• Sonuç bulunamadı

Thales: Devindirici Neden Olarak Ruh

3. PRE- SOKRATİK FELSEFEDE RUH VE ÖLÜMSÜZLÜK

3.2. Thales: Devindirici Neden Olarak Ruh

Thales’in felsefi yolculuğu, Miletos şehrinde başlar ve Yunan felsefesinin bu kentte filizlenmesi, kesinlikle bir tesadüf değildir. İyonya’daki büyük liman şehirlerinden biri olan Miletos’un jeo-politik konumu, ekonomik refah düzeyinin artması ve diğer kültürlerle kurulan ilişkiler felsefenin bu şehirde doğması için adeta ideal koşulları sağlamıştır. Miletos, Lydia ve Pers egemenliğindeki Küçük Asya’nın batı sınırında bulunan ve pek çok koloniye sahip olan bir şehirdir. Dolayısıyla farklı kültürler ile sürekli ve yoğun bir etkileşim halindedir. Bunun yanında, refah düzeyinin oldukça yüksek olduğu ve insanların hayatta kalma mücadelesinden özgürleşerek, insanı, doğayı, evreni temaşa etmesine olanak sağlayan bir kenttir. Pers, Mısır, Mezopotamya ve Anadolu kültürlerinin, Yunan kültürü ile sentezlen-mesi de yaratıcı düşünce üzerinde olumlu etkilerde bulunmuştur. Tüm

bunların yanında insan zihni, değişmekte, dönüşmekte, kendisine kattığı yeni deneyim ve bilgiler ile farklı fikirler inşa etmektedir. Homeros’ta ilk emarelerini gördüğümüz sorgulayıcı bakış açısı giderek güçlenmekte, teolojik ve mito-poetik açıklamaların tatmin ediciliği ve açıklayıcı gücü azalmaktadır. O halde, Thales’in düşünsel yolculuğu, kendisini önceleyen düşünceden bir kopuş olarak değil, insanlık tarihinin doğal gelişim sürecinin zamanı gelmiş bir aşaması olarak görülmelidir.

Felsefe yeni doğmuştur, kendi ayakları üzerinde zar zor durmaktadır, bunu ancak sürekli geriye, annesine bakarak, hatta onun eline sımsıkı tutunarak yapabilir; yine de işte o artık doğmuştur, çünkü biri çıkıp Tanrıları, kozmogoni sahnesinden çıkarmıştır.93

Thales’in projesi, artık tatmin edici bulmadığı öte dünyacı, mitsel düşünceyi bir kenara bırakarak, dünyada olup biten her şeyi, bu dünyaya içkin olan doğal bir ilkeye dayandırmak ve bu şekilde de evrende doğal bir düzenin hüküm sürdüğünü ortaya koymaktır. Thales, evrendeki sayısız farklı varlığın, doğaya içkin olan tek bir yapıtaşından türemesi gerektiğini ve bu ilkenin su olduğunu düşünür. Thales’in ilk ilke olarak neden suyu seçtiği konusunda iki farklı görüş vardır. Bir görüşe göre, bu seçimin temeli mitsel düşünceye dayanır zira hem Mezopotamya hem Mısır hem de Yunan mitolojilerinde su, merkezi öğedir. Mısır’da tüm yaşamın sudan doğduğuna inanılır. Babil Enuma Eliş kozmolojisinde de evrenin ilk başta sudan meydana gelen bir kaos olduğu ve daha sonra üç farklı öğenin (Apsu, Tiamat,

Mummu) bu bütünden ayrıştığı ve evreni yarattığı anlatılır. Yine hem Yakındoğu ülkelerinde hem de Yunan kültüründe suyun her şeyi kuşattığını anlatan tufan öyküleriyle karşılaşırız. Homeros, dünyanın Okeanos (okyanus tanrısı) ve Tethys’ten (deniz tanrıçası) meydana geldiğini söyler. Bütün bu örneklerden hareketle, suyun temel ilke olarak seçilmesinde, mitolojik açıklamaların etkili olduğu düşünü-lebilir.

Diğer görüşe göre ise suyun seçilmesi, rasyonel bir seçimdir zira doğaya baktığımızda canlıların hayatta kalmak için suya muhtaç olduğunu, suyun yaşam verici gücünü gözlemleyebiliriz. Ayrıca doğada hem katı, hem sıvı hem gaz halini gözlemleyebildiğimiz tek madde sudur, bu Thales’e suyun her maddeye dönüşebileceği fikrini vermiş olabilir.

Bilinç düzeyinde mitolojiden planlı bir kopuş gerçekleştirerek rasyonel açıklamalar arasa da, Thales’in zihninin gerisinde hala eski fikirlerin bulunması ve düşüncesini belli biçimlerde yönlendirmesi gayet olasıdır.94

Aslında, Thales’i bunca önemli kılan ve Yunan felsefesinin ilk temsilcisi payesi almasını sağlayan şey, ilk ilke olarak suyu seçmesi değil, değişimin altında yatan maddi bir neden aramasıdır. Wightman’ın esprili ancak bir o kadar da isabetli bir şekilde ifade ettiği gibi Thales “tek öğe diye pekmez ilkesini savunsaydı bile haklı olarak spekülatif bilimin babası olarak onurlandırılırdı”.95

94 Guthrie, a.g.e., s. 75. 95 Akt. Guthrie, a.g.e., s. 80.

Thales, ruha ve ölümsüzlüğe ilişkin görüşlerini bu varlığa ilişkin açıklamaları ile tutarlı bir biçimde oluşturur. O, ruhu, maddeye yani suya içkin olan devindirici neden olarak tanımlar. Bu görüş, Yunan düşüncesinde ruhun birincil özelliğinin devindiricilik olduğu görüşüne de uygun düşmektedir. Bu dönemde madde ile devindirici neden iki ayrı öğe olarak ele alınmamaktadır. Empedokles bu ayrımı yapıncaya dek, ne Thales ne de ondan sonra gelen bir başka filozof, devinimin nedenini maddenin dışında bir ilkeye bağlama ihtiyacı hissetmemiş-lerdir; onlara göre devinim maddeye içkin bir özellik olmalıdır. Evren, var olan her şeyin temel taşı olan tek bir maddeden meydana gelir ve hareketi açıklamak için bu tek maddeye içkin olan devinim ilkesi yeterlidir. Bazı kaynaklara göre Thales’e atfedilen, ancak Thales öncesi dönemde bir çeşit atasözü gibi kullanıldığı gösterilmiş olan “Her şey Tanrılarla doludur”96 sözü ile kastedilen şey tam da budur. Çünkü Yunanlılar için Tanrı, ölümsüz ve ebedî şeyler için kullanılan bir sıfat gibidir.

Dünyada işbaşında gördüğümüz, bizimle birlikte doğmamış ve biz öldükten sonra da var olmaya devam edecek herhangi bir güç, şu halde, bir tanrı olarak adlandırılabilirdi ve gerçekte, böyle güçlerden her biri birer tanrıydılar.97

Bu bağlamda ruh, ezelî ve ebedî devindirici ilke olması anlamında tanrısaldır ve ölümsüzdür. Ancak bu kesinlikle şahsi bir ölümsüzlük

96 Bu cümlenin kökeni ile ilgili daha kapsamlı bilgi için bkz. Guthrie, Yunan Felsefe Tarihi, s. 78.

değildir. Burada kastedilen, maddenin yok oluşa tabi olmaması anlamında, devindirici gücün de ebedî olmasıdır.

Thales’in görüşünü, Arbman’ın analizi ışığında değerlendirdiğimizde, onun ruh tanımının, felsefenin ortaya çıktığı dönemde üniter hale gelmiş olan ruh kavramının bir parçası olan beden-ruhlarına karşılık geldiğini söyleyebiliriz. Hatırlanacağı üzere beden-ruhlarının ayırt edici özelliği, insanın aktif olduğu durumda etkin olmalarıdır. Özgür-ruh ise yalnızca kişi pasif iken aktif hale geçen parçadır. Thales’e göre ruh, insana ve doğaya canlılık ve hareket veren şeydir, bu yüzden de özgür-ruha atfedilen özelliklere sahip olması düşünülemez.