• Sonuç bulunamadı

Terörizmle Mücadele

Terörle mücadelede, birçok ülkede stratejilerin nasıl olması gerektiği konusunda çeşitli çalışmalar yapılmıştır. Terörün çeşidine göre bazı farklılıklar olmakla birlikte, terörle mücadelede genel kabul gören strateji 1998’de ABD’nin “Terörizm Araştırma Merkezi ve Savunma Bölümü” (Terrorism Research Center and the Department of Defense) tarafından yayınlandı. Buna göre terörle mücadelede ana esaslar şöyledir:

a. Potansiyel hedefleri ortaya çıkartarak, teröristlerin saldırılarını güçleştirecek önlemleri almak.

b. Terörle mücadele için tüm ilgili mücadele birimleri arasında yakın işbirliği ve istihbarat temini.

c. Teröristleri ve sempatizanlarını etkisizleştirebilecek yasal düzenlemeleri yapmak. d. Sinir bozucu ve verimsiz güvenlik operasyonları sonucunda sebat, azim ve ısrarcılık

gösterebilme.

e. Çok gizli çalışmak, buna rağmen operasyon “ölü doğacak” yada aşırıya kaçacak gibi ise, bu harekatı durdurmak ya da sınırlamak.

f. Teröristlerin lider biyografisi, lojistik destek, cihaz ve silahları, amaçları, bağlantıları gibi ayrıntılı hususlarda da istihbarat temini.

Bu temel esaslar dikkate alındıktan sonra hükümetlerin önündeki en önemli husus, “Demokratik özgürlüklerin idamesi esnasında terörizmin etkinlikle nasıl kontrol edilebileceği?” sorusudur. Bunun için yapılacak işlerden biri, her ne kadar terör çeşitleri farklı ve sebepleri aynı olmasa da, daha önce terörle mücadele etmiş bilhassa demokratik ülkelerin( Almanya, İtalya, İngiltere vb) “Terörle Mücadele” yöntemlerinin incelenmesinde yarar görülmektedir.8

1.6.1 Terörizmle Mücadele Yaklaşımları

Terörizmle mücadelede, terörizmi diğer suç türleri gibi bir “suç” ve teröristleri de “suçlu” olarak gören “Ceza Adalet Modeli” yaklaşımı mı benimsenmeli yoksa bir ülkedeki silahlı çatışmaların terörizm olarak algılanması yerine uluslararası veya uluslararası olmayan nitelikte bir çatışma olarak görülme tehlikesini içeren Uluslararası Çatışmalar Hukuku/İnsani Hukuk/ Savaş Hukuku yaklaşımı mı tercih edilmelidir? Uluslar arası toplumun yaşadığı bu ikilem problemin temelini oluşturmaktadır.(Taşdemir, 2006, s.21)

1.6.2 Terörizmle Mücadele Politikalar

Alex Schmid’in terörizmle mücadele politikalarını “uzlaşmacı” ve “bastırıcı” politikalar olarak tasnif etmektedir. “Uzlaşmacı” politikaların en genel iki şekli; teröristlerle mücadele etmek yerine onlarla doğrudan görüşme yoluyla spesifik taleplerine yönelik bir takım ödünler vermek ve teröristler tarafından ileri sürülen şikayetlere yönelik iyileştirme ve reformlarda bulunmaktır. Bastırıcı politikaların en yaygın iki şekli ise “Ceza Adalet Modeli”

8 David J. Whittaker, Terrorist and Terrorism in the Contemporary World, Routladge, London and New York, 2004, s.130-131.

olarak da isimlendirilen “Yasal Bastırma” ve “Savaş Modeli” olarak da isimlendirilen “Askeri Bastırmadır”.(Taşdemir, 2006, s.59)

Ceza Adalet Modeli’nde terörizm diğer suç türleri gibi bir “suç” ve teröristler de “suçlu” olarak görülürler. Ceza Adalet Modeli’nde terörizmle mücadele, hukukun üstünlüğü anlayışı çerçevesinde “suçlama”, “yargılama” ve “cezalandırma” prosedürü çerçevesinde olmaktadır. Bu modelde, askeri kaynakların kullanılabilme imkanına rağmen, terörizmle mücadelenin ağırlıklı yük ve sorumluluğu “koruyucu” ve soruşturmacı” hizmetleri ile polise verilmektedir. Savaş modelinde ise, kontr-terörizm, savaş kurallarına uygun olarak yürütülmekte ve terörizm, düşük yoğunlukta çatışma olarak algılanmaktadır. Bu durumda terörizmle mücadelenin yetki ve sorumluluğu, ağırlıklı olarak ordunun üzerindedir.(Beşe, 2002, s.118-120)

Bu politikaları Türkiye açısından değerlendirdiğimizde özellikle PKK Terör örgütüyle mücadelede Ceza Adalet Modelinin örgütün ilk eylemlerinden itibaren yoğun bir şekilde uygulandığını görmekteyiz. Örgütle mücadelede ilk yıllarda “Askeri Bastırma” , “Yasal Bastırmaya” oranla daha çok uygulanan bir model olmuştur. Abdullah Öcalan yakalandıktan sonra tasfiye sürecine giren örgütte bu sefer “Yasal Bastırma” daha yoğun olarak kullanılmıştır. Günümüzde gelinen noktada hükümet “Demokratik Açılım” ile “Uzlaşmacı” politikayı denemekle beraber hala “Ceza Adalet Modeli”, Askeri Bastırma Türk Silahlı Kuvvetleri’nin operasyonları ile devam ederken, Yasal Bastırma Polis Teşkilatının KCK operasyonları ile devam eden politikalarıyla karma bir şekilde uygulanmaktadır.

Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı’nın resmi web sitesinde Türkiye’nin Terörle Mücadele Politikası şu şekilde özetlenmiştir;

Türkiye, acı ve zorluklarla dolu terörle mücadele çabalarında zaman içinde edindiği tecrübeleri uygulamalarına yansıtarak, bir yandan terör belasına karşı halkımızın en etkin şekilde korunmasını sağlamaya çalışmakta, bir yandan da terörün kaynağını kalıcı şekilde kurutmayı amaçlamaktadır. Türkiye’nin günümüzde yürüttüğü terörle mücadele stratejisi, kapsamlı ve bilimsel bir temele oturtulmuştur. Klasik uygulamada geçerli olan, konuya ağırlıklı olarak güvenlik optiğinden yaklaşılmasına dayanan anlayış bugün yerini, güvenlik alanındaki zorunlu tedbirler kadar, insan unsurunu ön plana çıkaran, güvenlik kısıtlamaları ve tedbirleri ile özgürlükler arasındaki hassas dengeyi yakalayan çok boyutlu bir anlayışa terk etmiştir.

Özellikle 11 Eylül 2001 yılındaki saldırıların ardından terör tehdidinin küresel düzeyde ön plana çıkmasına bağlı olarak demokratik standartları en gelişmiş ülkelerde dahi güvenlik saikiyle özgürlükler kısıtlanırken, Türkiye tam tersini yapmaya başlamıştır. Her terörle mücadele politikasının ayrılmaz parçası olan etkin güvenlik tedbirlerinin yanısıra, konunun sosyal, ekonomik ve kültürel boyutlarına da gereğince eğilmeye başlamıştır.

Kısacası, Türkiye kapsamlı ve çok boyutlu bir strateji temelinde terör tehdidini kökünden kazıma arayışındadır. Bu amaçla da, terör örgütlerinin bugüne kadar propagandalarına konu ettikleri, istismara müsait gördükleri alanlarda anayasa ve kanunlarımıza uygun şekilde, demokratik değerlerle uyumlu adımlar atılmaktadır.9

İKİNCİ BÖLÜM TERÖRÜN ÇEŞİTLERİ

Günümüz dünyasında görülen terörizm eylemleri çok farklı amaçlar, hedefler, ideolojiler taşımakta ayrıca çok değişik coğrafyalarda ortaya çıkmaktadır. Bu açıdan terörizmin sınıflandırılması konusu yazarlara göre farklılık göstermekte ve genel kabul görmüş bir sistematiğin kullanılması mümkün olmamaktadır. Bu gerçekliğe rağmen yine de terörizmi bazı adlar altında sınıflandırabiliriz.