• Sonuç bulunamadı

Kişi vefat ettikten sonra geride bıraktığı mallar üzerinden zorunlu olarak yapılan harcamalar vardır. Bu harcamalar kişinin vefatıyla ortaya çıkan bazı hakların ve görevlerin yerine getirilmesi için yapılır. Mevcut defterleri incelediğimizde defterlerde belirli bir sistemin takip edildiğini görmekteyiz. İlk olarak vefat eden kişinin gömülme masrafı denilen techiz ve tekfin harcamaları yapılır. Ölen kişi borçlu olarak vefat etmiş ise bu borçlar; terekenin hak sahiplerine paylaştırılmadan önce tereke toplamından çıkarılır. Eşlerine mehir borcu olan erkeklerin bu borcu da terekelerden tahsil edilir. Borçlar terekenin tamamından fazla ise bütün tereke alacaklılara bırakılır.179 Tereke sayımında hizmeti geçen resmi görevlilere de yapılan ödeme terekeden yapılır. Vergiler de terekenin toplamına göre belirlenip tahsil cihetine gidilir. Tereke sayımı esnasında oluşan herhangi bir masraf ta yine terekeden tahsil edilir.

1. Borçlar

Her iki defterde toplam 160 kişiye ait borç tespit edilmiş olup, tespit edilen borçların kaynağı sekiz grupta toplanmıştır. Borçların tamamı 1.477.116 akçe olup toplam yekûnun 1477.166 akçesini götürmüştür. Tereke sahipleri içerisinde en çok borç oranını şahıs borçları oluşturur. Bu borçlar ödünç verilen yani karz olara ifade edilen borçlar veya mal karşılığı verilen borçlardır. Bunların toplam miktarı 689.293 akçe olup yüzdelik oran olarak % 46’lık bir kısmı oluşturur.

178 Mesela 4 ( ٤ ) rakamı yazılırken bezen kağıt üzerinde yatay şekilde yazılmıştır. Bu görünüşte 3

rakamını da benzemektedir.

Tablo 13: Borçların Dağılımı

Borcun Kaynağı Miktarı ( Akçe)

Vakfa Olan Borçlar 275.603

Hayır İşleri için Vasiyet 15.572

Esnafa Olan Borçlar 61.211

Şahıslara Olan Borçlar 689.293

Duyun-u Müteferrika 16.499

Mihir Borcu 364.628

Avarız Mahalle Borcu 28.966

Müteferrik Masraf Ücret 25.344

TOPLAM 1.477.116

Vakfa olan borçlar vakıflardan ödenmek üzere alınan borçlar olup180 bunların toplamı 275.603 akçedir. Genel borçlara oranı da % 19’dur. Bunların dışında kaynağı belli olmayan borçlar “deyn-i müsbet” olarak kaydedilmiş olup miktarı 25.344 akçe ile %1 lik oranı teşkil eder. Çeşitli borçları ifade eden “duyun-u müteferrika” şeklinde kayıtlı bulunan borçlar 16.499 akçe olup oranı da % 1’dir. Bunların dışında ölen kişinin bırakmış olduğu vasiyetin yerine getirilmesi için yapılan harcamalar ve çeşitli masraf ve borçları ifade eden borçlar da bulunmaktadır. Toplam miktarı

180 Osmanlı Devleti’nde vakıflar para ve hizmet konusunda önemli bir görevi yerine getirmekteydiler.

Devlet memuru olarak görev yapanlar, tekaüde ayrıldıklarında kendilerine vakıfların zevaidinden yevmiye karşılığı vazifeler verilmekteydi. Vakıflardan yevmiye alanların ölümünden sonra geride kalan hanımı ve çocuklarına muhtaç olmaları durumunda müracaatları üzerine bu yevmiyeler veriliyordu. Edirne şehri vakıf eserleri bakımından hayli zengindi. Mahalle vakıflarının birçoğu nakit para vakıfları olup; vakfedilen paralar ihityaç sahiplerine muameleye tabi tutularak veriliyordu. Sosyal yardımlaşma da büyük görevi üstlenen vakıflar, fakirin korunması, fakire yardım edilmesi ve toplumun yararına önemli görevleri yerine getiriyordu (Bkz. Ahmet Yiğit, a.g.e., s. 183). Tereke defterlerindeki vakıf borçları kişinin ödemek üzere vakıftan aldığı borçlar olup, dönemin sosyal hayatı açısından önemli bilgiler ihtiva etmektedir. Ayrıca bu defterlerden hareketle XVII. Yüzyılda Edirne’ deki vakıfların sayısı ve isimleri hakkında da kısmen bilgi sahibi olabiliriz. Bir örnek olması bakımından 35 numaralı defterde (Varak no: 6/a-7/b) El Merhum Hatice Hatun’a ait borçlar kısmında deyn-i müsbet olarak Zaviye-i Hazreti Şeyh Gülşen’ vakfına 3.000 akçe borçlu olduğu görülmektedir. Diğer bir örneği de Varak no:18/a’da borçlar kısmında (17 numaralı varak eksik olduğundan ismini tesbit edemiyoruz) yine deyn-i müsbet olarak “li vakf-ı kasım Paşa-yı veli anil asıl ma’a murabaha” olarak 1.116 akçe’lik borç murabaha olarak yani bir miktar kar ile borç verilmiştir.

40.916 akçe ile % 2’lik bir orana sahiptirler. Avarız mahalle borcu da % 2’lik bir oranla 28.966 akçedir. Avarız mahalle borcu için ilgili dipnota bakılabilir.181

Borçlular arasında bıraktıkları mallar yetmeyip borcu fazla çıkanlar da olmuştur.182 Borçlu olunan kimselere “an gurama” denilen nisbi dağıtım yapılmış ve mirasçılarına hiçbir şey kalmamıştır. Bu tereke sahipleri iflas etmiş olup malları satılıp alacaklılar arasında nisbi bir paylaştırma yapılmıştır.

Grafik 10: Borçların Yüzdelik Dağılımı

19% 1% 4% 46% 1% 25% 2%

2% Vakfa Olan Borçlar

Hayır İşleriİçin Vasiyet Esnafa Olan Borçlar Şahıslara Olan Borçlar Duyun-u Müteferrika Mihir Borcu

Avarız Mahalle Borcu Müteferrik Masraf Ücret

181 Osmanlı’da sosyal hayat cami veya mescit etrafında kurulmuştur. Mescit, camii ve mahallelerin

avarız akçesi sandığı bulunmaktaydı. Bu sandığın sermayesi, halk tarafından hiçbir menfaat gözetilmeksizin verilirdi. Verilen bu paralar, muameleye verilmek suretiyle elde edilen gelirle bir kısmı mahalle işlerine, mescit veya camilerin ihtiyaçlarına, mahalledeki fakirlere, dullara, yoksullara, yetimlere ve kimsesizlere verilmekteydi. Ayrıca bu sandığa ahi teşkilatı tarafından da aidat ödendiği gibi ihtiyacı olanlar da bu sandıktan borç alabilirlerdi. Bu sandıkların işleyişi hakkında belgelerde bilgi bulunmamaktadır. Fakat terekelerde ölen şahısların mahalle avarızlarına olan borçlarının taksimde ayrılması, şahısların bu sandıklara para vakfetmeleri veya vasiyet etmeleri, bu sistemin işleyişini göstermektedir. Tereke kayıtlarında mahalle avarızlarının geçmesi Edirne’de de bu uygulamanın olduğunun göstergesidir (Bkz. Ahmet Yiğit, a.g.e., s. 185).

182 An gurama 35 numaralı defterde 10 kişi olup bunlar: Mehmedzade İbn Abdurrahman (Varak

no:13/a), Mehmed Beşe İbn el Hac (Varak no: 15/b), Ömer Çelebi İbn Mehmed (Varak no: 20/a), Dilaver bin Abdi Efendi (Varak no: 30/a), Mahmut Bey İbn Torbalıel bevvab (Varak no: 42/b-43/a), Mustafa Çelebi İbn Hasan (Varak no: 43/b-44/a), Nasuh Ağa bin Abdulmennan (Varak no: 48/a), Yusuf Çelebi İbn Muharrem (Varak no:51/b-52/a), Mehmed Beşe bin Cebeci (Varak no:58/b), Hüseyin Efendi İbn Nehyi (Varak no: 70/a), 36 numaralı defterde ise 6 kişi olup bunlar; Esseyyid Ahmed Çelebi (Varak no: 25/a-26/b), Mehmed beşe İbn Hasan (Varak no: 28/b-29/a), Ahmed Çelebi İbn Mehmed (Varak no: 55/b), Mehmed bey bin Hüseyin (Varak no:57/a), Mehmed Efendi ibn Ahmet (Varak no:67/b), Musa Bey ibn Mahmut (Varak no. 79/a) olarak toplamda 16 kişi tesbit edilmiştir.

2. Mehir

Mehir; İslam hukukuna göre erkeğin evlenirken kadına verdiği veya ileride ödemek üzere taahhüt ettiği para veya emtia cinsinden değer ifade eden şeylerdir.183

İncelemekte olduğumuz tereke defterlerinde mehrin iki şekilde kayıtlı olduğunu görmekteyiz. Bunlardan birisi ölen kişi kadın olursa kadının terekesine alacak olarak yazılan mehir olup malların döküm kısmında yazan mehirdir. Diğeri ise vefat eden kişinin erkek olması durumunda erkeğin borç hanesi kısmına “Deyn-i müsbet mihr-i müeccel” şeklinde yazan mehirdir. Defterlerde erkeklere ait 108 kişinin terekesinde borçlar hanesinde mehir borcu bulunmaktadır. İslam hukukuna göre mehrin üst sınırının olmaması terekede farklı farklı miktarlarda mehir borcunun olmasına sebep olmuştur. Ölen kişinin zengin olması mehir miktarına yansıdığı gibi borçlu kimsenin mehir miktarı da mehrine olumsuz manada yansımıştır. Vefat eden kimsenin mirası borçlarını karşılamadığı durumlarda yapılan nisbi dağıtıma mehir alacağı da dâhil edilirdi.184

Benzer Belgeler