• Sonuç bulunamadı

4. ARAŞTIRMA SONUÇLARI VE TARTIŞMA

4.4. Toprak Penetrasyon Direnci Değerleri

Uygulamalara bağlı olarak toprak penetrasyon direnci değerlerinin değişimi Şekil 4.2’de verilmiştir.

Şekil 4.2. Uygulamalara bağlı olarak penetrasyon direnci değerlerinin değişimi

Uygulamalar penetrasyon direnci açısından değerlendirildiğinde; işleyici organa bağlı olarak penetrasyon direnci değerleri 2012-2013 ve 2013-2014 yılları için sırasıyla; 0.69- 2.03, 0.78-2.57 MPa arasında değişim göstermiştir. Her iki yılda da toprak işleme öncesi değerlerini 2.03 MPa ve 2.57 MPa değerleriyle doğrudan ekim uygulaması takip etmiş, en düşük değerler ise 0.69 MPa ve 0.78 MPa olarak yatay milli rotatiller uygulamasında bulunmuştur. Yatay milli rotatiller uygulamasında penetrasyon direnci değerleri hem 2012 hem de 2013 yıllarında, toprak işleme öncesine göre % 67 ve % 70.7 oranlarında azalmıştır. 0 1 2 3 Kontrol (TİÖ) Geleneksel Kanatlı Çizel Düşey Milli Rotatiller Yatay Milli Rotatiller Doğrudan Ekim P enet ra sy o n Dir enci (M P a ) Uygulamalar 2012 2013

7 4

74

Toprak işleme uygulamalarının toprak penetrasyon direnci üzerindeki etkisi önemli bulunmuştur (P < 0.01). LSD testi sonuçları Çizelge 4.6’ da verilmiştir.

Çizelge 4.6. Toprak penetrasyon direncinin deneme yılları ve yıllar ortalama değerleri üzerinde yapılan

çoklu karşılaştırma LSD testi sonuçları

Uygulamalar Toprak Penetrasyon Direnci Değerleri (MPa)

2012-2013 yılı 2013-2014 yılı Yıllar Ortalaması

Geleneksel 1.06 a 1,08 a 1.07 a1 K. Çizel 1.02 a 0.90 b 0.96 b D.Milli Rotatiller 0.86 b 0.89 b 0.87 c Y.Milli Rotatiller 0.69 c 0.78 c 0.74 d D.Ekim 2.02 d 2.57 d 2.30 e LSD (0,05) 0.060 0.055 0.053

1 Her sütun için aynı harfi taşıyan ortalamalar arasındaki fark istatistiki olarak önemsizdir.

Penetrasyon direnci açısından yapılan çoklu karşılaştırma (LSD) testine göre; 2012-2013 yılında; geleneksel ile kanatlı çizel uygulamaları arasında fark önemsiz çıkmış, düşey milli rototiller, yatay milli rototiller ve doğrudan ekim uygulamaları farklılık oluşturmuştur. 2013-2014 yılında ise geleneksel uygulama, yatay mili rototiller ve doğrudan ekim uygulamaları farklılık oluşturmuş, kanatlı çizel ve düşey milli rototiller arasında fark bulunmamıştır. Yıllar ortalaması değerlerine göre bütün uygulamalar farklı grupta yer almıştır (P< %5). En yüksek penetrasyon direnci değeri 2.30 MPa ile doğrudan ekim uygulamasında gerçekleşmiş, en düşük penetrasyon direnci değeri ise 0.74 MPa değeri ile yatay milli rototiller + ekim makinası uygulamasında elde edilmiştir.

Çetin ve ark. (2009) farklı toprak işleme alet ve makinalarının toprağın penetrasyon direnci değerlerine etkilerini belirlemek amacıyla kulaklı pulluk, rotatiller ve çizel ile yaptıkları çalışmada; penetrasyon direnci değerlerini 0-15 cm ve 15-30 cm derinlikte sırasıyla; toprak işleme öncesi 1.63 - 4.15 MPa ile 3.36-4.97 MPa arasında, toprak işleme sonrası ise 0.41-1.46 MPa ile 0.85-4.76 MPa aralığında bulmuşlardır. Uygulamaların ortalama penetrasyon direnci değerleri rotatiller, kulaklı pulluk ve çizel için sırasıyla 1.05, 1.32 ve 1.79 MPa olarak belirlenmiştir. Penetrasyon direnci değerlerinin; rotatillerin kullanıldığı parsellerde 15-30 cm derinliklerindeki değerleri hariç bitki büyümesini engelleyici sınır olarak belirtilen 3 MPa değerini aşmadığı görülmüştür. Kulaklı pullukta, yüzey artıklarının derine gömülmesi ve kulaklı pulluk tarafından kesilen ve döndürülen toprak profillerinin aralarında kalan boşluklar, penetrasyon direncinin diğer ekipmanların kullanıldığı parsellere göre yüksek oranda azalmasına etkili olmuştur (Doğan ve Çarman, 1997). Marakoğlu ve Çarman (2008) buğday üretiminde azaltılmış toprak işleme ve doğrudan ekim uygulamalarıyla yaptıkları

75

iki yıllık çalışmada; uygulamaları toprağın 0-20 cm derinlik bölgesinde penetrasyon direncine etkisi açısından değerlendirmişler; en büyük penetrasyon direnci değerini doğrudan ekim uygulamasında (2.11-1.87 MPa) yani toprak işlemenin yapılmadığı durumda tespit etmişler, en düşük değeri ise geleneksel toprak işleme uygulamasında (0.95-1.15 MPa) saptamışlardır, farklı toprak işleme uygulamalarına bağlı olarak toprağın penetrasyon direnci birinci yılda % 54.9-32.2, ikinci yılda ise % 36.8-27.2 değerleri arasında azalmıştır. Barut ve ark. (2010) Çukurova koşullarında buğday tarımında uygulanan geleneksel ve alternatif toprak işleme sistemlerinin bazı toprak özellikleri üzerine etkileri konusunda yaptıkları 4 yıllık çalışma sonucunda; yıllar itibariyle geleneksel toprak işleme sistemine göre korumalı toprak işleme sistemlerinin penetrasyon direncini önemli oranda artırdığını ve toprak sıkışmasına neden olduğunu belirlemişlerdir. Penetrayon direncinin 0-45 cm derinlikte AT (Azaltılmış Toprak İşleme) > DE (Doğrudan Ekim) >GT (Geleneksel Toprak İşleme) şeklinde değiştiğini tespit etmişlerdir. Hernández ve ark. (2019) OhioTriplett-Van Doren ‘de Ohio topraklarının fiziksel özelliklerine ilişkin uzun vadeli toprak işleme (55 yıldan fazla bir süre) uygulamalarının değerlendirilmesi üzerine araştırma yapmışlardır. Pullukla toprak işleme (PT), minimum toprak işleme (MT) ve no till (NT) uygulamalarının; toprak penetrasyon direnci (PR) açısından değerlendirildiği çalışmada; 2013 yetiştirme sezonunda 0-2.5 cm’de MT ≈ NT > PT bulunurken, 2.5-7.5 cm aralığında fark bulunmamıştır. 7.5–17.5 cm toprak derinliğnde ise NT uygulaması MT ve PT’den önemli derecede yüksek bulunmuştur. 20 cm toprak derinliğinin altında ise NT uygulaması; MT ve PT uygulamaları arasında fark bulunmamasına rağmen, MT ve PT uygulamalarından önemli derecede düşük bulunmuştur. Kasım 2013 yetiştirme döneminde no-till uygulamasında 40 cm ye kadar penetrasyon değerleri 0.16 MPa ile 0.63 MPa arasında değişmiştir. MT 0.14 ile 0.64, PT ise 0.12 ile 0.64 arasında değişmiştir. Bulut ve Altuntaș (2015) Sivas koşullarında buğday tarımında farklı toprak işleme yöntemlerinin (GT: kulaklı pulluk+diskli tırmık+ekim; KT1: çizel+diskli tırmık+ekim, KT2: rotovatör+ ekim; ve AE: anıza doğrudan ekim) bazı toprak fiziksel özellikleri üzerine etkilerini değerlendirmişlerdir. Toprak penetrasyon direnci değerleri karşılaştırıldığında; anıza ekim (AE) yönteminde en yüksek değer bulunmuştur, ancak bulunan değerler bitki kök gelişimi için üst sınır olarak kabul edilen 3 MPa’ın altında kalmıştır (Busscher ve Sojka, 1987). Toprak penetrasyon direnci değerleri; 0-15 cm toprak derinliği için, toprak işleme öncesi zamanında 1.08-1.59 MPa, ekim sonrasında 0.45-1.60 MPa ve hasat sonrasında 0.81-1.36 MPa değerleri arasında değişmiştir.

7 6

76

Küçükalbay ve Akbolat (2015) nohut üretiminde geleneksel toprak işleme (GTİ), azaltılmış toprak işleme (ATİ) ve doğrudan ekim (DE) yöntemlerinin uygulanabilirliğini inceledikleri çalışmada; penetrasyon direnci değerlerini, 0-80 cm toprak derinliğinde GTİ, ATİ ve DE için sırasıyla 1.67, 1.84 ve 1.83 MPa olarak saptamıştır. Ferreras ve ark. (2000) Arjantin’de geleneksel ve no-till uygulamasının bazı toprak özellikleri üzerine etkileri konusunda yürüttükleri çalışmada; penetrasyon direnci değerlerini 5-10 cm derinlikte; NT: 1.6 MPa, CT: 1.1 MPa; 10-15 cm derinlikte; NT: 1.6 MPa, CT: 1.0 MPa ve 15-20 cm derinlikte NT: 1.3 MPa, CT: 0.9 MPa bulmuşlardır. Negiş (2014) Konya- Çumra ovasında şeker pancarı tarımı yapılan alanlarda yoğun tarla trafiğinden kaynaklanan toprak sıkışmasını dönemsel olarak belirlemek amacıyla yaptığı çalışmada; 4 farklı dönemde (ekim öncesi- ekim sonrası- gelişme dönem- hasat sonrası), penetrasyon dirençlerinin ekim öncesi 0.59 MPa ile 1.95 MPa arasında değişirken, ekim sonrası 0.98 MPa ile 2.67 MPa arasında, gelişme döneminde 0. 99 MPa ile 3.70 MPa arasında ve hasat sonrası ise 2.636 MPa ile 4.82 MPa arasında tespit etmiştir. Penetrasyon direncindeki artışın, tarla trafiğine bağlı yapılan tarımsal faaliyetlerin ve şeker pancarı kök gelişimine ortak etkide bulunduğu değerlendirilmiş, bu nedenle şeker pancarı tarımında tarla trafiğinin kontrollü ve daha az sıkışmaya neden olacak şekilde yapılmasının gerekliliği belirtilmiştir. Aksakal ve Öztaş (2010) yoğun tarla trafiği kaynaklı toprak sıkışmasının; suyun infiltrasyonunu, bitki kök gelişimini ve ürün verimini azaltırken, toprak hacim ağırlığı ve toprağa giriş direncini artırdığını belirtmişlerdir. Bouaziz ve Bruckler (1989) toprağın parçalanma oranına etkili faktörleri; toprak tipi, işleme zamanındaki nem içeriği, toprak işleme aletinin tipi ve özellikleri ve tarla trafiği olarak belirtmişlerdir. Tarladaki araç trafiğinin neden olduğu sıkışma; toprakta gözenek dağılımını, havalanmayı, mekanik direnci ve bitkinin gelişimini olumsuz yönde etkilemiştir (Zhang ve ark., 2006). Önal (2012) toprak sıkışmasının önlenmesi için geleneksel toprak işleme yerine koruyucu toprak işleme sistemlerinin kullanılarak tarladaki araç trafiğinin azaltılması gerektiğini bildirmiştir.

77

Benzer Belgeler