70’e yakın bulunurken, kadın cinsiyet ve yüksek eğitim düzeyi ile bilinme oranı doğru orantılı çıktığı belirtilmiştir.

Çalışmamızda bölgesel anesteziyi duyanların oranı %78,4 olarak bulunurken, bu oranın daha önce ameliyat olanlarda, 30 yaş altı hastalarda ve eğitim durumuyla beraber attığını özellikle üniversite mezunlarında bu oranın % 94,2’lere ulaştığını buldu.

Bölgesel anestezinin kimin tarafından yapıldığı konusunda hastaların % 68,8’i anestezi doktorunun yaptığını belirtmesine rağmen bu oran daha önce ameliyat olma ve eğitim durumuna göre % 88,4’lere çıktığı bulundu.

Demir ve ark. (33) yaptıkları çalışmada bölgesel anesteziyle ilgili endişe sorgulandığında ise hastaların en çok “uyanık kalıp etrafta olanların farkında olmaktan” ve “ameliyat yerinin yeterince uyuşmamasından” endişe ettiklerini, burada da kadınların ve gençlerin endişe düzeyleri anlamlı olarak yüksek çıktığını belirtmişlerdir. Bizim çalışmamızda ise en çok felç olabileceklerini düşündükleri, endişe oranlarının kadınlarda daha yüksek olduğu bulundu.

Ankete katılan hastalara ‘‘kanser, siyatik sinir zedelenmesi, bel fıtığı gibi sebeplerden kaynaklanan sürekli ağrının tedavisinde anestezi doktorunun rolü var mıdır?’’ sorusuna % 66’sının bu konu fikirlerinin olmadığı, % 30,8’inin ise evet dediği, kadınların erkeklere oranla daha fazla bu konuda fikir sahibi olduğu görüldü. Bu soruya verilen yanıtta yaş gruplarının eğitim durumlarının ve daha önce narkozla ameliyat olup olmamalarının önemli olmadığı görüldü.

Çalışmamıza katılan hastalara ‘‘Diyabet, astım, hipertansiyon, karaciğer

disfonksiyonu, epilepsi, gibi rahatsızlıkları olan bir hastanın yaşlı, olmasının, sigara kullanmasının ve alkolik olması anestezi riskini arttırır mı?’’ sorusunu sorduğumuzda, % 47,6’sının bu konuda fikirlerinin olmadığı, % 40’inin ise evet dediği ayrıca yaş, cinsiyet,

eğitim düzeyi ve ameliyat öyküsünün bu oranları etkilemediği gözlendi. Hastalara yukarıdaki sorular hakkında nereden fikir sahibi oldukları sorulduğunda ise önceden bir

şekilde bildiklerini belirttiler.

Aykent ve ark.ları (42) preoperatif anksiyete nedenlerini değerlendirdikleri çalışmalarında, kadınların anksiyete düzeyi daha yüksek bulunmuştur. Badner ve ark. (7) bu farklılığı kadınların ailelerinden ayrılmaya bağlı anksiyetelerinin daha yüksek olmasına bağlarken, Shevde ve Panagopoulos (1) kadınların ruh durumlarını erkeklerden daha rahat ifade edebilmelerine bağlamıştır. Bunun yanısıra anksiyetenin genel olarak kadınlarda erkeklere oranla iki kat fazla görüldüğü bilinmektedir (43). Literatürde ameliyat öncesi anksiyetenin gençlerde yaşlılara kıyasla yüksek olduğu bildirilmiştir (44). Yaşlılarda daha yoğun kaderciliğin ve diğer kültürel faktörlerin, yaşam streslerine daha kolay dayanmalarına neden olduğu düşünülebilir. Verilen sağlık hizmetinin kalitesini ölçmede varılan son nokta hasta memnuniyetidir. Hasta memnuniyetinin; samimiyet, bilgilendirme, genel kalite, yetenek, ulaşılabilirlik gibi boyutları vardır. Bunlardan en önemlilerden biri de “bilgilendirme”dir. Eğer hasta bilgilendirilirse hem bilgisi hem de memnuniyeti artacaktır.

Hastalarımız anestezi ile ilgili bilgilerin anestezi doktoru tarafından verilmesini istemiştir. Hastaya anksiyetesini artırmayacak şekilde hastalığının ne olduğunun, ameliyatta ne yapılacağının, olası komplikasyonların ne olduğu ve kendisinden ne beklendiğinin, kendi rolü ve katkısının ne olacağının açıklanmasında yarar vardır. Hastanın kaygı ve endişelerinin dinlenmesi, hastada gerçekçi bir umut oluşmasını sağlar ve başa çıkma mekanizmalarını güçlendirir (45). Eğitim; hastaya ameliyattan sonra kendini nasıl hissedebileceğini, uyandığında nasıl bir ortamda olacağını (hastaya uyanma odası önceden gösterilebilir), hangi fonksiyonlarını ne kadar süreyle kaybedebileceğini, ameliyat sonrası dönemde vücudunda bulunabilecek tüp ve drenlerin anlamını, olası ameliyat sonrası ağrı ile nasıl baş edebileceğini sağlamaktadır (46). Ameliyat öncesi eğitimde hastanın sürece aktif katılımını sağlamak en önemli konulardan biridir. Bu eğitim, hastaya karşılaşacağı tüm ortam ve yaklaşımlarla ilgili detayların (testler, fizik muayene, ameliyathane ve uyanma odasındaki sesler, görüntüler..) anlatılması, hatta önceden gösterilmesi ile gerçekleşir. A ktif katılım hastayı önceden uyararak ve şaşırma tepkisini ortadan kaldırarak anksiyeteyi azaltır. Hastayı kendi iyileşme sürecine motive etmek, ameliyat sonrası iyileşmede en önemli faktördür (47). Bazı yayınlarda, bilgilendirme ve ameliyat öncesi eğitimde karşılıklı diyaloğun yanında video, televizyon, bilgisayar programları, internet ve yazılı materyal yöntemleri üzerinde durulmaktadır (48). Özellikle yazılı materyalin hasta eve döndükten sonra hasta ve yakınları için bir başvuru kaynağı olabileceği, bu yüzden

onların kolay anlayabileceği, önemli bilgilerin sık tekrarlarla vurgulandığı içerikte, kolay bir biçimde okunabilir olması gerektiği belirtilmektedir (49). Bu bilgilerin ışığında hastalarımızın büyük kısmının anestezi bilimi hakkında eksik bilgiye sahip olduğu saptanmıştır. Hastalara daha çok zaman ayırarak sözel bilgilendirme veya hasta yoğunluğu çok olan yerlerde kitapçık ve ya broşürler yardımıyla yazılı bilgilendirme yapılmasının doğru olacağını düşünmekteyiz.

SONUÇLAR

Çalışma Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim D alı’nda anestezi polikliniğine başvuran hastalara anestezi hakkındaki bilgi ve endişelerinin ortaya konulması amacıyla gerçekleştirildi.

Hastaların cinsiyetleri ve eğitim durumları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmadı. Hastaların “mesleğiniz?” sorusuna verdikleri cevapları cinsiyetlerine ve daha önce narkozla (genel anestezi ile) ameliyat olup olmamalarına göre istatistiksel olarak karşılaştırıldıklarında anlamlı bir fark bulunmadı Eğitimlerine göre istatistiksel olarak karşılaştırıldıklarında anlamlı bir fark bulunmasına rağmen bu farklılık klinik olarak anlamsız kabul edildi.

Hastaların daha önce narkozla (genel anestezi ile) ameliyat olup olmamaları, cinsiyetlerine göre istatistiksel olarak karşılaştırıldıklarında anlamlı bir fark bulunmaz iken eğitimlerine göre istatistiksel olarak karşılaştırıldıklarında ilkokul mezunlarında üniversite mezunlarına göre anlamlı derecede daha fazla önceden narkozla (genel anestezi ile)

ameliyat olunduğu bulundu. Yaş gruplarına göre ise istatistiksel olarak

karşılaştırıldıklarında evet cevabı ilerleyen yaşlarda anlamlı derecede daha yüksek bulundu.

Hastaların ilaç alerjisi durumları, cinsiyetlerine, eğitimlerine, daha önce narkozla (genel anestezi ile) ameliyat olup olmamalarına ve yaş gruplarına göre istatistiksel olarak karşılaştırıldıklarında anlamlı bir fark bulunmadı.

Hastaların anestezi polikliniğine neden geldikleri cinsiyetlerine, eğitimlerine ve yaş gruplarına göre istatistiksel olarak karşılaştırıldıklarında anlamlı bir fark bulunmaz iken, daha önce narkozla (genel anestezi ile) ameliyat olup olmamalarına göre istatistiksel olarak karşılaştırıldıklarında daha önce narkozla ameliyat olanlarda anestezi polikliniğine neden geldiniz sorusuna verilen bilmiyorum cevabı hariç tüm cevaplar anlamlı derecede daha yüksek bulundu.

Hastaların “sizce anestezi doktoru nerede çalışır?” sorusuna verdikleri cevaplar, cinsiyetlerine, eğitimlerine, daha önce narkozla (genel anestezi ile) ameliyat olup olmamalarına ve yaş gruplarına göre istatistiksel olarak karşılaştırıldıklarında anlamlı bir fark bulunmadı.

Hastaların hangi anestezi yöntemlerinin bildikleri, cinsiyetlerine göre istatistiksel olarak karşılaştırıldıklarında kadınlarda genel, lokal ve bölgesel anestezi yöntemlerini bilenlerin erkeklere göre anlamlı derecede daha fazla olduğu, eğitimlerine göre istatistiksel olarak karşılaştırıldıklarında ise kadınlarda genel, lokal ve bölgesel anestezi yöntemlerini bilenlerin eğitim düzeyi ile paralel olarak arttığı bulunurken, daha önce narkozla (genel anestezi ile) ameliyat olup olmamalarına ve yaş gruplarına göre ise istatistiksel olarak karşılaştırıldıklarında anlamlı bir fark bulunmadı.

Hastaların “anestezi doktorunun ameliyatta neler yaptığını biliyor musunuz?” sorusuna verdikleri cevaplar, cinsiyetlerine, eğitimlerine, daha önce narkozla (genel anestezi ile) ameliyat olup olmamalarına ve yaş gruplarına göre istatistiksel olarak karşılaştırıldıklarında anlamlı bir fark bulunmadı.

Hastaların “anestezinin kimin tarafından verildiğini düşünüyorsunuz sorusuna verdikleri cevaplar, cinsiyetlerine, eğitimlerine, daha önce narkozla (genel anestezi ile)

ameliyat olup olmamalarına ve yaş gruplarına göre istatistiksel olarak

karşılaştırıldıklarında anlamlı bir fark bulunmadı.

Hastaların “anesteziniz hakkında size kim bilgi vermeli?” sorusuna verdikleri cevabı, cinsiyetlerine, eğitimlerine, daha önce narkozla (genel anestezi ile) ameliyat olup olmamalarına ve yaş gruplarına göre istatistiksel olarak karşılaştırıldıklarında anlamlı bir fark bulunmadı.

Hastaların “anestezi işlemi ile ilgili korkularınız nelerdir?” sorusuna verdikleri cevabı, cinsiyetlerine, eğitimlerine, daha önce narkozla (genel anestezi ile) ameliyat olup olmamalarına ve yaş gruplarına göre istatistiksel olarak karşılaştırıldıklarında anlamlı bir fark bulunmadı.

Hastaların “bölgesel anesteziyi (belden uyuşturma) duydunuz mu?” sorusuna verdikleri cevapları, cinsiyetlerine, daha önce narkozla (genel anestezi ile) ameliyat olup olmamalarına ve yaş gruplarına göre istatistiksel olarak karşılaştırıldıklarında anlamlı bir fark bulunmaz iken, eğitimlerine göre istatistiksel olarak karşılaştırıldıklarında ise, lise ve üniversite mezunlarında duyulma oranı okuryazar olmayanlarda ilkokul mezunları ve lise mezunlarına göre anlamlı derecede yüksek bulundu.

Hastaların “bölgesel anestezi (belden uyuşturma) işini kim yapar?” sorusuna verdikleri cevabı, cinsiyetlerine, eğitimlerine, daha önce narkozla (genel anestezi ile)

ameliyat olup olmamalarına ve yaş gruplarına göre istatistiksel olarak

Hastaların “bölgesel anesteziye (belden uyuşturmaya) dair herhangi bir endişeniz

var mı” sorusuna verdikleri cevabı, cinsiyetlerine göre istatistiksel olarak

karşılaştırıldıklarında kadınlarda ameliyat yerinin yeterince uyuşmayacağını ve felç olabileceğimi düşünüyorum cevabının erkeklere göre daha fazla olduğu bulunurken, eğitimlerine, daha önce narkozla (genel anestezi ile) ameliyat olup olmamalarına ve yaş gruplarına göre istatistiksel olarak karşılaştırıldıklarında ise anlamlı bir fark bulunmadı.

Hastaların “anestezi doktoru yoğun bakım ünitesinde çalışır mı?” sorusuna verdikleri cevabı, cinsiyetlerine, eğitimlerine, daha önce narkozla (genel anestezi ile)

ameliyat olup olmamalarına ve yaş gruplarına göre istatistiksel olarak

karşılaştırıldıklarında anlamlı bir fark bulunmadı.

Hastaların “kanser, siyatik sinir zedelenmesi, bel fıtığı sonrası gibi sebeplerden kaynaklanan sürekli ağrının tedavisinde anestezi doktorunun rolü var mıdır?” sorusuna verdikleri evet cevabı, cinsiyetlerine göre istatistiksel olarak karşılaştırıldıklarında kadınlarda erkeklere göre daha fazla olduğu bulundurken, eğitimlerine, daha önce narkozla (genel anestezi ile) ameliyat olup olmamalarına ve yaş gruplarına göre istatistiksel olarak karşılaştırıldıklarında anlamlı bir fark bulunmadı.

Hastaların “diyabet, astım, hipertansiyon, karaciğer disfonksiyonu, epilepsi, gibi rahatsızlıkları olan bir hastanın yaşlı, olması, sigara kullanması ve alkolik olması anestezi riskini arttırır mı?” sorusuna verdikleri cevap oranları, cinsiyetlerine, eğitimlerine, daha önce narkozla (genel anestezi ile) ameliyat olup olmamalarına ve yaş gruplarına göre istatistiksel olarak karşılaştırıldıklarında anlamlı bir fark bulunmadı.

Hastaların “yukarıdaki soru ile ilgili bilgiyi nereden öğrendiniz?” sorusuna verdikleri cevap oranları, cinsiyetlerine, eğitimlerine, daha önce narkozla (genel anestezi

ile) ameliyat olup olmamalarına ve yaş gruplarına göre istatistiksel olarak

ÖZET

Anesteziye ve cerrahiye ait endişeler, operasyonu ve postoperatif iyileşmeyi olumsuz etkiler. Bu çalışmada operasyon veya sedasyon için anestezi polikliniğine başvuran hastalara anestezi hakkındaki bilgi ve endişelerinin ortaya konulması amacıyla bir anket düzenlenmiştir. Anestezi polikliniğine başvuran hastalardan 20 soruluk bir anket formunu doldurmaları istendi. Yaşları 18-85 arası toplam 250 olguya uygulandı. İki bölümden oluşan anketin birinci bölümü yaş, cinsiyet, eğitim durumu, meslek, önceki anestezi deneyimi ve alerji öyküsü sorularından oluşan kişisel bilgiler içerirken, ikinci bölümde çoktan seçmeli anestezi soruları yer aldı. İkinci bölüm sorularıyla olguların anestezi doktorunun işlevleri, görev yerleri, anestezi yöntemleri hakkındaki bilgileri ve endişeleri sorgulandı.

Hastaların anestezi doktorunun işlevleri, görev yerleri, anestezi yöntemleri hakkında yeterli bilgiye sahip olmadıkları bulunurken, endişelerin kadın ve genç hasta grubunda yoğun olduğu saptandı. Bilgi düzeyinin ise eğitim durumu arttıkça arttığı ve daha önce ameliyat olanlarda fazla olduğu bulundu.

Hastalarımızın büyük kısmının anestezi bilimi hakkında eksik bilgiye sahip olduğu

Benzer Belgeler