• Sonuç bulunamadı

(İsmail Hakkı Tekçe ve Halil Nuri Yurdakul'dan)

Birinci Cihan Harbi sonrası, Rum ve Ermeni çetecilerinin en fazla faaliyet gösterdikleri yerlerden birisi de Giresun'du. Onlarla en etkin şekilde mücadele eden de, bir ayağı sakat olduğu için Topal Osman Ağa adıyla tanınan kişi ve onun adamları idi.

Giresunlu Topal Osman Ağa, o yörede, cahil, cesur, kurnaz, bece­

rikli, cüretkâr ve insafsız, adam öldürmekten de hiç çekinmeyen bir ki­

şi olarak tanınmıştı. O yörede, Türkler dahil, bütün Giresun halkı üze­

rinde müthiş bir korku ve dehşet yaratmıştı.

Mustafa Kemal Paşa'nm, Samsun'dan sonra uğradığı Havza'da, To­

pal Osman'la görüştüğü ve onu Ankara'ya çağırdığı rivayet olunur.

Çoğu asker kaçağı olan adamlarıyla Ankara'ya gelince, Atatürk'ün korunmasıyla görevlendirilmişti. Atatürk'ü çok seven ve ona çok bağh bir kişiydi.

Meclis açıldıktan sonra da bu işine devam etmiş ve ömrü dağlarda geçmiş bir çeteci olmasına rağmen, kendisine TBMM kararıyla yarbay­

lık rütbesi verilmişti. (Eskiden başarılı askerlere, başarılarına göre uy­

gun rütbeler verilirdi.)

Topal Osman, bu durumundan çok istifade ederek, Fuat Bulca, Ali Kılıç, Rauf Orbay gibi zamanın birçok tanınmış kişileriyle de dost­

luk ve arkadaşlık yapmakta idi.

Çerkez Ethem, Bolu ve Düzce isyanlarını bastırdıktan sonra Anka­

ra'ya çağrılmış, 6-7 bin atlısı ile Ankara'ya gelince, Meclis onu ayakta karşılamıştı. Çünkü o zamanlar 6-7 bin atlı değil, 60-70 atlı bulmak bir mesele idi. Dört sene süren Birinci Cihan Harbi'nde, milletin neyi var neyi yok, hepsi yok olmuştu. Böyle bir yokluk içinde, 6-7 bin giyimli kuşamlı birUk etrah titretirdi.

Çerkez Ethem, Ankara'da, Atatürk'ü istasyonda kalmakta olduğu yerde (şimdi müze olan bina) ziyarete gelirken bile 2 0 0 kadar atlısı ile beraber gelmiş, Ethem üst kata çıkarken merdivenlere adamları yerleş­

tirilmiş, binanın etrah da yine adamları tarahndan çepeçevre sarılmıştı.

Bu görüşmeden sonra Yüzbaşı İsmail Hakkı Tekçe, Atatürk'e baş­

vurarak, "Paşam, bu ne, Çerkez Ethem bile her gittiği yere 2 0 0 atlısı ile beraber gidip geliyor. Sizi koruyacak hiçbir şeyimiz yok. Emrederseniz ben de bir muhafız kıtası kurayım," der. Atatürk'ten olumlu cevap alın­

ca, önce bir muhafız kıtası, sonra bir m.uhafız bölüğü ve sonra da mu­

hafız taburu teşkil eder (18 Temmuz 1920).

Böylece, hem Atatürk'ün hem de TBMM'nin korunmasını ilk defa bu birhkler üstlenir.

O zamana kadar, bu görevi yapan Topal Osman'ın adamları da, o sıralarda Ankara'da her gün bir olay çıkarırlar. Kahve basmak, bakkal kasaptan mal kaldırmak, ona buna sarkıntılık etmek gibi.

Bu nedenle, onlardan hem yararlanmak hem de şehirden uzaklaş­

tırmak için, Atatürk'ün Çankaya'da yeni taşındığı evin korunması da.

Topal Osman ve adamlarına verilir.

Çünkü Çankaya, şehirden 8-10 km uzakhkta bir bağ evidir. Anka­

ra'da ise, birisi Atatürk'ün diğeri de Rus sefirinin olmak üzere sadece i-ki otomobil bulunmaktadır. Bu nedenle, uzak yerlere ulaşım çok zor­

dur.

Bu arada, Meclis'te, ülke çıkarları için çok ateşli konuşma ve tartış­

malar yapılmaktadır. O kadar ki, milletvekilleri bu tartışmalar içinde birbirlerine silah çekip birbirlerini Meclis'te vurmaktadırlar.

TBMM'nin o yıllarında, Trabzon Milletvekili olan Ali Şükrü Bey,

adeta tek başına Meclis'te hükümete karşı muhalefet yapan bir millet­

vekilidir.

Ali Şükrü Bey, güzel İngilizce bilir. Öteden beri takip ettiği İngiliz­

ce gazetelerini alır. Özellikle "Times" gazetesini Ankara'da bile temin eder. Bu nedenle, âdeta Avrupa penceresinden Ankara'yı seyreder ve bir gezici ajans gibi Türkiye'nin Avrupa'daki sesini her gittiği yere iletir.

Ayrıca, çok güzel konuşan ve sözünü hiç kimseden sakınmayan mert, per\^asız, gür sesU, iri yarı bir vatanperverdir. Her vekil onun ten­

kitlerinden çekinir.

O günlerde Ali Şükrü Bey ve arkadaşlarmm çıkarmakta olduğu Tan isimli gazetede Topal Osman ve yandaşlarına hücum eden yazılar yazılmıştır.

Böyle olayların yaşandığı günlerden birinde, Ali Şükrü Bey'in ya­

kın dostu ve Trabzon yöresinde büyük etkisi olan Kayıkçılar Kahyası Yahya Efendi öldürülür. Yahya Efendi'yi, Topal Osman Ağa'nm adam-larmm öldürdüğü söylentileri duyulur. Ali Şükrü Bey de, bu konuyu Meclis'e getirip derinleştirmek ister. Katillerin bulunması için her tarafa başvururken 1923 yılının 27 Martında Ali Şükrü Bey ortalıkta görün­

mez olur.

Birçok kimsede. Ah Şükrü Bey'i, tenkit ettiği karşıt fikirli vekiller tarafından öldürtüldüğü şüpheleri belirir.

Aradan geçen üç gün içinde bütün araştırmalara karşın Ali Şükrü Bey bulunamayınca, olay polise intikal eder. PoUsler olayı araştırırlar­

ken, konu MecUs'te dile getiriUp ateşli konuşmalarla tartışıhr.

Erzurum MilletvekiU Hüseyin Avni Bey kürsüde, "Efendiler bu bir cinayetse, cinayete sebep olanlar, kim olurlarsa olsunlar, onları kahre­

deceğiz. Onları kanun önünde diz çöktürüp geberteceğiz," diye konuş­

muş ve bütün Meclis, "Geberteceğiz, geberteceğiz," diye bağırmıştır.

Mechs'te bu tartışmalar olurken, Topal Osman'ın yakınlarının Meclis koridorlarında dolaşıp tartışmaları merakla dinledikleri dikkati çeker. Bu arada Topal Osman'ın en yakın dostu ve Meclis'teki kolu sa­

yılan Mustafa Kaptan, sessizce polis karakoluna çağrılıp ifadesi alınınca

ve biraz da sıkıştırılınca 27 Mart akşamı Ali Şükrü Bey'i Topal Os­

man'ın evine yemeğe davet edip onu götürdüğünü söyleyince, derhal tevkif edilir. Topal Osman'ın komşularının ifadesinden de Ali Şükrü Bey'in o gece Topal Osman'ın evinde yemek yediği, gece yansından sonra da evde boğuşmalar olduğu, ondan sonra da büyük bir torba ile bir şeyin arabaya yüklenerek götürüldüğü öğrenilmiştir.

Şükrü Bey'i, Topal Osman'ın arkadaşlarıyla evinde öldürdüğü iyi­

ce anlaşılınca. Topal Osman aranmaya başlanır. Evi de ablukaya alınır.

Bu arada Ali Şükrü Bey'in cesedi, Topal Osman'ın bağ evine 300-500 metre uzaklıkta, Mahye köyü yakınlarında bir çukurun içinde yarı gö­

mülü ve çift iple boğulmuş olarak bulunur.

Topal Osman'ın bağ evi, Atatürk'ün Çankaya'daki köşküne yakın ve kirası Ankara Belediyesince ödenen bahçeli bir evdir.

Olayın bundan sonraki kısmını muhafız alayı muhafız taburu üçüncü bölükten Er Süleyman oğlu Ali'nin ağzından dinleyelim:

"Ben, olay gecesi Atatürk'ün istasyonda bulunan eski evi önünde nöbetçiydim. Atatürk bu binadan çıktıktan sonra, burasını muhafız ala­

yı kumandanı İsmail Hakkı Bey ve yaverleri büro olarak kullanıyorlar­

dı. Gece yarısına doğru bir de baktım Atatürk birden karşıma çıktı. He­

men tanıyıp esas vaziyetimi aldım. Ata binaya çıkıp derhal İsmail Hak­

kı Bey'i çağırttı. Tekçe gelince üst katta uzun uzun konuştular. Az son­

ra bütün birlik uyandırıhp ilave ve hakiki mermiler dağıtıldı ve Çanka­

ya'ya doğru yürüyüşe geçtik. Hiçbirimiz nereye gittiğimizi ve ne yapıla­

cağını bilmiyorduk. 'Gece tatbikatı yapılacak,' dediler.

Seri yürüyüşle sabaha karşı Çankaya sırtlarına geldik. Topal Os­

man'ın Papazın Bağı'ndaki evinin yakınma gelince İsmail Hakkı Tekçe, bizzat dolaşarak bizlere tek tek bütün bahçeyi ve binayı çepeçevre ku­

şattırdı. Herkes kendine bir siper seçip tüfeklerimizi doldurduk ve bi­

nayı gözetlemeye başladık.

Gün ağarmış ve uyanan Topal Osman'ın adamları iyice seçilmeye başlanmıştı. Ellerinde ibriklerle tuvalete gidip geliyorlar ve bahçe mus­

luklarında yüzlerini yıkıyorlardı.

Ortalık iyice aydınlanmaya başlayınca birden binadan silah sesleri gelmeye başladı. Topal Osman'ın adamları, silah seslerini duyunca ba­

rakalarına ve sağa sola koşuşturmaya başladılar.

Fakat bizim birliğin askerleri, silahhğı zaptetmiş ve karşı koymak isteyen Topal Osman'ın adamlarından on ikisi öldürülmüştü. Diğerleri etkisiz hâle getirilmişti. Bu arada teslim olmayınca, Topal Osman da, yaralı olarak teslim alınmıştı.

Az sonra Topal Osman, bir sedyede oturur vaziyette binadan dışa­

rı çıkarıldı. Tsmail Hakkı! Bana kancıkça iş yaptın. Bu erkeklik değiL' diye bağırıyor, küfürler ediyordu. Bu vaziyette sedye ile bahçeden çı­

kartıldı. Hâlâ küfürleri duyuluyordu.

Sonra işittik ki, Topal Osman hastaneye götürülürken yolda öl­

müş. Meclis, ittifakla Topal Osman'ın cesedinin Meclis önüne asılması­

na karar verdi ve cesedi Meclis önüne kurulan darağacma asıldı."

Daha sonraları, olayın Çankaya'daki kısmının aşağıdaki şekilde ce­

reyan ettiği anlaşılır.

Topal Osman ve adamlarının suçlu olduğu anlaşılınca, önce hiç dikkat çekmeden Çankaya'daki Atatürk köşkünü koruyan Topal Os­

man'ın adamları, Meclis Muhafız Taburu askerleriyle değiştirildi. Ertesi gün de kendisinin tevkifi yapılacaktı. Fakat bu hareketlerden ve Mec-hs'teki konuşmalardan iyice şüphelenip korkan Topal Osman, katil zanlısı olarak yakalanacağını anlayınca, o gece Mustafa Kemal'in yanma çıkar ve "Paşam, şimdiye kadar ben sizi korudum. Şimdi de siz beni koruyacaksınız. Eğer benim ölmem gerekiyorsa, bunu siz yapınız. Beni alçaklara teslim etmeyiniz," diyerek tabancasını çıkarıp Ata'nm masası­

nın üzerine bırakır.

Aynı gece Atatürk, Latife Hanım'la beraber köşkün arka kapısın­

dan gizlice çıkmış ve Latife Hanım'ı bir dost evine bırakıp, doğru istas­

yona gelmiş ve İsmail Hakkı Bey'in yaptığı operasyonu bizzat planla­

mıştı.

Topal Osman, teslim ol çağrısına silahla cevap verince, çatışma çıkmış, yaralanarak yakalanmıştı.

Adamlarından da suçlu görülenler cezalandırılmışlar, diğerleri bi­

zim birliklere kaydedilmişlerdi.

Hakikatte Topal Osman, çok cesur, mert; memleketini seven ve Atatürk'e son derece inanan ve bağlanan bir kişidir. Atatürk'ün de tam olarak itimadını kazanmıştır.

Ne var ki bütün Karadenizliler gibi çabuk sinirlenip, kızan ve he­

yecanlanan bir tabiata sahiptir. Kazandığı şöhret ve itibar bu karakteri­

ni daha çok su yüzüne çıkarmış ve yandaşlarının bazı hareketlerini gör­

mezlikten gelmiştir.

Cumhuriyetin kurulmasının ilk yıllarında ülkeye büyük hizmetler yaptığı kesindir.

İSMAİL HAKKI TEKÇE: 1919 yılında kurmay yüzbaşı olarak Ata-türkle birlikte Samsuna ilk çıkanlardan biridir.

Ankarada muhafız kıtasını, bölüğünü, taburunu ve en sonra alayını kurup en uzun süre muhafız alayı komutanlığı yapmıştır.

Yarbayken Melek Anbumuyla evlenmiş, Atatürk'ün hemen hemen bütün seyahatlerine katılmıştır. General olduktan sonra Dersim Ha­

rekâtına iştirak etmiştir. Sonraları emekli olan Tekçe Paşa 1973 yı­

lında İstanbul'da vefat etmiştir.

Halil Nuri Yurdakul, Muhafız Alayı Genel Sekreterliği yaptığı yıllar­

da, onun da komutanı olmuştur.

"TOPAL OSMAN OLAYTYLA İLGİLİ DAHA GENİŞ BİLGİ İÇİN KAYNAK ESERLER

1. Bayraktaroğlu, Ş.: "Osman Ağa", Kardeş Matbaası, 1975 İstanbul.

2. Coşar, Ö. S.: "Atatürk'ün Muhafızı Topal Osman", Har­

man Yayınlan, Garanti Mat., 1971 Giresun.

3. Giresun Belediyesi: "Araştırma Basın Yayın Organizas­

yon", sayfa 24-26, İsmet Han No. 20/3 Sirkeci/İstanbul.

4. Goloğlu M.: "Erzurum Kongresi", sayfa 13, Nüve Matba­

ası, 1968 Ankara.

5. Kandemir K.: "Cumhuriyet Devrinde Siyasi Cinayetler", sayfa 3-57, Ekicigil Yayınları, Nuru Osmaniye, 1955 İs­

tanbul.

6. Meneşoğlu E.: "Osman Ağa", Yeşil Giresun Matbaası, 1991 Giresun.

7. Şener C: "Topal Osman Olayı", Ant Yayınları, No: 16, Anadolu Matbaası, 1992 CihangirAstanbul.

Atatürk lin Çankaya'da oturduğu ev ve bu olaylardan önce Karadeniz kıyafetiyle nöbet tutan Topal Osman müfrezesindeki askerlerden biri.

Yıl 1920

1927yılında anıt dikildikten sonraki Ulus meydanının onarılması.

Ulus'tan İstasyon Caddesinin görünümü. Solda ilk ve ikinci Meclis binaları, tam karşıda yeni yapılan Ankara Palas.

Aynı yıllarda onarılan Ulus meydanından İstasyon Caddesinin görünümü.

Ulus meydanına anıt dikildikten sonra, anıtın uzaktan görünümü.

Aynı yıllarda, îş Bankası Genel Müdürlüğü binası tamamlanmış ve Dışkapı'ya giden cadde yapılmakta.

1927yılında bugünkü Yenişehir tren köprüsünün bulunduğu yer­

den, Yenişehir ve Bakanlığa bakış. Bilindiği gibi, o zamanlar bu cad­

denin genişliği çok tenkit edilmişti.

Aynı caddenin Kızılaydan görünüşü, 1. Yapı Kredi Bankası Genel Mü­

dürlüğü ve 3. Kızılay Genel Müdürlüğü binasının bulunduğu yerler.

Aynı yıllarda, bugün Emlak Kredi Bankası ve tiler Bankası Genel Müdürlüklerinin bulunduğu, o zamanki adı ile Hergele Meydanı'nm

o günkü hâli.

Aynı yıllarda Hamam önünde, bir bayram günündeki eğlence alam.

1934yılında Ankara İstasyonumdan kaleye doğru çekilen bir resim.

On yıl önce cadde kenarlarına ve ortasına dikilen ağaçlar büyümüş ve çok modern bir görünüş vermekte. Yolun bu tarafında bugünkü 19 Mayıs Stadyumu yapılmadan önce yapılan muntazam ve geniş

parklar, karşıda Gençlik Parkı yapım çalışmaları yeni başlamış.

Taksim AnıtTnm yapıldığı günlerde Taksim Meydanfnm görünümü.

Benzer Belgeler