• Sonuç bulunamadı

Konuşma dilinde talep “istek”, “arzu” anlamına gelmektedir. İnsan ihtiyaçlarının sonsuz olduğu dikkate alınacak olursa, tüketicilerin her gördüklerini arzulamaları, sahip olmak istemeleri doğaldır. Ancak, ekonomik anlamda bir satın alma isteğinin “talep” sayılabilmesi için satın alma gücü ile desteklenmesi gerekir. Ekonomik anlamda talep denildiğinde, satın alma gücüne sahip ve satın alma istemindeki insanların, bir mal veya hizmetten, belirli bir zamanda ve belirli fiyatlardan satın almak istedikleri miktarlar kastedilmektedir.

Yukarıda genel olarak ifade edilen tanım, talep kavramından çok da farklı bir tanıma sahip değildir. Bu bağlamda, turizm literatüründe turizm talebinin aşağıdaki şekilde tanımlandığı görülmektedir:

 Turizm talebi, turist gönderen bir merkezden turist çeken bir merkeze yönelik olan akımdır.

 Bir başka tanıma göre; “turistik gezi yapma arzusunda bulunan ve bu arzusunu gerçekleştirebilecek gelire sahip olan insanların miktarına” turizm talebi denilmektedir.

 Diğer bir tanımda ise; “turistin belli bir fiyat seviyesi ya da döviz kuru dâhilinde elde etmek istediği ve fiilen elde etmeyi kabul ettiği turizm ürünü ile hizmetinin bütünü” turizm talebi olarak ifade edilmektedir.

 Son bir tanıma göre de turizm talebi; “insanların turizm ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla yeterli alım gücü ve boş zaman ile desteklenmiş olan, turistik ürün ve hizmetleri satın alma isteğinde bulunan insan miktarı” olarak tanımlanmaktadır.

Yukarıdaki yapılan tanımların hemen hemen hepsinde turizm talebinin üç önemli özelliği olduğu görülmektedir: gelir düzeyi, boş zaman ve satın alma isteği dolayısıyla bu faktörler, turizm talebinin oluşumu açısından üç önemli faktör olarak tanımlanabilir (Bahar ve Kozak, 2012: 1).

İktisatçıların yapmış olduğu tanımdan yola çıkarak turizm talebini; “yeterli satın alma gücüne ve boş zamana sahip olup belirli bir zaman diliminde, belirli bir hedef

doğrultusunda turistik ürün ve hizmetlerden faydalanan ya da yararlanmak isteyen kişi veya kişiler topluluğu” şeklinde tanımlamak mümkündür.

Tüketici kitle, turist olabileceği gibi ziyaretçi ya da bir yerden farklı bir yere seyahat eden bir grupta olabilir. Seyahat ve tatil yapma isteminde olup, bunun için zaman, fiziksel, yasal, tıbbi vb. herhangi bir engeli olmayan ve bu isteğini gerçekleştirecek ekonomik güce sahip olan her insan, bireysel turizm talebini; belirli bir pazara yönelenlerin bütünü de toplam turizm talebini oluşturur. Toplam turizm talebi; coğrafi açıdan “ülke içi turizm talebi” ve “uluslararası turizm talebi” şeklinde sınıflandırılmaktadır. Ülke sakinlerinin kendi ülkelerindeki turizm ürünlerine duydukları gereksinim ülke içi turizm talebini oluşturur. Uluslararası turizm talebi ise, insanların kendi ülkeleri dışındaki yerlere seyahat etme ve oralardaki turizm ürünlerini satın alma isteklerinden doğan bir tatmin olma biçimidir (Erdoğan, 1996: 326).

Tanımlamalarda dikkat çeken bir husus ise turizm talebinin sadece tüketimde bulunan kişilerden oluşmamasıdır. Belirtilen özelliklere sahip ve seyahat etme isteğinde olan ancak değişik nedenlerle (kişisel etkenler, arz kaynaklarının yetersizliği vb.) turizm hareketlerine doğrudan katılamayan kimselerin de göz önünde bulundurulması gerekir. Literatürde toplam turizm talebi üç temel bileşenden meydana gelmektedir ve şekil 1.10’da şematize edilmektedir (Cooper ve ark.,1999: 24-25; Bahar ve Kozak, 2012: 1);

Şekil 1.10. Turizme yönelik toplam talebi oluşturan temel faktörler

a.Efektif (Gerçek) Turizm Talebi: Hemen hemen bütün turizm istatistiklerinde

yer alan ve en yaygın ölçülen turizm talebi bileşenidir. Turizmde aktif olarak yer alan ya da kaynaktan çekim merkezine doğru seyahat eden “fiili” turistler gibi gerçek kişi

sayısıdır. Efektif talep, satın alma isteği ile birlikte satın alma gücü, yani parasal olanaklar da kullanılarak seyahat ve turizm ürünlerinden yararlanan grupları ifade etmektedir. Turizm sektöründe faaliyet gösteren işletmeciler ve yöneticilerin en fazla ilgilendikleri turizm talebi bileşenidir (Bahar ve Kozak, 2012: 11).

b.Bastırılmış Turizm Talebi: Turizm talebinin bu bileşeni, nüfusun çeşitli kısıtlamalar nedeniyle seyahat edemeyen kısmını temsil etmektedir. Bastırılmış talep, iki unsurdan oluşmaktadır; potansiyel turizm talebi ve ertelenmiş turizm talebi. Potansiyel turizm talebi, koşullarında değişiklik olduğu takdirde gelecekte seyahat edecek kişileri ifade etmektedir. Örneğin; kendilerine uygun fiyatlı bir tatil paketi sunulduğunda seyahate çıkabilirler. Bu nedenle, bu grupta yer alan kişiler, efektif turizm talebi kategorisine dahil olma şansına sahiptirler. Bastırılmış turizm talebinin ikinci unsur ise; arz verilerinden kaynaklanan geçici bir problem veya kısıt nedeniyle ertelenmiş taleptir. Örneğin, gidilecek bölgedeki konaklama işletmelerinde ya da ulaştırma araçlarında yer bulunamaması, talebin geçici olarak ertelenmesine neden olur. Arz olanaklarında meydana gelecek olumlu gelişme ile ertelenmiş talep, efektif talep kategorisine taşınabilir. Bastırılmış turizm talebi üzerinde yapılacak araştırmalar önemlidir. Çünkü talebin ertelenmesine neden olan etkenler tanımlanır ve ortadan kaldırılırsa kolayca efektif talebe dönüşebilmektedir (Bahar ve Kozak, 2012: 11).

c. Gerçekleşmeyen Talep: Seyahat etmek için gerekli olanaklara sahip olmayan veya bu isteği gerçekleşemeyen kişilerden oluşmaktadır. Örneğin savaş halinde olan ülkeler, vatandaşlarının bazı ülkelere seyahat etmelerini engellemektedirler. Diğer bir örnek olarak; bazı ülke vatandaşlarının, güvenlik, politik veya sağlık nedenleriyle yurt dışına çıkışları engellenebilmektedir. Turizm talebinin bu bileşeninin, efektif talebe dönüştürülmesi ihtimalinin düşük olması ve veri temin etmenin oldukça güç olması nedeniyle bu konuyla ilgili çalışmalar son derece kısıtlı kalmıştır (Bahar ve Kozak, 2012: 11).

Küreselleşme sürecinin etkisiyle bir köy haline gelen dünyada, insanların seyahat etme isteğini arttırmıştır. Bununla birlikte, 1970’li yıllarda jumbo jetlerin icat edilmesi ve hızlı teknolojik gelişmeler sayesinde turizm hareketleri kıtalararası bir kimliğe kavuşmuştur. Dünya genelindeki ülkeler bazında yer yer ekonomik durgunluk yaşansa da, turizmin insanlar var olduğu sürece büyümesini devam ettireceği bir gerçektir. Bu bağlamda, uluslararası turizm hareketlerinin ve sonuçta talebin yönüne bakılacak olursa şekil 1.11 deki gibi olduğu görülmektedir.

Gelişmiş ülkelerden Gelişmekte olan ülkelere

Amerika’dan Avrupa’ya

Kuzey ve Batı Avrupa’dan Akdeniz bölgesine

Orta Avrupa’dan Asya-Pasifik bölgesine

Sanayi bölgelerinden Deniz kıyılarına

Şekil 1. 11. Turizm talebinin dünya destinasyonlarındaki yönü (Bahar ve Kozak, 2012: 111) Bu nedenle, turizm talebi konusunda ileriye yönelik gerçekçi tahminler yapılması ve turist harcamalarının ülke ekonomileri üzerinde oluşturduğu çarpan etkisinin bilinmesi, ekonomik gelişme ve kalkınmada turizmden etkili bir ihracat elemanı olarak yararlanılmasını sağlayacaktır. Ayrıca, turizm sektörünü oluşturan ekonomik birimlerin turizm arzını talebe uygun hale getirmeleri, turizm yatırımları ve sektörün geleceği açısından uzun dönemli planlama ve tahminleme önemli bir konu olmaktadır (Burger ve ark., 2001; Bahar ve Kozak, 2012: 111).