• Sonuç bulunamadı

Telaffuz, söyleyiĢ ya da boğumlanma; bir dildeki sözcüklerin söyleniĢ biçimi. Telaffuz, Arapça kökenli bir sözcüktür.

Dilbilimde, ilgili sözcük ya da cümlenin kullanıldığı dilin okuma özellikleri ve sese dönüĢmesinin ifadesi olan telaffuz, kendi içinde yöresel farklılıklar gösterebilir. Her dilin söyleyiĢ özellikleri farklıdır. Türkçe yazıldığı gibi okunan bir dil olmasına karĢın, yerel söyleniĢ ayrımları ile bunun geçerli olmadığı durum görülür. Ayrıca Türkçeye yabancı dillerden geçen sözcükler için de telaffuzdaki vurgu kuralları söz konusu olmayabilir. Türkçe yazıldığı gibi okunan ve her harfin okunduğu bir dil olması sebebiyle telaffuz açısından kolay bir dil gibi görünse de öğrenciler “ğ”, “o”, “u”, “ı” seslerinin çıkarılmasında zorlanmaktadırlar. Fakat bu meseleyi telaffuzun ötesinde kelime hazinesinden kaynaklanan bir durum olarak değerlendirmek gerekir. Öğrenilen dilin konuĢulduğu bir ortamda yaĢamaları çeliĢki oluĢturmakta. Yurtta, sokakta, okulda, televizyonda yani her yerde Türkiye Türkçesi konuĢulurken öğrencilerin konuĢma sorunu yaĢamalarını iki sebebe bağlayarak açıklayabiliriz. Ġlk sebep kendilerinden kaynaklanmaktadır. Aynı coğrafyadan gelenlerin, Türk arkadaĢlarıyla kaynaĢmak ve Türkçe konuĢmak yerine “ana dillerinde” ya da ilk- orta eğitimini aldıkları “Arapça, Rusça, Ġngilizce” gibi dillerle iletiĢim kurdukları gözlenmektedir. Bu durum özellikle TÖMER‟de dil eğitimi aldıkları ilk aylarda önemli sorunlara sebebiyet vermektedir. Dersler dıĢında da Türkiye Türkçesini kullanmaya teĢvik, yurtlarda yabancı uyruklu öğrencileri aynı odalar yerine ayrı odalara yerleĢtirmek, bu öğrencileri kültürel aktivitelere dâhil etmek konuĢma ve anlama sorunlarını en aza indirmede katkı sağlayacaktır.

33

Yabancı dil öğretimi, kültür öğretimidir. Ġnsanlar ait oldukları toplumun ve o topluma ait kültürün kelime ve kavramlarıyla kendilerini ifade ederler. Bütün kelime ve kavramların arkasında bir kültür geçmiĢi vardır. Bu sebeple öğretilen toplumun yapısı ve sosyal değerleri dikkate alınmalıdır (Avcı, 2002).

Telaffuza dayalı dil yanlıĢları 4 grupta toplanır:

 Vurgu YanlıĢlıkları

KonuĢma dilimizin en önemli olayı vurgu sayılmaktadır. Vurgu bir hecenin daha kuvvetle söylenmesidir. Vurgu sözcüğün, sözcük grubunun ve cümlenin anlamını belirtir ya da daha etkili hale getirir.

o Sözcük Vurgusu YanlıĢlıkları o Grup Vurgusu YanlıĢlıkları o Cümle Vurgusu YanlıĢlıkları o Ek Vurgusu YanlıĢlıkları

 SöyleyiĢ YanlıĢlıkları

KonuĢmada sözcüklerin, kültür dilimize uygun söyleniĢleri çok önem arzetmektedir. YanlıĢ söyleyiĢ dinleyiciler tarafından ayıplanır, garipsenir ve dikkatler dağılır. Söyleyicinin yaptığı yanlıĢa odaklanan dinleyici söylediklerini anlamaz ve konuĢmacı amacına ulaĢamaz. Yazı dilinin benimsediği kuralları uygulamak konuĢmacıyı amacına yaklaĢtırır. ġive ve ağız farklılıklarına yer vermemek akıcı konuĢma ve kendini ifade etmede en etkili konuĢma biçimidir. SöyleyiĢteki yanlıĢların çoğu dikkatsizlik, bilgisizlik ve acelecilikten kaynaklanır.

SöyleyiĢ YanlıĢları da aĢağıdaki gibi gruplandırılır; o Kısa iken uzun söylenen heceler

o Uzun iken kısa söylenen heceler

o Ġnce söylenmesi gerekirken kalın söylenen sesler o Kalın söylenmesi gerekirken ince söylenen sesler o Ses düĢmeleri

o Ses fazlalığı o Ses değiĢtirme

o Kesmeli sözcüklerin yanlıĢ söyleniĢi o Ulama eksikliği

34

o YumuĢak söylenmesi gereken seslerin sert söylenmesi o YanlıĢ yumuĢatma

o Yer değiĢtirme o Duraklama YanlıĢlığı

 Duraklama YanlıĢlığı

ġiirde müzikte duraklar ve duraklamalar ne kadar önemliyse nesir cümlelerinde de duraklar o denli önemlidir. Duraklamalar genelde vurgularla beraber anlamı belirler. Yazıda noktalama iĢaretleri ile belirtilen bu duraklamalar konuĢma dilinde nefes alma olarak ifade edilmektedir.

 Ses Uyumsuzlukları

Bazı sözcük ve söz öbeklerinde seslerin söyleyiĢ bakımından birbirleriyle uyuĢmaması ve kulağa hoĢ gelmeyen bir izlenim yaratmasıdır. Ses uyuĢmazlığına kakofoni ya da tenafür adı da verilmektedir. Bazı seslerin birbirine yakın olması söyleyiĢlerinde güçlük yaratabilir.

3.5 Telaffuzun GeliĢtirilmesinde Oyunlar, Ninni ve Tekerlemelerin Rolü

Yabancı dil öğretiminde telaffuz uygulamaları önemli yer tutmaktadır. Çünkü o dili doğru konuĢabilme ve söylenenleri anlayabilme telaffuz öğretimiyle ilgilidir. Öğrencilerin konuĢma becerileri geliĢtirilirken üzerinde özellikle durulmalıdır. Vurgulama ve tonlama olan telaffuz öğretiminde özellikle temel seviyede gereken önem verilmelidir. Telaffuz öğretiminde öğrencilerin dikkatlerini çekebilmek için oyun kaynaklı uygulamalara yer verilmelidir. Bu uygulamalarla öğrenciler Türkçenin ses yapısını daha iyi kavrarlar.

3.5.1 Tekerlemeler

Tekerleme için Derleme Sözlüğü‟nde (1978, C. X) “masallara baĢlarken söylenilen yarı anlamlı yarı anlamsız sözler”; ġemseddin Sami‟nin Kâmûs-ı Türkî‟sinde “saçma sapan mukaddime, masal tekerlemesi”; Türk Dil Kurumunun Türkçe Sözlük‟ünde (1998) “çoğunlukla basmakalıp söz”, “çoğunlukla masalların baĢında bulunan kafiyeli giriĢ sözleri; saz Ģairleri arasında yapılan deyiĢ yarıĢı; orta oyununda özellikle Kavuklu‟nun kullandığı sözler”; Hayat Büyük Türkçe Sözlüğü‟nde “masalların baĢlarında söylenen

35

manasız, fakat hoĢa giden söz yığını” (Duymaz, 2002: 9-10) Ģeklinde tanımlar getirilmeye çalıĢılmıĢtır.

Tekerleme denince ilk akla gelen özellik “anlamsız”, “yarı anlamlı yarı anlamsız” veya “saçma sapan” sözlerden oluĢmuĢ olmasıdır (Duymaz, 2002: 12).

Tanımlarda tekerlemenin tam bir tanımının yapılamamasının yanında bir husus daha dikkat çekmektedir. O da tekerlemelerin kullanım alanındaki çeĢitliliktir. Tekerlemeler çok farklı yerlerde çok farklı amaçlarla kullanılan bir türdür. “Tekerlemeler Ģekil, konu, muhteva ve iĢlevleri bakımından sınırları tam ve kesin olarak çizilememiĢ halk edebiyatı ürünleridir. Bu durum, müstakil bir özelliğinden ziyade bilmece, âĢık Ģiiri, masal, ninni, oyun, halk hikâyesi, halk tiyatrosu gibi pek çok ürünün içinde yer almasından kaynaklanmaktadır.” (Güzel ve Torun, 2005: 429)

BaĢka bir tanımda “Tekerleme, ölçü, kafiye, ses taklidi, yineleme ve ikilemelerden faydalanarak belirli bir Ģiir düzenine uydurulan, birbirine uymayan birtakım hayallerle düĢüncelerin sıralanmasından oluĢan söz dizelerine denir. Tekerlemeler çocukların zekâ, bilgi, duygu ve davranıĢlarını geliĢtirir. Çocuklardaki birlikte öğrenme, gülme, eğlenme bilincini geliĢtirir. Onları sosyal yönden geliĢtirir.

Tekerleme, oyun amaçlı, söyleyiĢ zorluğu veya sözlü olarak anlama zorluğu veya her ikisini de içeren cümle ya da cümlecikler dizisidir. Eğer bir cümle zor anlaĢılıyor ve hatta yabancı bir dil gibi algılanıyorsa trompe-oreille, tire-langue veya ClaudeHagège‟in ilk kez kullandığı fourche-langue, yani dil sürçmesi veya kulak yanılması gibi adlarla da anılabilir. Tekerlemeler konuĢma becerisini geliĢtirmeye yönelik olarak bir çok dilde kullanılmaktadır.

Bir baĢka tanımda ise : “ Saymacalar, tekerlemeler ve sözcük oyunları: dinleme, anlama ve akıcı konuĢma gibi sözlü dil etkinliklerinin en önemli dayanağı olarak kabul edilirler. Kültürel yönlerinin yanı sıra tekerlemeler dilin ezgi ve vurgu özelliklerinin fark edilmesini de sağlarlar.

Tekerlemeler dil öğrenirken kullanılabilecek en uygun araçlardan bir olarak değerlendirilebilir.

Duymaz (2002) tekerlemelerin genel özeliklerini Ģöyle ortaya koyar:

1. “Tekerlemeler, belirli bir ana konudan yoksundurlar. Bağlı bulundukları türle ilişkileri itibariyle manalarından çok fonksiyonlarıyla değerlendirilebilirler. 2. Tekerlemeler, mısra başı ve mısra sonu kafiye, aliterasyon ve seciyelerle

36

nazım düzenine kavuşturulmuş, birbirini tutmayan hayallerle düşüncelerin sıralanmasında meydana gelmiştir.

3. Tekerlemede duygu, düşünce ve Hayallar tezat, mübalağa, şaşırtma, tuhaflık ve güldürmeye dayalı birtakım söz kalıpları içinde art arda sıralanır ve yuvarlanır.

4. Tekerlemede düşünceye sadece bu nazım unsurları kılavuzluk eder; muhteva diğer halk edebiyatı türlerinde olduğundan daha kaypak, kararsız ve tutarsızdır.”

5. Bazı tekerlemeler karşılıklı soru ve cevap şeklinde ve zincirleme diyalog hâlinde gider. (s. 21)

“Çocuk için dilin araç olarak kullanıldığı bir oyun” (Gürel ve diğerleri, 2007: 227) olarak görülen tekerlemeler çocukların en fazla ilgisini çeken türlerden biridir. Çünkü çocuk için nasıl imkânsız diye bir Ģey yoksa tekerlemede de imkânsız yoktur.

Tekerlemelerin ana dili eğitimde birçok yönü ile kullanılabilecek bir tür olduğu unutulmamalıdır.

“Dinleme becerisini geliĢmesi için verilen eğitimde, ses ve hece benzerliği olan söz gruplarının yan yana getirilmesi ve ayrıĢtırılmasının algılamayı geliĢtirdiği bilinmektedir. Çocukların birbirine yakın seslerden oluĢan kelimeleri ve onların taĢıdıkları anlamları birbirinden tam ve eksiksiz ayırmalarında bu tekerlemeleri diğer tekerlemelerle birlikte eğitim içinde kullanmamız gerekir.” (Yalçın ve AytaĢ, 2002: 62)

Bunun yanında “tekerlemeler, çocuğun aynı zamanda kendine mahsus bir kiĢilik geliĢtirmesine yarayan, taĢıdığı kafiyelerle söyleyiĢ bakımından çocuğun ilgisini çeken bir türdür. Tekerlemeler bir bütün hâlinde ezberlendiğinde çocukların söz varlığına da önemli ölçüde katkı sağlayabilir.” (Gürel ve diğerleri, 2007: 227)

Çocuk kitaplarında yer vereceğimiz masalların tekerleme bölümlerinin özellikle, olabildiği kadar uzun tutulması ve çocukların bu tekerlemeleri ezberlemelerinin sağlanması dil becerilerinin geliĢtirilmesinde etkili bir ders aracı olarak kullanılabilir. Tekerlemelerin çocukların hazırlıksız konuĢma becerilerinin geliĢmesinde ve psikomotor dil becerilerinin ileri düzeylere çıkarılmasında büyük etkisi olduğunu bir kere daha belirtmeliyiz. Bu tekerlemelerin daha ilginç hâle getirilmesi, öğrencilerin benzerlerini üretmeleri konusunda yapılacak destek ve eğitim, konuĢma, dinleme becerilerinin artırılmasına katkıda

37

bulunacaktır. Öğrencinin bunu eğlenceli bir oyun olarak algılaması ile etkinin daha çok artacağı düĢünülmelidir (Yalçın ve AytaĢ, 2002: 62).

Öğrencilerin telâffuzlarını etkin bir biçimde kullanmalarını amaçlayan tekerlemeler her ses için yapılabilmektedir. Özellikle öğrencilerin yanlıĢ ya da eksik telâffuz ettikleri seslerin boğumlama ve telaffuzuna yönelik çalıĢmalar yapılabilir. Öğretmen elinde bulundurduğu tekerlemeleri yeri geldiğinde öğrencilere söyletme çalıĢması yaptırabilir. Bu çalıĢmaların nasıl yapılacağına öğretmen karar verir. DeğiĢik Ģekillerde uygulanabilir. Bir tekerleme söylenir öğrencilerin bunu sıra ile söylemesi istenir, tekerleme doğru ifade edilinceye kadar sıra ile öğrenciler söylemeye çalıĢılır.Öğrencilerin hızlı ve anlaĢılır konuĢmalarını sağlamak için tekerlemelerden faydalanılmalıdır. Bu sebeple öğrencilerin Türkçeyi doğru kullanmalarını sağlamak için onlara tekerlemeler öğretilmelidir. Tekerleme aktiviteleri ile Türkçe kelimelerin doğru ve anlaĢılır telaffuzu gerçekleĢtirilir. Öğretmen, sınıfın seviyesine ve öğrencilerin dil becerilerini geliĢtirmeye uygun önceden belirlediği bir tekerlemeyi kendi söylemelidir. Öğrencilerin, bu tekerlemeyi doğru bir Ģekilde söylemeleri için baĢta onlara yardımcı olmalıdır (Hisar, 2006).

Örnek:

-ġu köĢe yaz köĢesi, Ģu köĢe kıĢ köĢesi, ortada su ĢiĢesi.

-Bir berber bir berbere bre berber gel beraber berberistanda bir berber dükkanı açalım diye bar bar bağırmıĢ.

-ġu yoğurdu sarımsaklasak da mı saklasak, sarımsaklamasak da mı saklasak?

-ĠbiĢle MemiĢ mahkemeye gitmiĢ, mahkemeleĢmiĢler mi, mahkemeleĢmemiĢler mi?

Dil oyunlarından biri olarak karĢımıza çıkan tekerlemeler de dili sözcüklerle oynar gibi öğrenmeyi sağlaması açısından oldukça önemli araçlar olarak nitelendirilebilir. Dilbilimsel açıdan bakıldığında tekerlemelerin üç temel bağlamda ele alınabileceği söylenebilir. Bunlardan ilki sözcüksel bağlamdır. Tekerlemelerin içermiĢ olduğu zengin sözcük çeĢitliliği öğrenenin söz varlığını geliĢtirerek sözcükleri daha kolay öğrenmesini sağlamaktadır. Bunun en temel koĢulu da elbette sıkça tekrar edilmesidir. Bunu yaparken bazı durumlarda müzikal bir sesletim de öğrenmeyi çok daha kolay ve çabuk gerçekleĢtirecektir.

Ġkinci olarak sesbilgisel bağlamda değerlendirdiğimizde tekerlemelerin oldukça önemli olduğu söylenebilir. Aksan 1995‟de belirttiği gibi ağız kasları anadilinin ses yapısına göre Ģekillenen bir kiĢi yabancı dil öğrenmeye baĢladığında öncelikle sesleri çıkarma anlamında büyük zorluklar yaĢar. Bu zorlukları yenmede tekerlemeler kullanılabilir. Tekerlemelerin

38

dil sürçmelerini önlemede çok etkili olduğu söylenebilir. Hızlı bir Ģekilde söylendiğinde kulağı hedef dilin seslerine alıĢtırır ve dudak tembelliğini engellediği düĢünülür (Gürbüz, 2002)

Sesbilgisel yönden tekerlemelerin sağladığı bir baĢka kazanım da dilin ezgisinin kavranmasını sağlamakdır. Özellikle vurgu anlamında oldukça önemli bir araç olan tekerlemeler Türkçe vurgusunu edinmede de kolaylık sağlamaktadır. Oyun tekerlemeleri baĢka bir deyiĢle saymacaların müzikal olarak kullanılması dilin ezgisini öğrenmeye yardımcı olmaktadır.

Tekerlemelerle yapılan dil egzersizleri öğrencilerin akıcı konuĢma becerisi kazanmalarına önemli iĢlev görebilir. Tekerleme sayesinde çocuklar daha akıcı ve daha rahat konuĢabilirler. SöyleniĢindeki ĢaĢırtmaca ve seslerdeki ahenk çocuklara tekerlemelerle yapılan etkinliklerde istekli olmalarını sağlayacaktır.

Pedagojik açıdan düĢünüldüğünde öğrenmenin sağlanması için istekli olmaya yani motive ihtiyaç vardır. Tekerlemelerin yarattığı cazibeyle çocuklar hem anadilini öğrenmeye hevesli hale gelir hem de yeni bilgiler bu yolla rahatlıkla öğretilebilir. Aynı zamanda tekerlemeler dikkati toplamak ve sözcükleri daha kolay telaffuz ederek konuĢma akıcılığına katkıda bulunmak amacıyla kullanılır.

“Oooooo

Portakalı soydum Basucuma koydum Ben bir yalan uydurdum

Duma dumadum” (Kaya 1999: 579)

Tekrarlardan, ses benzerliklerinden yararlanılarak oluĢturulan tekerlemelerin söyleniĢinde güçlük çekilebilir fakat tekerlemeler konuĢma bozuklukları olan kiĢilerde sesleri, sözcükleri doğru telaffuz etme ve akıcı söyleme becerisi kazandırır.

“Çevre çevreçayırcık Orta yerinde pınarcık Geldi mi tavşan su içmeğe

Geldi (Sırasıyla başparmak ve diğerleri tutulur.) Bu tuttu

Bu kesti Bu pişirdi Bu yedi

39

Bu dedi: Hani bana pay paypay.” (Gökkaya 2008: 50,51)

Burada önemli olan tekerlemelerin hızlı söylenmesi değil doğru bir biçimde telaffuz edilerek eksiksiz okunabilmesidir. Tekerlemeleri söyleme çalıĢmaları sıklıkla yapılırsa, çocuklarda konuĢma bozukluklarının giderildiği görülür bu durum çocuklarda baĢarıya ulaĢma duygusunu geliĢtireceğinden topluluk içinde duygu ve düĢüncelerini rahatlıkla ifade eden sosyal bireylerin yetiĢmesine olanak sağlamaktadır.

3.5.2 Ninni

Çocuğun ilk iki yılı bazen de daha uzun süre sağlıklı geliĢmesi için bol uykuya ihtiyacı vardır. Çocukların uyutulması bu dönemde oldukça zorlu bir iĢtir. Bu iĢi kolaylaĢtırmak için anneler çocuklarına sevimli hafif tonda bazen önceden söylenilen bir söz öbeği ya da o an ailenin yaĢamıyla ilgili söz öbekleri anne tarafından doğaçlama yöntemiyle çocuğun uyutulması ve hoplatıp sevilmesi sırasında söylenen bir takım duygu ve düĢünce, inanç, umut ve hayalleri, sevinç ve acıları içeren çoğunlukla dört mısralı, mısra sonlarında kalıp sözler eklenerek ezgi eĢliğinde söylenen manzum sözlerdir. Ninniler çoğunlukla yedi hecelidir. Mâni tipinde kafiyeleĢirler. Ninnilerin hece sayısı ve mısra sayısı ninniyi dile getirenin ruh hâline göre değiĢiklikler gösterir.

Anonim halk edebiyatının türlerinden biri olan ninnilerle ilgili aĢağıdaki tanımlar yapılmaktadır.;

ġükrü ELÇĠN‟e göre;

“Annelerin süt emen çocuklarını uyutmak için ezgi ile söyledikleri manzum ve mensur sözlerdir.”

Amil ÇELEBĠOĞLU‟na göre;

“En az iki üç aylıktan üç-dört yaĢına kadar annenin çocuğuna, onu kucağında, ayağında veya beĢikte sallayarak çabuk ve kolay uyutmak yahut ağlamasını susturmak için hususi bir beste ile söylediği ve o andaki halet-i ruhiyesini yansıtır mahiyette, umumiyetle mani türünde bir dörtlükten meydana gelen bir çeĢit türkülerdir.”

Saim SAKAOĞLU‟na göre;

“DivanüLugati‟t Türk‟te “balubalu” terimiyle ifade edilen ninni, daha çok çocukları uyutmak amacıyla kendine has bazı ezgilerle söylenen manzumelerdir.”

40

“Ağlayan çocuğu susturmak veya uyku saati gelen çocuğu uyutmak için anne kucağında, dizinde veya beĢikte söylenen ezgilerdir.”

Ninnilerde, anne çocuğuna, iliĢkin isteklerini, iyi dileklerini, kendi sevinç ve üzüntülerini yanık bir hava içinde anlatır. Annenin yumuĢak sesi sayesinde çocuk uykuya dalar.

“Çocukların beyinlerindeki dil ile ilgili merkezlerin geliĢmesi diğer bütün biliĢsel fonksiyonların geliĢmesi gibi uyarıcılar vasıtasıyla olmaktadır. Ninnilerde bebeklerin dil merkezlerinin harekete geçmesinde ve Türkçenin fonetik yapısının oluĢmasında büyük öneme sahiptir... Ninnilerde kendi dilinin ilk kelimelerini, nağmelerini alır, onun gelecekte kullanacağı dilin ilk izleri ile birlikte Türkçenin hususiyetleri bu ninniler aracılığı ile zihinde yer almaya baĢlar.. Ninnilerin çocuktaki dil becerilerinin yerleĢmesinde, geliĢmesinde önemli katkıları olduğu yadsınamaz bir gerçektir. Çocuklarımızı büyütürken bu geleneğimizden onları mahrum bırakmamaya özen göstermeliyiz. Ninnilerimizle büyüyen çocuklarımız, hem daha erken konuĢmaya baĢlar, hem de ileride konuĢması kusursuz olur.” (Güzel ve Torun, 2005: 536-537) “Ninnilerin anne ve çocuk setleri hâlinde yalnızca metin olarak değil, müzik kasetleri olarak hazırlanması, bir kısmının baĢlangıçta yalnızca enstrümantal olarak düzenlenmesi, bebeklere dinletilmesi, çocuk edebiyatının bebekle iliĢkilendirilebilecek en erken çağını oluĢturmaktadır.” (Yalçın ve AytaĢ, 2002: 124) diyerek ninninin önemini ortaya koymuĢlardır.

Ninniler dil öğretimi basamağının ilk aĢaması olması bakımından önemlidir. Melodinin ve ritmin dil öğrenmedeki iĢlevini de göz önünde tutarsak Türkçe öğretiminde ninnilere hassasiyetle eğilmeliyiz.

 Ninni Tasnifleri Amil ÇELEBĠOĞLU‟na göre:

Birinci tasnif, çocuğun cinsiyeti esas alınarak yapılmıĢtır. Bu tasnife göre ninniler 3‟ ayrılır.

 Kız çocuklarına söylenen ninniler

 Erkek çocuklarına söylenen ninniler

 Hem kız hem erkek çocuklarına söylenen ninniler

Ġkinci tasnif, ninnilerin söylenme zamanı esas alınarak yapılmıĢtır:

 Çocuğu uyuturken söylenen ninniler

 Bebeğin kundağını açıp hoplatıp onu sevmek için söylenen ninniler

 Bebeğin emeklemesi, yürümesi, konuĢmağa baĢlaması, diĢinin çıkması vs dolayısıyla söylenen ninniler, okĢamalar,

41

3 tasnif Ģekli ise; ninnilerin konularına göre yapılmıĢ ve ninniler 9‟a ayrılmıĢtır: 1. Dini, kudsi ve fikri mahiyette ninniler,

2. Efsane, ağıt türünden ninniler,

3. Dilek ve temenni mahiyetinde ninniler 4. Sevgi ve alaka ifade eden ninniler 5. Övgü ve yergi mahiyetinde ninniler 6. ġikayet ve teessür ifade eden ninniler 7. Ayrılık ve gurbet ifade eden ninniler 8. Va‟d mahiyetinde ninniler,

9. Tehdit ve korkutma mahiyetinde ninniler

Umay Günay, Türk Kültürü dergisinin 236. sayısında Çelebioğlu‟nun bu eserini incelemiĢtir. Yukarıdaki ninni tasnifini tenkit eden Günay Ģu tasnifi yapmıĢtır:

 Asıl ninniler

 Ninni yerine söylenen diğer türler

 Taklidi ninniler

 Ninni üslubu ile yazılan ninni fonksiyonu olmayan Ģiirler

Ninniler bireyin 0-1 yaĢ grubundayken; ailesini, çevresini kısacası kendi dıĢındaki alemi, yaĢam biçimiyle, maddi manevi kültürüyle ses olarak aldığı türdür. Bu ninnilerde söz gösterge ve örüngelerle kavram ve söz varlığına dönüĢmüĢ Türklerin ince zekasıyla dildeki yapılandırmacılığını sanat eserine çevirmiĢtir.

Çocuk yaĢamının ilk günlerinden baĢlayarak içinde yaĢadığı çevreden anadilini edinmeye çalıĢır. Dil tüm kurallarıyla birlikte, geçirilen yaĢantılar sırasında doğal olarak öğrenilmektedir. Ninniler bu bağlamda dil geliĢiminde büyük önem ve etkiye sahiptir.

42

IV. BÖLÜM

4.

YÖNTEM

4.1 AraĢtırmanın Modeli

AraĢtırma, temel seviyedeki yabancı öğrencilerin telaffuz hatalarını gidermede Avrupa Dilleri Öğretimi Ortak Çerçeve Metni‟ ne uygun Ģekilde tekerleme ve ninnilerle materyal geliĢtirmeyi amaçlamaktadır. Bu sebeple ilgili alanlarla ilgili bir alanyazın taraması yapılmıĢtır. ÇalıĢmamıza yol gösterecek araĢtırma modeli olarak betimsel araĢtırma yöntemi kullanılmıĢ ve bu modelin belgesel tarama yöntemi kullanılmıĢtır.Genel araĢtırma türleri ortaya konarken araĢtırmanın amacı önemli bir ölçüttür. Genel araĢtırma türleri üç ana baĢlıkta toplanmıĢtır. Betimsel araĢtırmalar, iliĢkisel araĢtırmalar ve müdahaleli araĢtırmalar. (Büyüköztürk, Çakmak, Akgün, Karadeniz, Demirel, 2009, s.21).

4.2 Evren ve Örneklem

AraĢtırmanın evrenini Türk halk kültürünün önemli unsurlarından olan tekerle me ve ninniler oluĢturmaktadır. AraĢtırmanın örneklemi ise Türkçe öğrenen ve çeĢitlilik arz eden temel seviyedeki (A1- A2) yabancı öğrencilerin telaffuz hatalarını gidermeye yönelik materyal geliĢtirmede kullanılabilecek tekerleme ve ninni örnekleridir.

4.3 Verilerin Toplanması

ÇalıĢmaya esas olmak üzere ilgili genel tarama sonucunda yabancılara Türkçe öğretimi temel seviyede (A1-A2) kullanılabilecek tekerleme ve ninni örnekleri, konuĢma eğitimi ve telaffuz hatalarını gidermeye yönelik materyal geliĢtirmede kullanılacaktır.

43

Bu amaçla yabancılara Türkçe öğretimi, konuĢma eğitimi, telaffuz hataları, tekerleme ve ninni örnekleri ile ilgili bütün kaynaklar incelenecek, konuĢma becerisine yönelik devam eden programlar ve yöntemler analiz edilecektir.

4.4 Verilerin Analizi

Belirlenen amaç için yapılan alan yazın taraması ve araĢtırmalar neticesinde materyal geliĢtirmede kullanılabilecek yöntemler ayrıntılı bir Ģekilde analiz edilecektir. KonuĢma becerisinin geliĢtirilmesine yönelik oluĢturulacak tekerleme ve ninni örnekleri, bu alanda kullanılabilirliğine göre seçildikten sonra öğrencilerin seviyelerine göre gruplandırılacak ve materyallerde kullanılacaktır.

Materyaller uygun koĢullar oluĢursa Gazi Üniversitesi TÖMER‟ de öğrenim gören yabancı öğrencilere, seviyelerine uygun Ģekilde uygulanabilecektir. Uygulama sonucunda elde edilen veriler değerlendirilecektir. Değerlendirmeler ilgili kurumlara iletilerek uzman kadrolarca da değerlendirilmesi istenecektir.

Benzer Belgeler