• Sonuç bulunamadı

TERS LALE

Belgede BİR TUTAM TUNCELİ (sayfa 55-60)

Dünyada yalnızca Hakkari’de ye-tiştiği sanılan ve ağlayan gelin çiçeği de denilen ters lale, Tunceli dağlarının doruklarında da yetiş-mektedir. Her sabah göbeğinden yaydığı su nedeniyle ağlayan ge-lin adını alan çiçek, aynı zaman-da kutsal zaman-da kabul edilmektedir.

Boyu yaklaşık 75 santimetredir.

Her dalında altı lale ters olarak büyümektedir. Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu, ters la-leyi koruma altına almış bulun-maktadır.

GULİK

Latince adı Eremurus spectabilis olan çirişe yörede gulik denil-mektedir. Zambakgiller familya-sına ait bir bitki türü olan çirişi, uzmanlar, 100-200 cm yüksek-likte, rozet yapraklı, tüysüz, sarı çiçekli, çok yıllık ve otsu bir bitki olarak tanımlamaktadır. Gulikin kökleri mekik şeklinde şişkin ve sarı renklidir. Akdeniz, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri-nin dağlarında yetişmektedir. Bol olarak bulunduğu yerlere çirişlik

denir. Ters lale

Ters lale

Nisan ayının ilk günlerin-de gün yüzüne çıkan ve toplanıp yenilebilen Çiriş, özellikle Munzur Vadisi’nde bol miktarda yetişmekte-dir. Özellikle Ovacıklıların yakından tanıdığı çiriş, son yıllarda ticaret amacıyla toplanılıp başka illerde de pazarlanmaktadır. Çirişin köklerinden zamk elde edi-lebilmektedir.

Çirişin yaprakları henüz ta-zeyken pişirmeden de yeni-lebilmektedir. Ayrıca çirişten çorba ve birçok yemek de yapılabilmektedir. Örneğin haşlandıktan sonra yumurta ile kavrulması ya da peynirle de karıştırılarak yufka ekmek içinde yenilmesi gibi. Ayrıca kaşila diye adlandırılan bir yemeği de yapılmaktadır.

Yöreye ait sevilen yemekler-den biri olan kaşila, çirişin kaynatılıp, içerisine bulgur katılarak, katılaşıncaya ka-dar pişirilmesiyle yapılır.

Katılaştıktan sonra içi çukur-laştırılarak yağ dökülür ve servis edilip yenir.

KENGER

Latince Gundelia thournefortii olarak bilinen Kenger Tunceli’de özellikle de Ovacık’da bol yetişen bir bitkidir. Papatyagiller familya-sından olan Kenger’den daha çok tazeyken yemek yapılabildiği gibi çiğ olarak da yenilebilmektedir.

Çiçek açma zamanında kenger-den sakız elde edilebilmektedir.

Kenger sakızının çene gevşemesi, patlayan kulak zarının düzelmesi, safra kesesinden taş düşürme, şe-ker, tansiyon, kalp damarlarının gevşemesi ve hazımsızlığa iyi gel-diği; iştah açıcı, dişleri temizleyici, diş etlerini kuvvetlendirici gibi olumlu etkilerinin olduğu söy-lenmektedir. Yöre insanının çok eskiden beri elde edip kullandığı kenger sakızı, son yıllarda ticaret için de üretilmeye başlanmıştır.

Kengerin insanlar tarafından ye-nilmeyen kısmı da, saman haline getirilerek, kışın hayvanlar için yem olarak kullanılmaktadır.

RIBES (IŞKIN)

Farklı adlarla da bilinen Işkın, Tun-celililer tarafından Rıbes olarak bilinmektedir. Yüksek dağların

ya-maçlarında doğal olarak yetişen Işkın’a Dağ Muzu da denilmek-tedir. Ekşimsi bir tadı olan Işkının eni, 1-4 cm boyuysa 75 cm ka-dardır. Bu nedenle bölgede uzun insanları anlatmak için de Rıbes ifadesi kullanılır. Üzerindeki kabu-ğumsu tabaka soyularak yenilen Işkın, kaynatılarak da tüketilebilir.

Sağlık hizmetlerin yaygınlaş-madığı dönemlerde yöre halkı, bölgede yetişen birçok bitki gibi

Işkın’ı da ilaç gibi kullanmıştır.

Taze olarak çiğ çiğ yenilen Işkının, bağırsak ve mide rahatsızlıklarını giderdiği söylenmektedir. Kökü kurutulup kaynatılmış Işkın, şe-ker hastalarına iyi gelmektedir.

Ayrıca romatizma ve yüksek tan-siyona iyi gelen Işkının, kurutu-lup öğütülmüş halinin yoğurtla karıştırılıp yüze sürülmesi halinde sivilce ve lekeleri temizlediği söy-lenmektedir.

Rıbes (Işkın)

8. TUNCELİ YABAN HAYATI Tunceli, yaban hayatı bakımın-dan zengin bir ilimizdir. Özellikle Munzur Vadisi ve çevresi yaban hayvanları için elverişli bir ortam sunmaktadır. Çengel Boynuzlu Keçi ve Bezuvar isimli iki tür dağ

keçisi ile av kuşlarından Ur Kekliği, bu yöreye özgü ilginç ve nadir ya-ban hayvanı türleridir. Mağaralar-da ve kaya kovuklarınMağaralar-da yaşayan boz ayı Munzur yaban hayatının önemli büyük memelilerinden biridir. Bölgenin diğer büyük

me-melileri, orman içerisindeki ka-yalıklarda yaşayan vaşak, yaban domuzu ve bozkurttur. Ayrıca ayı, kurt, tilki, vaşak, tavşan gibi hay-vanların yanı sıra, kaya kartalı gibi bölgeye özgü çok sayıda canlının yaşam alanıdır. Tunceli’de yırtıcı

kuşlardan kartal, akbaba, doğan, şahin, atmaca, kerkenez, tellice ve çaylaklara hemen her yerde rastlanmaktadır. Gece yırtıcıların-dan puhu kuşu, baykuş ve yarasa da yaygın türlerdendir. Yörede yaşayan diğer kuş türleri arasında keklik, çil keklik, toy, mezgeldek, turna, bıldırcın, çulluk, üveyik, tahtalı ve kaya güvercinleri, bazı ördek türleri ve ender olarak da kaz bulunmaktadır.

Munzur Suyu, kırmızı benekli ala-balık türlerinin yetişmesine çok elverişli olup, özellikle yukarı

çı-ğırında bol alabalık yaşamaktadır.

Ovacık ilçesinin doğusunda Mun-zur Suyu’nu oluşturan gözelerin 1-2 km. güneyinden başlayarak, başta Munzur Suyu ve Mercan Deresi olmak üzere Tunceli’ye kadar 80 km. alana yayılmış bu-lunan alabalık türleri, bu yöreye özgü nadir türlerdir.

UR KEKLİĞİ

Ur Kekliği sülüngillerin en irisi olarak bilinmektedir. Dağların yüksek kayalıklarında, orman sınırı üzerinde, 2.000-4.000 m.

arasındaki yükseklikte yaşar. Başı irice, alın ve yanakları krem rengi, tepesi ve ensesi külrengi olan Ur Kekliği’nin gerdanı gri beyazdır.

Gaga dibinde başlayan ve gerda-nın iki yagerda-nında boyna inen koyu gri bir leke bulunmaktadır. Sırt ve karında soluk renk lekeleri olan Ur Kekliği’nin kanatlarının saklan-dığı gövde yan tüyleri ise açık kül-rengi, üzerleri boyuna kahverengi lekelidir. Kanat uçma tüyleri be-yaz, uçları üstten siyah, alttan gri renktedir. Gagası hafif aşağı kıv-rık ve iri olan Ur Kekliği’nin erkek ve dişisinin görünümleri aynıdır.

Erkeklerin ayaklarında mahmuz bulunur. Kanatları kısa ve küttür.

Uçarken büyük bir patırtıya ne-den olur. Tehlike anında hindiye benzer bir ses çıkarmaktadır. Çok hızlı yürüyen Ur Kekliği’nin boyu yaklaşık 60 cm.dir.

Kış aylarında orman sınırına ya-kın bodur ardıçların ve çalıların bulunduğu alanlara indiği göz-lemlenmiştir. Orman içlerine gir-meyen Ur Kekliği, yuvasını sarp kayaların çıkıntılarının altına yap-maktadır. Dişisi yavrulamadan önce basit bir yuva yapar ve ora-ya 10-18 yumurta bırakır. 28 gün-lük kuluçka süresince dişi yatar, erkek ise çevrede nöbet tutarak güvenliği sağlar. Yavrulardan bir kaçı yetişkin haline gelen Ur Kek-liği, taze otlar, yosunlar, tohumlar ve böceklerle beslenmektedir.

ÇENGEL BOYNUZLU DAĞ KEÇİSİ

Belgede BİR TUTAM TUNCELİ (sayfa 55-60)

Benzer Belgeler