• Sonuç bulunamadı

III. BÖLÜM BULGULAR VE YORUM

3.1.2.2. Rauf Tuncer

Rauf Tuncer, eserleri ve sanatıyla Türk Dünyası’nın kültürel ve sanatsal verilerine duyarlı yaklaşımıyla seçilen sanatçılardan biridir. Tuncer, sanatında eski Türk yazıtlarını, damgalarını, Orta Asya Türk motiflerini kullanan bir ressamdır.

Sanatçı’nın eserleri hakkında Taş; “Tuncer’in resimlerini üç başlık altında incelemek mümkündür. Tuncer eserlerini İslamiyet öncesi Türk sanatından günümüze kalan kimi motifleri, hat, minyatür sanatı vb. gibi folklorik değerleri sorgulayarak bunlardan aldığı esinlerle yorumlar” (Taş, 2010: 48) demektedir.

Bu bağlamda Dalkıran’ın; “Tuncer, eserlerinde Orta Asya’dan günümüze

taşıdığımız gerek İslamiyet öncesi gerekse İslamiyet sonrası kültürel mirası, günümüz sanat anlayışı doğrultusunda birleştirerek kendine özgü yorumlarıyla dikkatleri üzerine çekmiştir” (Dalkıran, 2010: 124) şeklinde açıklaması bulunmaktadır.

Belirtilen konular ışığında Orhun yazıtlardan, geleneksel el sanatları motiflerinden, damgalara kadar uzanan geniş bir yelpazede çizgi, renk ve leke bağlamında kendi anlayışının dışına çıkmamaya özen gösterir.

Sanatçının ele aldığı motifler soyut temeller üzerine oturmuş geleneksel sanatlarımızın bir diğer özelliği ile örtüşen unsur olarak karşımıza çıkar. Tuncer’de uzun araştırma ve incelemeler sonucunda kullanmış olduğu Orhun Alfabeleri üzerinde yer alan, hiyeroglif yazıyı, mezar taşlarında bulunan damgaları, halılar üzerindeki motifleri birer sanat eseri olmaktan öte bir duygunun, sosyokültürel

hayatın tarihi birer belgesi olarak algılamış ve onların derinliklerine inmeye çalışmıştır (Bayramoğlu, 2013: 23).

İncelenen sanatçılar içerisinde Göktürk alfabesini eserlerinde en net şekilde görülen ressam Rauf Tuncer’dir. Diğer sanatçılar Göktürk alfabesi dışında farklı konularda da resim serileri ortaya koymuşlardır. Ancak Tuncer, sanat hayatı boyunca çizgisini değiştirmemiştir.

Görsel-29: Rauf Tuncer, “İsimsiz”, Tuval üzerine akrilik, 90x90 cm, (“Sanal” 2016).

“İsimsiz”, adlı eserde (Görsel-29) soğuk ve sıcak renkler resmin tüm yüzeyinde kendini göstermektedir. Açık kompozisyon tercih edilmiş, stilize edilmiş insan figürlerine ve Göktürk harflerine yer verilmiştir. Resmin tamamında bir hareket görülmektedir. Söz konusu resmin sol üst kısmında Göktürk Anıtlarını simgeleyen mezar taşları, sağ üst kısmında ise ay ve yıldız imgeleri kullanılmıştır.

Sanatçı resimde (Görsel-29) harfleri yukarıdan aşağıya, soldan sağa, sağdan sola okunaklı şekilde yazarak resimde ritmi sağlamak istemiştir. Tuncer0, Göktürk harflerini resminde kullanarak Türk Kültürünü yaşatmak düşüncesindedir.

41

Sanatçı eski Türk kitabe ve harflerinin daha fazla ön plana çıkmasını sağlamak istemiştir. Sanatçının eserinde sıcak ve soğuk renkleri bir arada kullanarak geçmiş ile gelecek arasında bir bağlantı kurmak istediğini söylemek yerinde olacaktır. Aynı zamanda Karahaliloğlu’nun ilgili konu hakkında; “Sanatçı, dünden bugüne geçmiş uygarlık kalıntılarının tarihsel süreç içindeki değişimini ve figürlerin arkaik yapısını bozmadan yorumlamaya ve dünden bugüne kadar gelen değerlere anlam kazandırmaya çalışmıştır” (Aktaran: Çoban, 2015: 57) şeklinde yorumu vardır.

Resmin sağ üst kısmında bulunan ay ve yıldız imgelerini kullanarak harflerin Türklere ait harfler olduğunu ve Türk kültürden etkilendiğini izleyiciye aktarma düşüncesinde olabilir.

Arda, “Ay” imgesi hakkında “Ay Dünya’ya en yakın gezegen olarak birinci kat

gökte bulunur. Diğer bir adı da Kamer’dir. Şems altınsa Kamer gümüştür. Bir inanışa göre ayın ilk yarısında dikilen ağaçlar kolay tutar. Ay minyatürlerde elle tutulan daire içinde tasvir edilir. Özellikle Levni’nin minyatürlerinde ay sıkça yer alır. Kimi zaman hilal şeklinde, kimi zaman da dolunaydır. Levni’nin Surname-i Vehbi’sinde yer alan bir minyatürdeki (Ok Meydanı’nda bir gece gösterisi) ay ve yıldızlar, aydınlık bir geceyi anlatmak için simgesel olarak resmedilmiştir (Arda,

2008: 26) şeklinde ifade etmektedir.

Bu bağlamda sanatçı söz konusu eserde (Görsel-29) kullandığı ay imgesiyle aydınlık bir geceyi anlatmak istediği söylenebilir.

İlgili esere (Görsel-29) son olarak kuramsal yapı itibariyle bakıldığı zaman, söz konusu resim Anlatımcı Kurama dahil edilebilir.

Görsel-30: Rauf Tuncer, İsimsiz, Tuval Üzerine Akrilik, (“Sanal” 2016).

“İsimsiz”, adlı eserde (Görsel-30) açık kompozisyon tercih edilmiştir. Sıcak ve soğuk renkler bir arada kullanılmıştır. Söz konusu eserde primitif insan ve hayvan figürlerinin yanı sıra savaşçı figürleri de resmedilmiştir. Resmin sağ üst kısmında ise Göktürk yazıtlarına benzer bir yazı sütunu kullanılmıştır.

Sanatçı resimde sıcak ve soğuk renkleri bir arada kullanarak bir ritim sağlamaya çalışmıştır. Alt katmandaki her türlü doğaçlamaya karşın üst katmanda yer yer kontrolü elinde tutsa da çizgisel bir yapılanma içerisinde inşacı ve ritmik bir görünüm sunar. Hiyeroglif yazının kendine sunduğu çizgisel görünümü renk, ritim, espas ve diğer öğelerin doğru kullanımıyla bütünleştirir (Aktaran: Dalkıran, 2010: 124). Eserde harflerin haricinde kaya resimlerinde (Görsel-31, Görsel-32) karşımıza çıkan hayvan ve insan figürleri de yer almaktadır.

43

Görsel-31: Tamgalı Say Kaya Resmi Alanı Kaya Resmi, Hayvan Betimlemesi, (“Sanal”

2016).

Görsel-32: Kırgızistan Saymalıtaş Kaya Resmi Alanı Kaya Resmi, İnsan Betimlemesi,

Bu bağlamda sanatçının kaya resimlerinden etkilendiğini ve bu kaya resimlerini stilize ederek kendi üslubuyla resme yorum kattığını söylemek yerinde olacaktır.

Eserde sanatçı, harfleri yatay ve dikey şekilde yerleştirmiştir. İnsan ve geyik gibi hayvan figürlerinin dışında atlı süvariler de kullanılmıştır. Süvarilerin izleyicide savaş hissi uyandırdığını söylemek mümkün olacaktır. Sanatçı söz konusu eserde, sağ üst kısımda kullandığı yazı sütunu ile Göktürk Yazıtlarına vurgu yapmıştır. Ressam, eserinde kullandığı savaşçı figürü ile bir savaş sahnesini, el ele tutuşan insan figürleri ile de düğün ya da dini bir sahneyi betimlemiştir. Söz konusu esere (Görsel- 30) kuramsal yapı itibariyle bakıldığı zaman, söz konusu resim Anlatımcı Kurama dahil edilebilir.

Tuncer’in hemen hemen her eserinde mezar taşları, soyutlaştırılmış hayvan ve insan figürleri yer almaktadır. Türk kültürüne ait bu imgeleri kendi sanat anlayışına konu edinen sanatçı kendine has üslubuyla eserler ortaya koymaktadır. Örneğin “Orhun Abidelerinden Yansımalar” isimli eserinde Göktürk harflerine, insan ve hayvan figürlerine yer vermiştir.

45

Görsel-33: Rauf Tuncer, “Orhun Abidelerinden Yansımalar”, Tuval Üzerine Akrilik, (“Sanal”

2016).

“Orhun Abidelerinden Yansımalar” adlı esere ilk bakıldığında göze çarpan ilk şey; dağınık harfler ve açık kompozisyon olmasıdır. Renk düzeni açısından bakıldığında ise sıcak ve soğuk renklerin kullanıldığı göze çarpmaktadır. Söz konusu resimde, sıcak ve soğuk renkler bir denge unsuru olarak kendilerini hissettirmektedir. Resmin dış yapısına daha ayrıntılı bakıldığında; Resmin üst bölümünde figür kullanılmamasına karşın, alt bölümünde kırmızı tonlarda oluşturulmuş iki savaşçı figürü dikkat çekmektedir. Çalışmada ritim ve devingenlik abartılı biçimde kullanılmıştır. Resmin her yerinde bir hareket söz konusudur.

Tuval yüzeyinin tamamında etkili olan harflerin izleyiciye bir şeyler anlatmak istediği söylenebilir. Kullanılan savaşçı figürlerinin sanki bir savaş meydanı hissi uyandırmak için resimde kullanıldığını söylemek mümkün olacaktır. Söz konusu resimde Türk toplumunun savaşçı özelliğine vurgu yapılmıştır.

İlgili esere (Görsel-33) kuramsal yapı itibariyle bakıldığında, söz konusu resim Anlatımcı Kurama dahil edilebilir.

Benzer Belgeler