• Sonuç bulunamadı

6. AVRUPA BİRLİĞİNDE DESTEKLEME POLİTİKALARI

7.3 Türkiye’de Son Yıllarda Yapılan Destekleme Uygulamalarının Gelişimi

7.3.6 Telafi edici ödeme desteklemeleri

Patates siğili görülen alanlar ile patates siğili için oluşturulan güvenlik kuşağındaki alanlarda, karantina önlemi olarak alternatif ürün yetiştirilmesi veya nadasa bırakılması durumunda, çiftçi kayıt sistemine dahil olan çiftçilere dekar başına 110 TL destek verilmektedir. Destekleme ödemesi aynı parsele 3 yılda bir defa ödenmekte ve 3 yılı kapsayacak ödeme 2016 yılında yapılmaktadır. Patates siğili ile bulaşık alanlarda ve oluşturulan güvenlik kuşağında, ödemeye esas yıllarda alternatif ürün olarak patates veya Solanaceae familyasına ait bitkiler ile toprak parçası taşıyacak yumrulu bitkiler, fide ve fidan gibi üretim materyalleri dışındaki bitkisel ürünleri yetiştiren veya nadas uygulayan çiftçiler destekleme ödemelerinden yararlanmaktadır.

Sonuç olarak, Türkiye’de son yıllarda uygulanan destekleme politikaları genel olarak piyasa fiyatları üzerinde doğrudan etkide bulunmayan desteklemelerdir. 2000 yılından sonra uygulanan tarımsal destekleme politikaları çerçevesinde fiyat politikasından vazgeçilmiş, piyasa fiyatlarına doğrudan müdahale edilmemiştir. Ancak fındık örneğinde olduğu gibi kimi zamanlar bu politikanın dışına çıkılmıştır. Türkiye’de son yıllarda yapılan tarımsal desteklemeleri ana başlıklar altında toplayacak olursak bunlar: alan bazlı desteklemeler, fark ödemeleri, hayvancılık desteklemeleri, telafi edici desteklemeler, diğer tarımsal desteklemeler, sigorta desteklemeleri, kırsal kalkınma amaçlı destekler, genç çiftçi desteklemeleri ve kırsal kalkınma (IPARD) destekleridir. Hayvancılık desteklemeleri ile fark ödemeleri gerek parasal değer, gerekse de yıllar itibari ile çeşitlilik bakımından tarımsal desteklemeler içinde en önemli yeri tutmaktadır. 2008 yılından sonra DGD ödemelerinin kaldırılması da kuşkusuz bu sonucu etkilemektedir. Türkiye’de tarımsal destekleme politikalarının üretimi artırıcı yönde etkili olması beklenmektedir. Çünkü yağlı tohumlu bitkiler, kırmızı et ve bazı hububatlarda arz talebi karşılayamamaktadır. Bu yönüyle DGD ödemelerinin kaldırılması olumlu bir gelişme olarak yorumlanabilir. AB ile uyum çalışmalarının 2008 yılından itibaren aksaması, tarımsal destekleme politikalarında da kendini göstermekte ve mevcut destekleme politikalarında uyumsuzluk yaşanmaktadır.

Desteklemelerin önemli bir kısmını oluşturan alan bazlı ödemelerden; doğrudan gelir desteği 2009 yılında kaldırılmıştır. Yine 2009 yılında toprak analiz desteği, organik tarım ve iyi tarım desteklemeleri ödenmeye başlamıştır. Doğrudan gelir desteğinin kaldırılmasına rağmen 2016 yılına kadar mazot ve gübre desteklemelerinde önemli bir artış gerçekleşmemiştir. 2017 yılında ise Milli Tarım Projesi kapsamında mazot maliyetinin yarısının karşılanacağı ifade edilmişse de (Anonim 2017c) bu uygulama 2018 yılına bırakılmıştır.

69

Fark ödemelerinde pamuk, ayçiçeği, soya ve zeytinyağında 2001 yılından beri desteklemeler yapılmaktadır. 2005 yılında hububatlar, 2009 yılında ise bakliyatlar destekleme kapsamına alınmıştır. Fark ödemelerinde, ilgili üründe üreticinin eline geçmesi beklenen fiyat ile belirlenen hedef fiyat arasındaki farkın üreticilere prim olarak ödenmesi esas alınmaktadır. Prim ödemeleri, üreticileri üretime teşvik edici yönü ile önemli desteklemedir. Ancak temel besin maddeleri hububatlar ve bakliyatlar için ödenen prim ödemelerinde yıllardır önemli bir artış gerçekleştirilmemiştir. 2010 yılından itibaren 30 havza üzerinden verilmeye başlayan fark ödemeleri 2017 yılından itibaren 941 havza/ilçe için ayrı ayrı planlanmıştır.

Hayvancılık desteklemeleri başlığı altında birçok uygulama yapılmaktadır. Bunların başlıcaları yem bitkileri, büyükbaş, küçükbaş hayvan desteği, buzağı desteği, süt destekleri, su ürünleri desteklemeleri, arıcılık, ipek böceği, tiftik desteklemeleri ve besilik sığır desteğidir. Bunların dışında da yıllar itibari ile irili ufaklı birçok destekleme uygulaması yapılmaktadır. Hayvancılık desteklemelerinin önemli bir parçası olan ve büyükbaş, küçükbaş hayvansal üretimin en önemli girdilerinden kaba yem ihtiyacının karşılanması için yıllardır yem bitkileri desteklemeleri yapılmaktadır. Çok yıllık ve tek yıllık yem bitkileri, silajlık mısır ile yapay çayır mera desteklemelerinden oluşan yem bitkileri desteklemeleri bu önemine rağmen hayvancılıkta maliyetlerin düşmesinde çok fazla etkili olamamıştır. Bunda dekar başına yapılan ödemelerde yıllar itibari beklenen artışların yapılmaması da rol oynamaktadır. Türkiye kırmızı et ihtiyacının önemli bir kısmını ithal etmektedir. İthalat ile mücadele etmede, ön önemli girdi olan kaba yem ihtiyacının karşılanması gerekmektedir. Bunun için ise yem bitkilerinin ekiliş alanlarının, birim alandan alınan verimin artırılması için düzenlemeler yapılmalı ve teşvikler artırılmalıdır. Büyükbaş hayvan ve küçükbaş hayvan desteklemeleri ıslah amaçlı yetiştirici birlikleri tarafından yürütülen projeler kapsamında yapılmaktadır. Böylelikle aynı zamanda hayvansal üretimde verim artışının sağlanması hedeflenmektedir. Ödemeler hayvan başına yapılmaktadır. Büyükbaş hayvan desteklemeleri 2015 yılına kadar anaç sığır üzerinden verilmekte iken 2016 yılında buzağılar destekleme kapsamına alınmıştır. Hayvancılık desteklemelerinde önemli bir parçayı da süt desteklemeleri oluşturmaktadır. Bu kapsamda verilen desteklemeler; süt primi, süt tozu ve süt analiz destekleridir. Süt primi ödemeleri üreticilerin pazarladıkları süt miktarı üzerinden ödenmektedir. Süt tozu desteklemesi ise özellikle süt arzının yüksek olması durumunda piyasayı düzenlemek amacıyla yapılan ödemelerdir. Bu yönüyle de piyasa fiyatlarının düşmesinin önüne geçilmekte ve üreticilerin mağduriyetleri engellenmeye çalışılmaktadır. Tiftik üretimi ve ipekböceği desteklemeleri diğer desteklemelere nazaran bölgesel bazda sürdürülen ve bu alanda kurulmuş üretici örgütlerinin de etkin olarak yer aldığı ödemelerdir. Üretilen ürünün

70

pazarlanması sonucu kilogram üzerinden verilmektedir. Gerek tiftik üretiminin gerekse de ipek üretiminin ekonomik yönlerinin dışında kültürel anlamda da önemli ürünler olması, bu desteklemelerin sürdürülmesi gerekliliğinin bir diğer tarafını oluşturmaktadır.

Diğer tarımsal amaçlı destekler başlığı altında da sertifikalı tohum ve sertifikalı fidan kullanım destekleri 2005 yılından itibaren verilmektedir. Yıllar itibari ile bu yönde artan talebi karşılama ve özel sektörü de sertifikalı tohum ve sertifikalı fidan üretimine teşvik etmek amacıyla söz konusu ürünlerin üretimleri de daha sonra destekleme kapsamına alınmıştır. Toplam desteklemeler içerisinde çok fazla yer almamasına rağmen giderek artan bir grafik çizen sertifikalı tohum ve fidan destekleri verimliliğin artırılması için önem arz eden desteklemelerdir.

Tarımsal yayım ve danışmanlık desteği 2015 yılına kadar ziraat odaları, üretici örgütleri, tarımsal danışmanlık dernek ve vakıfları, tarımsal danışmalık şirketleri ve serbest tarım danışmanları üzerinden yapılmakta iken 2016 yılında sadece ziraat odaları ve üretici örgütlerinin istihdam ettikleri danışmanlar üzerinden yapılmıştır. Yayım faaliyetlerinin kırsal alanda yaşayan, bilgi ve teknolojiye nispeten daha zor ulaşan üreticiler için önemi yadsınamaz. Bu önemli faaliyetin ise sadece örgütler üzerinden yürütülmesi olumlu sonuçlar getirecektir.

71