• Sonuç bulunamadı

Trablusgarp Savaşı (1911-1912)…

Ġtalya Krallığı eski Roma Ġmparatorluğu’nun görkemini canlandıracak bir imparatorluk hayali kuruyordu.38 Bu doğrultuda Ġtalya’nın dikkati, 1878’de toplanan Berlin Kongresi’nde Trablusgarp’a çekildi.39 1911 yılının ilk günlerinden itibaren savaĢa hazırlanmaya baĢlayan Ġtalya BaĢbakanı Giolitti, Genelkurmay BaĢkanı Pollio’ya, Trablusgarp’ın iĢgali için ne kadar asker ve silaha ihtiyaç olduğunu hesaplamasını istedi. Pollio’ya göre 23.000 kiĢilik Ġtalyan kuvveti, iĢgal için yeterlidir. Ancak Giolitti bu sayıyı az bularak daha geniĢ tutulmasını ister. Kuvvet miktarını 40.000’e çıkarılır. Sonradan yapılan eklemelerle Trablusgarp’ın iĢgali için

35ATASE ArĢivi, BDHK, K. 4455, Dos. 108, Bel. 1-12.

36ATASE ArĢivi, BDHK, K. 4455, Dos. 108, Bel. 1-12.

37MSB ArĢivi, Askeri Safahat Belgesi, s. 1’deki yukarıdaki Rumi tarihi Miladi takvime çevrildiğinde 01 Ocak 1912 olmaktadır. Fakat bu tarih Ģu eserlerde Miladi olarak Türk İstiklal Harbi..., s.184;

Toker ve Aslan, a.g.e, s. 254; Toker, a.g.e, s.341 de 02 Ocak 1912 olarak verilmektedir.

38Stanford J. Shaw ve Ezel Kural Shaw, Osmanlı İmparatorluğu ve Modern Türkiye, Çev. Mehmet Harmancı, C. II, E Yay, Ġstanbul, 2010, s. 346.

39Rezzan Ünalp, Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı Devleti’nin Kuzey Afrika’ya Yönelik Askerî Faaliyetleri, ATASE Yay, Ankara, 2014, s. 6.

9

80.000 geri teĢkillerde katılırsa 100.000 üzerinde bir kuvvet kullanılır. Giolitti hatıratında Trablusgarp’taki Osmanlı kuvvetlerinin 3000-4000 olduğunu belirtir.40

30 Eylül 1911 de Ġtalyanlar Trablus Ģehrinin teslimini isteyerek kıyıları abluka altına aldılar. 06 Ekim 1911’de Ģehir iĢgal edildi. 04 Ekim 1911’de Tobruk, 16 Ekim 1911 tarihinde Derne, 20 Ekim 1911’de Bingazi iĢgal edildi. ĠĢgalin baĢladığı tarihten 20 Ekim 1911 tarihine kadar Ġtalyanlar, Türk Afrikası kıyılarının önemli noktalarını ele geçirdiler.41

Vatanın bir parçasının iĢgale uğraması, genç Türk subayları arasında büyük yankılar uyandırdı. Askerî AteĢe olarak Berlin'de görev yapan Enver Bey, Ġtalyanların Trablusgarp'a saldırı haberini alır almaz Ġstanbul'a doğru yola çıktı.

Selânik'e geldiğinde istasyonda kendisini bekleyen arkadaĢları onu direkt Ġttihat ve Terakki Merkez Komitesi'nin toplantısına götürdü. Burada hazırlanan plana göre, düĢman iç bölgelere çekilecek, sonra da üstlerinden kopan bu birlikler, gece baskınlarıyla ortadan kaldırılacaktır. Enver Bey, bu kararın alınmasından sonra Ġstanbul'a hareket eder. Amacı, gizlice Trablusgarp'a gitmektir. Fakat Trablusgarp'ın kaybedildiğini düĢünmekten de kendini alamaz ve peki öyleyse neden gidiyorum oraya? diye kendi kendine sorar. Cevabıysa Ġslam dünyasına karĢı vefa borcunu ödemek ve sorumluluğun gereklerini yerine getirmektir.42

Fuat Bulca, Ġstanbul’da Mustafa Kemal’in Fethi Bey ile beraber Enver Bey’le görüĢtüğünü belirtir. Bu görüĢme sonrası Mustafa Kemal, Enver Bey’in planını Ģöyle anlatır: “Bizler kendi arzumuzla ve özel bir teĢkilat olarak savunmayı ele alacağız.

Harbiye Bakanlığı bizi izinli sayacak. Ben önceden Trablusgarp’ta bulundum. Haleti ruhiyeyi bilirim. Eğer ciddi olarak savunmaya giriĢirsek, baĢta Sunisiler olmak üzere bize yardım ederler. Onların dillerini ve adetlerini bilen arkadaĢları taksim ettik.

Mehmet ġevket PaĢa ile Enver temas ediyor.”, ifadelerinden Traplusgarp savunmasının planlamasını görmekteyiz.43

401911 – 1912 Osmanlı – İtalyan Harbi ve Kolağası Mustafa Kemal, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yay, Ankara, 1985, s. 27-29.

41Hale ġıvgın, Trablusgarp Savaşı ve 1911-1912 Türk-İtalyan İlişkileri, Atatürk AraĢtırma Merkezi Yay, 2006, s. 62-63

42Ġsrafil Kurtcephe,Trablusgarp'ın Ġtalyanlarca ĠĢgali, Mustafa Kemal ve ArkadaĢlarının DireniĢe Katılmaları”, Ankara Üniversitesi Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü Dergisi Atatürk Yolu, S. 6, C. 2, 1990, s. 370.

43ġıvgın, a.g.e, s. 69.

10

Trablusgarp'a gitmek isteyen yalnızca Enver Bey değildi. Mustafa Kemal, TeĢkilât-ı Mahsusa'nın kurucusu EĢref Bey, Paris Askeri AtaĢesi Ali Fethi, Süleyman Askerî ve onlarla aynı arzuyu paylaĢan yüzlerce subay cepheye ulaĢabilmenin planlarını yapıyorlardı. Harbiye Bakanı Mahmut ġevket PaĢa, Enver Bey ve diğer subayların Trablusgarb'a gitmek üzere yola çıktıklarını, 1 Kasım 1911 tarihli telgrafla bildirilir.44

Mustafa Kemal 8 Ekim 1911 tarihinde Gazeteci ġerif takma adıyla Ġstanbul’dan Mısır’a gider. Mustafa Kemal Ġstanbul’dan yola çıkmadan önce Salih Bozok’a yazdığı mektupta: “Nuri‟ye ayrıca mektup yazamayacağım. İstersen bu mektubu aynen gönder veyahut bahisle bir mektup yaz ve kıymetli kardeşime de ki:

benim için hatırası kalp ve vicdanımdan bir an çıkmayan bir öz kardeş varsa Nuri‟dir. Bu meçhul seferi onunla yapmak isterdim. Allah nasip ederse mücadelede birleşiriz ve eğer mukadderse ahrette buluşuruz.”45 Mustafa Kemal, Trablusgarp SavaĢı öncesi arkadaĢı Mehmet Nuri hakkındaki duygularını yukarıdaki kelimelerle ifade eder. Mustafa Kemal 16 Ekim 1911’de Ġskenderiye’ye vardı. Ġttihat ve Terakki memurlarıyla 19 Ekim 1911 tarihinde Bingazi’ye gitmek için yola çıkar. Ancak yolda hastalanır ve Ġskenderiye geri döner.46 Mehmet Nuri’nin Ġstanbul’dan Mustafa Kemal ile Trablusgarp’a gitmeleri mümkün olmaz. Ancak Mısır’dan birlikte Trablusgarp’a giderler.

Genelkurmay BaĢkanlığı 3. Ģubeden Osmanlı Devleti’nin 28 Ekim 1911 tarihli yazısına cevaben Mısır Olağanüstü Komiserliğine 31 Ekim 1911 tarihli Mustafa Kemal’e tebliği rica olunan, “tarafınızdan istenen YüzbaĢı Mehmet Nuri’ye beĢ arkadaĢ ile Ġstanbul’a gelmesi tebliğ edildi. Geldiklerinde derhal Komiserliğe gönderilecektir”47, ifadesinden Mehmet Nuri’nin Mustafa Kemal tarafından Trablusgarp savaĢında yer alması için Genelkurmay’dan istenildiği anlaĢılmaktadır.

Genelkurmay BaĢkanlığı’ndan ayrıca 02 Kasım 1911 tarihinde Mısır Olağanüstü Komiserliğine çok acele ilamıyla çekilen Ģifreli telgrafta: Trablusgarp bölgesinde kazanılmakta olan baĢarıların uzun süre devamı ve Bingazi bölgesinde de

44 Kurtcephe, a.g.m, s. 370-371.

45Salih Bozok ve Cemil S. Bozok, Hep Atatürk’ün Yanında, ÇağdaĢ Yay, Ġstanbul, 1985, s. 156.

46 Yusuf Hikmet Bayur, Atatürk Hayatı ve Eseri Doğumundan Samsuna Çıkışına Kadar, Atatürk AraĢtırma Merkezi Yay, Ankara, 1997, s. 50.

47ATASE ArĢivi, Osmanlı – İtalyan Harbi Katalogu, K. 54, Dos. 253, F. 3-11; Askeri Tarih Belgeleri Dergisi (Trablusgarp ve Mustafa Kemal 1911-1912), Sayı 125, Genelkurmay Basımevi, Ankara, Haziran 2010, s. 15.

11

parlak baĢarılar kazanılması için Mustafa Kemal’in lojistik destek tesisi için istediği altı subaydan dördü bugün yola çıktı, bilgisine yer verilir.48 Bu telgraftan Mustafa Kemal’in Trablusgarp SavaĢı’nda lojistik faaliyetlerde görev alması için altı subay talebinde bulunduğunu anlamaktayız. Bu doğrultuda Mehmet Nuri’nin Trablusgarp’ta lojistik faaliyetlerde görev almak için Ġstanbul’dan yola çıktığı anlaĢılmaktadır.

Mehmet Nuri, Trablusgarp SavaĢı’na katılırken mühendis Nuri kimliğiyle Mısır’a gider.49 15 Kasım 1911 tarihinde Salih Bozok’a yazdığı mektupta bir hemĢehri bulduklarını bu kiĢinin ġerif takma ismindeki Mustafa Kemal oluğunu yazar. Mustafa Kemal’in burada hastalandığını ve yolculuğa devam edemeyerek hastaneye yattığını ifade eder. Ancak mektubun devamında Mustafa Kemal’in hastalığının önemsiz olduğunu ve üç, dört güne kadar beraber seyahat edeceklerini yazar.50

Mustafa Kemal yanındaki subaylarla çöldeki son tren istasyonuna ulaĢtığında, yolcular arasında bulunan subayları tutuklamak emrini aldığını açıklayan Mısırlı bir subay arama yapar. Yalnızca Arap görünümüyle bu subayı atlatamayacağını anlayan Mustafa Kemal Mısırlı subayın dinî duygularına hitap ederek onu ikna eder.

Mısırdan Bingazi’ye yolculuklarına devam ederler.51

Mehmet Nuri 09 Aralık 1911 tarihinde Salih Bozok’a bu yolculuğa dair Ģu bilgileri verir: Mısır’dan Bingazi toprağına geçip, iki günlük mesafedeki Resüldefne mevkiine gidilecek. Sıhhatim iyi, gündüzleri bazen de geceleri yürüyüp, kaçak tarzında Mısır gibi bir memlekette yerleĢim bölgelerinden daima uzak bulunmaya çalıĢıp, geceleri çadırda yatıyoruz.52

Tobruk ve çevresi komutanı Ethem PaĢa 14 Aralık 1911 tarihinde Tobruk’un merkezi konumundan kaynaklı emir komuta düzenlemesi, erzak dağıtımı ve idari

48ATASE ArĢivi, OİHK, K. 22, Dos. 93, F. 5-11; a.g.d, s. 21.

49Bozok ve Bozok, a.g.e, s. 158. Diğer taraftan Gürsoy, a.g.e, s. 45’te Fuat Bulca ve Nuri Conker’in hukuk öğrencisi sahte kimliğiyle Kahire’ye ulaĢtığı bilgisine yer verir.

50Gürsoy, a.g.e, s. 45.

51Kınross, a.g.e, s. 70.

52Bozok ve Bozok, a.g.e, s. 161-162.

12

iĢlerin gelecek kurmay subaylardan Kurmay BinbaĢı Mustafa Kemal ve Kurmay YüzbaĢı Nuri’nin emrine verilmesini ister.53

Diğer taraftan 19 Aralık 1911 tarihinde Enver Bey, Tobruk’taki BinbaĢı Mustafa Kemal’e çektiği telgrafta: “Acil ihtiyaçtan Mustafa Kemal ve Mehmet Nuri’nin bir an önce Tobruk’a gelmesi gerektiği, eğer rahatsızlık nedeniyle BinbaĢı Mustafa Kemal Tobruk’ta kalmaya mecbur olursa, YüzbaĢı Mehmet Nuri’nin bir an önce kendisine katılmasını ister.”54 Ardından diğer bir telgrafta ise “Tobruk ve çevresinin Ethem PaĢa’nın sorumluluğuna verilmiĢ olsa da Mustafa Kemal’in yardımına ihtiyacı vardır. Bundan dolayı hem sevkiyatı sağlamak hem de Ethem PaĢa’ya gerekli yardımda bulunmak üzere Mustafa Kemal’in Tobruk’ta kalması ve Mehmet Nuri’nin bir an önce Enver Bey’e katılmak için yoluna devam etmesi belirtilir.”55 Enver Bey, Mehmet Nuri’yi karargâhında istihdam etmek istemektedir.

Trablusgarp’taki insanlar, Kurmay BinbaĢı Enver Bey adını duymamıĢlardı.

Hürriyet kahramanı Enver PaĢa’yı da tanımıyorlardı. Fakat bir halife duymuĢlardı.

Enver Bey halifenin damadıydı. Halife onlara damadını göndermiĢti. Bundan dolayı Enver PaĢa hem halifenin hem de halife damadının haysiyet ve Ģerefini temsil ediyordu. Neticede Enver PaĢa Bingazi ve Çevresi Komutanı oldu.56

22 Aralık 1911 tarihlinde Mustafa Kemal ile birlikte Mehmet Nuri Nadura Muharebesinde görev aldı. Bu muharebede, BinbaĢı Mustafa Kemal ve YüzbaĢı Nuri’ye 21 Aralık 1911’de Tobruk’a karĢı yaptırılan keĢiflerden düĢmanın Tobruk’un doğusundaki Nadura Tepeleri’ndeki tahkimatla meĢgul olduğu ve kuvvetinin tahmin edildiği gibi bir tugay olmadığı anlaĢılmıĢtır. Tahkimata ve kuvvetini eksiksiz hazırlamasına mani olmak üzere, 22 Aralık sabahı bir keĢif taarruzu yapılması kararlaĢtırılıp 200 kiĢilik bir kuvvet geceleyin Nadura cephesine sevk olundu. Bu kuvvet, sabaha karĢı tamamlanan düĢman istihkâmındaki bir makineli tüfek bölüğü, bir istihkâm takımı ve bir miktar piyade üzerine taarruz ederek 200 metreye kadar yaklaĢtı. GüneĢin doğuĢuyla birlikte çarpıĢma mahallinde hazır olan 500 piyade ve 100 kadar süvari, Mustafa Kemal ve Mehmet Nuri ile birlikte düĢmanın Nadura istihkâmına yaklaĢan kuvvetinin sağ kanadından geri

53ATASE ArĢivi, OİHK, K. 49, Dos. 231, F. 1; a.g.d, s. 30.

54ATASE ArĢivi, OİHK, K. 58, Dos. 276, F. 12-4; a.g.d, s. 31.

55 ATASE ArĢivi, OİHK, K. 58, Dos. 276, F. 12-5; a.g.d, s. 34.

56Aydemir, a.g.e, s. 239.

13

çekilme hattına sevk edildi. DüĢmanın limanda bulunan 14 kadar savaĢ gemisinin denizden, Tobruk’ta ki bir batarya topçusu cepheden ateĢ açmasıyla, muharebe kanlı bir safhaya girdi. Mücahitlerin Ģiddetli hücumlarıyla muharebe gece saat bire kadar devam etti. Ġtalyanların burada bir alay piyade ve yok edilen bir makineli tüfek bölüğü, bir istihkâm takımı, bir süvari takımı ve bir batarya topundan baĢka kuvveti olmadığı teyit edilir. 12 saat devam eden bu muharebede aralarında ġeyh Mebri’nin de bulunduğu yedi Ģehitle çoğu hafif 10 yaralı vardır.57

Nadura Tepesinde Senusi savaĢçılarıyla Ġtalyanlara 200 kiĢiye yakın zayiat verdirilmiĢtir.58 Nadura Tepesi, Topruk Limanının güneyinde, engebeli bir bölgedir.

Ġtalyanlar Topruk’u iĢgallerinin sonrasındaki üç ayında Nadura Tepesi’ne kadar gelebilmiĢlerdi. Bu Ġtalyanların hareket kabiliyetlerinin sınırlılığını ve stratejik açmazını gösteriyordu. Ġtalyanlar ancak sahil kesiminde tutunabiliyorlardı. Osmanlı savunmasının esnek olup Ġtalyanları kıyı Ģeridinde tutması gerekiyordu. Aksi durumda top üstünlüğüne sahip Ġtalya karĢısında yenilgi kesindi. Nadura Tepesi’ni elinde bulunduran Osmanlı kuvvetleri aynı zamanda Aralık ayı ortalarında Tobruk’ta demirleyen dört Ġtalyan ana muharebe gemisinin hedefindeydi. Bu açık tehlike karĢında durmak yerine düĢmanın terk ettiği silah ve malzemeyi ele geçirip çöle dönmek daha akıllıcaydı. Osmanlı kuvvetleri top menzilinin dıĢına çıkarak Ġtalyanların tepeyi tekrar ele geçirmelerine göz yumdu. Ardından tekrar saldırdılar.

Ġtalyanlarla yakın dövüĢ halindeyken atıĢ menzilindeki topların atıĢ olasılığını düĢürüyordu.59

Tobruk ve çevresi komutanı Ethem PaĢa 28 Aralık 1911 tarihinde Enver Bey’in emrettiği genel hücumu kararlaĢtırılmakla beraber Kurmay BinbaĢı Mustafa Kemal ve YüzbaĢı Nuri’nin dört gün önce Derne’ye hareket ettiklerini bildirdi.60

Mustafa Kemal, yeni görev dağılımını Ģu ifadelerle anlatır: Derne kuvvetleri Derne Vadisiyle iki kısma ayrılmıĢ haldedir. Enver Bey batıda bulunuyor. Nuri’yi de onun kurmay baĢkanı yaptık. Ben de Fuat’ı alıp Doğu kuvvetleri komutanı sıfatıyla doğu kuvvetine katıldım.61

57ATASE ArĢivi, OİHK, K. 57, Dos. 272, F. 6-4; a.g.d, s. 36- 37.

58 1911 – 1912 Osmanlı – İtalyan Harbi ve Kolağası Mustafa Kemal, s. 65.

59Bay, a.g.e, s. 80-83.

60ATASE ArĢivi, OİHK, K. 57, Dos. 272, F. 6-6; a.g.d, s. 42

611911 – 1912 Osmanlı – İtalyan Harbi ve Kolağası Mustafa Kemal, s.135.

14

25 Ocak 1912 tarihinde Mustafa Kemal, Zerente Karargâhı’ndan, 16 - 17 Ocak 1912 tarihli muharebe raporunda, 14 – 15 Ocak 1912 tarihinde düĢmanın istihkam yaptığını ve bunun inĢaatının devam ettiğini bildirir. Ayrıca istihkâm mevzi itibariyle de Derne’ye yapılacak harekâtı güçleĢtirecektir. Mustafa Kemal henüz inĢaat halindeyken buraya hareket edilmesinin kararlaĢtırılması için Enver Bey’in düĢüncesini sorar. Bu soruya cevaben Enver Bey, Kurmay BaĢkanı Mehmet Nuri ile Mustafa Kemal’e gönderdiği yazıda ġark Kolu tarafından bir baskın yapılmasının uygun olacağını yazar. Bunun üzerine Mustafa Kemal muharebe emri çıkartarak bir gece baskını yapmaya karar verir. Mustafa Kemal’in Ģeyhlerle görüĢmesi gece saat üçte muharebe teklifinin kabul edilmesiyle sonuçlanır. Zerente Karargâhından 17 Ocak 1912 tarihinde Kurmay BinbaĢı Mustafa Kemal, Enver Bey’e gönderdiği muharebe raporunda baskını Ģöyle ifade eder: Kurmay YüzbaĢı Mehmet Nuri’yle gündüze kalan muharebeyi yakından görmek için hücum noktasının güneydoğusundaki sırta gittik. Sonra bulunduğumuz yerin 200 metre kadar doğusunda mağara bulunan noktaya gittik. O günün akĢamına kadar üç Ģehit ve 10 yaralı olduğu anlaĢılmıĢtır. Rapor saat on bir buçukta Enver Bey’e gönderilir.

Sonraki gün ortaya çıkan zayiat 22 Ģehit ve 27 yaralı olup düĢmanın zayiatı yok denecek kadar az olduğu tahmin edilmektedir.62

Bingazi Genel Komutanı Enver Bey 05 Mart 1912 tarihinde Kurmay BinbaĢı Mustafa Kemal’in Derne Komutanlığına atandığını bildirdi.63 Sonraki gün Mehmet Nuri gönderdiği yazıda Ģunları ifade eder: Kurmay BinbaĢı Mustafa Kemal Derne Komutanı olmuĢtur. Derne’de erzak, diğer iĢler ve muameleler için bundan sonraki baĢvuru merciiniz bu komutanlık olacaktır.64

Mehmet Nuri, Ġtalyanların Kuzey Afrika kıyı bölgelerine yaptıkları sağlam istihkâmlar ile bilimsel karĢılaĢtırmaya göre nicelik ve nitelikçe geri olan düĢmanları karĢısında üstün kuvvetleriyle askerlik sanatı bakımından hiçbir Ģey yapamamıĢ olmaları, askerlere manevi değerlerin bilim ve teknik birikiminden etkili oluğunu

62ATASE ArĢivi, OİHK, K. 58, Dos. 279, F. 14-1, 14-2; a.g.d, s. 69-71.

63ATASE ArĢivi, OİHK, K. 17, Dos. 73, F. 11; a.g.d, s.126

64ATASE ArĢivi, OİHK, K. 59, Dos. 280, F. 21-2; a.g.d, s.128; Ayrıca adı gecen dergide bu belgedeki imzanın kime ait olduğu belirtilmemiĢtir. Ancak belgenin gönderildiği tarihte Mehmet Nuri’nin, Enver PaĢa’nın Kurmay BaĢkanı olmasından ve bu belgedeki imzanın Mehmet Nuri’nin diğer belgelerdeki imzalarına benzemesinden dolayı belgedeki imza yani belgeyi gönderen Mehmet Nuri’dir.

15

göstermektedir.65 Ġtalyanlarla Trablus ve Bingazi’de çarpıĢan bir avuç asker ve savaĢçının olağanüstü iĢler görmesini etkileyen baĢlıca nedenlerden birinin, bu çarpıĢmalarda subayların, kurmay heyetinin ve komutanların erlerle bir sırada, aynı safta savaĢmıĢ olmalarıdır, değerlendirmesiyle Trablusgarp SavaĢı hakkındaki düĢüncelerini ifade eder.66

Mustafa Kemal ise, “ansızın ortaya çıkan durumlara ilk temas eden, bir kıtanın en üst komutanı değildir. Komutanların ve erlerin, düĢünce üreterek kendiliklerinden iĢ görebilme becerisiyle yetiĢtirilmiĢ olduklarına ikna olmadan, bir askeri kıtanın, bir ordunun güvenilir ve destek verebilir bir güç olarak tanınması gaflettir, felakettir. Derne’de Ġtalyanları yenen ve Derne’nin üç kilometre çevresi üzerinde kurdukları istihkâmlarda onları hapseden kuvvet, Osmanlı kuvvetini oluĢturanların Ġtalya ordusunu oluĢturanlardan daha olgun halde bulunmuĢ olmasındandır. Sayı, top, tüfek, savaĢ malzemesi ve tekniğin verdiği üstünlükler dikkate alınırsa Ortaçağ’dan kalma Derne’deki küçük kuvvetin, son yüzyıldaki bütün ilerlemelerin sonuçlarından payını almıĢ olan bir ordunun karĢısında bir gün bile durmaması gerektiğini kabul etmek gerekirdi.”67 değerlendirmesiyle Trablusgarp SavaĢı hakkındaki düĢüncelerini ifade eder.

Trablusgarp SavaĢına katılan kurmay subay değerlendirmesinde, Mehmet Nuri hakkında: “Bingazi Genel Kuvvetleri Kurmay BaĢkanlığı yapmıĢtır. Kendini beğenmiĢtir. Ġyi bir kurmay subaylıktan ziyade bir kıta komutanlığında görevlendirilebilir.”68 Ġfadeleriyle Mehmet Nuri’nin Trablusgarp SavaĢı potansiyeli anlatılmaktadır. Diğer taraftan “Kurmay YüzbaĢı Mehmet Nuri, Fransızca bilir, çok az Arapça ve Almanca bilir.”69 bilgilerine de yer verilmektedir. Mehmet Nuri, Haziran 1912 yılında binbaĢılığa terfi eder. SavaĢ sonrası dördüncü Osmanî niĢanı ile ödüllendirilir.70

14 Ekim 1912 tarihinde Enver Bey, Harbiye Bakanlığı’na çok acele ilamıyla çektiği telgrafta son olaylar nedeniyle Derne Komutanı Mustafa Kemal ve Bingazi Genel Kuvvetleri Kurmay BaĢkanı Kurmay BinbaĢı Mehmet Nuri’nin Makedonya

65Atatürk, a.g.e; Conker, a.g.e, s. 39.

66a.g.e, s. 47.

67Atatürk, a.g.e, s. 18-19.

68ATASE ArĢivi, OİHK, K. 27, Dos. 156, F. 3-51; a.g.d, s. 260

69ATASE ArĢivi, OİHK, K. 27, Dos. 122, F. 1-11a ve 1-12.

70ATASE ArĢivi, BDHK, K. 4455, Dos. 108, Bel. 1-12.

16

Harekâtı’nda görev almak üzere izin verilmesi hususundaki emri beklediklerini yazar.71 Bu iznin verilmesiyle de Kurmay BinbaĢı Mehmet Nuri doğup büyüdüğü topraklar olan Balkanlarda görev almak için Kurmay BinbaĢı Mustafa Kemal ile birlikte 16 Ekim 1912 tarihinde Ġstanbul’a gitti.

B. Balkan Savaşları (1912-1913)

Mehmet Nuri Balkan Harbi’nin ilanı üzerine Derne’den hareketle Avrupa üzerinden Ġstanbul’a 16 Ekim 1912 tarihinde gelir. Birinci Çatalca Muharebesi esnasında Karadeniz’de Turgut Reis Zırhlısı’nda bulundu.72 Karadeniz’de Turgut Reis Zırhlısı Kurmay BaĢkanlığında görev yaptı.73

Turgut Reis Zırhlısı, Kılıçburnu önlerinde yatmaktayken 17 Kasım 1912 tarihinde saat 13.30’da Kuzey Kanat Müfrezesi’nin taarruzunu desteklemek bakımından, Celepköy ve Ormanlı yakınlarındaki Bulgar kuvvetlerini ateĢ altına alır.

Karanlık bastıktan sonra ateĢini keserek bütün gece Karadeniz kıyılarında devriye görevini icra eder.74

BaĢkomutanlık, Çatalca Savunma Mevzii’nde, donanmanın, ordunun kanatlarının desteklenmesinde verilen görevleri çok iyi yaptığını belirtilerek, bu görevlerin yapılmasında, çaba gösteren bütün subay ve erlere teĢekkür eder.75 Ancak Mehmet Nuri, Bulgarların Çatalca savunma hattımıza yaptıkları saldılar esnasında Turgut Reis zırhlımız Karadeniz’de, hattın sağ tarafında bulunuyordu. Bu zırhlının becerikli niĢancıları tarafından tepelerinde gülle patlatarak ısrarla dövülen Bulgar avcı hattından hiçbir Ģeyin kalmadığı sanılır iken, patlayan bombaların dumanları kaybolduğunda aynı Bulgar hattından ateĢe yine aynı güçte devam edildiği görülmüĢtür, ifadesiyle yukarıda anlatılan duruma farklı bir bakıĢ açısı getirir.76

Balkan Harbi’nde görev alan Yarbay Mehmed Nihad, Çatalca Hattının Büyükçekmece ve Terkos gölleri arasındaki mesafenin kuĢbakıĢı 29 – 30 km kadar olduğunu, Çekmeceye dökülen Kara Susazlı Deresi ve Temdid Vadisi dağ boyunca kuzeye kadar mevziinin önünü tehdit ederken; sonrasında boyun noktasıyla Terkos

71ATASE ArĢivi, OİHK, K. 46, Dos. 216, F. 3; a.g.d, s. 251.

72ATASE ArĢivi, BDHK, K. 4455, Dos.108, Bel. 1-12.

73TBMM ArĢivi, Tercüme-i Hal Kağıdı.

74TSK Tarihi Balkan Harbi…, s. 169.

75ATASE, a.g.e, s. 206.

76Atatürk, a.g.e; Conker, a.g.e, s. 39.

17

gölü sınırları baĢlar. Göle dökülen Çerkezköy Deresi mevziinin sağ tarafını tehdit ettiğini, yazın dahi kurumayan bataklıkların harekâtı zor duruma düĢürdüğünü ifade eder. Ayrıca Lüleburgaz’dan Çatalca’ya çekilirken yollarda dökülüp kalan sayısız insan vardır. Çatalca hattında 06 Kasım’dan itibaren kolera baĢlar. Muharebe günlerine kadar bu hastalık orduya 4.000 den fazla zayiat verdirir.77

Osmanlı Ordusunda görevli müttefik Alman subayı Güstav von Hochwachter’in, Çatalca muharebeleri Türkler için bir baĢarı abidesidir. Osmanlı topçu birliklerinin üstünlüğü sayesinde Bulgarlar yenildi. Bulgarlar çoğu kez hedeflere tam isabet ettiremedi. Türk askerinin Krupp toplarını güven ve soğukkanlı kullanmasıyla, bu topların ne kadar değerli olduğu bir kez daha ispatlandı, değerlendirmesini yapmaktadır.78

Mehmet Nuri, Akdeniz/Çanakkale Boğazı Mürettep Kuvvetler Kurmay BaĢkanlığında görevli olarak Maydos’a 25 Kasım 1912 tarihinde gitti. Bu vazifede iken Bolayır ilerisinde, Kavak’ta bir müfrezeyi kumanda etti.79

Bulgarlar, 17 ve 18 Kasım 1912 tarihlerinde Osmanlının Çatalca Müstahkem Mevziine yaptığı taarruzları baĢarısızlığa uğrayınca harbi bu Ģekilde devam ettiremeyeceklerini anladıkları için müttefiklerinin de katılımıyla hazırladıkları mütareke koĢullarını Ġstanbul’daki Rus elçiliği aracılığıyla Osmanlı Hükümetine verdi. Sırp ve Karadağ adına müzakereye yetkili olan Bulgar heyeti ve Osmanlı heyeti arasında 25 Kasım 1912’de Büyük Çekmece gölünün batı kıyısında Tepeköy de mütareke görüĢmeleri baĢladı. 29 Kasım 1912 tarihinde Yunan delegesi de bu görüĢmelere dahil oldu. Takip eden görüĢmelerde 03 Aralık 1912 tarihinde Yunanlar

Bulgarlar, 17 ve 18 Kasım 1912 tarihlerinde Osmanlının Çatalca Müstahkem Mevziine yaptığı taarruzları baĢarısızlığa uğrayınca harbi bu Ģekilde devam ettiremeyeceklerini anladıkları için müttefiklerinin de katılımıyla hazırladıkları mütareke koĢullarını Ġstanbul’daki Rus elçiliği aracılığıyla Osmanlı Hükümetine verdi. Sırp ve Karadağ adına müzakereye yetkili olan Bulgar heyeti ve Osmanlı heyeti arasında 25 Kasım 1912’de Büyük Çekmece gölünün batı kıyısında Tepeköy de mütareke görüĢmeleri baĢladı. 29 Kasım 1912 tarihinde Yunan delegesi de bu görüĢmelere dahil oldu. Takip eden görüĢmelerde 03 Aralık 1912 tarihinde Yunanlar